Sonunda korkulanın olması durumu. Abd nin alaska eyaletinde Pfizer/BioNTech'in geliştirdiği corona virüsü aşısı olan 2 sağlık çalışanının 10 dk. içerisinde aşıya karşı reaksiyon ile ağır alerjik tepki (daha önce hiçbir allerjisi olmadığı halde) gösterdiği, fenalaşıp nefes almakta güçlük çektiği bir diğerinin ise aniden semptom gösterip baş ağrısı ve boğazında kaşıntı, solunum yolunda ve gözlerinde şişme meydana geldiği ve cildinde izler oluştuğu ortaya çıktı. Anlaşılan o ki pazar payı kapmak için alel acele geliştirilen bu Pfizer/BioNTech'in sentetik aşısı yarardan çok zarar getirecek..
--spoiler--
Bilim dünyası korku içinde: Pfizer’ın Covid-19 aşısı olan sağlık çalışanı 10 dakikada fenalaştı
ABD'nin Alaska eyaletinde Pfizer/BioNTech'in geliştirdiği corona virüsü aşısını olan iki sağlık çalışanının alerjik tepki gösterdiği ortaya çıktı. Bartlett Bölge Hastanesi'nde çalışan sağlık çalışanlarından birinin aşı olduktan 10 dakika sonra fenalaştığı ve nefes almakta güçlük çektiği açıklandı.
Corona virüsü aşıları dünyanın birçok bölgesinde kullanılmaya başlanırken iki Türk bilim insanının kurduğu BioNTech ile Pfizer’ın geliştirdiği corona virüsü aşısı ile ilgili korkutan bir gelişme yaşandı…
ABD’nin Alaska eyaletindeki Juneau kentindeki Bartlett Bölge Hastanesi’nde görevli iki sağlık çalışanı Pfizer ve BioNTech’in corona virüsü aşısını olduktan sonra fenalaştı. Salı akşamı diğer meslektaşlarıyla aşı olan bir kadın çok kısa bir süre içerisinde ağır alerjik tepki verdi.
10 DAKiKADA FENALAŞTI
Hastanede bakıma alınan orta yaşlı kadının daha önce hiç alerjisi bulunmadığı belirtildi. Yoğun bakıma kaldırılacak kadar ağır duruma gelen kadının solunum yollarının şiştiği ve cildinde izler çıktığı açıklandı.
ismi açıklanmayan sağlık çalışanının aşı olduktan 10 dakika içinde fenalaştığını açıklayan yetkililer, alerjik reaksiyonu ortadan kaldırmak için bir antihistamin aldığını da söyledi.
iKiNCi SAĞLIK ÇALIŞANININ GÖZLERi ŞiŞTi
Corona aşısı olduktan sonra alerjik tepki gösteren diğer sağlık çalışanının da 10 dakika içinde semptom gösterdiği açıklandı. New York Times, ismi açıklanmayan bu sağlık çalışanının gözlerinin şiştiği, başının ağrıdığı ve boğazında kaşıntı hissi meydana geldiğini yazdı. Hastane yönetimi acil servise gönderilen sağlık çalışanına müdahale edildikten sonra taburcu edildiğini açıkladı.
iNGiLTERE’DE DE BENZERi OLDU
Sağlık çalışanı ile ilgilenen Dr. Lindy Jones, “Yüzünde ve göğsünde kızarıklıklar çıkmaya başladı. Kalp atışı çok yüksekti ve nefes darlığı yaşıyordu. Semptomları kısa sürdü fakat daha sonra tekrar ortaya çıktı. Geceyi yoğun bakımda geçirdi” açıklamasını yaptı.
Yargıtay kararı. Cezaya itiraz eden bir vatandaş konuyu yerel mahkemeye taşıyor. şikayeti haklı bulan sulh hukuk mahkemesi Verilen cezayı iptal ediyor. iptal kararı neticesi adalet bakanlığı yargıtaya başvuruyor. Sonuç: "uyarı levhası yoksa ceza kesilemez". Ayrıca çıkan karar, "polis ceza kesemez, sadece tutanakla tespit yapıp ilgili valiliğe gönderebilir" şeklinde..
--spoiler--
Yargıtay'dan maske kararı: Uyarı levhası yoksa ceza da yok (Polis ceza kesebilir mi?)
Bolu'da bir kadın haberi olmadığı gerekçesiyle kendisine kesilen maske cezasına itiraz etti. Yerel mahkemenin iptal kararını Adalet Bakanlığı Yargıtay'a götürdü. Yargıtay, maske cezası kesilebilmesi için uyarı levha ve afişlerinin olması gerektiğine karar verdi. Kararda polislerin ceza kesemeyeceği sadece tutanak tutabileceği de belirtildi.
Yargıtay, gerekli uyarı levhaları ve afişlerin asılmamış olması halinde maske cezası kesilemeyeceğine hükmetti.
Bolu’da maske takmadığı için Elif Nihan işler’i durduran bekçiler Kabahatler Kanunu’na aykırılıktan 392 TL idari para cezası kesti.
işler, maske takmanın zorunlu olduğunu bilmediğini, kendisine uyarıda bulunulmadığını savunarak cezaya itiraz etti. Bolu Sulh Ceza Hakimliği işler’in itirazını haklı bulup cezayı kaldırdı.
BAKANLIK iTiRAZ ETTi
Hürriyet gazetesindeki habere göre; maske cezasının kaldırılması üzerine Adalet Bakanlığı devreye girdi. Bakanlık, sulh ceza mahkemesinin maske cezasını iptal eden kararının kanun yararına bozulması için Yargıtay’a başvurdu.
Yargıtay 19. Ceza Dairesi, 9 Kasım’da oyçokluğu ile Bakanlığın başvurusunu kabul etti ve Sulh Ceza’nın maske cezasını iptal kararını kaldırdı. Yargıtay, anayasa, Umumi Hızfısıhha Kanunu, il idaresi Kanunu ve Kabahatler Kanunu hükümleri kapsamında maske cezasının hukuki değerlendirmesini yaptı.
Genel sağlığı tehdit eden tehlikeli durumun önlenmesi için valiler başkanlığında toplanan Hıfzıssıhha Meclisi’nin maske takma yükümlülüğü kararı alabileceği belirtilerek, maske cezasına vize verildi.
UYARI LEVHALARI ASILMALI
Cezai işlem uygulanan cadde ve ana arterlerde tıpkı radar levhası gibi maske takılması için uyarı levha ve afişleri asılması gerektiği kaydedildi. Dosyada böyle bir ilanın yapıldığına dair bilgi ve belge bulunmadığı vurgulandı.
"POLiS CEZA YAZAMAZ"
Yargıtay, polisin de maske takmayanlar hakkında idari para cezası kesemeyeceğini, polisin maske takmayan kişiyi belirleyip bunu tutanakla imza altına alarak ilgili il valiliğine göndermesi gerektiğinin altını çizdi.
YÖNTEME AYKIRI iSE CEZA KALDIRILSIN
Yargıtay, işler’e ceza kesilen izzet Baysal Caddesi’nde, Bolu Valiliği’nce gerekli uyarı levhaları ve afişlerin asılmamış olması halinde cezanın ortadan kaldırılması gerektiğine dikkat çekti.
Yargıtay, kararı Adalet Bakanlığı’nın talebi doğrultusunda kanun yararına bozdu. Yargıtay’ın belirlediği yöntem ışığında maske cezası Bolu Sulh Ceza tarafından yeniden değerlendirilecek.
