akp döneminde gerçekleşen skandalların sonuncusu. ak parti il gençlik kollarından bursaspor'un teksas grubuna gönderilen mesajda, inegölspor ile oynanan kupa maçında rte lehine bağırılması istenmiştir. bunun sonucunda da "bursaspor taraftarının bu duyarlılığı unutlmayacaktır" denilerek esas verilmek istenen mesaj vurgulanmıştır.
teksas grubu da bu olaydan sonra "bir daha olmasın!" adı altında bir makale yayınlamış ve yaşanan olaya tepkilerini belirtmişlerdir.
kömürle, makarnayla oy toplayan,
parayla, bedava otobüslerle miting alanlarına seyirci getirten insanların son işi..
bir yerel marketin 17-18 yaşlarındaki, muhtemelen sigarayla uzaktan yakından alakası olmayan ya da ruhu 95'lerde kalmış elemanıdır. bildiğim kadarıyla en son 90'larda satılıyordu uzun camel.
sabah sabah epic fail'ın amına koymuş olmasına rağmen güldürmüştür de.
an itibariyle izmir'dir.
havasını siktiğim memleketi ya. soğuk iklime alışmış insanlar için tam bir işkencedir bu kent.
ha kutup ayısını alıp antalya sahillerine bırakmışsın ha yıllarca uludağ'ın eteklerinde yaşayıp kışı izmir'de geçirmişsin. aynı şey.
yüce duygulardandır. sabaha karşı, siyaha çalan perdelerin kararttığı odanın köşesine sinmiş tek kişilik bir yatakta, sleep party people'ın i'm not human at all adlı kutsal parçası eşliğinde ruhlarınızı tavanda birleştirdiğiniz andan biraz sonra.. kalan tek sigarayı onun ağzında ateşlersiniz, bir marla singer edasıyla ilk nefesi alır ve istanbul boğazına eşdeğer parmaklarını sizin dudaklarınıza yaklaştırır.. dumanı ciğerlerinize çekerken tanrının bir şaheseri olan siyah ojeli parmakların da tadını tüm vücudunuzda hissedersiniz. o an düşündüğünüz tek bir şey vardır; bu benim kadınım.
ayrıca açık olmak gerekir ki,
parmakları arasından sigara içtiğiniz kadın > sigarayı bıraktırmaya çalışan kadın.
bazen kana aşırı doz hüzün enjekte edebilen eylemdir.
içerisinde çok büyük bir mutluluk ya da binlerce elveda barındırabilir.
açık pencereden giren soğuğa aldırmadan, erken öten horoza küfürler savurarak, ağızda sigara ve arka fonda..
genelde ayrılık sonrası zihinde yaratılan gerçek dışı kavram.
hani o iğrenç gecelerin birinde içersin, sonra onun sesini duymak isteyip aramaya kalkışırsın ama duyduğun tek ses "aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor"dur. işte böyle durumlarda beyin çift taraflı çalışmayı keser ve "bir hata oluştu" uyarısı verir. ikinci kez aramayı denediğinizde ise her şey birbirine karışmıştır.
"sevdiğiniz kadına şu anda ulaşılamıyor. lütfen daha sonra tekrar deneyiniz. ya da denemeyin, hatta siktirin gidin."
(bkz: amnesia the dark descent)'in devam oyunudur. çok bekletti bizi ibneler ama şaka gibi.. sonunda çıktı.
bi ara half life 3 hikayesine döndü sanmıştım ama çıktı yani.. umarım beklentilerimizi karşılar.
oynadıkça izlenimlerimi aktaracağım.
edit: internette genel inceleme yazıları mevcut, aklınızdaki soru işaretlerini oradan giderebilirsiniz. ben şuan arada kaldım olmuş ya da olmamış demek için. ha geriyor mu, evet gayet geriyor yine. önceki oyun kadar geriyor mu derseniz orada düşünürüm ama..
an itibariyle twitter'da tt listesinde ilk sırada olan tag. usta ağlama diye zırlayanların, gezi'ye hala bok atmaya çalışanların arasında güneş gibi doğdu.
mustafa kemal vatanın kalbidir ve bu kalp asla durmayacak.
psikolojik sorunları olması muhtemel komşudur. atsan atılmaz, satsan satılmaz amına koyim.
