gurbetteyken daha zor olan bir durum. kolay kolay atlatamaz insan yaşadığı yıkıntıyı.
üniversite 3. sınıftayken akşam 9 civarı dedem aradı. amcan ankara'ya geliyor 3 saat sonra seni alacak dedi. sebebini sorduğumda annemimin rahatsızlandığını ( pankreas kanseriydi ama atlatmıştı) söyledi.
içime öyle bir kurt düştü ki 3 saat boyunca kardeşlerimi yakınlarımı aradım telefonu açan olmadı. babamı aradım ağlıyordu.
-oğlum anneni kaybettik.
anlatılmaz ki bu duygu. ilk aklıma gelen annemle son vedalaşma anımızdı. üniversiteden bayram tatili için eve döndüğüme yüzlerine bile bkmıyordum. bilgisayarın başında tatilimi geçiriyordum. eve gidince sarılabileceğim bir annem yoktu artık.
amcam geldiğinde ağadığımı görünce anlamıştı anemin ölüm haberini öğrendiğimi.
takdiri ilahi oğlum dedi ve 10 dakika içerisinde istanbul'a yola çıktık.
öyle bir yol geçti ki benim için. annemle geçen 21 senelik ömrümün tahsilini yapmıştım.
o günler hep geçmişte kalmıştı ama. artık annem yoktu.
eve gelir gelmez kendimi koy verdim. kalabalıktı ve ağlamasını sevmeyen bir insandım ama öyle bir ağlama ki bu kedimi durduramıyordum. annem evde değildi. morga kaldırmışlardı.
annemi son kez görmek için hastahane morguna gittik. son kez öptüm annemi orada. ah be annem bilememişim senin kıymetini.
bugün 23 kasım 2013 . annemim ölümünün üzerinden 7 sene geçti. hala saklıyorum elbiselerini ve hala sen kokuyorsun annem.