Ticaret bakanlığına bağlı türkiye rekabet kurumunun, Sahibinden.com olarak bilinen Sahibinden Bilgi Teknolojileri Paz. ve Tic. A.Ş' ye soruşturma başlatması haberidir. Faydası olacak mı, işe yarıyacak mı, araç fiyatları düşecek mi, bakalım hep birlikte göreceğiz. Bu soruşturma hamlesinden de pek bir şey çıkmaz ama Önümüzdeki günler epey hareketli geçeceğe benziyor..
--spoiler--
Rekabet Kurumu, elektronik pazar yeri Sahibinden.com için soruşturma başlattı
Rekabet Kurumu, elektronik pazar yeri Sahibinden.com için soruşturma açtığını duyurdu. Kurumdan yapılan açıklamada Sahibinden.com'un emlak ve vasıta alım satımında sunulan internet hizmetlerinin çevrim içi platform hizmetleri kapsamındaki uygulamalarının 4054 sayılı kanunun 6. maddesini ihlal edip etmediğine yönelik soruşturmanın 15 Ekim'de açıldığı kaydedildi.
Rekabet Kurumu'nun resmi internet yaptığı yaptığı açıklamada şu ifadeler yer aldı:"Sahibinden Bilgi Teknolojileri Paz. ve Tic. A.Ş'nin, vasıta ve emlak alanlarında sunduğu çevrim içi platform hizmetleri kapsamındaki uygulamalarının 4054 sayılı Kanun'un 6. maddesini ihlal ettiği iddiasını ele alan Rekabet Kurulu; 27.02.2020 tarih ve 20-12/147-M sayılı kararıyla yürütülmekte olan soruşturmada incelenen dönem sonrasına ilişkin olarak, vasıta ve emlak alanlarında sunduğu çevrim içi platform hizmetleri kapsamındaki uygulamalarının 4054 sayılı Kanun'un 6. maddesini ihlal edip etmediğinin tespitine yönelik olarak Sahibinden Bilgi Teknolojileri Paz. ve Tic. A.Ş. hakkında soruşturma açılmasına, 15.10.2020 tarih, 20-46/627-M sayı ile karar verdi" ifadeleri kullanıldı.
6. MADDE NE DiYOR?"Bir veya birden fazla teşebbüsün ülkenin bütününde ya da bir bölümünde bir mal veya hizmet piyasasındaki hakim durumunu tek başına yahut başkaları ile yapacağı anlaşmalar ya da birlikte davranışlar ile kötüye kullanması hukuka aykırı ve yasaktır.Kötüye kullanma halleri özellikle şunlardır:
a) Ticari faaliyet alanına başka bir teşebbüsün girmesine doğrudan veya dolaylı olarak engel olunması ya da rakiplerin piyasadaki faaliyetlerinin zorlaştırılmasını amaçlayan eylemler,
b) Eşit durumdaki alıcılara aynı ve eşit hak, yükümlülük ve edimler için farklı şartlar ileri sürerek, doğrudan veya dolaylı olarak ayırımcılık yapılması,
c) Bir mal veya hizmetle birlikte, diğer mal veya hizmetin satın alınmasını veya aracı teşebbüsler durumundaki alıcıların talep ettiği bir malın veya hizmetin, diğer bir mal veya hizmetin de alıcı tarafından teşhiri şartına bağlanması ya da satın alınan bir malın belirli bir fiyatın altında satılmaması gibi tekrar satış halinde alım satım şartlarına ilişkin sınırlamalar getirilmesi,(1) 2/7/2005 tarihli ve 5388 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle burada yer alan "ilgililerin talebi üzerine" ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.
d) Belirli bir piyasadaki hakimiyetin yaratmış olduğu finansal, teknolojik ve ticari avantajlardan yararlanarak başka bir mal veya hizmet piyasasındaki rekabet koşullarını bozmayı amaçlayan eylemler,
e) Tüketicinin zararına olarak üretimin, pazarlamanın ya da teknik gelişmenin kısıtlanması"..
Başlığın tam hali: 2 kasım 2020 viyanada meydana gelen terör saldırısında hayatlarını tehlikeye atıp yaralıları kurtaran türk gençler. Bu iki türk genci dünyanın gündeminde ve özellikle alman basınında kendilerinden övgüyle söz edilmiş. Bu kardeşlerimiz yaptıkları tehlikeli fakat güzel işle, övünç kaynağımız olmayı haketmişler..
--spoiler--
Viyana saldırısında yaralıları kurtaran Türk gençler gazete manşetlerinde
Viyana'da IŞiD tarafından düzenlenen saldırıda yaralıları kurtaran Recep Tayyip Gültekin ile Mikail Özen adlı iki Türk gence Alman Bild'in baş yazısında teşekkür edildi.
AVRUPA BiRLiĞi 04.11.2020, 15:40:01
Viyana'da IŞiD semaptizanı kişinin saldırısı sonrası olaya müdahil olan ve can kaybının artmasını önleyen Recep Tayyip Gültekin ile Mikail Özen Avusturya'da milli kahraman ilan edilmişti.
Avrupa basınında da geniş yankı uyandıran iki Türk hakkında Alman Bild'in baş yazısında da teşekkür ifadelerine yer verildi.
Alman Bild gazetesi baş yazısı
Yazı gazetenin Başyazarı Franz Josef Wagner tarafından kaleme alındı. iki Türk'e teşekkür edilen o yazı şu şekilde:
"Terör saldırısı nedeniyle Viyana sokaklarında sandalyeler etrafa saçıldı, insanlar restoranlardan panik halinde kaçtı, dört kişi hayatını kaybetti ve 14 kişi ağır yaralandı. Terör saldırının yanı sırı iyi şeyler de yaşandı. iki Türk kökenli Viyanalı genç yaşlı bir kadını ve ağır yaralı bir polisi kurtardı. Teröristin kurşun yağmuruna rağmen ağır yaralıları güvenli bir yere taşıdılar. iki genç adamdan biri vuruldu. Onlar mükemmel insanlar. Onlar acıların çekildiği o akşam insanlara yardım ettiler.
Kötü bir dünya olduğu gibi iyi bir dünya da var. O iki genç adamın verdiği mesaj da tam olarak budur."
Fransa'da yayınlanan Charlie Hebdo'nun Hazreti Muhammed 'e yönelik hakaret içerikli karikatürle ilgili Rusya'dan da açıklamada geldi. Kremlin sözcüsü Peskov, "Rusya'nın kısmen Müslüman bir ülke olduğunu unutmayalım. Bizim ülkemizde böyle bir yayın asla yayınlanamaz" dedi.
..Kremlin Sözcüsü Dimtri Peskov, Rusya'da Charlie Hebdo’ya benzer bir yayının çıkmasının imkansız olduğunu söyledi.
"RUSYA KISMEN MÜSLÜMAN BiR ÜLKEDiR"
Peskov, konuyla ilgili bir gazetecinin sorusuna verdiği yanıtta, "Rusya'nın kısmen Müslüman bir ülke olduğunu unutmayalım. Rusya'da yaklaşık 20 milyon Müslüman yaşıyor. Rusya'da hakim din Hristiyanlıktır, ancak ülkemizin benzersiz yanı, çok uluslu ve çok dinli doğasındadır. Rusya’da tüm inananlar birbirine tam olarak saygı duyarak yaşıyor” dedi. Kremlin sözcüsü, "Bu nedenle, ülkemizde böyle bir derginin var olması, mevcut yasalarımız da dikkate alındığında kesinlikle imkansızdır” diye konuştu.
