Devletin verdiği bursun ya da öğrenim kredisinin aslında günümüz şartlarında ne kadar komik rakamlara tekabül ettiğinin göstergesidir bu yaşananlar.
Zira sadece aylık 150 euro vereceklerini söylüyorlar fakat biz fakirler hemen onu türk lirasına çevirip oo çok paraymış diyoruz her ay aldığımız 50-60 euroya kıyasla.
Aslında bu kadar büyük bir reklam için aylık 150 euro o kadar komik bir rakam ki fakirliğimize gülmekten kendimi alamadım.
Umut fakirin ekmeği, ne diyelim.
Neyse, zenginin malı züğürdün çenesini yorarmış, sallayın gitsin çok ihtiyacı olan varsa da Montenegro'dan gelecek hayır Allah'tan gelsin.
En büyük zehir taciri olan devletlerin mükemmel vergi kaynağıdır. Özellikle ülkemizde türlü yasakların üstüne sigaraya büyük vergi yükü bindirilerek sözde tüketim azaltılmaya çalışılıyor.
Ben de kullanıyorum ama yapılanları tasvip etmiyorum, zehir olduğu kesin olan ve içinde 6000' den fazla çeşitte madde bulunduran bu ne idüğü belirsiz şeyle ciddi bir şekilde savaşmak yerine gelir kapısı haline dönüştüren devletlere lanet olsun.
Malesef ülkemizde büyük çoğunluğun doların artışına sandıkta tepki vermemesini bir süre idrak edemedim ama şöyle bir tahmin geliştirdim. Büyük ihtimalle birikimlerini dolara çevirdikleri için dolar arttıkça biriktirdikleri paranın arttığını düşünüyorlar.
Tebrik ediyorum kendilerini çok doğru bir yatırım ve inanılmaz büyük bir öngörüyle sandıkta doğru tercihi yaptınız. Helal olsun size ülke batsın ama size bişey olmasın çünkü siz çok akıllısınız biz salağız afedersin.
Biri diyarbakır ı yazmış ama sanki diyarbakır a hiç gitmemiş gibi yazmış, doğrusunu yazayım.
Ofis iş bankası önü.
Dağkapı meydanı.
Park orman.
Tesisler.
Ninova avm.
Ceylan avm.
Üniversite büyük durağı.
Bir de müdavimi olduğum mekan babil çay evi.
Büyüklerim bana 'tek kanal' dönemindeki trt yi anlattı, zamanı gelince bende küçüklerime 'tek adam' dönemindeki trt yi anlatacağım. Keşke bu kadar alçalmasalardı.
Bugünü yitirmeye sebep olabilecek kadar ciddi bir sorundur. Kafayı patlatma sebebidir.
Uzun süredir gelecek kaygısı olan biri olarak bu süreçte yaşam kalitemin çok kötüleştiğini farkettim ve silkelenmem gerektiğini düşünüyorum. Benim için zor olanı ise hedefsizlik. Sonumuz ne olacak bakalım, görelim.
Umarım yıllar sonra bu entry i güzel duygularla editleyebilirim.
Eski durumunu bilmem ama şu anda iyi değerlendirilen ve Eskişehir'de görülmesi gereken Adalar olarak adlandırılan semtin esnafının ekmeğini yediği, insanlarının keyif alarak vakit geçirdiği çaydır.
Elim kolum kanadığında falan kanımı emerim. Hatta fişimi fırçalarken bilinçli olarak diş etimi kanatırım.
Her akşam çorabımı çıkardığımda ayağımı koklarım. Parmaklarımın arasındaki o terli sıvıyı itinayla sıyırıp burnuma götürür kokusunu tüm gücümle içime çekerim. O koku çok hoşuma gidiyor.
Son olarak ilk kadavrayı gördüğüm günden beri ölüleri çok seviyorum, o kadavranın kol derisini yüzdüğüm an aklıma geldikçe çok mutlu oluyorum. Sanırım benim yolum adli tıp.
Ne zaman bir köpeğe işkence edildiğini, canına kıyıldığını duysam aklıma hayırsız ada katliamı gelir. O günden bugüne ne değişti zihniyet olarak, kanun olarak ülkemizde?
Ben söyleyeyim; kayda değer bir iki gelişme dışında hiçbir şey olmadı. O gelişmelerde gönüllüler sayesinde oldu.
Para hâlâ daha değerli bu güzel hayvancağızların canından ve insanlık hâlâ bu dünyanın canına okuyan en aşağılık canlı türü.
En büyük cezaları verseniz de yetmez, içimi soğutamaz, öfkemi dindiremez. Çünkü o köpeği kimse yürütemez artık, ağrısını dindirseniz de yaşatsanız da çok sevseniz de acısını dindiremezsiniz o köpeğin.
Genellikle başın bir tarafında beliren, ani başlangıçlı ve şiddetli baş ağrısı. Bu ağrıyı tarif etmek biraz zor, yaşayan bilir.
(bkz: barometrik sinüs baş ağrısı)
internette, sağda solda tarifine ulaşılması neredeyse imkânsız olan; içinde un, yumurta, sarımsak, salça, pul biber ve yöresel baharatlar içeren güneydoğu anadolu yöresinin leziz yemeğidir.
(bkz: parayla satın alınamayacak şeyler)
Birilerinden esinlenmiş olabileceğini düşündüğüm vaadi yapan liderdir.
Öğrenciyi yemekli sohbetlerle, ucuz yurtla kendine çekmeye çalışan ve malesef bu yolla büyük kitlelere ulaşan sözde cemaatler geldi aklıma ama yok yok koskoca asrın liderinin bu cemaatleri örnek alacak hali yok, kesin milleti birleştirmek için, gençleri bilime ve edebiyata yaklaştırmak için yapmıştır.
Hatta inanıyorumki neredeyse her maddesi ithal fakat "yerli ve milli" olan bu kekler milletimize çok faydalı olacak, zihinleri açacak.
Her insan harcadığı kadar(idrar, ter, solunum) su tüketmek zorundadır. Bu bağlamda kişi gün içinde çok terlediyse çok su tüketmelidir, az su kaybettiyse de az su tüketmelidir. Miktar olarak kesin birşey söylemek mümkün olmamakla beraber günde 1.5 litrenin altında sıvı tüketilmemesi gerektiğini düşünüyorum.
Son dönemlerde youtube da her pazar yaptığı paylaşımlarıyla güne güzel başlamamı sağlayan büyük insandır. Kitapları, tv programları, youtube kanalı, kurduğu oyuncak müzesi vs. Ne yaparsa güzel yapar, ne söylerse güzel söyler.
Türkiyenin belki de tek eleştirel ana haber sunucusudur. Ona buna yaranmak gibi bir derdi olduğunu düşünmüyorum çünkü her partiyi veya şahsı eleştirdiğine denk gelmişliğim vardır. Öyle iki üç dakika izleyip akepe düşmanı vs. diye itham edenlerin düşündüğü gibi değildir. Kendine göre doğruya doğru eğriye eğri diyebildiğini düşünüyorum. Zaten tüm gazeteci, yazar, habercilerden beklediğim de budur. Düşüncülerimin uyuşması önemli değil, keşke tüm medya kuruluşları özgürce düşüncelerini dile getirebilse.