gayetkendihalinde
361 (megastar)
altıncı nesil yazar 1 takipçi 24.90 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    gezi parkı eylemcileri anketi

    1.
  1. bir grup toplumbilim meraklısı üniversite öğrencisi tarafından Gezi Parkı eylemcilerinin neden ve nasıl eylem yaptıklarını anlayabilmek adına düzenlediği ankettir. Katılmak isteyen aşağıdaki linkten ulaşabilir. Eylemi desteklemiyorsanız, lütfen bu anketi doldurmayın. Doğru sonuçlar alabilmek adına lütfen formu yalnızca bir kez doldurun.

    https://docs.google.com/f...IP2TJmoMDEUruDPo/viewform
    0 ...
  2. kranthor

    1.
  3. istanbullu bir death metal grubu. abandoned by the gods adlı albümlerini tesadüf eseri dinledim ve sanırım gerçekten sevdim. anladığım kadarıyla yurtdışında daha çok tanınıyorlar. bu arada albüm kapaklarının üzerindeki kranthor yazısı da uygur alfabesi karakterleriyle mi yazılmış ne?
    0 ...
  4. regl döneminde duş almak

    1.
  5. bir kadının regl dönemindeyken yaptıklarının en harikasıdır. çikolata yemekten ya da sevdiklerinin başının etini didiklemekten bile daha fazla mutluluk verir kadına. regl iken ılık suyun altına girmek daimi cenabetlik sabıkası altında hijyenik pedin ve kanın birleşiminden kaynaklanan o son derece kimyasal ve nahoş kokunun hissettirdiği pislik hissinden öylesine kahramanca ve narince kurtarır ki kadını. tertemiz suyun yardımıyla bacaklardan akan doğurganlık yerini alçakgönüllülükle tekrardan kadınlığa ve bekarete bırakır. bunun şaşırtıcı bir yanı olmamalı; banyonun zeminindeki kızıl suda yüzen et parçaları kadına dehşetten çok huzur verir. tanrı onu hayatının en verimli yıllarında her 7 günde 1 gün o suyun içinde yüzdürerek ona kadınlığını hatırlatır.
    25 ...
  6. ben de varım

    1.
  7. 5-11 aralık 2010 tarihleri arasında ankara'da alternatif politikalar merkezi tarafından düzenlenen bir avrupa birliği eylem 3.1 projesidir. amaç "türkiye'de gençlerin politika yapım süreçlerine katılımını artırabilmek"ti. bunun için 3 gün boyunca sorun analizleri yapıldı ve sonraki 2 günde çözüm taslakları oluşturuldu ve son gün bu çözüm önerileri mecliste bizzat partilerin grup başkan vekillerine sunuldu.
    bu projeye türkiye'nin dört bir yanındaki onlarca üniversiteden 52 genç katıldı: türk'ü, kürt'ü; ateisti, dincisi; radikal atatürkçüsü, fanatik akp'lisi; ülkücüsü, sosyal demokratı... taraflısı tarafsızı hep birlikte bir 6 gün geçirdiler. inanılmaz tartışmalar oldu, yeri geldi salonlar terk edildi, yeri geldi bağrışlar çağrışlar oldu. ama o 6 günün sonunda şunu fark ettiler: hepsinin tek ihtiyacı olan şey saygı ve doğru anlaşılmaktı. ve aslında heps bu ülkede aynı şeyi istiyordu: barış. özde aynı yöntemde farklı olan bu gençlerin buradan kazandıkları en güzel şey "farklılıklara saygı duymayı öğrenmek" oldu. artık hepsi sorunları çözümlerken olaylara ve fikirlere çok yönlü bakabiliyorlar.

    benim naçizane fikrimse sudur: sorun analizleri sırasında karşımıza çıkan en büyük sorun keşke gençlerden kaynaklı olmasaydı. memleket meselelerine ilgisiz ve duyarsız yaklaşan bir gençlik var bu ülkede. bu gençlik, ülkenin başına geçmiş tüm hükümetlerin gençleri potansiyel tehlike olarak görerek yarattığı korkunç eğitim sistemiyle sindirme politikasına alet olmaktadırlar.

