öyle bir sevişmiş ki saygıdeğer arkadaşımız, karşısındaki insanın içinde kaybolup kadın olmuş ve kadın olarak ölmüş. olay bundan ibaret. eyyamcısınız olm, yapmayın.
edit: fakat arkadaşı direk erkek kabul etmem? gidelim.
zamanında-ki bu 1997 yılına tekabül eder-, iskoç bir arkadaşla glasgow'un köhne sokaklarından birinde oturuyoruz. sokak adamı takılıyoruz yani. "ya" dedi, "şu gaydayı bi öttürüversene, hadi bi dene lütfen" diye devam etti. bi cesaretle aldım elime ve üflemeye başladım, hoşuma da gitti.akerdeon tutmuşluğum vardı, çok yadırgamadım. ancak başıma gelecekleri bilmiyordum, istekleri burada bitmedi arkadaşımın. "aga şu eteği de geçirsene bi üzerine, eminim çok yakışacak" sözleri döküldü ağzından. o an tepem attı, ağzını burnunu dağıttım onun. bayıldı. hemen orayı terkettim, ama bir not bıraktım ayıldığında okuması için. not da şunlar yazıyordu.
"bak adamım, seni dövmek istemezdim ama beni buna sen zorladın. şunu idrak etmeni isterim; ben.. "gayda çalarım, etek giymem!"
8 milyar doları bulmak demek o kadar kolay. doğru aslında, dünyanın en pahalı benzinini, doğalgazını kullanan bizim gibi kerizler oldukça, değil 8, 800 milyar doları bile biriktirir başımızdakiler. ödediğimiz faturaların yarısına yakını vergi oldukça devlet güçlenir, biz eziliriz. düzen böyle kurulmuş. düzen düzene.
salı günü yattık. birbirimizin nefeslerinde kaybolduk adeta. şimdi ise o başkasıyla beraber. evet bir kaşar sevdiğimi anladım artık, hayal bile kurmuştum oysa geleceğe dair. artık zerre üzülüyorsam namerdim, s.kimiz bayram etti diyorum. nedir?
şimdi 1 puana sevinilecek evet, iyimser olmak iyidir di mi? evet. ancak fenerbahçe'nin 90 dakika boyunca sahada ezildiğini, arsenal'in cunuplugunu görmezden gelemeyiz. hani bi maç vardı, fenerbahçe manchester'ı yenmişti, onun gibi bir şey bu, böyle 10 20 senede falan bir olur. sevinilir öyle.
itiraf ediyorum sözlük, bir sözlük yazarı ile kızkulesine yüzdük, orda seviştik, sonra hücumbot ile geri döndük. orda yaşananlar orda kaldı sözlük. çok duygusalım şu an, sözlük. sözlük..
sen! bu başlığı okudun, lakin aklında hiçbir şey canlanmadı. ya da çat pat bir şey düşündün falan, ama olmadı. açıklayayım; şimdi bir örnek vereyim, ismini barış kabul edelim, tarih dersindesin ve hoca paris barış konferansından bahsediyor. işte budur anlatmak istediğim, o hocanın gayriihtiyari ismini sarfetmesi ile bakışların sana çevrilmesi, birtakım espriler yapılmasıdır a dostlar. şöyle ki;
- bu konferansta barış tam olarak sağlanmıştır.
+ oo barış sağlamışlar seni
+ barış anlayalım
+ barış dedi hoca hoho
- mınıskezyim.
aga bitin artık bence, yani sonuçta hiçbirimiz isimlerimizi özel getirtmiyoruz(isim getirtmek) hepimizin gün içerisinde kullandığımız kelimelerden isimleri olabilir. bu doğal! şaşırmayın artık lütfen, bakmayın da. kanıksayın falan, ne bileyim.