çıkıp küfür etsen şimdi kadına, onun da bizim kitabımızda yeri yok.
neyse, zevk alıyosa demek ki..
ben bi daha dalarım uykuma sorun değil. ama şuan bile hala yapıyor elim ayağım titredi s.kicem halısını..
neyse lan neyse sakinim.
hobi olarak yine silkelesin de..
dengesini siktiğim komşusu. saate bak bi.. mahallenin horozu sanki..
sinirlerim bozuldu.
cehennemlik oldum.
hadi eyvallah..
edit: ya @2 haklıysa.. hassiktir vallahi cehenneme kombine aldım o halde..
şakirtlerdeki beyin kadardır. bu amını siktiğim 10. nesil trollerinin yapabildikleri tek şey atatürk'e, türkiye'ye, türkçülere hakaret edebilmektir. bu nedenle diğer tüm sözlükler son 6-7 aydır uludağ ile çok fena taşşak geçiyorlar, ve evet haklılar. bu sözlükte kürt veya kürtler hakkında biraz argoya kaçarsa yorumun cezayı yersin, dinciler hakkında yaparsan bunu yine cezayı yersin. fakat nedendir bilinmez atatürk'e ya da türkiye'ye yapılan düşünce özgürlüğünün sınırını aşan tüm yorumlar cezasız kalır.
e bundan nemalanan yazarımsılar da eşşeğin amına su kaçırırlar artık. sabah akşam sol frame'de atatürk'ü kötüleyen başlıklar görürsünüz. bi dikkatli bakın şuraya, sol frame'de işe yarayacak, insana bir şey katacak bir tane başlık yok ne zamandır. şimdi aranızdan yine birkaç 9. ve 10.nesil ergen çıkıp "sözlüğü ciddiye mi alıyon yeaa" diyecekler. şimdiden amınıza koyayım. 2 sene önceki sözlüğün kalitesini bilenler ne demek istediğimi çok iyi anlayacaklardır. hayır gel yine trolleş, ama zeka sınırları içinde trolleş be kardeşim. 12 yaşında çocuk ne düşünürse o kadar düşünebiliyorsun. atatürk'e mi karşısın? açtın mı başlığı? götünden element uydurup yazdın mı? gel tartışmaktan kaçma benimle. tartışalım. ikna et beni. tayyip'i mi övdün? kanıtla bana. bak bu böyledir şu şöyledir de. kemalist diye diye beynini yedin be kardeşim. cahil troll istemiyoruz amına koyayım. ulan trollerimiz bile adam gibi trolldü, kültürleriyle trollük yapar zamanı gelince gülme krizlerine sokarlardı. hem ilgi çekerler, hem nickaltları dolup taşar yani amaçlarına ulaşırlardı fakat insani değerlere saldırmadan bunu başarırlardı. şimdiyse gerçekte iki kelimeyi birleştirip bir cümle yaratamayan, siyasi bir tartışmaya girdiğinde baykuş gibi köşeye pusan yüzü sivilceli ergenler gelmiş burada istediği gibi atatürk'e, vatana, bayrağa sallıyor. neyse amına koyayım.
eski troller vs yeni nesil ergenler. arkadaş madde madde özetlemiş: (bkz: #18750977)
dün sırbistan'ın novi sad kentinde vojvodina ile oynanan avrupa ligi 3.ön eleme maçında takımını desteklemeye giden bursasporlu taraftarların tribüne astığı sembolik "gaz maskesi" pankartı ile gezi parkına çaktığı selamdır.
an itibariyle ateistler ve çoğu akpli yobazlar arasında vuku bulan çatışmalardır. #BenBirAteistim tag'ine karşılık olarak açılan #BizAsımınNesliyiz tag'iyle daha da bir alevlenmiştir.