    meclise sunulan öneri taslağıysa şöyleydi:

    a. katilim sorununun gençlerden kaynakli alt sorunlarina yönelik çözüm önerileri
    1. yakın arkadaşlardan başlamak üzere kulüp, topluluk, fakülte ve bölümlerde katılım sağlanan aktivite ve toplantılardan bilgi ve tecrübe paylaşımı yapılmalı.
    2. gerçekleştirilecek etkinlik programları ve güzel örnekler basın ve internetle periyodik olarak paylaşılmalı.
    3. gençlerin sık bulunduğu sosyal mekanlara (okul kantinleri, cafeler vs.) gençlerin genel katılımına yönelik bilgilendirme broşürleri konulmalı ve belirli günlerde gençler tarafından herkese açık etkinliklerle ilgili toplantılar gerçekleştirilmeli.
    4. bir gençlik network’ü oluşturulmalı ve içeriği aşağıdaki gibi olmalı:
    a. makale ve yazı paylaşımları
    b. video, fotoğraf ve röportaj paylaşımları
    c. forum,
    d. bütün çalışmaların/projelerin bulunabileceği koordineli bir takvim
    e. katılım simülasyonları (katılım oyunları)
    5. katılımla ilgili önyargıları kırabilmek için fikir ve tecrübelerin paylaşılabileceği faaliyetler düzenlenmeli ve aileler de bu faaliyetlere katılımının teşvik edilmeli.

    b. katilim sorununun toplumdan kaynakli alt sorunlarina yönelik çözüm önerileri
    1. gençlerle veya gençler için çalışan kamu kurum ve kuruluşlarında stajyer, yarı zamanlı ya da kadrolu olarak çalışan gençlere daha fazla yetki ve sorumluluk verilmeli.
    2. kurum çalışanlarına gençliğin katılımıyla ilgili kurum içi eğitim verilmesi ve bu eğitimin etkisinin/veriminin ölçülebilmesi için kurumların “performans denetimi” sırasında “gençlerin katılımı” konusu yer almalı.
    3. gençlerle ilişkilendirilebilen çalışmalar yürüten kamu kurum ve kuruluşları bütçelerinden gençlik projelerini/çalışmalarını ve finanse etmek için ödeneklerin arttırılması; kurumların çalışanlarına yılın belirli zamanlarında gençlerle birlikte projeler geliştirme ve bu projelere katılma görevi verilmeli. proje süresince buradaki görevler kamu görevlerine kıyasla öncelikli kılınmalı.
    4. bünyesinde gençlerin yer aldığı sivil toplum örgütlerinde, gençlerin bu örgütlerin karar alma mekanizmalarında görev ve sorumluluk alabilmeleri için buna yönelik tüzüklerde kota belirlenmeli.
    5. gençlerde-çocuklarda “sosyal sorumluluk ve toplumsal hizmet” bilincinin oluşması adına çalışmaların yapılması için sivil toplum örgütleri lobi yapmalı ve okulların oluşturacağı bu faaliyetlerde kolaylaştırıcı olmalı. bu konuda yüksek kredili seçmeli derslerin müfredata sokulması öncelikli tutulmalı.
    6. sivil toplum örgütleri, gençlerin katılımı konusunda bilinçlendirilmeleri için ailelere farkındalık arttırıcı faaliyetler düzenlenmeli.

    c. katilim sorununun yönetimden kaynakli alt sorunlarina yönelik çözüm önerileri
    1. gençlerin isimlerini kullanmamayı tercih ederek sürece katılabilmelerini sağlamak adına siyasi partilere ve sivil toplum örgütlerine üyelikler resmiyetin yanı sıra gönüllülük esasına da dayandırılabilmeli.
    2. bilgi erişiminde var olan sansür kaldırılmalı.
    3. polis-öğrenci kavgalarının önlenmesi için belediye ve valilikler eylem-protesto izinlerini kolaylaştırmalı ve devlet buna destek vererek gençlerin demokratik haklarının daha kolay kullanmaları sağlanmalı.
    4. gençlik bakanlığı kurulmalı ve bu bakanlık hizmet bakanlığı şeklinde düzenlenmeli. gençlerin parlamentoda ve parti yönetim kademelerinde belirli oranda temsil edilmelerinin önü açılmalı.
    5. türkiye piyasasına giren, belirli sayıda kişi çalıştıran firmalar belirli oranlarda genç istihdamı sağlamalı ve bu konuda teşvik edilmeli.
    6. gençleri ve siyaset insanlarını bir araya getirebilecek teşvik, hibe ve projeler oluşturulmalı ve diyalog kurulması sağlanmalı.
    7. üniversitelerdeki öğrenci temsilciliklerine senatoya etkin katılım sağlayabilmeleri adına oy hakkı verilmeli
    2 ...
  8. uğur uluocak

