witch is back *özdeşleşmekten gurur duyan,cesur "küçük karabalık" olmak yolunda korkusuz,sevgiyle ve iyilikle donanmış bir yaşam için mücadeleyi ilke edinen yazar
2000 yılında,konser kayıtlarından oluşturulan albümü Live In Paris And Torontonun Türkiye'deki satışından kendisine düşen payı, Türkiye Kızılay Derneği Deprem Yardım Fonu'na bağışlamış,Kelt müziğin efsane sesi mistik ilahe..
Bir şarkıcıyım ben,
Avrupanın bağlarında dolaştım;
Gezindim rüzgarlar altında.
Asyanın rüzgarı altında.
Yaşamlar içinde en iyisi
Yaşam bile,
Dünyanın tadı;
Ak pak barış bile;
Avareydi Devşirdim
Evet devşirdim.
gerçekleri söylemenin saygısızlık olmadığını, hakaret ve küfür içermediğini, ve de fikren cevap vermesini bilmeyen,hazımsız,inandığı kitabı bile okuma zahmetine katlanmadığı halde,araştırmak yerine direk saldırya geçen ve "kulaktan dolma müslüman" kişi modeli..
Yunan mitolojisinde akıl, sanat, strateji, barış ve savaşın tanrıçası. Roma mitolojisinde Minerva diye anılır. Babası Tanrıların başı Zeus, Atina kentinin baş Tanrısı ve koruyucusu ve savaş tanrıçasıdır
Bilinen tarihe göre insanoğlu hiç dinsiz kalmamış, dinlerin etkisinden bağımsız yaşayamamıştır. Muhtemelen, düşünebilen ilk insanlar, akıl erdiremedikleri, açıklayamadıkları gök gürültüsü, şimşek, yıldırım vb. doğa olayları karşısında korkuya kapılmışlar ve sığınabileceklerini, kendilerini koruyabileceklerini sandıkları güçler edinmeye başlamışlardır.
Böylece ilk inanç grupları, kabile dinleri doğmuş ve ilk çağlardan günümüze insan yaşamının ayrılmaz parçası haline gelmiştir dinler.
Ölüm korkusu ve sonsuz yaşam isteği ile birlikte ise cennet ödül ve alternatif olarak da cehennem ceza inançları doğmuştur.inançlı insanlarda inançlarını bu eksen etrafına oturturlar..
varlığının hiç bir kanıtı bile olmayan bir olguya inanmıyacak kadar düşünsel ve akılsal boyutta tavan yapmış kişilik psikolojisi..varsayımlar kurarak "ya varsa ya cezalandırılırsam " paranoyası ile yaşamayan hayatını ve insan olmayı, korku,ödül ve ceza eksenine oturtmamış, "insan" sevgisine ve "insanın iyiliğine" inanmış "insan" psikolojisi..
32/Secde/13: Biz dilesek herkese hidayet verirdik, fakat cehennemi tamamen cin ve insanlarla dolduracagima dair Benden soz cikmistir.
Enam/125: Allah kimi doğru yola koymak isterse, onun kalbini Islamiyet’e açar. Kimi de saptırmak isterse, göğe yükseliyormuş gibi, kalbini dar ve sıkıntılı kılar. Allah inanmayanları küfür karanlığında bırakır
Enam/149):"Ustün delil, Allah’ın delilidir. O dileseydi, hepinizi doğru yola eriştirirdi de!”
10/Yunus/99“Ey Muhammed! Rabbin dileseydi, yeryüzünde insanların hepsi inanırdı.”
Maide suresi 33."Allah ve resulüyle savasanlarin ve yeryüzünde bozgunculuk yapmaya çalisanlarin cezasi, ya boyunleri vurularak öldürülmeleri, ya asilmalari, ya ellerinin ayaklarinin çapraz kesilmeleri ya da bulunduklari yerden sürülmeleridir. Bu, onlarin dünyada çekecekleri rezilliktir. Ahirette ise, onlara daha büyük azap hazirlanmistir."
(bkz: charles baudelaire) fransızların esrarkeş ve alkolik şairi 1847'de Edgar Allan Poe'yı keşfeder ve eserlerini Fransızcaya çevirmeye başlar. 1848'de devrimcilerin yanında yer almıştır.
