geçen gün durduk yere aklıma düşmüş merhume. öylesine bir muhabbet esnasında kendisinin bir derste 84 kez* dediği gibi "ivet" demiş bulundum. bazı insanlar gitse de etkileri kalıyor işte. aklımda alan bir kaç sözü;
"fatih sizin yaşınızdayken istanbul'u fethetti, siz daha kimyayı fethedemediniz!"
"trene bakar gibi saate bakıp durmayın. alın işte siz saate baktıkça zaman geçmiyor. zaman durdu şu anda, ivet. karardı her yer."
"yemeği kaynatınca ne olur? özü gider. siz de dersi kanata kaynata özünü kaybettiniz, dersin özü kalmadı."
bu adamları dış görünüşlerine bakarak bile tanıyabiliyorum artık. genellikle ince uzun parmakları oluyor mesela. yine genel olarak güzel gülüyorlar. diğer insanlardan farklı bakıyorlar; insanın içine işleyen bir bakışları var. karşı cinse mesafeliler, herkese yavşayan tiplerden değiller. herkese karşı yardımseverler, kişi ayırt etmeksizin ellerinden gelen her türlü yardımda bulunurlar. birinden hoşlandıysa dışarıdan biri bakarak bunu anlayamaz, anlamak için hoşlandığı kişinin de çok dikkatli bakması gerekli. birlikte olduğu kişiyi severse o kişi için her şeyi yapabilir fakat bir süre sonra aşırı sahiplendikleri için karşı cinsi bayabilirler. çevresinde bir adet oğlak dişisi varsa dikkatlice gözlemleyin, aralarında ilk andan itibaren bir çekim hissedeceksiniz. bu çekim öyle kahkahalar atarak gülmek gibi olmaz ama asla. sıcakkanlı boğa ile nemrut oğlağın ikisinin de yüzlerinde mahçup bir gülümseme olur, birbirlerine asılmazlar fakat uzak da duramazlar pek. öyle bir şey ki aylarca "tamam fena değil de niye durduk yere etkileniyorum bu adamdan, öyle yakışıklı da sayılmaz." şeklinde düşünen oğlak aylar sonra bu kişinin bir boğa erkeği olduğu öğrenip "biliyodum lannn" nidalarıyla dolaşabilir.
aslında bunu önceden de yazmıştım, bir sürü kişi de tekrar yazmıştır fakat tekrar söylemek zorundayım. sevdiği kişi için canını verebilecekken sevmediği biri için kılını kıpırdatmaz. * "ne yapmamı istiyosun söyle? öl de öleyim kabul, ne istiyosun benden daha fazla? daha nasıl gösterebilirim sevgimi?"
her şeyi unuturlar fakat söylediklerinizi asla unutmazlar. ilişkinin başında "unutur zamanla nasılsa yeaaa" diyerek saçmalamayın, 10 sene sonra ısıtıp ısıtıp önünüze koyabilirler.
aile her şeyden önce gelir. eğer sizinle evlilik hayalleri kurduysa bilin ki siz de artık onun ailesisiniz ve o günden sonra aldatmadığınız sürece bu değişmez.
seviyorsa başkasına bakmaz. başka birinin ismi geçiyorsa %99.99999 sizi kıskandırmak içindir. beğendikleri tip diğer erkekler gibi olmaz genellikle. benim tanıdıklarımdan bir tanesi hafif balıketli, kısa boylu (160-165), göğüsleri aşırı büyük olmayan hatunlardan hoşlanıyordu mesela. *
dürüsttürler, kolay kolay yalan söylemezler fakat (fil hafızalı biriyseniz) bazen çok iyi gizledikleri yalanlarını bulursunuz. söylediğinizde inatla inkar eder, asla kabul etmez. bazen de söylediği şeyler arasında tutarsızlıklar olur, yalan söyledikleri için değil öyle hatırladıkları için olur bu. mesela çocukluğundan bahsedecek; bir anlatışında "anaokulunda düşüp kolumu kırmıştım." dediyse bu olay başka bir anlatışında ilkokul 3'te olabilir, doğaldır, alışın.
kıskançtır, kıskançtır, kıskançtır. her an nerede, kiminle, ne yaptığınızı bilmek isterler. çevrenizde erkek sineğe bile tahammülleri olmaz, kendi kız arkadaşları onlara asla yan gözle bakmaz ama!!
bir olay mı oldu, hemen en kötü senaryoyu yazarlar. örneğin tatile arkadaşlarınızla mı gideceksiniz, onlara göre kesin gece bara gidip delicesine içeceksiniz ve birileri sizi kaçırıp tecavüz edip öldürecek! ayağınız kayıp yere mi düştünüz? geçmiş olsun, kesin en az 5 kemiğiniz kırılmıştır ve beyin sarsıntısı geçiriyorsunuzdur!
bir şeye kafayı taktıysalar en az 100 kez "ne oldu?" diye sormadan cevabı alamazsınız, sabır gerektirirler.
kıskançlıktan bazen kafayı yiyebilirler.
- sence bu çocuk yakışıklı mı?
+ hayır.
normalde bu konuşma böylece bitmeli değil mi? yok 5 saat çocuğun yakışıklı olmadığına ikna etmelisiniz.
-kime baktın öyle??!!!
+ha kim?
-niye bakıyosun o çocuğa ya? benim yanımda yapma bari!!!
+noluyo leynnn
evet kızımız kimseye bakmamıştır fakat beyefendi öyle sanmıştır, 10 saat tartışırlar ve sonunda kız küsene kadar da inanmaz kızın kimseye bakmadığına.
yemek yemeyi severler, bir çeşit hobidir bu onlar için.
sevişme konusunda gerçekten ateşli olurlar fakat sevmediği kişiyle kolay kolay beraber olmaz. sevdiği kişiyle sevişiyorsa buna bir ibadet gibi yaklaşır, karşısındakini mutlu etmek için elinden geleni yapar.
genel olarak iyidir, hoştur, paranoyak oldukları zamanlar hariç yere sağlam basarlar.
itüde önce sabah dersimin hoca tarafından iptal edilmesine, ardından başka bir hoca tarafından akşam olan vizemin ertelenmesine neden olmuş kar yağışıdır. beşiktaş taraflarında öğlen saatleri dolu yağdığı da olmuştur.
6 yıl ankara'da kalmış biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki abartıldığı kadar soğuk değildir. nedense hayatının tamamını ankara'da geçiren kardeşlerimiz sürekli ne kadar soğuk olduğundan bahseder. kalın bir kaban, atkı, bere ve eldivenle gayet rahatlıkla bütün kışı atlatabilirsiniz. (kışın 10'da 9'unda bere kullanmazdım bile.) ha ama "gece çok soğuuuuk" diyorsan da gece 12'den sonra türkiye'nin heryerinde bi tarafların buz keser, ankara'ya özgü bir durum değil bu maalesef.
darmaduman albümünün muhtemelen en kaliteli parçası, hatta duman'ın en iyilerinden. replay'e basmaktan usanmıyor insan, mutluysan daha mutlu eder üzgünsen bitirir adamı.
bazı yazarlar gibi kadının sahibi olduğunuzu düşünmeyin. hatta mümkünse asla bir kadının sahibi olduğunuzu düşünmeyin. evleniyor musunuz kendinize köle mi alıyorsunuz belli değil!
sürekli yürümüyor denen ilişki türü. iyi kötü 3yıllık bir beraberlikten sonra haftaya içinde olacağım fakat umudum yok değil. şimdiye kadar karşılaştığım bazıları,
*10 yıllık uzak ilişki sonunda erkek nedensizce ayrıldı, 1 yıl sonra kendisinden 10 yaş küçük bir kızla evlendi, evliliğin daha ilk yılında tekrar eski sevgilisine ulaşmaya çalıştı.
#6-7 yıllık uzaklık ve 3-4 sene aynı evde yaşamanın sonunda erkeğin kızı dövmesiyle bitti.
+7 yıllık uzak bi iliskiden sonra seneye evleniyorlar:)
%2 yılın sonunda erkek kızı aldattı, ayrıldılar ve erkeğin şizofren olduğu ortaya çıktı.
&liseyi birlikte okuyup üniversitede farklı şehirleri kazanmış bir çift (kız 7sene tıp okudu) seneye evlenecekler.
$ 5-6 yıllık ilişkide birbirlerini yılda 1-2 kez görebilen çift seneye evlilik planlari yapıyor.
bazıları başarıyor, umarım onlardan olurum ben de.
edit: 4 yılı devirmiş ilişkim uzak mesafelere dün itibariyle yenik düştü. geçmiş olsun bana.
bugün metrodan inerken bi kıza çok güzel olduğunu söyledim, şaşırdı ve uzatmadan gittim yanından. çok güzeldi be sözlük, yeniden görmek için her şeyi yapardım. en azından içimde kalmadı, söyledim bu sefer.
160 boyunda kadınların çıkıp da "34 bedenim, tahta gibiyim" şeklinde serzenişlerine malzeme olan beden.