Türkiye diken gibi bir ülke. Herkese batıyor demekki. iyi de bunu herkes biliyor da bizimkiler niye anlamıyor ve ona göre hareket etmiyor? Esas mesele bu. Madem bildiğini okuyacaksın o halde kitabına uydurman ve gerekli tedbirleri alman lazım gelmez mi? Gelir. Geleneksel tüm Savaş kurallarına göre savunma hattı sağlam ikame edilmeden yapılan her saldırı intihardır. Ama baskın basanındır demiş. Demiş te baskında komple düşmanı yok edemediysen o baskın değildir, vurkaçtır o. Olması gereken bu. Yoksa sadece düşmanı uyandırır daha iyi tedbir almasını, birleşmesini ve seni köşeye sıkıştırmasını sağlarsın ancak. Kurnazlık var ama doğru bir akıl ve Planlama yok. Olsa da sağlıklı değil. Kafana göre icraat işleyip sonra vay herkes de bize düşman zaten canım demek yada sonra kırık döküğü tamir etmek yerine oyunu kuralına göre oynamak daha akıl kârı değil mi? Bu kafayı çalıştırmak yerine kafayı kuma gömmekten başka nedir ki? Yada orman kanunu, güçlülerin dünyası, bu arada kimin ne hali varsa görsün. Ne yapalım canım, kırık dökük hallederiz bir şekilde. Nasıl olsa biz her türlü kıvırırız bu işi. Hee olur. Ya kıvıramazsan? Ya herşey yolunda gitmezse? Ya dağılırsan? Yok. Bu iş öyle olmaz. O halde bu işin sonunda esas kim zarar görecek peki? Hepimiz. Ee o zaman ne anlamı kalır bu işin? Adil olmayan devletler büyüse de çabuk yıkılır. Bir ülkede hukuk var ama adalet yok. Sosyal adalet de yok. Yani hukuk ve ekonomi en büyük iki silah. Büyük devlet olmanın yolu tarihin her döneminde farklılıklar arzetse de seçilen bu yol selametli değil ve gidişat hiç hayra alamet değil..
Türkiyenin ilk yerli otomobilini Yaptık. Başardık. Oldu da. Hemde tam 129 günde. Ama yine olmadı. Başarmak yetmedi. Her engeli aştık. Ama yenildik. Devrim yolda kaldı. Kötülüğü, kötüleri aşamadık. Öyle ya Devrim yola çıksaydı chevrolet'leri ford'ları dodge'ları cadillac'ları kime satacaklardı? işte O yüzden engellendi. Evet..
--spoiler--
Benzin unutulmadı! Devrim arabaları hakkında bilmedikleriniz...
Türkiye'nin ilk yerli otomobilinin mucizevi öyküsü... Adı 'Devrim'...
Özel Haber
Giriş Tarihi: 00:00 | 18.09.2017
Güncelleme Tarihi: 15:34 | 18.09.2017
Güzel ve bir o kadar da dertli bir öykü bu.
Derdi memleket olanların, derdi Türkiye olanların öyküsü...
inancın, sabrın, azmin öyküsü...
Azıcık bir destekle, nelerin başarılabileceğini kanıtlayanların öyküsü...
Sadece bu kadar mı?
Hayır!
Başkaları da var öyküde!
isimsiz kahramanlar da var!
ERBAKAN iLE iLK MOTOR ÜRETiMi
Kahramanların karşısında duran, sırf muvaffak olamasınlar diye, yol kesen, kol gezen hainler de...
Tabii sırlar da var...
Ne oldu, nasıl oldu her şey en net haliyle ortada olsa da orta yerde gözükmeyenler de var.
Görünenlerin arkasında görünmeyenler de var.
1961! O yıl başladı öykü..
Süre dardı zaman kısıtlıydı...
Bir fikir lazımdı. Parlak bir fikir...
O fikir o gün ilk; genç bilim adamı, Profesör Doktor Necmettin Erbakan'dan geldi...
ilk iş yüzde yüz yerli bir motor üretimiydi...
O da Erbakan'ın imzasıyla 1956 yılında kurulan Gümüş Motor Fabrikası'nda üretiliyordu...
Yani ilk adım tamamdı... Genç bilim adamı, Gümüş Motor'un yerli araba üretmesini istiyordu...
1960 yılında, Ankara'da yapılan sanayi kongresinde konuştu Erbakan, o gün, istanbul Teknik Üniversitesi Motor Kürsüsü öğretim üyesiydi.
"Olur" dedi Erbakan "yaparız".
"Türkiye'nin kendi otomobilini, kendi imkanlarıyla yapar"
Dönemin askerlerden oluşan darbeci iktidarı, Erbakan'ın ortaya attığı fikirden hareketle,16 Haziran 1961'de Devlet Demiryolları Fabrikaları ve CER Dairelerinin yönetici ve mühendislerinden 20'sini toplantıya çağırdı...
Hani bugün de "bizden bir şey olmaz, biz bir şey yapamayız, üretemeyiz" diyenler var ya işte onlar o gün de vardı. Davetin amacı da o gün "Türkler araba yapamaz" fikrini ortadan kaldırmaktı...
Kalbur üstü işadamları, dönemim kudretli köşe yazarları ve işini bilen gedikli bürokratlar da o davette yerini aldı..
Memleket sorunları tartışılıyordu...
"Kalkınma - büyüme ama nasıl?"
Herkes bir şey söylüyor ama bir adım yol alınamıyordu...
Yazık ki, "biz yapamayız" diyenler çoğunluktaydı...
Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel söz aldı, sinirliydi, "Yaparız" dedi...
Yerli bir otomobil üretebiliriz...
Adeta meydan okudu ama söz ağızdan çıktı bir kere ve söz yerini bulmalıydı...
Emir verdi bir ekip kurulacak, 130 gün içinde, yani Cumhuriyet Bayramı'na yetişecek şekilde, ilk yerli otomobil hazır olacaktı...
Neredeyse imkansızdı bu... Ama imkansız denilen yola girildi bir kez... Karar verildi...
O gün; o toplantı, o kararın alınmasıyla bitmiş oldu...
Mühendisler, Profesör Doktor Necmettin Erbakan ve Devlet Demir Yolları Genel Müdür Yardımcısı Emin Bozoğlu öncülüğünde, Eskişehir'de kendilerine tahsis edilen bir atölyede çalışmalara başladı...
Ticaret bakanlığının gümrüklerde el konulan araçları satma ihalesi..
--spoiler--
Ticaret Bakanlığı'ndan satılık araba! Hepsi ihaleye çıktı!
Koronavirüs nedeniyle sıfır araçların üretilememesi nedeniyle araç sahibi olmak isteyenler ikinci el araca yöneldi. Araç sahibi olmak isteyenlerin bir diğer durağı da Ticaret Bakanlığı oldu. Ticaret Bakanlığı e-ihale sistemiyle araç satışına devam ediyor. işte piyasa fiyatının altında satılan araçlar…
Ticaret Bakanlığı gümrüklerde el konulan otomobilleri ekonomiye kazandırmak için e-ihale sistemiyle satışa sunuyor. Hürriyet'te yer alan habere göre, ihale sonucunda piyasa fiyatının altında elde edilen otomobiller gerekli işlemlerin yapılmasının ardından trafiğe çıkarılıyor.
