teorik olarak doğru bir şey yapar bu okul fakat, pratikte çok yanlıştır. sıcak havalar gelir, öğrenciler bunalır, siz hangi cüretle hâlâ ders anlatırsınız?
ama bir yandan eğitim derken, bir yandan da bunu demek olmaz tabi. hoş sırf öğrencilere oruç tutturmak için okulun açılmasını neredeyse 1 aya yakın erteleyen zihniyetler olduktan sonra, daha çok karne gününe ihtiyacımız var.
ben holding'in yaratıcısı olduğu, mükemmel oyun. karate ve kung fu filmlerinin karakterleri flash'ta güzelce yaratılmış, güzel bir kodlama, street fighter'dan daha iyi bir oyun çıkmış ortaya, kaldı ki bu oyun flash.
çok zor iştir. zorluğun sebebi, yaşadığınız gevur ülkede değil, atavatanınızda dışlanmanızdan kaynaklanır. herkes size "yurtdışında yaşayan türk kardeşimiz" olarak değil de "almancı" , "ingilizci" vs. olarak bakar, insanın canını yakar bu hadise.
herkesin size zengin piçi yapma olayı da ayrı bir ayıptır.
drum 'n' bass tarzı yapan gruptur. mükemmeldirler , şarkılarını dinlerken yerinizde duramazsınız , sokakta yürürken mp3 player sayesinde dinliyorsanız , yürüyüşünüz değişir , büyük bir özgüven gelir.
komedi haricindeki alanlarda , ingiltere'de olan olayları , ingiltere'nin sorunlarını anlatan sinemadır . birkaç örnek vermek gerekirse , the football factory adlı filmde ingilizlerin futbol takıntısını anlatmışlardır , rise of the foot soldier adlı filmde essex'te öldürülen ve hiçbir zaman aydınlatılamayan cinayet anlatılmıştır.
ingiltere'de bütün holiganların yaptığı eylem. holiganlığı bir amaç doğrultusunda yapmayan insanların bağlandığı düşünce. neredeyse tamamına yakını der , biz dünyayı değiştirmek istemiyoruz , sadece kavga etmek istiyoruz , nedenimiz de futbol. işte bu da öyle bir şeydir , bir amaç yoktur , kavga etmek vardır. zaten ingiltere'de olan holigan kavgalarının çoğu , liderlerin telefonlaşıp , buluşup , görüşüğ , bir buluşma yeri ayarlamasıyla ortaya çıkar. düşmanlık yoktur , dostluk vardır , tekmeyle surat dağıtma vardır , kavga vardır.
türkçe'si belgrad sendikasıdır. siyasi temalı rap yapan bir sırp rap grubudur. bayağı kalabalıktırlar , rap dinlediğimden değil , burada çıkmışlardı oradan biliyorum.
her zaman "this country was built on decent people like us." diye kıçını yırtan , aptal insan müsveddesidir . buradaki decent nasıl bir decent'tır , merak etmiyor değilim . aborjinleri kes , hindistan'ı sik , önüne gelen her şeyi yak-yık , milletleri böl , sonra decent olduğunu iddia et , oh ne alâ .
bunun haricinde zeberdee kullan , ticaretini yap , kendini ve etrafındakileri zehirle , sonra vergisini ödeyen , adam gibi çalışan göçmene bok at . istediğine paki de , nigger de , kendine gelince decent.
"peki bütün bu yaptıklarınız?" dediğinizde ise , karşlığında aldığınız cevap çoğu zaman aynıdır . "güçlüydük , yaptık , siz de yapsaydınız."
türkiye'de yaygın olan durumdur . yurtdışına farklı sebeplerden dolayı gitmiş birçok türk insanını kırmaktan başka bir şeye neden olmaz . iki-üç almancı tanıyıp , ailenin kızının kızıl saçlı ismail yk dinleyicisi olduğunu görüp , milyonlarca gurbetçiye aynı yaftayı yapıştırmaktır . cehaletin genelleme ile birleşmesi sonucu , büyük bir saçmalık çıkar ortaya.
ingiltere'de bir türk'e karşı edilebilecek en büyük hakarettir , eğer takmazsanız ve gurur duyarsanız karşıdaki daha bir delirir , her şey çok güzel gitmeye başlar .
the football factory adlı filmde , bebeler maç yaparken fred ve bill'in tartışmasında bill , fred'e söylüyordu . açın bir daha izleyin , bill'in kebab shop demesinden sonra , fred'i oynayan kıbrıs türk'ü olan tamer hassan'ın suratında bir ekşime ve sinir oluşuyor ya , işte o sinir gerçek bir sinir . zira frank harper (bill) o konuşmanın tamamına yakınını doğaçlama yaptı . nick love da tamer hassan'ın sinirlenme sahnesini kesmeyince , böyle doğal bir tartışma çıktı karşımıza .
sırp , polonyalı , alman , italyan ve doğal olarak ingiliz arkadaşlarımdan duyduğum , çok sık kullanılan deyim . kimi zaman racial slur olarak kullanılır .
taşaklı bir icf üyesi olan carlton leach'in hayat hikayesini anlatan , kaliteli bir ingiliz yapımı. imdb'de büyük ihtimalle amerikanlar tarafından 6.8/10 oylanmıştır.
oyuncu kadrosu sağlamdır , ricci harnett , bill murray , craig fairbrass , roland manookian gibi ünlü ingiliz oyuncuları yer alır kadroda. the football factory izleyenler bu filmi izlerken "bu ne lan , kadro aynı." diyebilir , normaldir.
yeni modalardan biridir bu tabir. nerde milliyetçi bir girişim var , "faşizan" olur. buradaki esas amaç , bunun faşizan olduğunu belirtmek değil , anti-faşist olanları yanına çekmektir , saçmalıktır yani.