Bugün edinilen bilgilere göre; Abdullah Gül cumhurbaşkanlığı adaylığında tayyip erdoğan'ın karşısında yer alabilir söylentilerine şöyle bir cevap verdi : '' Bizim Tayyip beyle ilişkimiz kardeşlik hukukundan da üstündür ! '' Ama iki sattir bütün notlarımı karıştırarak bu cümlenin altındaki saklanmış mesajı sonunda buldum; aslında verilen mesaj şudur : '' anti ak particiler ! avucunuzu yalarsınız. '' .**
bu zamanda eleştiriler nedense ahmet davutoğlu'na yönelik. beaCHParty'nin provakateden sorumlusu bir adam kalkmış '' davutoğlu gidecek '' diyor. aa be arkadaşım sen suriye olayları yüzünden, katliamlara gözünü yumarak '' esad gidecek, gitmeli '' diyemeyip de '' davutoğlu gidecek '' dersen sana kıçımızla güleriz kılıçdaroğlu'nun tabiriyle. hatta şamaroğlanı yakıştırması bile yapılıyor bu aralar hocaya. ulan sırtınızı dayadığınız o pis ellerden her birisi silivri'ye girdikçe siz bir tokat daha yiyorsunuz tayyip'ten haberiniz yok. asıl şamaroğlanı ta sizlersiniz. var mı hala bir umut, birazcık gurur ? Kaldı mı ?
haberlerde de bahsedildiği gibi son bir kaç gecedir 22 leş bırakmış bizim mehmetcikler. 22 temmuz'dan beri de öldürülen terörist sayısının 40'a vardığını açıkladı genelkurmay.
evet bundan çok da geçmişte kalmayan yıllar önce, içlerinde son bir kaç gerçek alevinin de olduğu binlerce insan katlediltikten sonra alevilerin planladıkları onlarca intikam senaryosundan birisidir. ve başarılı olan bir plandır. yıllarca ufaktan ufaktan aleviler chp'yi ele geçirirken kimsenin ruhu bile duymadı taa bu zamanlara kadar.
ancak daha da ilginç olan şey ise aleviler chp'yi ele geçirmek için uğraştığı bu dönemlerde bazı karanlık eller de alevileri ele geçirme çabası içerisindeydi. evet herkes başarılı oldu bu konuda. şimdi alevi simgesi olarak gördüğümüz insanlar aleviliğin tanımını aynen türklerin milliyetçilik kavramını unuttuğu gibi unutmuşlardır. yok öyle bir terim, kimse gerçek aleviliğin ya da milliyetçiliğin ne olduğunu bilemez oldu. şu anki alevilerin bir çoğu ermeni dölü diyenleri de kınamıyorum.
nedir kardeşim bu korkunç olay ! sözlükte veya facebook'ta dolaşırken sol tarafa dikkatimi çeken haberleri atıyorum. ensonhaber.com'u tıkladığımda bir süre sonra davul sesi gelmeye başlıyor. her seferinde unutuyorum. ulan diyorum iftar on dakika önceydi, sahur ne çabuk geldi ! bir de bazen mala bağladığım anlarda dinlediğim yabancı şarkıların üstüne çalınan davulla uyanıyorum. hadi lan adam resmen davul kullanmış kayıtta diyorum.
odtü geliyor ilk başta aklıma. geçen yıllar bir sıçradı, iki sıçradı, üçüncüsünde de polis odtülü öğrencilerin üzerine sıçradı. O olayı kanal d de ekranlarına taşıdı atv de. ancak iki haber arasında bir fark vardı. kanal d polisin, hakkı olan bir gösteri düzenleyen öğrencilere seviyesiz şiddet kullandığına değinerek polisi eleştirdi. atv ise kanal d'nin o olayda kestiği bir görüntüyü de yayınladı. neydi o kanal d nin göstermediği görüntü ? sopa yiyen öğrencilerden bir kaçının yere '' k.c.k. '' yazıp kaçtığını gözler önüne seren bir görüntü. işte kanal d ve mason kanallarının iskeletsizliği ! işte olay bundan ibaret. polis öğrenci dövmez ! polis terörist döver.