    1.
  9. türkiye'nin gelmiş geçmiş en iyi dağcılarından biri idi. dağcılık kariyerinde bir everest-k2 tırmanışı vardı ve ikinci kez oraya tırmanmayı istiyordu, ama bir farkla: oksijen tüpü kullanmadan. 2 temmuz 2003'te k2 tüpsüz tırmanışı antrenmanı için seçtiği ala-arca dağlarında (kırgızistan) tutunduğu kaya parçasının yerinden kopup üzerine gelmesiyle kayalara çarpa çarpa yüzmetrelerce aşağıya düştü ve orada öldü. koşullar helikopterin dağa çıkmasını engellediği için ekip arkadaşları haldun ülkenli ve alper ışın duran uğur'un cesedini kendi elleriyle aşağıya indirdiler.

    uğur uluocak sadece bir dağcı değildi, aynı zamanda başarılı bir tüplü sualtı dalgıcı, bir bisikletçi ve bir uzun mesafe koşucusuydu. onu her ne kadar türkiye tanımıyor olsa da dünya tanıyordu.

    itü makine'den mezundu ve marmara üniversitesi'nde öğretim görevlisiydi. aynı zamanda atlas dergisi için profesyonel fotoğrafçılık yapıyordu ve belgeseller hazırlıyordu. fotoğraflarından bazılarının başarısı dünyaca tescilliydi.

    uğur 5 dil biliyordu ve profesyonel olarak saksafon çalıyordu.

    bugün, itü dağcılık kulübünün (itüdak) tişörtlerinin üzerindeki dağcı silüeti uğur uluocak'ın dolomites dağlarında çekilmiş bir fotoğrafından tasarlanmıştır.
    1 ...
  10. tabağı köpüklü süngerle silip öyle makineye koymak

    1.
  11. yüreğimi yerinden söküp atmak istercesine nefrete sardırdığım ölesiye gereksiz eylem. bu ne be! o bulaşığı bulaşık makinesine koymadan önce harcadığın o zamanın ve o suyun hesabını nasıl vereceksin öbür dünyada ey tencere akıllı! hadi öbür dünyayı geçtim, ona daha çok var, kendine nasıl vereceksin onun hesabını a beyni bulaşık suyuyla dolmuş yaratık! ne bu! ah kalbim! vallahi bana bir şeyler oluyor! yahu hadi suyun altına şöyle bir tutup kabasını aldırırsın anlarım, o tabağı üzerinde tek bir leke bırakmaksızın deterjanlı süngerle yıkamak neden? geceleri o zavallı bulaşık makinesi rüyana girmez mi? "ben yapacaktım onu! ben! işimi elimden aldın alçak!" demez mi! ön yıkama nedir bilmez misin sen aklı bulaşık süngeriyle silinmiş gevrek ağızlı işgüzar!? o akıttığın bulaşık suları çorban olsun senin! bok!
    1 ...
  12. bir kadının en şiddetli orgazmı

    1.
  13. doğum sancısıdır.
    amerika'da bir üniversitede yapılan araştırmaya göre bir kadın ömründeki en şiddetli orgazmını bebeğini doğururken yaşıyormuş. kadının vücudu doğum sırasında orgazm olurken salgıladığı hormonları salgılıyormuş ve hormon bezlerinin normal bir orgazm halindeykenden çok daha fazla çalıştığı gözlemlenmiş. doğum sancısını katlanılabilir kılan şey bu olmalı.
    0 ...
  14. yeni sütyenin verdiği rahatsızlık hissi

