insanlardan duyulan ilginç sözlerden biridir. iq testi manalı yorumlarıyla sizi ölçmüşler zeki göründüğünüze ve fakat çok da bir şey olmadığınıza karar vermişlerdir. bu sözü çok duymanız kıskanıyo musunuz lan tribine girmeye sebebiyet verir.
nedense başladığım her işte söylenen söz, artık insanlarda alışkanlık oldu galiba. işe birini alacaklarsa pazartesi almalılar. yoksa kozmik düzen bozulur.
eski bir amiga platform oyunudur, amigada grafikleri dışında diğer platform oyunlarından bir farkı olmamasına rağmen sadece grafikler için alınıp zamanında oynanmıştır. sonrasında black isle firması pc versiyonu olarak aynı isimli bir rpg yapmıştır. diablo formatında, neredeyse hiç bug barındırmayan, bilgisayarı yeni oyunları kasarak çalıştıranlar için ideal vakit geçirtici bir oyundur. büyüler, dövüşler, görevler derken güzel bir atmosfer yakalanabilir.
sinan aygün'ün ekomoninin büyümesiyle ilgili yaptığı açıklama. büyüme esnafa ulaşmadı demiş, yani bir büyüme var, yalnız esnafı etkilemiyor. büyükler büyürken küçükler iyice küçülüyor demek istemiş, hükümetin başarısı olsa gerek.
üye olmayı gerektiren siteler için on beş dakikalığına geçici bir mail hesabı açan süper kullanışlı site.
üye olmadan linkleri göremezsiniz, üye olunuz hayatınızı yaşayınız gibi yazılardan kurtulmak için bire bir.
bulaşık yıkamaktan nefret eden öğrencinin yakarışıdır. öğrenci evinde sürekli kendisine sıra gelmesin diye dua eder bu öğrenciler, bulaşık sırasının kendinde olmasından duyduğu rahatsızlıkla kabus dolu geceler geçirir. sonuçta bulaşıklar yıkandıktan sonra da hiç de zor değilmiş dese de diğer yıkama sırasında tekrar başlar azap.
(bkz: dünyanın bulaşıktan en çok nefret eden adamı)*
(bkz: dev bulasigi yikama kararinda su kesilmesi)*
malum toki evlerinin niğde şubesidir. her gün ayrı bir heycanın yaşandığı güzide bir sitedir. ya uzun süre günde 6 saat elektriksiz kalırsınız, ya da elektirik vardır su yoktur. yüklenici firmanın kullandığı dandik malzemeler yüzünden sürekli bir sorun çıkar*. her sene ayrı bir öğrenci evine çıkan bana ise yine gün yüzü görmek nasip olmamıştır**.
yazarların kararsızlıklarıyla dolu entrylerini sonlandırma yöntemlerinden biridir. kendince iddialı olduğuna inandığı entryi döşer önce, sonra içinden atamadığı kararsızlığını belli edercesine, "bunu da yazdım ya artık çaylak olmazsam" gibi bitirir cümleyi. mantıklı adamın yapacağı iş değildir vesselam. eğer çaylak olacağını düşünüyorsan yazma! yok eğer her şeye rağmen yazmak istiyorsan, haklıysan, o zaman da korkma? ayrıca kimsenin bir entrysine bakılıp çaylak yapıldığını da düşünmüyorum*. en fazla bir entry silinir. yazar gerisini modlarla konuşur. o da son olmak zorunda değil. entryi düzenleyip varsa hakaretleri silersin, daha anlaşılır, daha sakin yazarsın, yine ne diyeceksen olması gerektiği gibi dersin, peki bu tripler de neyin nesi.
bir discovery channel programıdır, günlük hayatta kullandığımız, bize çok basit gelen eşyaların aslında nasıl bir teknolojiyle üretildiğini anlatan bir belgesel.
türkçeye nasıl yapıyorlar olarak çevirmişler.
discovery channel'da yayınlanan amerikanın en ünlü motosiklet yapımcılarının iş hayatını anlatan program, şu sıralar baktılar insanlar motosikletlerin nasıl yapıldığını izlemekten bıktı, occ elemanlarına dünyayı gezdirip yayınlıyorlar.
discovery channel'da yeni başlayan bir program, efsane avcılarıyla başlayan bilimsel taciz programlarının arkası önce brainiac ile devam etti, baktılar tutuyor şimdi de m.i.w. çıktı karşımıza, yalnız kalite gittikçe düşüyor.
diğer bir discovery channel klasiği için; orange country choppers (occ)
arhavi'den dönüşte samsun'u geçene kadar deniz kenarından seyahat edince aklıma gelen, yalnız türkiye'nin 3 denize kıyısı olmasına rağmen yolcu gemisi olmayışını öğrenmemle son bulan düşünce.
her yerde karşınıza çıkabilecek memur tipleridir, nüfus bürosunda, belediyede, fatura tahsil veznelerinde... yıllardır yaptıkları işi o kadar iyi öğrenmişlerdir ki nedendir bilinmez artık onlar olmasa hiçbir iş yürümez, devlet düzeni değişir, borsa düşer. bu konuda ülkemizin ne kadar şanslı olduğuna değinmeden geçemeyeceğim, allah'a şükür bizim memurlarımız lütfedip faturalarımızı tahsil ediyor, nüfus cüzdanımızı yeniliyor ve hayatı çekilir kılıyor, saolsunlar. birisi çıkıp biz bu işten para kazanmıyoruz, sadece kendimizde bulunan allah vergisi yeteneğimizi halk yararına kullanıyoruz dese inanırız. galiba bu adamlar gerçekten maaş almıyor, ondandır yüzlerindeki umursamazlık, konuşmalarındaki yılmışlık edası, hareketlerindeki yavaşlık... haklılar, en yüce duygunun insanları onlar, iyi ki varsınız.***