edit : başlıktaki yazım hatası uyarılar sonrası düzeltilmiştir.
bugün de ‎#MuslimsAreNotTerrorists hashtag'iyle twitter'de en çok konuşulan konu oldu. bir müslüman asla terörist olamaz ve terörizmi destekleyemez. bir terörist de asla müslüman olduğunu söyleyemez. islamiyet'de cihad kavramını kendi kafasına ve çıkarlarına göre yorumlayan ortadoğulu partizanların fitnesi olan müslüman görünümlü teröristlik, hiç şüphesiz ki tarih boyunca islamiyet'e en büyük darbeyi vuran ''yöntem'' olmuştur.
Bir kaç yıl önce yazdığım bir yazıyı paylaşmak istedim, bilgi paylaşım sitesi ya burası o yüzden :
Bundan 1400 yıl önce islam , bir avuç büyük insanla dünyayı avucuna alan bir güç oldu. Kur'an , Edebiyat ve şiir alanlarında üstadların bulunduğu ve şiirin bir hayat tarzı olduğu bir coğrafyaya indi. Böylelikle söz yazmakta usta olan bir topluluğa '"Onu (Kuranı) kendisi uydurdu" mu diyorlar? De ki: Eğer doğru iseniz Allahtan başka çağırabildiklerinizi (yardıma) çağırın da siz de onun gibi uydurulmuş on sûre getirin.'' (Hud 13 ) ayeti indi. Ve kral Kisra da ebedi tarihe geçecek sözlerini söyledi '' Onların birtek Allah'ından bu kadar güzel sözler çıkıyorken , sizin üçyüz tanrınıza ne oldu ? ''...
O zamanlar hayat tarzı , yaşayış şekli peygamberin yaşayış şekliydi. O nasıl yaşıyorsa , öyle yaşanmalıydı.Kur'an Peygamber Efendimiz (s.a.v.)in yaşayış tarızını bize tavsiye etmemiş , emretmiştir ! işte asıl şeriat kavramı da bu noktada çıkıyor karşımıza. Şeriat'ın gerçek anlamı Hz.Muhammed (s.a.v.)in yaşayış tarzıdır. Yani kısacası banka kuyrugunda , manavda , pazarda , okulda , işte , heryerde ve her anda Allah adına alıp Allah adına vermektir. Selamı Allah adına almak - vermek , malı Allah adına alıp vermek , kısacası Allah adına yaşamaktır ve bu yaşam bize emredilmiştir. Asr-ı Saadet döneminini araştırmaya ve uygulamaya yönlendirilmişizdir.Devlet ve Ordu işlerinde de tarz buydu . En küçük savaş , cihad ,hazine , yönetim , toplum düzeni , maliye sorunlarında hemen gözler Kur'ana çevrilirdi , Hakim Kur'andı. Ve tekrar söylüyorum bu bize emredildi. işte emredilen bu hayat tarzının ismi ''Şeriat'' tı. Yani şeriat cübbe giymek , huuhh çekmek , evlere kapanmak değildi. Kısacası şeriat , ibadeti ve kulluğu sadece camilere tıkmamaktı.Bu çatı altından bakmak , yaşamak müslümana farz kılındı . Ancak ben bu çatı altından Laikliğe malesef hiç birzaman bakamadım.