    1.
  15. tıpkı eskimiş sarı mutfak bezini atıp da yenisini açtığınızda duyduğunuz yenilenmiş olmanın verdiği o hevesli huzurun yanında duyulan tuhaf rahatsızlık ve alışamamışlık benzeri histir. yeni sütyen için beslenen mutlu duygular eski sütyeninize olan vefanızla çatışır. eski sütyeniniz size boyun eğmişken yeni sütyen isyankar bir tavır takınır başlarda. eski sütyen göğüslerinizin biçmine, aralarındaki mesafeye, vücudunuzdaki duruşuna göre yeni bir form kazanmıştır. askıları sabitlenmiş, lastikleri sırtınızın ölçüsüyle uyumlu bir boya ulaşmış, hatta kopçası bile elinizin arkadan takış tarzına göre şekillenmiştir. ama yeni sütyen öyle mi? değil. memeye oturmaz, kopçası bir kerede takılmaz, askısının ölçüsü tutmaz, sırt kısmı sıkar. kısacası yeni sütyen her ne kadar göğüslerinizi eski sütyenden daha güzel gösterse de rahatsızlık verir, size hoyrat davranır, illa benim dediğim olsun der, ben senin bildiğin sütyenlerden değilim der. siz onun huyuna gitmezseniz o sizin huyunuza hiç gitmez, birbirinize hiç alışamayabilirsiniz. hatta zamanla birbirinizden soğuyabilir, sonunda küsüşebilirsiniz. o yüzden yeni sütyen streslidir, eski sütyeni aratır. gel gör ki eski sütyene geri dönmenize de razı olmaz, her aynaya bakşınızda kandırır sizi onun olmanız için, ikna eder. güzeldir yeni sütyenin verdiği rahatsızlık hissi, yeni sütyeninizle eski sütyen dostluğu kurmanıza yardım eder.
    6 ...
  16. ian tattersall

    1.
  17. suratı süper vücudu bok gibi olan kız

    1.
  18. recep ivedik in smack down a katılması

    1.
  19. smack down denen organizasyondaki korku verici ve sıradışılıktan bile çıkmış acınası tiplere bakıldığında recep ivedik gibi saçma sapan bir karakterin de mutlaka içerisinde bulunması gereken bir eylem.
    1 ...
  20. o değil de bir adriana lima vardı ne oldu ona

    1.
  21. her şey unutulur, adriana lima'nın gülüşü bile.
    2 ...
  22. araba yıkamak

    2.
  23. 9 saatlik yorucu bir mesaiden sonra, akşam üzeri yapılabilecek en zevkli iştir, hemi de pek yararlıdır.
    önce kovanı hazırlarsın, içine özel deterjanını koyarsın mis kokulu; sonra bebeği şöyle bir yıkarsın önceden, tozu dumanı gitsin, kirleri yumuşasın diye. ardından daha önce hazırlamış olduğun kovana fırçayı daldırıp daldırıp keselersin güzelce; sabunlandıkça, köpüklendikçe keyiflenir kerata. çıkmayan inatçı lekelerini tırnağınla kazıdıkça gıdıklanır, güler; seni zevke getirir bu halleri. içerisinin paspaslarını yıkarsın rahat bir nefes alır bebek. içeriyi elektrikli süpürgeyle süpürürken biraz huysuzlaşır, hoşgörürsün. sonra dupduru suyla köpüklerini akıtırkan bebeğin sana söylediği tracy chapman şarkılarıyla dans etmeye başlarsın. camları lekeli kalmasın diye gazete kağıdıyla kurularsın pencerelerini, farlarını; pasparlak oluverir. o ıslanan gazete kağıtlarını atmayıp arabanın içerisinin tozunu da alıverdin mi onlarla, bütün güzelliği ortaya çıkıverir bebeğin. o sana sen ona müteşekkir, kendini yıkamaya gidersin sonra sımsıcak banyoya...
    2 ...
  24. en kutsal meslek olarak fahişelik

    1.
  25. en kutsal mesleklerdenmiş fahişelik.

