mantar soslu kıtır tavuk.
eğer otomatik oynatma açıksa birkaç saat sonra çalan alakasız şarkıyı fark edip bu şarkıya gelene kadar bu durumu nasıl fark edemediğini düşündürten eylem.
jeff buckley - lover you should've come over' dır.
bıktığım yemektir. öğrenci olmayı geçtim yurt dışında olmanın verdiği kısıtlı yeme imkanlarının sonucu sürekli yemek zorunda kaldığımdır.
birçok harika karakter var ama en son dikkatimi çeken mutlu ol yeter dizisindeki babür'dür.
bir suça sessiz kalmanın suçu işlemekten pek bir farkı olmadığını ve kalbimdeki ağrının sebebinin bu olduğunu öğrendim. farkettim.
görüp tanıyınca maalesef yokolan durumdur.
sıklıkla içinde bulunduğum durum.
artık bu yalnızlıktan kaçış yok.
kimse durduk yere hapşırmaz, öksürmez, tıksırmaz, kaşınmaz.
acun abi ben alamanyadan geliyom beatbox yapcam.
band of horses - no one's gonna love you
hakkımı helal etmeyeceğim tek insan sensin.
sonu yine hüsranla biten arayış eylemleri topluluğu.
kendi istek ve düşüncelerine kulak tıkamaya mahküm yaşamak.
insanın kendini tanımasını sağlayan bir histir.
babamdan gelen whatsapp mesajı;
''amcamın oğlu mehmet zait beni fenerbahçe sayfasnı beğenmeye davet etmiş dalga geçiyor herhalde.''
bir ay sonra dilini, kültürünü hiç bilmediğim bir yerde olacak olmak.
neden herkes tweety'nin erkek olduğuna bu kadar şaşırdı?
hayır asıl olan böyle düşünenlere bunu düşündürtecek hislerin verilmesidir. memeleri değil de ayakları da seviyor olabilirdiniz.
genelde sonrasında pişman olunmayan kararlardır.
muhteşem bir karakterdir.
bilindik olanın güven vermesinden kaynaklanır.
robin sparkles-let's go to the mall.
insanın özgürlüğünü savunup özgürlüğümüz yok diye bağıranların; özgürce istediği kişiye oy veren insanları yargılayıp bir de bu cümleyi kurmaları anlaşılır gibi değildir.
daha fazla entry yükleniyor...