Bilinmez sorular meşgul edince zihni, insan kaç gece uykusuz kaldığının farkında olmaz, olamaz ya hani
Bir kadını ortadan ikiye böl, yarısı annedir, yarısı çocuk.
Yarası sevgili, yarası aşk.
Duyanlar bunu bilmez, görenler anlamaz bunu.
Yarısı rivayettir, yarası gece
Ve şimdi şöyle dua ediyorum Tanrıya:
Olanlar oldu tanrım
Bütün bu olanların ağırlığından beni kolla !
Sularım toprağa sızıyor bak!
Yüzümü geceler örtüyor.
Binlerce taş;
Saklanıyor içimde.
Kim kimin derinliğini görebilir;
Hem, hangi gözle?
Büyüktü çünkü onların dünya arzusu
Benim otların sesiyle kaplı kalbimden
Söktüm atımı söğüdün gölgesinden
defalarca cevap verilen bir nokta daha. hayır, sen neden geriliyorsun ki? farz et ki sağlığımız için içki içmedik, "erdemli" olabilmek için herkesle yatmadık, spor olsun diye namaz kıldık, seyahat olsun diye mekke'ye gittik, paramız fazla diye malımızı başkasıyla paylaştık, vakit geçsin diye kuran okuduk. bak senin dediğin gibi gerçekleşti diyelim. ne kaybettik?
ama allah var, kitapta sana "düşünmez misin?" diye onlarca ayet gönderdi, sana görevlerini hatırlattı, sana yapmaman gerekenleri sıraladı, sana yapman gereken şeyleri hatırlattı, "ölümden sonra yaşam var, ona göre hazırlan" dedi ama sen hazırlanmadın. bunu düşündün mü?
ve sen diyeceksin "n'olur geri dünyaya gönder de senin istediğin gibi bir kul olayım" diye.
her kesimden insanın elinde görebileceğimiz telefondur. aldığı maaş bellidir, durumu bellidir fakat almasına engel yok, taksit yapar 5 yıl öder gerekirse ama alır onu. nasıl bir tutkudur.
bitti dersin, ama kabul etsin istemezsin. içini yüreğini tarifsiz bir acı sarar. bitmiyorrrr.. bitmesi için öyle çok neden varken sen bitmemesi için ararsın aslında tek nedeni sevgidir. tek neden bütün sebeplere engel oluyor.
son derece sıkıcı, bunaltıcı, sinir bozucu, berbat bir
duruma maruz kaldınız demektir.
evet sevgilinin kardeşi huysuz ise eğer surat yapan tavırlı bir kız ise özellikle daha da zorlaşır işiniz. patlıyorum ya, sanki ne var beni tanımaya çalışsalar öğrenmeye çalışsalar nedir bu afralar tafralar. kendime söz verdim tek kelime dahi etmeyeceğim iş dışında sabahları günaydın bile demeyeceğim.
abisini yiyorum öldürüyorum zanneder görenler. bu ne ya, yaptıklarının nedenini anlayabilirim, abi dir kıskanır, belki de uygun göremez ama bu surat nedir. çıksam onu görmemekte var. patlıyorum. çatlıyorum. ve hiç saatler geçmiyor burada artık.
allahım al şu üzerimden sıkıntımı. bende insanım onlarda insan. elbette ama yine de geriliyorsun.
önceleri yaşadığım o heyecanları, güzel huzurlu mutlu sofraları görmediğim ay oldu bu ramazan ayı.
karışık ve geçen günlerde nasıl geçti anlamadığım, karışık bir şey oldu bu ay. allahım tadı huzuru alamadım ya rabbim. belki hiç namaz kılmadığımdandır. eve gideyim namazımıda kılayım bu gece. huzura kavuşayım istiyorum ben. huzuru istiyorum.
evet pişmanım en zor anlarımda olmadım fakat ben şuanda pişmanım. bir devir bitirdim. bu beni daha da olgunlaştırdı. yarımı alıp götürdü. yarı dan fazlamı aldı götürdü ama bitirdim kesinlikle bitirdim.
oruç durumunda çok zorlandığı için dile getirme hali.
bunu insanların gözüne sokarak oruçluyum bakın, zordayım gibi imalarda bulunmayın, neticede herkesin tuttuğu kendine.
zira oruç tutmayanlarda oruçlu insanların yanında, yemesine içmesi dikkat etsin ki şikayet ettikleri bakışların hedefi olmasınlar. tutmuyorsunuz eyvallah sizin bileceğiniz işte bunu da yapın yani.
az evvel haberlerde okuduğum hayretler içerisinde kaldığım durum.
vay arkadaş medeni misin ki? sen değişecek bu durum. sen bebek katilisin evet seni gözümüze aslında ne kadar iyi bir insan olduğunu, güvercinleri çok sevdiğini söyleyip sevdirmeye çalışıyorlar ama yemezler.
pislik yaratık seni. böyle bir istekleri olacakmış aman allahım. oldu olacak eve çıksın ayrı düğünlerini bdp yapsın, elektrik, su bunları da halk ile birlikte bizler ödeyelim.
ne oldu çocukluğum?
köşelerinde nefes nefes koştuğum odalar?
ortalarında tahta at koşturduğum geniş sofalar?
sofalarda gizli yuvalarım, gizli yerlerim?
hani benim kurşun askerlerim?
bir oda içinde kurduğum şehir,
geçtiğim nehir?
hani benim hayallerim, emellerim,
suya girince balık sandığım ellerim?
bir leğende bir deniz gören ben,
bir leğende çin'e varan yelken?
beni ufuklardan ufuklara götüren,
içine binemeden bindiğim tren?
karşındakinin sadece görünümüne önem vermeyen kızdır.
tamam şimdi hiç birimiz dışı çizik yamuk bir meyva dahi almayı tercih etmeyiz ama bazen olur ki en ufacık bir hareketi sevdirir kendini çirkin mirkindir ama seversin. tanımaya çalışırsın ve daha çok seversin. velhasılı sevebilirsin sana güzel gelen her şeyi.
duymuşluğum vardır bu sözü ama etkilenmedik ten sonra sorun teşkil etmiyor.
aslında demek istenen, oruç sadece aç kalmak demek değildir. vücudunuz beyniniz dahil oruç tutun, günah işlemeden, yalan söylemeden zina etmeden yapalım bunu inşallah.