    yüzyıllar önce anadolu'da hitit, frig, urartu ve asur uygarlıkları hüküm sürmekteyken "tapınak fahişeleri" diye adlandırılan bir meslek grubu varmış. bu kadınlar tanrı katında kutsal kabul edilir ve halk arasında büyük saygıyla karşılanırlarmış. neden mi? çünkü tapınak fahişeleri orduya ve ülkenin yeniyetme genç delikanlılarına hizmet ederlermiş. o zamanlar vatanına karşı tam bir bağlılık garantisi nedeniyle askerlerin evlenmesi yasak olduğu için askerlerin kadın ihtiyacını bu fahişeler gidererek onları mutlu eder, böylece onların performanslarını arttırırlarmış. bu uygulama sayesinde bir savaş sırasında askerler düşman ülkenin kadınlarına karşı azgınlaşarak hayvani ve onur kırıcı eylemlerde bulunmazlarmış. ek olarak, ülkenin devamını sağlayacak olan genç delikanlılar ilk deneyimlerini bu kadınlarla yaşarlarmış, böylece kutsanmış olurlarmış.

    şimdiyse insan muamelesi bile görmüyorlar çoğu zaman fahişeler. bir günah, bir pislik simgesi haline geldiler.

    (bkz: ayni anda bakire fahise ve azize olmayi istemek)
    2 ...
  26. bu seovi nin kim olduğu belli de biz mi bilmiyoruz

    ?.
  27. bu seovilere yapılmakta olunan eylemlerle ilgili başlıklara baktıkça aklıma takılan sorudur efendim. benim bildiğim şudur ki sana kimin ne oyu verdiği asla belli değildir. e şimdi bakıyorum millet seri eksi oy veren ibneye seri eksi oy döşemekten bahsediyor, bunu nasıl yapacak yahu o ibnenin neyin nesi kimin fesi olduğunu bilmeden? ulan yoksa bu seri eksi oy veren ibnenin kim olduğu belli de biz mi bilmiyoruz?
    2 ...
  28. ayrılalım ama sevişmeye devam edelim

    13.
  29. iğrenç, düzeysiz ve ahlaksızca algılanması muhtemel olan fakat özünde acizliğin, caresizliğin ve masumiyetin sebeb olduğu tekliftir.
    karşında durup sana bu ilişkiden adam olmayacağını, artık seni eskisi kadar sevmediğini ve ayrılmak istediğini söyleyen insanın o asla görmek istemeyeceğin ifadesiyle yüzüne bakıyor olması esnasında bile sırf hala gözleri gözlerinde olduğu için bir yandan ayaklarının üzerinde durmakta zorluk çekiyor ve kalp atışlarının korkunç ritmine alışamıyorsan; kısacası karşındaki insanı hala taparcasına seviyorsan ve onun aşkı olmadan yaşayamayacağını düşünüyorsan son çare olarak bu teklife başvurmak zorunda kalırsın.
    ya öleceksindir ya da gururunu, ahlakını, sevgilinin gözündeki itibarını -ki senden ayrılmayı istiyorsa zaten onun gözünde bir itibarının bir değerinin kalmadığı yalanına kendini inandırmaya çalışacaksındır- yok sayıp bu soruyu soracaksındır.
    en azından sevişirken birkaç saniye gözlerine bakabilirim'in hesabını yapacaksındır.
    6 ...
  30. bir ay diş fırçalamamak