165 üstü hatunlar için çok zayıf olmak anlamına gelse de 160 civari için son derece normaldir ve ortalama olarak bu boydaki kadınlar 45-48 kilo civarıysa minyon ama orantılı birer 34 beden olurlar.
ayrıca ülkemiz mağazalarında genellikle 34 beden kıyafetler 36-38 arası bir kalıptadır, kendinizi kandırmayın.
bir türlü anlam veremediğim mantık. hadi erkek karısına değer veriyor ve rahat etmesini istiyor diyelim ama bir kadın bunu nasıl kabul eder? çevremde 45 yaş üstü calismayan kadınların neredeyse yarısı "elimde bir mesleğim olsa boşanırdım" diyor. tabi ki birileri çıkıp da "boşanmak için evlenmiyoruz sonuçta" diyebilir fakat bunun hastalığı, ölümü, işten çıkarılma riski de var. her şeyden önce bu bana göre insanın kendisine saygısıdır, insana güven verir. ikinci olarak da kadın eve kapanmamış olur. ev hanımları maalesef birçok konuda eşlerine bağlıyken çalışan bir kadın yeri geldiğinde "senin kadar ben de bu eve katkı yapıyorum" diyebilir. isterse adam milyoner olsun yine de kadın çalışmalı.
fizik; nerede saçma sapan önemsenmeyen konu varsa oradan 15e yakın öncüllü soru vardı. yıldızlardan yıldızsılara, çekirdek kuvvetlerine vs. çalışmayan aklımı ne yapsam bilemedim.
kimya; genel olarak basitti fakat organikte ara tepkimeyi sormak kimin aklına geldiyse helal olsun, o kadar kitap çözdüm bi tane bile mi denk gelmez böyle soru. ayrıca bi sorunun %100 yanlış olduğuna inansam da muhtemelen iptal edilmeyecek olması sinir bozucu.
biyoloji; söyleyecek hiçbir şey yok, sbs ayarındaydı.
kol gibi giren sınavdır. ygs'de 2500. olmuştum ve son haftaki dershane denemelerimde 75-80 arası netler çıkardım hep. sinava giderken o kadar rahattım ki anlatamam, babamla "en kötü trakya tıp yazarım ehehe" diye muhabbet ediyorduk ve ben şu anda trakya tıp için dua eder durumdayım. matematikten 13boş, geometriden 2 boşum var ve matematikte 3soru salladım. sınav sırasında 40. soruya kadar rahattım, bir sürü boş vardı ama yaparım diye düşünüyordum. fakat saate baktığımda 25 dakikayı görünce elim ayağım titremeye başladı, hiçbir şey yapamaz oldum ve süre bitti. geometri sınavında bu sefer tam tersi gerçekten rahattım, nasılsa kazanamayacagım diye rahat rahat çözdüm, arada çıkmak istedigimde zorla oturdum fakat önceki heyecandan midemin deli gibi bulanmasına rağmen yine de iyiydi. sınavdan çıkınca ise defalarca kustum, ruh gibi gezdim saatlerce, arkadaşlarımın da benzer olduğunu görüp rahatladım biraz fakat tüm ümidimi kaybetmis durumdayım. muhendislik hayalinden vazgecip edebiyat çalışmayı düşünüyorum, o kadar rezil haldeyim. matematikten sonra fende ufak eksikleri kapatırım kolay diyordum ama içimden gelmiyor. herkese geçmiş olsun ve matematikten 40net üstü yapan herkesi tebrik ediyorum.
avustralya açık 2013te çeyrek finalde idolü olan serena williams'ın rakibi olmuş umut vaadeden genç, sempatik oyuncu. umarım bundan 10 sene sonra buralar entry dolar:)
Müzelerde canlandırma amaçlı kullanılan modeller, hani eski kıyafetler filan giydirilir ya...özelikle edirnede yıldırım bayezid külliyesindekiler... Gece uyuyamıyorum, rüyalarıma giriyolar lan
lan 7 kisi deniyor. kim ne kadar azarsa azsin 7 lan. ne kadar gercekci geliyor bu kulaginiza. 7 amk 7. tecavuz ihtimali yuksek, arastirilmali. ustu kapatilmis olabilir. tecavuz olmasa bile 17 yasinda kizdan bahsediliyor, 17 daha. 17 yasinda biri nasil kendi istegiyle 7 kisiyle cinsel iliskiye girebilir.
kasli vucutlarin daha guzel durmasi nedeniyle varligini surduren merak.
ozellikle gunumuzde artan ostrojen maruziyetiyle(deterjan vs.) erkeklerin meme yapmaya basladigi bir gercek. engellemenin en iyi yolu spor. erkekler de 1-2 ay spor yapsa kas yapiyor. oyleyse her erkek biraz sporla bu sorunu aşabilir, kizlarin ilgisini cekebilir. lan kizlar meme ellemek istese kendi memesini eller, olmadi gider baska bi kizla takilir.