Bu bizim kahramanmaraş değil tabi, kktc deki gazi magusanın kapalı maraş bölgesinin (mahalle) bir kısmı açılan. 46 yıldır yerleşim ve iskana kapalı tutulan ve kademeli olarak açılan bölgeye girişlerin başladığı duyuruldu. Kapalı Maraş’a geçmeye başlayan vatandaşların önce sahile gittiği görüldü..
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde yer alan Kapalı Maraş'ın kademeli olarak açılmasında ilk adım bugün atıldı. 46 yıldır yerleşim ve iskana kapalı tutulan bölgeye girişlerin başladığı duyuruldu.
KKTC’de 46 yıl sonra tarihi adım atıldı. Ülkede yer alan Kapalı Maraş’ın kademeli olarak açılmasında ilk adım bugün atıldı.
KKTC Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı, Kapalı Maraş´ın bir kısmının bugünden itibaren, belirli kurallarla 09.00-17.00 arasında halkın yaya ziyaretine açıldığını duyurdu. Can ve mal güvenliği için ikazlara uyulması istendi. KKTC vatandaşlarının numaratör eşliğinde Kapalı Maraş’a geçmeye başladığı öğrenildi. Kimliksiz devam eden girişlerde vatandaşlar Maraş’ın sahil kısmına ilerlediği aktarıldı.
Soyunma kabinine yerleştirdiği kamera sayesinde 30 kadının çıplak görüntülerini kaydeden sapığın, spor salonuda görevli cesur bir çalışan kadın sayesinde yakalanması haberi.
--spoiler--
Lüks spor salonunda röntgenci rezaleti! 30 kadını soyunma kabininde kayıt etmiş
istanbul'da lüks bir spor salonunda çalışan şahsın, merkeze gelen kadınların ve çalışanların kabinine kamera yerleştirdiği ortaya çıktı. Yakayı ele veren sapık polis tarafından tutuklanırken, telefonunda 30 adet video bulundu.
Şişli'de bir alışveriş merkezinin içerisinde bulunan lüks spor salonunda çalışan bir kişinin müşteri ve kadın çalışanlara ait bulunan soyunma kabinine gizlice kamera yerleştirerek röntgencilik yaptığı ortaya çıktı. Kendisi gibi spor salonunda çalışan iş arkadaşı kadınları da kamera kaydını alan sapık yakayı ele verince çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi.
HEM KAYDA ALDI HEM RAHATSIZ ETTi
Sabah'tan Atakan Irmak'ın haberine göre istanbul'da bir alışveriş merkezinin içerisinde bulunan lüks spor salonunda görevli olarak çalışan bir kişinin kadın müşteri ve çalışanlarına ait soyunma kabinlerine gizlice kamera yerleştirerek röntgencilik yaptığı ortaya çıktı. Spor salonunda görevli olan Halil ibrahim A. isimli kişinin soyunma kabinlerine girip çıkması yine aynı yerde çalışan kadın arkadaşlarını rahatsız etti.
SOYUNURKEN KABiNiN ÜZERiNE ELiNi GÖRDÜ
Spor salonunda çalışan genç kız soyunma kabininde üzerini değiştirdiği bir sırada kabinin üzerinde el görünce hemen dışarı çıkarak neler olduğunu anlamaya çalıştı. Karşısında çalışma arkadaşı Halil ibrahim A'yı gören genç kadın iş arkadaşına ne yaptığını sorunca genç adam telaşa kapılarak uzaklaşmaya çalıştı.
ZORLA TELEFONUNU ALIP BAKTILAR
Genç kadın diğer çalışma arkadaşlarını da yanına alarak Halil ibrahim A'nın kayıt yaptığını bu nedenle telefonunu vermesini istedi. Genç adamın direnmesi üzerine spor salonu çalışanları telefonu zorla ele geçirdi. Bu sırada hızla bilgisayara oturan Halil ibrahim A'nın telefonunda bulunan videoları bulut sistemi üzerinden sildiği belirlendi.
iTiRAF ETTi
Çalışma arkadaşlarının baskısına dayanamayan genç adam spor salonuna gelen kadın müşteri ve kadın çalışma arkadaşlarına ait çıplak videoları çektiğini kabul edince hakkında olay yerine çağırılan polis ekipleri tarafından gözaltına alındı.
30 ADET ViDEO TESPiT EDiLDi
Emniyette ifadesi alınan şüphelinin dijital materyallerine el konulurken Halil ibrahim A'nın çalıştığı sürelerde kadınlara ait soyunma kabini ve tuvalette çeşitli videolar çektiğini ve yaklaşık 30 adet video tespit edildi. ifadesinde gizlice röntgencilik yaptığını kabul eden şüpheli iş yerinde çalışan başka bir kişinin kendisinden kadınlar tuvaletinde video çekmesini istediğini kendisinin de çekim yaptığını kabul etti.
TUTUKLANDI
ifadesinin ardından istanbul 5. Sulh Ceza Hâkimliğine çıkarılan şüpheli mahkemede verdiği ifadesinde spor salonu çalışanlarının kendisini yakaladığını zorla telefonuna el koyduklarını yaptığından dolayı pişman olduğunu dile getirdi. Mahkeme Halil ibrahim A. hakkında 'Özel Hayatın Gizliliği', 'Özel Hayata ilişkin Ses ve Görüntüleri ifşa Etmek' suçları kapsamında tutuklanmasına karar verdi. Şüpheli hakkında istanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı
Milli Mücadelenin kadın kahramanlarını tanıyor musunuz? Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında büyük rolü olan kahraman Türk kadınlarını saygıyla anıyoruz!
Kurtuluş Savaşı’nın cephelerinde görev alan “Milli Mücadelenin Kadın Kahramanları” kimdir? Halide Onbaşı’dan Halime Çavuş’a, Gördesli Makbule’den Çete Emir Ayşe’ye, Kurtuluş Savaşı’ndaki kadın kahramanları tanıyalım.
Şerife Bacı (Ö. 1921)
Şerife Bacı, Milli Mücadele’nin en önemli kadın kahramanlarından. inebolu’daki cephanelerin Ankara’ya götürülmesinde, çocuğu ve kağnısıyla, zorlu kış şartlarına rağmen canla başla görev aldı. Şerife Bacı; cephanelerin ıslanmaması için battaniyesini cephaneye saran, bir yandan da bebeğinin de donmaması için çaba gösteren bir kahraman…
Halide Onbaşı (Halide Edip Adıvar) (1884-1964)
Kurtuluş Savaşı sırasında bizzat cephede Mustafa Kemal’in yanında yer alan Halide Edip Adıvar, asker olmamasına rağmen rütbe almış, ardından gösterdiği başarılar sebebiyle “Savaş Kahramanı” sayılmıştır. Halide Onbaşı yani Halide Edip, 1919’da istanbul halkını ülke işgaline karşı harekete geçirmek için ateşli konuşmalar yapmıştır. Halide Edip Adıvar, Anadolu Ajansı’nın kurulmasında da etkin bir isimdir, gazetecilik de yapmıştır. 1950 yılında ise milletvekili olmuştur.