    6.
  31. bilim adına kuzenimle denedik ve kapitalist düzen tarafından kandırıldığımız sonucuna vardık.
    şöyle ki:
    -ilk 3 gün: gerçekten tarifsiz acılar çekiyorsun, kendini dünyanın en iğrenç yaratığı olarak düşünmeye başlıyorsun. dişlerinin etrafını sarımsı ve saydamımsı kötü bir tartar tabakası kaplıyor.
    -4. gün ile 1 hafta arası: dişlerini fırçalamıyor olmak düşüncesini bir türlü kafandan atamayarak gittikçe daha çok kirlendiğin hissine kapılıyorsun, iştahın kaçıyor.
    -1. hafta ile 2. hafta arası: ağzının içerisinin iğrenç olduğu fikrine alışıyorsun ve kafan biraz rahatlamaya başlıyor, fakat çevrendeki hiçkimsenin sana dişlerinin rezilliği hakkında sorular sormuyor oluşunu yadırgıyor duruma şaşırıyorsun, ve sonra birden dişlerinin artık geçen haftaki kadar sarı görünmediğini farkediyorsun.
    -2. hafta ile 3. hafta arası: duruma tam olarak alışıyorsun ve artık hiç rahatsız olmamaya başlıyorsun. ve esrarengiz bir şekilde dişlerinin etrafını saran tartar tabakasının yavaş yavaş kalktığını farkediyorsun, dişlerin kendi kendisini temizlemeye başlıyor!
    -3. haftadan sonra: dişlerinin eski beyazlığına dönmeye başladığını resmen çıplak gözle görebiliyorsun. üstelik ağızda hiçbir rahatsızlık verici tat, his ya da koku kalmıyor!
    4. haftayı tamamladığımızda acaba ne gibi bir değişim olacak diye dişlerimizi fırçalamaya karar verdik ve 5 gün boyunca dişlerimizi fırçaladıktan sonra dişlerimizin biraz daha beyazlaması dışında hiçbir değişiklik olmadı. biz eminiz ki bizim dişlerimiz bir süre sonra kendi çabalarıyla o beyazlığa zaten ulaşacaktı.
    şimdi soracaksınız iyi de haci kapitalist düzenin kurbanı olmak ne alaka peki, diye. çok basit! bu diş macunları dişlerimizin kendi savunma mekanizmalarını tıpkı reklamlarla bizim beynimizi yıkadıklarındaki gibi köreltiyorlar, böylece beynimizi de dişlerimizi de o diş macunlarını sürekli kullanmaya mahkum ediyorlar. biz de ha babam alıyoruz.
    ben işgillendim bu durumdan, en yakın zamanda bir de saçlarla ilgili bir deney yapmayı planlıyorum, bu şampuanlarda da vardır bi ibnelik. sonuçları bildiririm.
    * * * * *
    6 ...
  32. sözlükteki en güzel uzun entryler

    1.
  33. yazarları gerçekten etkilemiş uzun entrilerdir.

    (#5344545)
    2 ...
  34. esrarengiz arı ölümü

    1.
  35. geçtiğimiz 2 gün içerisinde aydının kuşadası ilçesine bağlı davutlar ve güzelçamlı kasabalarının dağlarında bulunan 15bin kovandan 9binindeki 350 milyon arının sebebi belirlenemeyen bir nedenden dolayı aynı anda çat diye kim vurduya gitmesidir.
    üstelik bu arı ölümleri son yıllarda tüm dünyada bir hayli artmıştır ve buna sebeb olarak bir sürü sıradan neden gösterilse de arı ölümlerinin aşırıyı bile aşması durumu(mesela 2 sene önce hırvatistanda 5000 arı 2 gün içerisinde telef olmuş, son 2 senede polonyadaki arı nüfusu %60 azalmış falan filan...) suyun altında da başka nedenler olabileceği şüphesini akıllara getirmektedir. (benim içimden geçense bu işi amerikanın bazı gizli güçlerinin yaptığı şüphesidir, tıpkı bu kuş gribi ve domuz gribi gibi ani ve ağır hastalıkların virüslerini yaydığı gibi...) unutulmamalıdır ki yapılan araştırmalar sonucunda arıların dünyadan kaybolması halinde insanlığın sadece 4 senelik ömrünün kalacağı belirlenmiştir ve en ünlü bilim adamı einstein da bunu doğrulamıştır.
    3 ...
  36. sözlük yazarlarının tatil anlayışı

    1.
  37. öğlene kadar yattıktan sonra güneşin bağrında denize ya da havuza girmek ve yağlanıp güneşlenmek suretiyle geceki meşhur diskoda güzel kızlar ve yakışıklı oğlanlar eşliğinde sabaha kadar içip sıçıp sevişip dans etmek olmayan bir tatil anlayışı.

    (bkz: kırsal turizm)
    3 ...
  38. ofiste işe başlamak

    1.
  39. insanın 18-19 yaşına gelmiş olmasıyla ilk işine bir ofiste başlamasıdır efendim. kendine ait bir masası olmasına sevinir insan, ama daha çok neye sevinir bilir misiniz: masanın altında kendine ait küçük çöp sepetinin olmasına...*
    8 ...
  40. kırsal turizm

    1.
  41. türkiye'de uygulanabilirliği son derece uygun ve kaliteli olabilecek bir turizm çeşidi. artık turizmi kıyılardan içeriye ve yazdan kışa doğru çekmenin vakti çoktan geldi de geçiyor kanımca.
    2 ...
  42. hep satılan olmak