ne kadar boş işlerle uğraşıyoruz ya.. inanan biri olarak söylüyorum ki bu kadar boş işlerle uğraşan insanları gördükçe neden tüm darbelerin, krizlerin, isyanların müslüman ülkelerde baş gösterdiğini çok rahat anlıyorum. dinle kafayı yiyince, cahillik de almış başını uçmuş gitmiş. ne var yani adam "ben bir ateistim ve şu yüzden. saygı duyun lütfen" diyor. bu mu zoruna gidiyor da hemen karşı tag açıp ana avrad sövüyorsun bu adamlara. bu mu lan müslümanlığın? şimdi birileri gelecek ve "e onlar da allah'a hakaret ediyorlar" diyecek. verdiğim 2 tag'e de bak twitter'dan. bi adamların konuşma üslubuna bak, bi de biz inananları temsil eden yobazların. ha eğer ben ateist olsaydım ve sırf dinsel görüşümden dolayı karakterime, aileme çok ağır küfürler edilirse ben de karşı tarafın değerlerine saygı duymaktan vazgeçerdim biyerden sonra..
neyse dostlar..
müslüman, agnostik, deist, ateist.. biz çok güzel anlaşıyoruz birbirimizle. olay dinde değil, kişinin karakterinde bitiyor. ben bu manzaradan inanan biri olarak utandım. ekonomide ileri gidiliyor olabilir ama kültürel anlamda 20 yıl geriledik, bu çok açık. artık birilerinin inancınızı kullanmasına izin vermeyin.
hergün farklı bir skandalla darbe alan türk adalet sisteminin 12 temmuz tarihli çöküşüdür.
hatırlarsanız, iki sezon önce bursa'da olaylı bir bursaspor - beşiktaş mücadelesi olmuş, olaylardan dolayı maç oynanamamış ve beşiktaş hükmen 3-0 galip sayılmıştı.
o maçtaki olaylar hakkında gözaltına alınan 92 kişi için bugün bi karar verildi. bakalım kararda ne diyordu..
--spoiler--
BURSA'da, 2011 yılında iptal edilen Beşiktaş maçı öncesi çıkan olaylara karıştığı öne sürülen ve 6'ncı Asliye Ceza Mahkemesi'nde haklarında dava açılan toplam 92 sanığın yargılanması tamamlandı.
70 sanığı 10'ar yıl 7'şer ay 27'şer gün hapis cezasına çarptıran mahkeme, sanıklardan sabıkası olmayan 66'sının cezasını erteledi. 20 sanığın beraat ettiği yargılama sonunda, olaylarda pala tabir edilen kesici alet kullanan 2 kişi 11'er yıl 5'er ay 27'şer gün hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, pala kullanan sanıkların da cezasını erteledi.
--spoiler--
sanırım az çok anladınız ulaşacağımız noktayı.. evet bursasporluyum. ama şunu rahatça söyleyebilirim ki, satırın, palanın hiçbir şekilde savunması olmaz. cezaya lafım yok. ama şunu da belirtmeliyim ki, bahsi geçen palalı abiler kimseye saldırmamış, görüntülerde de olduğu gibi sadece havaya kaldırıp sallamışlar, sonra da ortadan kaybolmuşlardır. tekrarlamakta fayda var, kesinlikle bu olayı savunmuyorum.
amma ve lakin, birkaç gün önce istanbul ve ankara'da yaşanan, insanların direk olarak canına kasteden satırlıların, palalıların gözaltına bile alınmadığı ülkemizde, elinde sadece bıçak olduğu için 11 yıl hapis cezasına çarptırılan taraftarların olması ne kadar ironik.
yani geldiğimiz durum şu ki; rakip takım taraftarına saldıramazsın, cezası ağırdır fakat hükümet yanlısı olmayanları öldürebilirsin. cezası yok.
şüphesiz ki türkiye'dir. yok eksik oldu..
şüphesiz ki akp türkiyesi'dir.
çünkü ben bugüne kadar kentlerin en işlek caddelerinde rahat rahat satırlarla, palalarla dolaşan insanları görmemiştim.
tamam, bir kaç kez bıçaklı kavgaya şahit olmuştum ama bunun bir cezası vardı. insanların canına kasteden kişi veya kişiler anında gözaltına alınır ve tutuklanırdı. mahkemeye çıkarılır, gereken cezayı alırdı. çok iyi hatırlıyorum da, güvenlik o kadar üst düzeydi ki sadece cebinde taşıdığı çakı yüzünden insanlar hemen gözaltına alınıyordu..
peki şimdi ne oldu? istanbul'da bir takım kişiler palayla halka saldırdılar. polis müdahale etmedi, gözaltı olmadı. daha sonradan baskıyı azaltmaya yönelik bir tutuklama ve hemen ardından mahkemenin suçsuzluk kararı.. neymiş, tekrar yakalanma kararı çıkarılmış. siktirin gidin lan. taşşak mı geçiyorsunuz milletle? otorite o kadar yerlerde sürünüyor ki, satırla, palayla sokağa çıkmanın serbest olduğunu gören bir grup keko dün ankara'daki yürüyüşü bastı. ellerinde satırlar..
ha böyle olacaksa, ne yapalım yani biz de alalım satırları, vuruşalım meydanlarda. zaten cezası yok, artık kim kime saplarsa. bu mudur?
neyse, böyle giderse yakında insanlar satırını, palasını aksesuar olarak yanında taşıyacaklar gibi görünüyor. zaten bizim ülkede hep saçma sapan şeyler moda olur, apaçiler, cins cins gözlükler takan ergenler.. amma bu en ilginci olacak gibi görünüyor.
aslında tam başlık: far cry 3'ün kodlarında bulunan fakat oyunun hiç bir yerinde geçmeyen paragraf olmalıydı. ilk okuduğumda çok hoşuma gitmişti ve bilgisayarımda saklıyordum, yani anlayacağınız son dönemdeki gezi parkı olayları sonrası uydurulmuş bir yazı değil bu. iki aydır bilgisayarımın bir köşesinde kalan bir paragraf, ama görüyorum ki tam da şuan içinde bulunduğumuz durumu anlatıyor. kaynak nedir diyenler olacak, tam 2 ay önce far cry 3 için çeşitli yamalar üzerinde çalışan bir grup arkadaş tarafından fark edilmişti bu paragraf, fakat oyunun hiç bir yerinde bunun görünmediğini de eklediler. uzun lafın kısası, türkçeye çevrilmiş hali şu şekilde bu gizli kalmış paragrafın:
"Çoğumuz kendi hayatımızda köleydik. Vaas gibi, Hoyt gibi, Citra gibilerin kölesi. Para ve diğer uyuşturucularla kandırılmıştık. Eğlence peşinde, korkudan kaçarak yaşadık. Artık yeter. Dünya belki mükemmel ya da yaşamaya değer bir yer olmayacak ama sevdiğimiz, bizden biri olan insanlar hep olacak üzerinde. Bize ihtiyacı olan insanlar... Bu yüzden, kendini özgür bırak. Kapat şunu, ayağa kalk ve yönetenler, seni köle yapanlar bir bir düşsün. Ve bu dünya senin olsun. Oyun bitti."
BDP Kadın Meclisi, istanbuldaki 8 Mart kutlamalarında kadınlara saldırıldığını belirterek, Kadıköy meydanında erkek ve devlet şiddetini ve kadın cinayetlerini protesto eden kitleye Türkiyede futbolun ırkçı, cinsiyetçi ve şiddet yönünün sembolü olmuş olan holiganlarca saldırı gerçekleştirilmiş ve ikisi ağır olmak üzere on kadın yoldaşımız yaralanmıştır. Resmi üniformalı polisler, BDP PM üyesi Serhat Bingölün kardeşi Mücahit Bingöle linç girişiminde bulunmuş ve işkence etmiştir" iddiasında bulundu.