Halime Çavuş (Kocabıyık)
Kastamonu doğumlu olan ve anne-babasının karşı çıkmasına rağmen Kurtuluş Savaşı’na katılan Halime Çavuş, Kurtuluş Savaşı’nda erkek kılığına girmiş, saçını kazıtmış, kimseye de kadın olduğunu söylememiştir. Mühimmat taşımada görev alan Halime Çavuş, düşmanın ateş açması sonucu ayağından sakatlanmış bir kadın kahraman…
Nezahat Onbaşı (Nezahat Baysel) (Ö. 24 Eylül 1994)
70. Alayın simgesi haline gelen, Mustafa Kemal ve ismet Paşa’nın da dikkatini çeken bir kadın kahraman: Nezahat Onbaşı (Nezahat Baysel). Albay Hafız Halit Bey’in küçük kızı. Daha dokuz yaşındayken babası ile birlikte cepheyle tanıştı; 12 yaşına kadar üç yıl boyunca cephelerde babası ile birlikte mücadele etti (Annesi veremden vefat etmişti). Nezahat Onbaşı (Nezahat Baysel); Geyve Savaşı, Konya isyanı, I. ve II. inönü Savaşları, Sakarya ve Gediz Muhaberelerinde görev aldı.
Çete Emir Ayşe (Emire Ayşe Aliye)
Emir Ayşe, Yunan askeri Aydın’a doğru geldiğinde iki arkadaşı ile birlikte Menderes’in diğer tarafına geçmeye çalışırken arkadaşlarının kayıktan düşüp boğulması sonucunda geri dönmüş, Çanakkale’de hayatını kaybeden eşinden kalan tek hatıra olan elmas küpelerini bozdurup kendine bir tüfek alarak dağa çıkmıştır. “Çete Emir Ayşe”, böylece Yörük Ali Efe’ye katılmış ve Aydın’ın kurtuluşuna kadar Yunanlarla savaşmış bir kadın kahraman… Çete Emir Ayşe istiklal Madalyalı bir kadın kahraman.
Fatma Seher Erden (Erzurumlu Kara Fatma)
1888 yılında Erzurum’da dünyaya gelen Fatma Seher Erden (Erzurumlu Kara Fatma), Subay Dervişlerden Ahmet Bey ile evlendi ve Balkan Savaşı’na katıldı. I. Dünya Savaşı’nda Kafkas Cephesi’nde kendi ailesinden kadınlarla birlikte savaşan Fatma Seher Erden (Erzurumlu Kara Fatma), eşi Binbaşı Ahmet Bey Sarıkamış’ta şehit olunca memleketi Erzurum’a dönmüştür.
1919’daki kongre günlerinde, Mustafa Kemal ile görüşebilmek için Sivas’a giden Erzurumlu Kara Fatma, Milis Müfreze Komutanı olarak batı cephesinde görevlendirildi. istanbul’da silah ve adam kaçırma faaliyetlerinde bulundu, izmir’de de görev aldı. Çoğu kadınlardan oluşan birliği ile düşmanları püskürten bir Milli Mücadele kahramanı.
Gördesli Makbule (1902-24 Mart 1922, Kocayayla/Akhisar)
Gördesli Makbule, 15 Mayıs 1919’daki Yunan işgali nedeniyle kocası Halil Efe ile birlikte Türk çetelerine katılmış; Yunan kuvvetleriyle çıkan çatışmalarda görev almıştır. Kocayayla baskınında geri çekilen silah arkadaşlarına cesaret vermek için öne atılınca şehit olan, Milli Mücadelenin kadın kahramanlarından.
Tayyar Rahmiye
Adanalı Rahmiye Hanım, 1920’de Kurtuluş Savaşı’na katıldı; Fransızlarla çarpıştı. Milli mücadelenin erken dönemlerinde sadece keşif ve kundakçılık görevleri gerçekleştiren Tayyar Rahmiye, daha sonra çarpışmalara da katıldı. Ateş hattında kalan iki arkadaşını korumak için ileriye atıldığında şehit olan kahraman bir Türk kadını…
Hafız Selman izbeli
Kastamonu’daki ilk kadın meclis üyesi olan Hafız Selman izbeli, Kastamonu Müdafa-i Hukuk Cemiyeti Kadınlar Kolu kurucularından. Kurtuluş Savaşı sonrasında Kastamonu’daki kadınları toplayan Hafız Selman izbeli; asker için çorap, fanila ördürüp cepheye göndermişti. Hafız Selman izbeli, “Cumhuriyet Kadını” olmakla övünen, savaştan sonra da yeni baştan Türkçe harflerle okuma-yazmayı öğrenen bir kahramandı. Milletvekilliği teklifini de başını açamadığı için kabul etmemişti.
Şaka değil gerçek. Hemde 200 ila 2500 dolar arasında değişen fiyatlarla. Motor tekerlek ve camları çinden almışlar ama olsun o kadar olur. Neticede hesaplı..
--spoiler--
Afganistan yerli otomobil üretti fiyatına inanamayacaksınız: Keşke bizde de olsa
Sürekli çatışma ve şiddet olaylarıyla gündem olan Afganistan, şimdi de yerli araçla gündem oldu. Afganistan’da bir firma, yüzde 80’i yerli parçalardan oluşan elektrikli otomobil üretti. Fiyatı 200 ila 2500 dolar arasında değişen aracın ülke için umut olması bekleniyor.
Afganistan'da bir firma elektirikli otomobil üretti. Yüzde 80'i ülkede geliştirilen araçların çevre dostu olduğu belirtiliyor. Çatışmaların bir türlü bitmek bilmediği ülkede otomobillerin çoğu ithal ediliyor. Ancak bu üretimin ülke için umut verici olduğu söyleniyor.
Afganistan'da dışa bağımlı olan ülkede bir firma elektrikle çalışan mini kamyonetler üretti.
Ülkede geliştirilen 11 farklı modelin fiyatları bin 200 ila 2 bin 500 dolar arasında değişiyor. Firma araçların parçalarının yüzde 80'inini kendi üretiyor.
Motor, tekerlek ve camlarsa Çin'den alındı. Firma önümüzdeki 5 ila 10 yıl içinde bu parçaları da kendi üretmeyi hedefliyor.
Şimdiye kadar 200 araç üretildi. Alınan siparişlerle bu sayı artırılacak. Şarj edilebilir bataryası bulunan araçların çevre dostu olduğu söyleniyor.
Audi A3 Sportback 373.141 lira
Citroen C Elysee 163.750 lira
Dacia Logan MCV 131.900 lira
Ford Fiesta 186.600 lira
Honda Civic Sedan 209.600 lira
KIA Rio 139.900 lira
Land Rover Discovery 1.280.989 lira
Mercedes-benz A180 347.400 lira
Mitsubishi Space Star 159.850 lira
Peugeot 301 167.900 lira
Renault Clio 124.900 lira
Seat Ibiza 179.500 lira
Toyota Corolla 161.800 lira
Volkswagen Polo 165.900 lira
Fiat Egea 110.900 lira (Hürriyet)
BMW 118i First Edition Sport Line 366.500 lira (bmw)
--spoiler--
Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "idam cezasının hukuk mevzuatımıza tekrar alınması iğrenç ve ilkel suçların işlenmesini caydırabilecektir" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli gündeme ilişkin değerlendirmelerde buluundu. “Şiddet, cinayet, taciz, tecavüz vakalarında kahredici artışlar gözlemlenmektedir” ifadesini kullanan Bahçeli’nin yazılı açıklamasından satır başları şöyle:
* Karşımızdaki tablo alarm verici niteliktedir. insanın kanını donduran, vicdanları kanatan, sabır ve tahammül ölçülerini berhava eden en ağır suçlara her gün şahit olunmaktadır. Gazetelerin üçüncü sayfaları, televizyon ekranları, internet siteleri, sosyal medya platformları feci ve felaket dolu haberlerle dolup taşmaktadır.
* Kadına şiddetin yanı sıra çocukların güpegündüz kaçırılmaları, vahşete kurban edilmeleri, hatta cinsel istismara uğramaları maşeri vicdanı yaralarken, aynı zamanda büyük bir hüzne ve hüsrana da neden olmaktadır.