    ?.
  43. bir kaşık boktan daha fazla bir ederi olmayan ne idüğü belirsiz şahısları insanoğlu zannedip onlara gerekenden fazla değer verme sonucunda gerizekalılığa doymamış olmak suretiyle tekrar tekrar dımdızlak ortada kalmak zorunda kalarak kendini zavallı durumlara düşürüp bunun ardından bir de kırılmaktır.

    hayatta hiç kimsenin hiçbir dileğine, derdine ya da düşüncesine kayıtsız kalmamak nihayetinde kendini asıl üzülmesi gereken kişilerden anlamsız bir şekilde daha fazla üzülürken bulmak ve bu yüzden bir de çevre tarafından hor görülmek, alaya alınmak ve de umursanmamaktır.

    yaşamda bir kerecik olsun bir şeyi kafaya takmama zevkini yaşamak isteyip karşıdaki insanı olması gerektiği yere koymak dolayısıyla dünyanın en kötü insanı damgasını yemişliğin yanında hala o insanın durumunu merak ederek bünyeyi bozmaktır.
    2 ...
  44. doğramacızade ali paşa camii

    1.
  45. bilkent üniversitesi kurucusu ihsan doğramacı'nın babası adına bilkent'te yaptırdığı sıradışı camiidir. mimarisi açısından minik bir uzay üssünü ya da gelişmiş bir kimya labaratuvarını andıran camii son derece ilginç özelliklere sahip. şöyle ki camii içerisinde baylar ve bayanlar için düşünülmüş özel yerler var, sıcak su olanağı olan abdest alma yerleri çok kullanışlı, kemik ve kas rahatsızlığı olanlar için özel tasarlanmış oturarak ibadet etme yerleri bulunmakta, tasarım sırasında yaşlılar ve engelliler asla unutulmamış, ayakkabıların ortada kalmaması için anahtarlı kutuların bulunduğu bir bölme de bulunmakta. üstelik camiide dini eserlerin sergilenebilmesi için bir adet sergi salonu; dinsel konuşmaların, seminerlerin, panellerin yapılabilmesi için ise bir adet konferans salonu mevcut.
    doğramacızade ali paşa camiinin dünyada ilk ve tek olan en önemli özelliğiyse bünyesinde sadece camii değil ayrıca bir adet kilise ve sinagog barındırmasıdır.
    (bkz: muhteşem üçlü)
    (bkz: üçü bir arada)
    4 ...
  46. annenin sözlük yazarı olması

    32.
  47. sözlükteki bilkent üniversiteliler

    ?.
  48. allahın her günü herhangi bir yerde toplaşıp zirve statüsünde eğlenceler düzenleyebilen ve asla sözlükten bahsetmeyecek kadar fazlaca konuşacak şey bulabilen güzel insanlardır.

    ahanda benim bildiklerim bunlar

    Absolute serenity
    Antidepresan
    Aura
    Death greets me warm
    Gayetkendihalinde
    Htnm
    onceoelibiindir
    Miel
    Milistr0ke
    Nedemekbilmem
    pierre mardin
    Sairlikneyine


    edit: kendi elceğizlerimle alfabetik sıraya dizdim.
    6 ...
  49. babanın striptizci sevgilisinin olması

    ?.
  50. kız evlat için son derece onur kırıcı, erkek evlat içinse son derece onurlandırıcı bir durumdur. ikisinin de ortak duygusu kıskançlık olur büyük ihtimalle.
    3 ...
  51. pompayı fazla kaçırmak

    1.
  52. damacananın ağzındaki pompayı pompalarken ayarı kaçırıp fazla basmak sonucunda elinizde bulundurduğunuz kabın hacminden daha fazla su akmasına yol açmak suretiyle o kabı taşırıp yerlere su dökmek. kendinizi bir an için dünyanın en beceriksiz ve en kabiliyetsiz insanı sanmanıza yol açabilecek durum.
    3 ...
  53. yatağa işemek

    1.
  54. anneyi sinir komasına sokan, babayı endişeler içerisine sürükleyen, ablayı şaşkınlğa iten, fakat eylem sahibine hiç etkimeyen eylem. *
    6 ...
  55. 19 temmuz 2011 beşiktaş galatasaray maçı

    ?.
  56. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük