Sabah gazetesindeki köşesinde Engin Ardıç beyefendi önce Atatürk'e sonra, Atatürkçülere saydırmış. Atatürkçüleri yeni bir slogan üretememekle, bir adım öteye gidememekle itham etmiş. Okudum, hak verdim adama.
O kadar Atatürkçüyüz burada, bir tanenizin aklına geldi mi "Atam seni yalarım, ısırırım" diye slogan atmak? Hanginiz düşündü Ata'nın bir tarafında kıl olmayı? Ben de dindarım, dediniz de "yaşasaydın karımı senle seve seve paylaşırdım" diyebildinimiz mi? Yok, anca goy goy....
Mandacılığa karşı çıkmış bir Ata'yı anarken, hanginiz Türk işi dantelli çarşaflarınıza sarınıp "kefenimle geldim" diye Anıtkabir'e yol aldınız? Anca Batı işi pamuk-saten çarşaflarda uyuyun siz...
Tembel Atatürkçüler! Siz anca bilim alanında Nobel alın, aldığınız Nobeli "cumhuriyet dönemi eğitim sistemine ithaf edin" falan.... Bir adım ileri gitmeyin, bir slogan bulmaktan aciz kalın... Bir "seninleyiz bodur adam" demek gelmesin aklınıza, boyu kısa bir dünya devini anarken...
Neyse, ben gidip biraz anatomi okuyayım; belki kıl çıkan adı sanı duyulmamış bir bölge bulurum da orada kıl olmayı dileyen bit değişik slogan üretirim Atam için!
Sol tarafta yer alan başlıkların kalitesi her geçen gün düşen sözlüktür.
forum mantığından kurtulamayan başlıklar, aynı konuda onlarca başlık açan yazarlar, eğlenceden uzak ve çoğu zaman anlamsız entry ve konular...
Gerçekten de sağlam bir temizliği hakeden sözlüktür aynı zamanda.
Dost satmam, simit satmam, bilmem ne satmamdan yağ satarım bal satarıma evrildi.
Doğukan için güçsüz., zayıf, final falan göremez dedi ( ki doğukan'ın final görmüşlüğü var) ama 120 gündür doğukan kankasıydı sözde. Şimdi de merve'yle ittifak kurmaya çalışan bir hakan var ekranda.
Sayesinde bugün koca bir ülkenin "kafir" boyundurluğundan kurtulduğu askerin dininin sorgulanmasıdır.
Kendi inanır veya inanmaz, sana ne? Ruhban mısın?
Sana inancını özgürce yaşayabileceğin bir vatan bırakmış, daha ne? Hatta sana, kendi dininden başka dini hoşgöremeyecek kadar geniş bir at meydanı bırakmış, koştur dur.
Çok müminsen de eğer, gıybet edeceğine bir fatiha oku. Ayinesi iştir kişini, lafa bakılmaz!
Serenay'ın arkasından "olan kıza oldu", "serenay olayının üstünü kapatacaklar" falan diyen bir hilmi - turabi ikilisi gördüm az evvel. Duyan da serenay'ı öldürüp adaya gömdüler sanır.
Begüm de az önce "doğukan bu vicdan azabıyla yaşayabilir mi, bilmiyorum" dedi. Evet begümcüğüm, doğukan her an kendini hindistan cevizi ağacına asabilir!
Daha iki ay önce bir şirketin henüz 30'una bile gelmemiş genel koordinatörüyken, "çocuklarımı bakıcıya emanet etmem" duygusallığı ile ipin uvuna bağlayıp sallandırdım kariyerimi...
Sabah müge anlı izliyorum, akşamları dizilere göz atar oldum... Evde yoğurt mayalayıp reçellere falan sarıyorum.. Kariyer kadınından ev kadınlığına evriliyorum galiba... Sana da vakit ayıramaz oldum.. Seni çok özledim be sözlük! imdaaaat be sözlük !!!
ilk bölümü ile aklımı çelmiş, ikinci bölümü iple çektirmiş dizidir.
Amma ve lakin, iyilik ile kötülük mutlaklarda gezmesin ne olur! Ya mutlak iyi ya da mutlak kötü olmasın taraflar; objektif bir yaklaşım istiyorum senaryoda.
Çekim hataları, tarihi bazı detaylarda hatalar vardı elbet ama ben düzeltilebileceğine inanıyorum.
ülkedeki insanları ve hatta ülkeyi zerre kadar sevmeyip etlerinden/ sütlerinden/ ölümüne çıkardıkları madenlerinden faydalanan bir başbakandan bin kat evla olandır.
Atatürk'ü ve cumhuriyeti hazmedemeyip onun ilan ettiği cumhuriyete reis olabilmek için paralanmak kadar akıl dışı değildir.
Cumhur'u tekme tokat dövdürüp .... neyse ya, niye bu kadar uzun anlatıyorum ki? nasılsa on kelimeden fazlasını almayacak bir akıl var karşımda.
özetle:
tayyip'in koyduğu çanaktan ekmek yiyenler düşünsün; ben ekmeğimi kendim kazanıyorum!
ve bu ülke Erdoğan'ın değil, senin ülken; benim ülkem! tayyip bizi sevmiyorsa ekmeğini başka yerden yesin!
çocuk ölümleri, tecavüzler, işçi ölümler ve iş kazaları, kadın cinayetleri gibi konularda % kaç yüzlük artış yaşanacağı ve Türkiye'nin bu alanlardaki büyüme hızı hesaba katılarak varılan sonuçtur.
bu kadar materyalist olmayın; her şey para değil. yarışacaksanız 1862 ingilteresi ile değil, 2014 avrupasının insani yaşam koşullarıyla yarışın.
kendi gibi düşünmeyenleri paralı köpeklerine dövdürüp yine aynı insanları, onların paralarıyla alınan zehirli gazlarla, tazyikli sularla, ölüm ocaklarıyla yok etmeye çalışan kişilerdir.
ülkede her gündem boktan olunca her boku siyaset sanan gerizekalılara dert olmuş dallamalardır.
siyasi rant uğruna ölen canların hesabını sorarken kısır eşliğinde gün mü yapacaktık? siyasilerin sorumlu olduğu katliamları sorarken babama mı hesap sorsaydım?
çizmenin en is lekeli yeriyle öyle bir iz bırak ki sedyede, anlasınlar senin hayatının bir allah'ın belası sedyeden daha pahalı olduğunu.
daha sert, daha güçlü bas ki bastığın yere senin hayatının da her bir vekilin hayatı kadar mühim olduğunu iyice kavrasınlar! Ancak o zaman o sedyeler maden göçüklerinin başından kalkacak çünkü...
orada kazanılan hiç bir para yitip giden canların bedeli olamaz... senin hayatın oraya yüzlerce korumayla gelenler kadar değerli güzel kardeşim; ama senin insanlık onurun var ya, işte o kefeyi tartacak bir ağırlık koyamam ben.