* Hükümetimizin ve özellikle içişleri Bakanımızın olağanüstü çaba ve gayretine rağmen şiddet olaylarının, en küçük sebepten doğan silahlı kavga ve anlaşmazlıkların her an vuku bulması toplumsal huzur ve ruh halini vahim derecede rahatsız etmektedir. Sivil toplum kuruluşların, üniversitelerin, ahlak sahibi milli aydınların bu sancılı duruma duyarlılık göstermesi şarttır.
iĞRENÇ VE iLKEL SUÇLARIN iŞLENMESiNi CAYDIRIR
* Sabilerin, emzikli bebeklerin, henüz bıyığı terlememiş yavruların acımasızca katli insanım diyen herkesin kederlendirip yüreğini titretmektedir. Suçsuz günahsız çocuklarımızın gün aşırı medyaya yansıyan cinayetlerine, intihar süsü verilmiş kadın ölümlerine göz yummak, sessiz kalmak, tepkisiz durmak ne insani emanetlerle ne de inanç ve kültür müktesebatımızla asla bağdaşmayacaktır.
* Zulme suskunlukta zulümdür. Bu karanlık tablonun aynısıyla devamı ise mümkün değildir. Acilen ve mutlaka yasal, idari, sosyolojik, psikolojik ve manevi tedbirlerin sırasıyla alınarak tatbik ve temin edilmesi gerekmektedir. Mesele insan onuruyla ilgilidir, can ve mal güvenliğiyle ilişkilidir.
* Milliyetçi Hareket Partisi iç yaralayıcı gelişmeleri endişeyle takip etmektedir. Kalıcı ve köklü önlemleri almak ertelenemez bir mecburiyettir. ilk başta akla gelen ve makul bir şekilde tartışılmasında fayda bulunan cezai yaptırımların arttırılması, derinlikli ve tesirli hale getirilmesidir. Bu konuda “idam Cezası”nın hukuk mevzuatımıza tekrar alınması iğrenç ve ilkel suçların işlenmesini caydırabilecektir.
MHP iDAM CEZASI MERAKLISI DEĞiLDiR
* TBMM'nin 1 Ekim 2020 tarihinde açılmasıyla birlikte milletimizin haklı beklentisi muhterem vekillerinin mutabakatıyla çözüme kavuşturulmalı, bebek katilleri, sapıklar, alçaklar, tecavüzcüler layık oldukları cezalara çarptırılmalıdır. Milliyetçi Hareket Partisi idam cezası meraklısı değildir. Ne var ki korku sınırını geçen suç ve suçlularla mücadelenin başarıya ulaşabilmesi maksadıyla içinden geçtiğimiz süreçte başkaca bir yol ve seçenek olmadığı da nettir, nitekim alternatifsizdir.
* Türkiye tam bağımsız bir ülkedir. Karar ve iradesi üzerinde hiçbir gölgeyi kabul etmeyecektir. idam cezasının uygulanmasında ölçülülük ilkesine bağlı kalarak, verilen cezanın işlenen suç ile denge ve orantısı kurulacak, şiddet ve dehşet selinin önü alınmış olacaktır.
01 eylül 2020 den itibaren yürürlüğe girmesi beklenen yönetmelik.
--spoiler--
Araç alacaklar dikkat, yeni düzenleme! 1 Eylül'de...
Yeni düzenleme 1 Eylül'de yürürlüğe giriyor. Yönetmelik sayesinde kayıt dışılığın önüne geçilecek, tüketici kazanırken devletin vergi kaybı azalacak. Motorlu Araç Satıcıları Federasyonu (MASFED) Genel Başkanı Aydın Erkoç, otomobil ticaretinde bu dönemde çok fazla fırsatçılık yapıldığını belirterek, “Çok uzun zamandır sektörümüzün düzene girmesi, bu sektörde faaliyet gösteren şirketlerimizin korunması, bu işin ehil kişiler tarafından yapılması için mücadele ediyorduk. Çok şükür yönetmelik çıktı” dedi.
Motorlu Araç Satıcıları Federasyonu (MASFED) Genel Başkanı Aydın Erkoç, otomobil ticaretinde bu dönemde çok fazla fırsatçılık yapıldığını belirterek, “Çok uzun zamandır sektörümüzün düzene girmesi, bu sektörde faaliyet gösteren şirketlerimizin korunması, bu işin ehil kişiler tarafından yapılması için mücadele ediyorduk. Çok şükür yönetmelik çıktı” dedi.
YENi DÜZENLEME
Erkoç, 1 Eylül’de yürürlüğe girecek yeni düzenlemeye ilişkin olarak şunları söyledi:
“Özellikle bu süreçte çok fazla fırsatçılık yapılıyor. Meslekle hiç alakası olmayan, çantacı olarak tabir ettiğimiz kişiler bayilerden araçları alıp, sıfır olarak yüksek fiyatlarla satıyorlar. Bu durum ikinci el araç ticaretinde de mevcut. Yine bu işin ehli olmayan kişiler ikinci el araçları piyasadan toplayıp, nasıl olsa araç fiyatları yükselecek düşüncesiyle üzerine fahiş bir kar oranı koyarak, devlete hiçbir vergi ödemeden araç alıp satıyorlar.”
Erkoç, “Bunun yanı sıra internette araçları piyasa değerinin altında göstererek, gerçekte olmayan araçların ilanını veren dolandırıcılar var” diye konuştu.
YETKi BELGESi ŞART
Erkoç, “2019 verilerine göre Türkiye’de 8 milyon 600 bin araç el değiştirdi, bunun 5 milyona yakını da ayaküstü araç alıp satanlar tarafından gerçekleştirildi. Yönetmelik sayesinde kayıt dışılığın önüne geçilecek, tüketici kazanırken devletin vergi kaybı azalacak” dedi. Erkoç, “ikinci el otomotiv sektörü katma değer yaratan, milyonlarca kişiye istihdam sunan, sanayisinden noterine, maliyesinden finans kurumlarına kadar yaklaşık 45 sektöre girdi sağlayan büyük bir sektör. Çok uzun zamandır sektörümüzün düzene girmesi, bu sektörde faaliyet gösteren şirketlerimizin korunması, bu işin ehil kişiler tarafından yapılması için mücadele ediyorduk. Çok şükür yönetmelik yürürlüğe girdi” şeklinde konuştu.
'BiR AN ÖNCE BAŞLASIN'
Aydın Erkoç, Türkiye genelinde 70 bine yakın motorlu araç satıcısı bulunduğunu, her birinin yüzlerce kişi ile çalıştığını, kira bedeli ve vergi ödediklerini anımsatarak, sözlerini şöyle tamamladı:
“Ama bir tarafta da ne yazık ki vergisini ödemeyen, istihdama katkı sağlamayan, kiralık iş yeri ya da mülkü olmayan, kendini motorlu araç satıcısı olarak gösteren kişiler var. Çıkan yönetmelikte yer alan yetki belgesi zorunluluğu ile bunun önüne geçilecek. Meslektaşlarımız da yetki belgesi ile ilgili gerekli evraklarını tamamlıyor. Tüccarlarımız belgelerini alıp daha çağdaş normlarda ticaretini yapabilecek. Yönetmeliğin bir an önce uygulanmasını diliyoruz.”