1857'de Les Fleurs du Mal (Kötülük Çiçekleri) kitap olarak yayınlandığında ise, içindeki altı şiir kamu ahlakına aykırı yani ahlaksızca bulunduğu için Baudelaire hakkında dava açılır
1851de sağlığı bozulmaya başlar. Nedeni ise esrar ve şarabın bıraktığı tortulardır.
(#301553) nolu saçma sapan ve çocukça entrysiyle yaşın başın kaç diye sorasım gelen baudelaire, arkadaşa sormak istiyorum..
-ismet özel kimdir ki şiirlerini!!! herkes bilsin bir nazım hikmet ya da necip fazılmıdır?
ayrıca yazdığın "Amaçları bulanık olanlar kuşku yok ki araçların dolambaçlarında takılıp kalacaklardır" mısralı şiire!! birebir benzeyen en az onlarca hadis ve ayet yazabilirim.. acizaneyüzlerce ayet ve yüzlerce hadis var senin haberin yok ama.. sarıldığın saçmalığa bak komiksin..
-neden bu kadar islami isim varken fransızların esrarkeş alkolik ve cinsellik içeren açık seçik şiirler yazan şairinin adını aldın???
çaylak olduğunu gördüğüm ve sözlükten soğumama neden olmuş olay, kişiler hoşgörülü olmalı diye düşünmek istenir..çok bilgili ve birikimli olduğu aşikar yazar ayrıca yazdıklarını http://www.kuran.com diye bir teist siteden, ayet ve sure numaralarıyla araştırdım birebir aynı ister beğenmeyin ister kızın ama gerçek olanı yazıyor sadece
Bir cinayet vakasi: Ünlü zatin oglu kirmizi isikta durmadan geç pesine takilan ekipten kurtulmak için hizlanirken ilerde ünlü bir
sanatçiya çarpiyor... Agir yarali olarak hastaneye kaldirilan sanatçi 6
gün sonra ölüyor. Karakola götürülen delikanliya polislerin ehliyet
sormamasi sanatçinin esinin dikkatini çekiyor. Polis hatirlattiginda: Siz ukalalik etmeyin biz ne yapacagimizi >biliriz, Gibi
bir cevap aliyor. Kazadan sonra belediye arasözleri kazanin oldugumahalleye Gelip caddeyi bastan asagi yikiyor ve 35metrelik fren izini tamamen siliyorlar. Delikanliya kazadan sonra, üç ay önce verilmis gibi ehliyet düzenleniyor.Sanatçinin kocasi hâkime çocugun ehliyeti olmadigini, düzmece ehliyet Verildigini söyledigindeadam: Ne siz koskoca belediye baskanini Sahtecilikle mi suçluyorsunuz,diye azar isitiyor... Olayi gören taniklarin hepsi tehdit edilip korkutuluyor.Sanatçinin kocasi aile meclisini topluyor. Bakiyorlar ki polis, adalet, belediye hep birlikte olmus üzerlerine >geliyor. Mecburen olayin pesini birakiyorlar. Sonuçta mahkeme trafik canavari genci 3 ay
hapse mahkûm ediyor... O da 1998' in fiyatiyla 540 bin lira cezaya
çevriliyor. Sen sag, ben selamet; güzide sanatçiSevim Tanürek >gitti gider. >Bu olayi Sevim Tanürek' in esi, EminÇölasan' a yukaridaki satirlarla >anlatmis. Sözü geçen katil delikanli Istanbul'un o zamanki belediye baskani >Recep Tayyip Erdogan'inoglu...Bu maili herkes görmeli bence. Siz de bu maili tüm tanidiklariniza
atinki insanlar bazi seyleri Unutmasinlar. >NOT: Merak edenler
asagidaki web adresinden konuyla ilgili habere >bakabilirler. http://arsiv.hurriyetim.c...k/98/10/17/olay/01ola.htm
bush'un kızları 21 yasından küçük oldukları halde içki aldıkları için tutuklanmıstır.hem de bush'un cocuklarıyız demelerine rağmen.*
toplumun bazı kesimleri tarafından hunharca "bağğyan" seklinde telaffuz edilen,bir cok kadının duymak istemiyeceği,"kadın" sozunu ona nazaran daha estetik bulduğu hitap.