işaret verip, yolu yoklamaya gerek bile duymadan şerit değiştirendir
aynalara rujunu tazelemek için bakan, hata yapıp horozlanandır
onsekiz harekette park edip, arabayı yolun amına koyarak bırakandır *
kendilerini sollayıp geçen bir karı görünce yanak ve gerdanda kızarma şeklinde tezahür eder.
park edemeyen kadın türüne alışık olduklarından, röfleli bir kafanın
vınn diye uzayıp gitmesi gaz pedalının üstündeki sağ ayaklarına kramp sokar.
sol el camın dışına çıkar, direksiyonda tek el kalır ve
ani bir makas için an kollanır. *
Zaman kazanmak için söylenen ne idüğü belirsiz söz ucubesidir.
Tabi ki gerekir. Mesela Salih Memecan'la ilgili samimiyetsizliğe bir son verelim derim.
Her neye inanırsan inan arkadaşım. Ve her kime inanırsan inan...
Para için pürüzsüz dilini seri şekilde çalıştıran birine inanamaz, ona 'mizahçı'diyemez
ve saygı duyamazsın.
Eğer duyuyorsan, bu saygı onun dil darbelerine olur. Yakışır mı sana?
okul döneminde 'param yok' dediği için taksi parasını biz verirdik, öyle gelirdi.
parası yoktur, yoktur yoktur, bir anda yargıcı montu falan olur.
Yeteneklidir ama vefasız, denyo ve cimridir. yine de severim piçikoyu.
Bir iş nedeniyle, ilk kez tanıştığım birini eve getirdim.
ilk kez tanışıyorum ama tanıyorum, ünlü biri bu. iş de zaten dizi mizi yazıyoruz o zamanlar.
Neyse, sevgilim içerde arkadaşıyla sohbet ediyor diye, biz bahçede çalışmaya başladık.
yani evde birbirine ilişmeyen iki grup var. Onlar ne konuşuyor, bilmiyoruz.
Bir ara çay almaya girdiğimde kulağıma çalınan cümleyi hatırlıyorum. Biri diğerine diyor ki;
"biz şimdi kafayı buna niye taktık ki?"
Sonra çay alıp çıkıyorum, biz kendi muhabbetimize devam ediyoruz.
Bir hafta geçiyor. Bu kez o kişi geldiğinde sevgilimle muhabbet ediyor. Diyalogları yazıyorum;
-- Abi senin şiven acayip, Tokat'lı mısın sen?
-- Evet.
__ Ben de.
-- Aaa neresinden?
-- Turhal
-- Ben de Turhal
-- Neresinde oturuyodun?
-- Demiryolunun ordaki pembe bina. Babam demiryolunda görevliydi.
Bizimkinin beti benzi atıyor. Ne olduğunu anlamıyorum. Olay şu.
O gün, içerde çocukluk arkadaşıyla saatlerdir konuştuğu konu şuymuş.
Yaa o pembe evde kim oturuyordu. Yani o sırada bahçedeki adam oturuyordu.
Şimdi bu nası tesadüf, anlayan beri gelsin.
Olayı anlamayan da siktir etsin, bi daha yazamam lan bunları.
sarı ışıkta kornaya basmak
on numara kadınım tripleri yapmak
yüz vermeyen karıya frijit demek
erkeklerin tombalacı gibi gezmeleri *
ulu orta burnunu karıştırmak *
domalan karı diye başlık açmak
Koşullara göre zaman zaman 'katil' olabileceğimizi hissetme anının geleneksel telafuzu.
Duruma göre katil olabiliyorsak, katiliz demektir.
Hiçbir durumda kimseyi öldürmem diyorsanız, masumsunuz.
Ben katilim.
Çünkü küçük bir kıza ya da erkek çocuğuna tecavüz eden birini
gözümü bile kırpmadan öldürüp, sonra da sütlacımı yiyebilir ve huzurla uyuyabilirim.
Az önce bir haber izledim ve bundan kuşkum kalmadı.