An itibariyle sayın cumhurbaşkanı erdoğanın verdiği müjde. Miktar 320 milyar metreküp. Açıklamaya göre "hedef 2023 te gazı kullanıma sunmak". Meali (demin de dediğim gibi) lozan var, o yüzden 2023 ten önce gazı kullanmamız mümkün değil. Anlaşılan bu.
Daha dün açıklandı. Herkes fiyatlardan şikayetçi ama sene başından bugüne kadar geçen 7 aylık sürede araç satışları, geçen yılın aynı dönemine göre % 60 artmış. Fiyatların yüksek olmasına rağmen millet pandemi döneminde rekor kırmış. Pahalı mahalı demiyor bazıları hala otomobil alıyor demekki.
Aradan geçen 5 yıl sonrasında meydana gelen hadise. Metroda kitap okurken bir kadın tarafından gizlice fotoğrafı çekilip paylaşılmış, kıyafeyiyle küçümsenmiş, ""Entel olacağım, kız tavlayacağım diye kendini yırtan izban kekosu, terliklerine bayıldım"" denilip kendisine hakaret edilmiş ve aşağılanmış bir insan ali uçar. işte o adam Azmetmiş roman yazmış ve yakında kitabın basımı için yayınevleriyle görüşecekmiş. Helal olsun..
Para, yatırım üretim istihdam yerine faiz dolar altın üçgeninde döndükçe bu finans aktörlerinin yükselmesi kaçınılmaz. Maalesef ülkemizde yürürlükteki mevcut ekonomik politikalar, kapitalist sarmalın emrinde. Turizm gelirleriyle yada Para basarak bundan kurtulamayız. Haluk tatar mevzuyu gayet güzel izah etmiş. 12 dakikanızı ayırın izleyin..
Eşsiz sanatsal güzellik. Fakat bu Somut (Fiziki, bedensel) değil soyut bir güzelliktir ki bu nedenle edebiyat ve içerisinde estetik zevk barındıran edebi sanat eserleri ve yapıtları için kullanılır.
Belâgat ilminin ifadeyi güzelleştirme usul ve kaidelerinden bahseden dalı.
Bedî‘ kelimesinin sözlük anlamı “örneksiz ve modelsiz olarak bir şey icat eden, örneği ve modeli olmadan yaratılmış olan” demektir. Nitekim Kur’ân-ı Kerîm’de, “O göklerin ve yerin eşsiz yaratıcısıdır” (el-Bakara 2/117) meâlindeki âyette yer alan bedî‘ bu mânayı ifade etmektedir. Bir edebiyat terimi olarak bedî‘, edebî sanatlarla örülü ifadenin lafız bakımından kusursuz, mâna bakımından mâkul ve aynı zamanda bir âhenge sahip olmasının usul ve kaidelerini inceleyen ilim demektir.
Sözlük anlamıyla ilgili olarak, Beşşâr b. Bürd, Külsûm b. Amr el-Attâbî vb. II. (VIII.) yüzyılda yaşamış yeni (muhdes) şairlerin, lafız ve şekle dayanan edebî sanatlarda eski (kadîm) şairlerin üslûbundan ayrılıp şiire getirdikleri yeniliğe bazı münekkitler “yeni tarz” anlamında bedî‘ adını verdiler. Câhiz (ö. 255/869) el-Beyân ve’t-tebyîn’de, bedî‘ kelimesinin râviler tarafından şiire renk ve güzellik kazandıran her türlü edebî ve belâgatla ilgili maharetler için kullanıldığını misallerle anlatır. Aynı zamanda bu kelimenin artık belâgatın değişik konularını içine alan ve kapsamı genişleyen bir edebiyat terimi hüviyetini kazanmaya başladığına da işaret eder (I, 51; IV, 55-56).
Bedii kelimesinin sözlük anlamı: Güzellik ölçülerine uyan, gözü gönlü okşayan, beğenilen manasına gelir. Eski dildeki sözlük anlamları, güzel ve güzellik manasındadır. Fakat bu güzellik insani veya fiziki manada değil, sanatsal, soyut ve edebi manada bir güzelliktir. Dolayısı ile bedii kelimesi ilmi ve sanatsal güzellik olarak ifade edilebilecek bir güzellik olmaktadır.
Bediî zevk ise, estetik kavrayış demektir. Eskiler bedii ‘yi bir ilim kabul etmişler belagat ilmin bir kolu olarak görmüşlerdir.
Bedi sanatı ise: Kelimeleri anlamı ve ahenkli olarak ve manevi değerinin de olmasını sağlayan anlamalara gelecek şekilde kullanarak söz sanatları ve ahenkle birlikte sözün süslenmesini ve güzelleştirilmesini öğreten ilimdir.
Tahir’ül Mevlevi “ Lafiz ve manevi sanatlar icrasıyla sözün süslenmesini öğreten bilim “[1] olarak tarif eder. Bedi, belagat sanatlarındandır. Divan şairleri ise Belagatı : “ Sözün açık anlaşılır ( Fasih) olması ile birlikte halin gerektirdiği ( mukteza-yı hal ) ve makama uygun ( mutabık ) olmasıdır.” Şeklinde tarif etmişlerdir. Mukteza-yı hal: Üslupta zamana, yere, duruma ve hitâp edilen kişilere göre dili ayarlama, sözün söylendiği yerin, zamanın gerçek ve gereklerine uygun olması anlamlarında kullanılmıştır. Sözü bu anlamlarda kullanabilenlere “ Beliğ” denir.
ilm-i Bedi altında toplanan sanatlar ikiye ayrılır:
a) Söz ile ilgili sanatlar: Cinas, iştikak, seci, kalb, tedvir, aks, tasri gibi.[2]
b) Anlamla ilgili Sanatlar: iham, tevriye, kinaye, tenasüp, leffü neşr, tecahül-ü arif, hüsnü talil, tezat, istifham, rucu, v.b.
Tamamen suni olarak fiyatları şişirip piyasayı yükseltme taktiği. Gerçekte araç satılmış yada anlaşma yapılmış olma diye bir durum yok ortada. Bilerek yapılan bir yalan. Neden? Emsal araçların satıcılarının da kafasını karıştırıp rayiç fiyatın yükselmesini sağlayarak daha sonra aracına istediği fiyattan müşteri bulup satmak. Yani kısaca Sokak jargonuyla olay, Yaygara kopararak toz kaldırıp malı götürmek. Vatandaş Rüzgar yapılarak aldatılıyor..
--spoiler--
ikinci el araçta 'opsiyon oyunu'na dikkat!
Ekonomi, 16 Temmuz 2020 Perşembe, 09:22
iKiNCi el otomobil alım-satım işi yapılan online sitelerde, bazı kişilerin araçlarını 'opsiyonlanmıştır' yani kaporası alınmış ve satış işlemleri sürüyormuş gibi gösterdiği öne sürüldü. Böylelikle bir süre sonra opsiyondan çıkarılan aracın artık ederinin üzerinde satıldığı kaydedildi. Araçlarını ucuza satmak istemeyen diğer satıcıların fiyat artırımıyla da suni bir yükselişin yaşandığı belirtildi.
Koronavirüs nedeniyle toplu taşıma kullanmak istemeyen vatandaşın araç sahibi olmak için harekete geçmesiyle ikinci el araç fiyatlarında da önemli bir artış gözlendi. Ayrıca sıfır araç üretiminin pandemi sürecinde bir dönem durması, sonrasında talebin altında üretimin olmasının da yine artışta etkili olduğu ifade edildi. Galericiler ve vatandaşlar, ikinci el araç fiyatlarının artmasında önemli bir etkenin de 'opsiyonlanma' oyunu olduğunu söyledi. 'Opsiyonlanmıştır' yani kaporası alınmış ve satış işlemleri sürüyormuş gibi gösterilen araçların piyasada suni bir artışa neden olduğu öne sürüldü.