BDP Kadın Meclisinden yapılan açıklamada her sene olduğu gibi bu sene de kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü özgürlük, barış ve eşitlik talepleri eşliğinde büyük bir coşkuyla kutladığı belirtildi. Fakat kadının özgür duruşuna ve örgütlü sesine tahammül edemeyen eril zihniyetin birçok yerde ve farklı zamanda saldırılarını sürdürdüğü ve istanbuldaki 8 Mart kutlamalarında kadınlara saldırdığı kaydedilen açıklamada, Devlet şiddetinin bir göstergesi olan yasaklamalar ile bu yılda karşı karşıya kalan kadınlar her şeye rağmen alanlarda taleplerini dile getirmişlerdir. Bu yasaklamalar özünde her türlü şiddete zemin sunmuştur. Bunun en bariz örneği dün istanbulda yaşamıştır denildi. Açıklamada şöyle devam edildi:
Dün Kadıköy meydanında özgürlük taleplerinin yanında erkek ve devlet şiddetini ve kadın cinayetlerini protesto eden kitleye Türkiyede futbolun ırkçı, cinsiyetçi ve şiddet yönünün sembolü olmuş olan holiganlarca saldırı gerçekleştirilmiş ve ikisi ağır olmak üzere on kadın yoldaşımız yaralanmıştır. Polis, bu ırkçı ve cinsiyetçi saldırıyı gerçekleştiren linççi güruha herhangi bir müdahalede bulunmadığı gibi bu saldırının bir parçası olmuştur. Resmi üniformalı polisler, BDP PM üyesi Serhat Bingölün kardeşi Mücahit Bingöle linç girişiminde bulunmuş ve işkence etmiştir. Mücahit Bingöl şu an hastanede bilinci kapalı bir şekilde yaşam mücadelesi vermektedir.
"BURSASPOR KAPATILSIN"
Kadınlara yönelik bu saldırıların, ataerkil kurumların kadınlara yönelik nefretinin yanı sıra kadın örgütlülüğünden ne denli korkulduğunun da göstergesi olduğu vurgulanan açıklamada, Biz kadınlar bu çirkin saldırıyı sadece bir holigan saldırısı olarak değerlendirmiyoruz. Bursaspor taraftarlarının bu saldırısıyla, ırkçı ve şiddet yönü de ortaya çıkmıştır. Kaldı ki bu Bursasporun ilk marifeti de değildir. Daha önce de başta Diyarbakırspor taraftarlarına yönelik ırkçı saldırılar olmak üzere birçok şiddet olayına karışmış ve dünyanın en saldırgan ve ırkçı kulüplerinden biri olarak adından söz ettirmiştir denildi.
Kadınlara yönelik bu saldırılar karşısında resmi kurumların hiçbir müdahalede bulunmadığı ve bu saldırganları yapanların hiçbir şey olmamış gibi akşam tribünlerde maç izlediği savunulan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
BDP kadın Meclisi olarak, işkenceyle özdeşleşmiş polisin, Mücahit Bingöle yönelik işkencesini ve Kadıköyde miting sonrası dağılmakta olan kadın ve çocuklara yönelik Bursaspor holiganlarının bu saldırılarını kınıyoruz.
Kürt kadınları olarak bu ırkçı ve cinsiyetçi saldırlar karşısında sessiz kalmayacak ve her zaman olduğu gibi özgürlük taleplerimizle alanlarda olacağız.
Ayrıca başta futbol federasyonu olmak üzere bütün yetkili kurumların futbolda ırkçılığın, cinsiyetçiliğin ve şiddetin sembolü olan Bursaspora bu konuda gerekli yaptırımlara gitmesi ve hatta bu kulübü kapatması gerektiği çağrısında bulunuyoruz.
--spoiler--
şimdi adama sorarlar azizim..
8 mart dünya kadınlar gününü, 10 martta, koca kadıköy'de yer bulamayıp stad çevresini mesken tutarak kutlamak neyin kafasıdır?
bu bir..
terör örgütü bayraklarının, 8 mart dünya kadınlar günü ile ilgisi nedir?
bu iki..
bursaspor otobüsleri civardan geçerken, yuhalamalarla, bayrak sallamalarla, kürtçe homurdanmalarla ortamı germe cesareti siz 8 mart dünya kadınlar gününü kutlayan bayanlara nereden gelmektedir? bunun nedeni nedir?
bu üç..