Gerek Türkiye'nin iç savaşını artırmak isteyenler , gerekse islamiyeti sindiremeyen kesimler tarafından Şeriat kelimesi hep çarpıtıldı.Şu anda yaşlı kadınları miting sahnesine çıkarıp ''şeriat istemiyoruz'' diye bağırtanlar neyi istemediklerini çok iyi biliyolardı ama bağıranlar hiç bir zaman bunun farkında değildi.Gençlere şeriat '' sakal uzatıp ,cübbe giyip , huuh çekip , kendini zincire vurduktan sonra bir de üstüne domuz bağıyla adam öldürmek '' olarak yansıtıldı. Tabi burda islamiyeti anlamayıp , hep geri kafada kalan ve itici bir izlenim bırakan bidatlar içinde boğulmuş cemaatlerin de katkısı vardı.Ancak nasıl ki Amerika -CIA - FBI ve Vatikan işbirliğiyle kurulan El - Kaide terör örgütüyle dinimiz terör dini olarak gösterildiyse , Türkiye'de de derin devlet tarafından kurulup Hizbullah ismi kullanılarak yapılan terörle Şeriat kötülendi. Domuz bağları , bodrum katlara gömülen cesetler ...Ancak asıl şeriat'ı istemeyen din karşıtı derin mafya ve örgütler (ki o zamanın Türkiyesinin sahipleri ) Bediüzzaman 'ın ne kadar cumhuriyetçi ve ne kadar modern bir şeriat anlayışı bıraktıgının farkındaydılar.Bu süper akım ve anlayış karşıdakileri hep korkuttu.Çünkü Bediüzzaman'ın talebeleri ne sakallıydı ne de cübbeli. Sosyal hayatları oldukça zengin , ve ayrıca takvalı on milyon genç.Cahillik ve yobazlık fitnesini kırmış atmış , eğitimlidirler ; içlerinde avukatı vardır doktoru vardır , Bakan ı vardır. Ve sonra sosyal bilgisi kitaplarında bize Şeyh Sait hep Said Nursi olarak yansıtıldı , Said Nursi din düşmanı olarak gösterildi . Ve bu Hizbullah tezgahında Hizbullah evlerine Risale-i nurlar yerleştirildi. Hizbullah evlerine yapılan baskınlarda polis kameraları o güzel kırmızı kitaplara zoom yaptı ve medyaya böyle yansıtıldı.Şimdi bunları yazarken acı acı gülümsüyorum. Bu acılık geçmişten gülümsemem de gelecekten kaynaklanıyordu elbet. Böylelikle yeni nesillere ve gençlere Nur cemaatleri de kötülenecekti.Bu cemaati kötüleme yollarından yüz tanesinden sadece bir örneği. Hala da devam ediyor bu kötülemeler malesef , inanan da inanıyor.
Zaman gelip çattıgında , büyüdüğümde bir siyasi görüş , bir hayat misyonuna sahip olmak fikri hiç yalnız bırakmadı beni. Ve bir gün geldi nefsime '' bi dakka yaaa bi saniye bi suss bee ! '' diyerek , bunu becerebilerek bu bize emredilen Şeriat çatısını düşündüm ve hem siyasi görüşüm , hem hayat tarzım değişti.Çok şükür.Ve sonra gördüm ki bu bahsettiğim şeriat ve din düşmanları Sol kimliği altına bürünmüş gençliği zehirliyor. Bu zehir öyle tehlikeli bir zehirdi ki bir süre sonra insanlar Laiklik kavramında öyle bir inatlaştı ki kalplerinde kutsal bir yer etti kendine. Ve malesef cogu kimseler hiç ama hiç farkında olmayarak Laikliğe tapar oldu. Dininden daha çok savunur korur oldu. Bir süre sonra objektif olabilme kuramı değişti bu ülkede.Neye göre objektif olacaksın arkadaş ? Laikliğe göre mi ? Dine göre mi ? Çünkü Dine göre objektiflik Laikliği anında siler atar . Laikliğe göre objektiflik dine saygılı gibi dursa da dini iter iter kovalar ve camilere tıkar üstüne de bir kilit vurur !Neyse , Allah Türk insanına yardım etsin , doğru yol ne ise onu göstersin.