'ASLINDA BU BiR OYUN'
ikinci el otomobil alım-satım işiyle uğraşan evli ve 2 çocuk babası Fahri Karlık (49), "Son dönemde ikinci el otomobil satışı yapan internet sitelerinin tamamında 'opsiyonlanmıştır' ibareli ilanlara rastlıyoruz. Aslında bu bir oyun. Fiyatların artması yönünde yapılan bir oyun. Adam 100 bin liralık aracına 120 bin lira yazıp 'opsiyonlanmıştır' ibaresini ekleyip piyasanın yükselmesine neden oluyor. Benim başımdan geçen bir olayı anlatayım; ben bir otomobili almak için sahibiyle 85 bin TL'ye anlaştım. Sonra vatandaş beni arayıp 'fiyatlar yükselmiş ağabey ben 87 istiyorum' dedi. Ben de 'tamam' dedim. Sabah buluşmak için mekanına gittim. Dedi ki aracı alacağım kişi bana. 'internetten opsiyonlanmış araçlar gördüm. Aracımın fiyatından daha yüksekti. Kafam karıştı. Şu an aracı satmayı düşünmüyorum' dedi. Bu opsiyonlanma yüzünden alacağım aracı, alamadım. Suni bir şişirme var. Bu piyasaları yükselten bir olay. insanları aldatmaya yönelik bir olay" dedi.
Otomobil almak için ikinci el bayilerini gezen Can Türk (25) de, "Son dönemde internette 'araç opsiyonlanmıştır' diye bir şey çıktı. 100 bin liralık araba 105 bin liraya opsiyonlanmıştır gibi paylaşımlar var. Aracın değerini 10- 15 bin lira fazlasına satılmış gibi gösteriyorlar. istediğim fiyata bir türlü araç bulamadım, arıyorum" diye konuştu.
'PiYASADAKi ARTIŞ BU ŞEKiLDE OLUŞUYOR'
ikinci el otomobil alım satımı yapan bir başka firmanın sahibi evli ve 1 çocuk babası Egemen Kurtçu (37) ise, "Son dönemde bu olay çok arttı. Normalde 100 bin TL olan bir araç 120 TL'ye opsiyonlanmıştır gibi gösterilince bu sefer aynı araca sahip olanlar kişiler de ilanını bu şekilde artırıyor. Tabiri caizse piyasadaki artış bu şekilde oluşuyor. Bu suni opsiyon. Bu olaya derhal el atılması lazım. Çünkü otomobilin rayiç değeri bu değil" dedi. Fiyat artışlarının vatandaşı olumsuz etkilediğini vurgulayan Kurtçu, "Bu durum insanlarda travma yaratıyor. Sıfırdan daha pahalı ikinci el araçlar var. Bu da ikinci elde korkunç durumlara getirdi işi. Biz nereye gidecek nasıl olacak bilmiyoruz. Piyasanın hakim oyuncusu olan ikinci el sitelerin bu konuya el atması gerekiyor" diye konuştu.
ispanyada endülüs devleti yıkıldıktan sonra katedrale çevrilen cordoba (kurtuba) cami için hiç yüreği sızlamayan ve derin bir acı hissetmeyen papa fransis. Malum, Tarihi Kurtuba Camii, 1236'da ispanyollarca katedrale (büyük kilise) çevrilmiştir. Dünyada hiç kimse bu olaya ses çıkartmamıştır. Tabi bu durum papanın da hiç umrunda değildir. Zira onun aklı fikri ayasofyadadır. Ajitasyon yaparak hristiyan birliği ve baskısıyla dünya kamuoyunu üzerimize çekme, hristiyan dinini kullanarak siyasi baskı yapma gayretindedir. ilginçtir. Ama öte yanda kurtuba camiini kiliseye çeviren ispanyollara tek kelime etmez. Tıpkı dünya mirası da dünya mirası diye tutturan unesco gibi. Niye sayın papa? Yoksa Caminin canı yok mu?? Yoksa sen müslümanları insan yerine koymuyor musun?? Ha tabi sahi ya sen islamiyeti din yerine de koymuyorsun öyle değil mi?? Unutmuşuz, şu işe bak ya görüyon mu sen. Hayy aksi iblis, pardon (dilim sürçtü) şeytan seni..
Bankaların Pandemi sürecinde hazineye katkı sağlaması açısından memnuniyet verici, dikkate şayan bir katkıdır. Belki devede kulak ama yinede Saygın bankalarımızın böyle güzide Katkıların..! Devamının gelmesi dileğiyle..
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), 7 bankaya toplam 204 milyon 651 bin TL idari para cezası uygulanmasına karar verildiğini açıkladı.
BDDK’nın açıklaması şu şekilde:
* Bireysel ve ticari müşteriler tarafından Kurumumuza iletilen şikayetler incelenmiştir.
* Bu kapsamda, şikayete konu bankalar hakkında Kurumumuz denetim elemanları tarafından yapılan incelemeler neticesinde düzenlenen Raporlarda yer alan tespitlere ilişkin olarak ilgili mevzuat ve Kurumumuzca bankalara iletilen talimatlara aykırı işlem tesis edilmesi gerekçesiyle, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun 09.07.2020 tarihli toplantısında alınan Kararlar ile ilgili mevzuat uyarınca 7 bankaya toplam 204.651 bin TL idari para cezası uygulanmasına karar verilmiştir.
* Söz konusu şikayetlere ilişkin inceleme süreçleri kesintisiz devam etmektedir.
Edit: normalde bankalar zarar etmez. Batmaz da. O eskidendi. Sadece tezgahla ilgili sahiplerince soyulur. Tıpkı vakti zamanında siyasi güçle bazı kamu ve özel bankaların soyulduğu hortumlandığı ve batırıldığı gibi. Fakat son 15-20 senedir türkiyede en çok kâr eden kuruluşlar bankalar. Niye acaba??
Kişisel verileri koruma kurulu, fotoğraf, video paylaşım ve mesajlaşma uygulaması tiktok hakkında, "kişisel verilerin korunmasına yönelik veri güvenliği açığı" haberleri ve gelen ihbarlar üzerine harekete geçip resen inceleme başlatması haberdir. Güzel haber..
--spoiler--
Son dakika... Kişisel Verileri Koruma Kurulu, TikTok hakkında inceleme başlattı!
Gelen bir son dakika haberine göre, Kişisel Verileri Koruma Kurulu (KVKK), sosyal medya uygulaması TikTok hakkında, veri güvenliği açığı iddiaları üzerine resen inceleme başlattı.
Alınan bilgiye göre, Kurul, fotoğraf, video paylaşım ve mesajlaşma uygulaması TikTok hakkında son günlerde basın-yayın organlarında yer alan, "kişisel verilerin korunmasına yönelik veri güvenliği açığı" haberleri ve ihbarlar üzerine harekete geçti.
Kurul, TikTok hakkında resen inceleme başlattı. Kurul daha önce, veri ihlalleri sebebiyle Facebook'a toplam 3 milyon 250 bin lira idari para cezası uygulanmasına karar vermişti.
Ekşi sözlüğün user sayısı 100 bin, Bizim yazar kitlemiz 300 (bildiğin düz 300, Bin falan değil) online. ama olsun yinede biz çok mutluyuz (fakir avuntusu) burada.