turk kizlarinin mutluluk gozyaslari dokecegi gun olacaktir. boyle bi ulkede kadin olmak kadar zor bi sey yok amk, biraz da rus kizlari kendi bedenini siyasilerden korumaya calissin. beni de ingiltere, almanya, norvec, isvec, nereye olursa yollayin amk. erkeginin tipi umrumda degil, insan muamelesi goreyim yeter.
gordugu et parcasiyla kendinden gecen yaratiklarin yasadigi ulkemizde ozgurlugunu rahatla yasayamayan disi bireydir ve yanlis yapiyordur. dogru olan kendisine taciz eden adama biber gazi sikmak, elektrosok cihazi kullanmaktir.
1990 dogumlu belcikali raket. kendisini bugun federer'e karsi muhtesem performansiyla farketmis olmaktan utansam da helal olsun diyorum. son donemde federer-nadal-djokovic uclusunden sıkılanlara ilac gibi gelmistir.
Boyalarini gözünden sakınirken birileri gelip boyalarını kırınca üzülen çocuktur. Ayrıca yaklaşık 10 sene neredeyse ilk günkü gibi saklamayı başarmışken annenin gizlice boyalari birilerine vermesiyle derinden yaralanır.
attila ilhan'ın "hangi..." serisine ait kitaplarından biri.
genel olarak deneme tarzında yazılmış, sık sık atatürk'ün sözlerine yer verilmiş ve 1920-1980 türkiyesini kapsayan, okunması gereken bir eser. atatürk'ün yürüttüğü iç ve dış siyasetle 1980'e kadar olan iç ve dış siyaset karşılaştırmalarından oluşuyor desek yalan olmaz. başlarda sıkıcı gibi gelse de ilerleyen kısımlarda içine çekmeyi başarıyor. okumaya başlayanların ilk tepkisi "dili ağır yeaaa" olsa da bu tarz kitaplar okumamalarından, zaten okudukça diline alışıyor insan.
--spoiler--
...
Gerçekte Meşrutiyet'le Ankara'da ki Millet Meclisi arasındaki fark,Meşrutiyet'de Padişah'ın halka bazı haklar lütfetmesi, Millet Meclisi'nde ise halkın doğrudan doğruya Padişah'ın yerini almasıdır. Bunun ne büyük ve müthiş bir dönüşüm olduğunu düşünebiliyor muyuz? Hangimiz, başarısızlığa uğrasaydı, Mustafa Kemal'in sırtında beyaz idam gömlek, 'hain' diye asılacağını doğru dürüst düşünmüştür?
Devrim Tarihimiz,istanbul'daki Padişah Hükümetini daha baştan Ankara'ya mahkum gibi anlatır. Tarihsel süreçte belki böyleydi ama fiilen değil! Hele hukuken, asla! Devlet ve Hükümet, istanbul'dur; Mustafa Kemal ise 'merkez'i, üstelik teokratik otoriteye baş kaldıran bir 'asi'. idamına fetva çıkması, yarım yüzyıl sonra, bize şaka gibi mi görünüyor? dürizzade'ye öyle görünmüyordu. hele vahdettin'e, hiç! çünkü o, 'meşruluğunu' var olan iktidarın yasa ve fermanlarından almıyordu, tarihten ve halktan alıyordu. bütün büyük devrimciler öyle yapmışlardı.
--spoiler--
her entryde mustafa kemal hakkında atıp tutmazlarsa rahat edemez yazarları. bir bakarsınız alkolik demiş, bir bakarsınz dinsiz, bir bakarsınız diktatör... bu kadar hafif olsa söyledikleri yine iyi.
her entryde dini anlatmayı çok severler. din iyidir, güzeldir ama bunları mustafa kemal'le bağdaştırmadan duramazlar. laikliğin ne kadar çirkin olduğunu anlatırlar. mustafa kemal olmazsa chp'ye saydırmaya başlarlar.
pkk'yı savunan, teröristlere şehit diyenler de çoktur bu sözlükte.
izmir'de kötü bir şey olsun hemen başlarlar "al gavur izmir işte, yoldan çıkmış bunlar."
hiç durmazlar, chp'li kızların ne kadar or.spu olduğunu anlatırlar.
eğer bunlarla ilgilenmezlerse muhtemelen "bakire olmayan kız" başlığındadırlar, "patlak kızla evlenmemek" için 7 sebep sayıyordurlar.
baktınız orada göremediniz kendilerini hemen "kızın ağzına vermek" gibi başlıklara yönelin, kadınları aşağılamaya başlamışlardır.