Yazımı ciddi solcu ve Atatürkçü bir abimle hatırladıgım güzel bir muhabbetimi anlatarak bitirmek istiyorum.:
Bir ara hararetli tartışmanın ortasında o abim bana söyle dedi :
-''Abiciğim ben de istiyorum şeriatı , ancak araya bir çok hurafe ,bidat su istimaller girecek. Ve böylelikle yine çarpıtacagız kötü yollara sürükleyeceğiz dini'' dedi ben de :
-'' haklısın abi , cidden haklısın ...Ama benim bu hükümetle ümidim var , başka çare yok ve bu ümidim herzaman olacak'' dedim o da :
-''Güzel kardeşim bak , eğer tertemiz bir şeriat getrilemiyorsa Laik yaşamak mecburidir. Güzel bir şeriatla yaşayamayacaksan ,laik olacaksın dedi. Laik olamayacaksan da kendi içinde şeriatını genişletmeye çalısacaksın'' dedi...
Gördüm ki karsımda tartıstıgım insan cidden boş bir insan değilmiş , içindeki bir çok tabuyu yıkıp bu sonuca varmış. Ve hemen farkettim ki bu güzel abim farkında olmasa da Recep Tayyip ERDOĞAN'ın bir sözüne değiniyordu. '' Ya laik olacaksın , ya müslüman ! ''...Saygılarımla...
Sana da (ey Muhammed) geçmiş kitapları tasdik eden ve onları kollayıp koruyan Kitab(Kur'ân)ı hak ile indirdik. Onların aralarında Allah'ın indirdiği ile hükmet. Onların arzu ve heveslerine uyarak, sana gelen haktan sapma. Biz, herbiriniz için bir şeriat ve yol belirledik. Eğer Allah dileseydi sizi tek bir ümmet yapardı, fakat size verdiklerinde sizi denemek istedi. Öyleyse iyiliklere koşun. Hepinizin dönüşü Allah'adır. O, ihtilafa düştüğünüz şeyleri size haber verir. ( Maide 48 )
efendim bir insan dalga geçiyorsa, yediremiyordur. kaldıramadığı şeyleri geyiğe vurup kahkaha atmakla içindeki şüpheleri bastırmaya çalışır. öyle değil mi ? düşüncesinin sonuna kadar arkasında olan bir yazar, bir ateist, bir hıristiyan, bir yahudi neden müslümanlığın kutsallığıyla dalga geçer ? çünkü yediremiyordur. inanmak istiyor, inanmayı beceremiyordur. tüm sosyal çevresinden sıyrılıp kendini ıssız bir adaya kapatıp ibadet etmek istiyordur, çok geçtir. Çünkü gözleri, kalpleri, dilleri, ayakları mühürlenmiştir. hakiki bir ateist, ''allah'ı inkar eden bir beyin '' eğer inancında samimiyse kesinlikle önüne bakar, kimseyi incitmek istemez. bu debelenmeleri aslında ''koyun'' olarak hitap ettikleri halka yönelttikleri '' öğrenilmiş çaresizliğin '' anasıdır, babasıdır.
counter strike oyununda teröristlerin biyografilerinde orta doğulu oldukları yazılı. yani müslüman sembolü koymuşlar ortaya. arkadaşlarım ben polis olduğumda '' oğlum terörist ol bunlar israilli '' diyorlar. hayır efendim ! ha israil askeri seçmişim, ha terörist bir müslüman seçmişim farkeder mi ? terörist müslüman olamaz, müslümandan da terörist olmaz.
sinem kobal'ın ispanya'da iş bulamaması, ekonomik nedenler ve çıkarlar doğrultusunda arda turan, '' beni burdan alın '' çağrısı yapmış.Sanem altan da vatan gazetesindeki köşesinde Arda Turan'ın Galatasaray'a döneceğini yazdı ve bu olayı ikinci hakan şükür vakası olarak yorumladı. bence de gelmesi yakın gözüküyor, gelmese de olur hani. ancak hamit ile süper bir kombinasyon oluşturması içten bile değil.
