öyle bir şehir ki bursa, insana kendini öyle bir sevdiriverir ki uludağda kayak yaparsın, trilyede çamlı kahvede çayını içerken deniz manzarasına doyamazsın, cumalıkızık ta gözlemeni yersin, dağ yolunda tarihi çınarda meyve tabağının tadına hiç doyamazsın. düşünün ki iskender kebaptan ve kestane şekerinden daha hiç bahsetmedim ki onların yeri apayrı. heykele çıkıyorum dersin, bursalı olmayan bir arkadaş senin ne demek istediğini anlayamaz bile. karış karış gezilesi, yaşanılası bir şehirdir bursa.
mavi olan kutuların rengi türbe yeşili olur, programı acun yerine ikbal gürpınar sunar,yarışmacıların kutu hakkında hissiyatları olamaz ancak kutunun içinde olanı allah bilir. bir de bankacı hamdi bey yerine müftü ebu talip bey olur.
derse girerken sınıf başkanı kapıda beklerdi hocayı görünce dikkat diye bağırırdı. gülmemek için kendimizi zor tutardık. gülersek askeri mahkemelrde bizi süründüreceğine inanırdık. bir defasında derste ayakta bişeyler anlatıyordu. ağzından yere birşey düşmüştü. dişinin düştüğünü düşünmüştük ki zaten ağzında bazı dişleri eksikti. gene gülememiştik tenefüste masanın üstünde küçük bon bon şekerlerin barağını görünce ağzından düşenin şeker olduğunu anlamıştık.
türkiye için saymakla bitmez. bir tanesi maalesef hala başımızda bir başkası radyo aktif çay daha lezzetlidir dedi basına poz verdi, bir başkası... bu böyle gider. nasıl bir ülkede yaşıyoruz biz.
inasanı gülmekten karnına ağrılar sokan bir tiplemedir. büşra pekin rolünün fazlasıyla üstesinden gelmektedir. bir de eşiyle sürekli seks yapmak istemekte eşi kazım namı diğer hıyarlı baba bu isteğine karşılık vermemektedir. ana gibi yar baba gibi hıyar olmaz derler kazım yaptığı güzel esprilerden biridir.
*1 adet ikametgah.
*1 adet sabıka kaydı.
*6 adet vesikalık fotoğraf.
*1 adet nüfus cüzdanının arkalı önlü fotokopisi.
*erkekler için askerlik kağıdı.
eksik belgelerin en kısa zamanda tamamlanması rica olunur.
Adamın karısı gece yarısı doğum yapmıştı. Sabah ilk iş hastaneye telefon edip durumları sormak oldu.
-Alo orası doğum servisi mi?
- Evet efendim.
-Servis şefi ile görüşebilir miyim?
Tam o sırada hatlarda bir karışıklık olur ve müşterisiyle konuşan bir otomobil tamircisi hatta girer. Cazirtt... cuzurtttt...
Parazit sesleri ve hat düzeliyor.
-Alo.... alo sesim geliyor mu ?
- Evet devam edin. Sesim şimdi daha iyi herhalde, sizinkinde öyle merak edilecek bir şey yok,
Burada her şey yolunda, onu iki gün içinde evinize yollarız.
-Demek her şey normal...?
-Aslında ne kadar zorluk çektiğimizi bilemezsiniz.
Her tarafını elden geçirdik. işe yaramaz hale gelen yerlerini değiştirdik.
iki gün sonra da yeniden kullanmaya başlayabilirsiniz.
-Nasıl yeniden kullanabilirim anlamadım?
-Hiç merak etmeyin, sonuçtan memnun kalacaksınız. Giriş deliğini daralttık, çok fazla genişlemişti.Her halde çok zorluluyordunuz?
- Fakat !!!!! Ama!!!!!Nasıl Yani!!!!!
-Yooo hayır itiraz etmeyin, zorlandığınız belli.. Bundan sonra Sık sık yağlasanız iyi olur.
Bu arada çıkış deliğini de açtık. Biraz tıkanmıştı da.
-Çıkış deliği mi ?....
-Hani gaz çıkan deliği.O kadar iyi açıldı kı şimdi gaz çıkarırken sesini dinlemek bir zevk.
-Ne dediniz ?
-Dediğim gibi herşey yolunda...Emin olmak için dün aksam bizzat kendim denedim.
Herşey o kadar iyiydi ki zevkten mesut oldum.Bu sabah yedi kişi birden çiktik üstüne bana mısın demedi. Artık öyle hızlı kı hiç sormayın çok memnun kalacaksınız.