8 mart dünya kadınlar günü kutlamalarında kadınlardan çok neden erkekler bulunmaktadır? neden herkesin elinde, üzerinde bölücü renkler vardır?
bu da son olsun..
adamlar götlerine bıçak yemediklerini için oturup şükredeceklerine bir de bursaspor kapatılsın diyor.
bak bak..
provakasyonu yap, sonra işkence var diye ağla. evlat olsa.. neyse.
edit: karışıklığın videosu buradan: http://www.dailymotion.co...ylul-20_news#.USZ57R17IVU
edit2: göt kadar yerde çıkan karışıklığı merak eden yazarların o otobüslerden birinde bulunarak bu hazzı yaşamasını dilerim, iyi akşamlar.
--spoiler--
Porto ve Paris Saint-Germain arasında Dragao Stadında oynanan Şampiyonlar Ligi maçında ortaya çıkan bu görüntü futbol dünyasında büyük şaşkınlık yarattı.
--spoiler--
--spoiler--
ingiliz vatandaşı Tony Nicklinson 2005 yılında felç geçirdi. "Locked-in syndrome" adı verilen hastalığa yakalanan Tony Nicklinson'un boyundan aşağı vücudu tutmuyordu. Hareket edemeyen, konuşamayan, yemek yiyemeyen ve nefes almakta dahi zorlanan Nicklinson, çevresindekilerle sadece gözlerini kırparak iletişim kurabiliyordu.
Bu şekilde yaşamak istemeyen Nicklinson, ötanazinin yasak olduğu ingiltere'de mahkemeye başvurarak, "ölüm" için yardım istedi. Yıllarca mahkemede "ölüm hakkı" için mücadele veren Tony Nicklinson'in bu isteği geçtiğimiz perşembe günü ingiliz Yüksek Mahkemesi tarafından da reddedildi. Mahkemenin kararından sonra gözyaşlarını tutamayan Nicklinson'un ingiltere'deki evinde hayatını kaybettiğini bugün kızı sosyal paylaşım ağı Twitter üzerinden açıkladı.
ingiliz Guardian gazetesinin haberine göre, Nicklinson'ın ölüm nedeni henüz bilinmiyor. Ancak gazeteye açıklama yapan avukatı, Nicklinson'ın mahkeme kararından sonra yemek yemeği kestiği belirtildi. Avukatın açıklamasına göre, vücudu iyice güçsüzleşen Nicklinson, zatüreye yakalandı.
--spoiler--
--spoiler--
'HOŞÇAKAL DÜNYA'
Sosyal paylaşım ağı Twitter üzerinden babası Tony Niclinson'ın bugün öldüğünü belirten kızı şunları yazdı: "Belki haberiniz oldu, babam bu sabah eceliyle hayatını kaybetti. 58 yaşındaydı. Ölmeden önce bizden Twitter'a şunları yazmamızı istedi: "Hoşçakal Dünya, o an geldi ama mutlu bir hayatım oldu."
Ötenazi isteği kabul edilmeyen Nicklinson'ın eşi Jane Nicklinson da Twitter'da şu iletiyi paylaştı: "Hayatımın en büyük aşkını kaybettim, ama o daha fazla acı çekmeyecek."
--spoiler--
özet: "Hoşçakal Dünya, o an geldi ama mutlu bir hayatım oldu."
mahalle pazarında sakin sakin gezinirken hemen dibinizdeki 45-50 yaşlarındaki satıcının ısrarla ve yüksek sesle
"abi buyur, fasulyem sırık, çok güzel" demesiyle oluşan ürpertici durum.
kafanızı çevirmezsiniz, duymamazlıktan gelirsiniz ama pazarcı ısrar eder, çünkü fasulyesi sırıktır.
insanın içinden "ne kadar sırık acaba" diye sorası gelse de yapamaz, korkar. çünkü pazarcı abidir bu, tenhada özür kabul etmez.
yani sonuç olarak belki gerçekten fasulyeleri sırıktır, tatlıdır.
ya da..
?!
--spoiler--
Yanılmıyorsam avrupalı bir kardeşimizin Türkiye'den 500 euro verip aldığı sahte iPhone ve o telefonun tasarım mucizesi. ibret alarak izliyoruz.
--spoiler--