yoktur öyle bir şey amma sözleri bir tokat niteliğindedir. meclis koridorunda iki parmağını atatürk'e uzatarak '' paşa, paşa ! namaz kıl ! namaz kılmayan haindir, hainin hükmü merduttur ! '' diye asrın fırçasını atmıştır. bi bakıma '' müslümansan müslüman gibi davran, değilsen de defol git ! '' dercesine yüze çarpılan tokattır. (bkz: ne ayaksın lan sen)
bunu o mecliste vekillik yapan bir isim şöyle aktarıyor : '' said nursi bu sözleri söylerken, atatürk boncuk boncuk terlemişti. italyan ayakkabısıyla iran'dan getirttiği halının püskülleriyle oynuyordu. '' daha sonra atatürksaid nursi'yi odasına almış ve 3 saat nasihat dinlemiştir. atatürk yanına çekmeyi istediği bediüzzaman'a '' hoca ben alkol ve kılık kıyafet serbestiyeti istiyorum '' dedikten sonra said nursi hiddetlenmiş ve van'a geri dönmüştür. hükümetin misyonunu çok tehlikeli bulan said nursi, 100 bine yakın talebesiyle ayaklanma çıkarmak yerine kitaplarıyla savaşmayı seçmiş ve gayet de başarmıştır. yenmiştir bu zamanda atatürk'ü.
bahsedilen kapakta binlerce insanın '' apoya özgürlük ! '' sloganlarıyla toplanmak istediği bu mitinge '' özgürlük için demokratik yürüyüş '' demesi çok fazla bir tepkiye neden olmadı. tabi, artık son kozlar oynanırken etekteki taşlar da dökülüyor birer birer. (bkz: http://www.kisalink.tk/cxu)
yahşi batı repliğidir. kızılderililerden yırtmak isteyenaziz efendi'nin '' kızılderililer de türktür derler ?'' sitemine karşılık kızılderililerin birbirlerine yönelttikleri sorudur.*
iktidara oy veren halkın yarısına '' ampülün etrafında sadece sivri sinekler vardır '' benzetmesiyle yüklenilmesine karşılık böyle bir kalıpla cevabı mümkündür.
bu aralarda ismini sürekli karıştırdığım bebek yüzlü sübyan. youtube'da milyar kere tıklanıyormuş. ac-dc, black sabbath, queen'lerin izlenme sayıları da giderek düşüyormuş nasıl oluyorsa, biber dolmasının hayranları izlenme sayılarını çalıp, bununkine ekliyorlarmış galiba. (bkz: çalarlar itneler)
türkiye'nin en ünlü gitarist ve prodüktörlerindendir. Kendisi Teoman, Yalın gibi 2000'li yılların müzisyenlerinin mutfaklarına geçmiştir. Son zamanlarda sahne direktörlüğü yapan başaran'ın yaşlanmış gitarları meşhurdur.Kendisi Cem karaca'yla da ''sessiz çığlık'' adında bir parça yapmıştır. Teoman'ın hemen hemen her şarkısında adı, gitarı vardır.
genelde sol zihniyetin, mevlana ile her yerde övünmesine, karıya kıza ayrılık acısı mesajları göndermek amacıyla mevlana'nın allah aşkı için yazdığı sözleri facebook anasayfasında meze yapmasına ve '' mevlana hakiki müslümandır yahu, yobaz değildi !'' demesine rağmen;türban meselesinde mevlana'nın hanımının baştan aşağı kapalı ve tesettürlü olduğunu görmezlikten gelmesidir. bu çelişki onların en büyük utançlarından birisi olarak kalmaya devam edecekdir. bu yeni jenerasyon artık mevlana'ya da yobaz diyeceklerdir belki de.inançta çifte standart sanırım böyle yapılır.
aslında yazabilte yeteneğin üst seviyededir. fikir ve bilgi fırtınası üretirsin yazdıklarınla. elalem '' ulan adam yazmış ! '' der. ancak bu sizin ileri bir seviyede zekalı oldugunuzu kanıtlamaz. geri zekalı olmadığınızı da kanıtlamaz. düşünceler beyinde kaldıkça hep zekaya yüktür. düşün, düşün nereye kadar ? ya kalbe yansıtacaksın, ya da eyleme dökeceksin.
