Gazetesi uçaklarda dağıtılmayarak kuyruğuna basılan sözcünün sağı solu tırnaklaması olayıdır. Manşetin ulu önder atatürk e hakaret içermesi gibi bir şey yoktur. Günümüzde kemalizm adı altında mustafa kemal atatürk le uzaktan yakından alakası olmayan algılar oluşturuluyor ve sözcü da bu propagandanın en büyük "sözcü"sü. THy, sağcı haber yaparken aşırıya kaçan, hatta haberleri hakaret boyutuna ulaşan, sözde sağcı gazeteyi dağıtmıyorsa (bkz: yeni akit) aynı şekilde asparagas ve yalan dolan haber yapan sözcüyü de elbette ki dağıtmayacaktır. Karar sonuna kadar doğrudur.
O zaman kimse kötü oynayan futbolcuyu da eleştirmesin, sonuçta kimse futbolcu olacak kadar iyi oynamıyor. Kimse olimpiyatlarda sonuncu olan sporcumuzu da eleştirmesin sonuçta olimpiyata gidecek kadar iyi değiliz. Bu nasıl bir yaklaşım? Eleştirmek için illa ki eleştirilenden iyi mi olmamız gerekiyor? Bir insana normal şartlarda çirkin demek yanlıştır fakat bir güzellik yarışmasına katılıyorsa yani konu onun güzelliğiyse en sert eleştirilere de açık olması gerekir. Sonuçta kimse kızın sesini ya da herhangi başka özelliğini eleştirmiyor. Son günlerdeki linç girişimini desteklemesem de durum bu. Kızımız çirkin. Bildiğimiz çirkin. Mazlumun yanında olacağım diye bu konuda samimi olmayan savunma cümleleri kurmayın.
Story mod'u acele etmeden oynanması gereken oyundur. Favori karakterim Michael'dır.
*spoiler*
Michael, yıllar yıllar önce en yakın arkadaşlarıyla banka soyup sonra paraları alıp ortadan kaybolmuştur. Hatta arkadaşları onu bir daha aramasın diye kendi adına kurmaca bir cenaze töreni bile düzenlemiştir. Soygundan gelen paralarla kendine hayallerindeki gibi bir hayat kurmuştur. Çok güzel bir karısı, nur topu gibi 2 çocuğu ve 2 katlı havuzlu büyük bahçeli bir malikanesi, lüks bir spor arabası, yatı vs türlü maddi varlıkların sahibidir. Dışardan bakanlara göre rüya gibi bir yaşantısı vardır michael'ın Ancak işin iç yüzü öyle değildir. Karısı michael ı tenis hocasıyla aldatmakta, oğlu uyuşturucu batağına saplanmış bir şekilde har vurup harman savurmakta, hatta babasının yatını gizli bir şekilde satıp para kazanmak isterken michael bunu son anda fark etmiştir ancak yine de yatı kurtaramamıştır, kızı ise türlü türlü yaremazlıklar(!) yapmaktadır. Ayrıca hazır para iyice suyunu çekmiştir. Geçen 15 yılın ardından tekrar piyasaya atılmaya karar verir...
*spoiler*
Oynayanlara para ile saadetin olmayacağını gösteren bir oyundur. Hayalimdeki tüm detaylara michael sahip olmasına rağmen bir türlü mutlu olamıyor. En azından benim çıkarımım bu yönde.
Şu an kullandığım toshiba laptopımdan gayet memnunum. Oldukça şık tasarımı var her ortamda gideri oluyor. ince ve 17" ekran seçeneğinin olması dolayısıyla oyumu toshibadan yana kullanıyorum.
8 tane çok ciddi bir rakamdır. Bir yıl içinde 3-5 taneden fazla çıkması behçet hastalığının belirtisi olarak görülürken 8 tane çıkması çok ciddi bir sağlık problemidir. ilk fırsatta doktora gözükmeniz gerekir. Behçet hastası olabilirsiniz.
Yıllarca astsubaylara işkence etmiş, subayların karşısında ezmiş eski hava kuvvetleri komutanı. Uyuz köpek gibi arabaya tıkıştırılma görüntüleri insanların yüreğine su serpmiştir.
Bir al pacino fanatiği olarak bu karşılaştırmada birini diğerinin üstüne koyamazsınız diyorum. Ancak al pacinonun bazı filmlerde rol yapmadığını, o karakteri film boyunca yaşadığını hatırlatarak al pacino diyorum. (bkz: scent of a woman)
1 saat önce diseksiyon laboratuarından çıkmış biri olarak buyurun benim diyorum. iki saat boyunca 3 tane cesetin(kadavra) orasını burasını kestik inceledik ilk görüşte biraz ürkünç geliyor fakat sonradan normal kıymalık etmiş gibi dokunabiliyorsun. işin Garip tarafı kestiğin adamın bir ismi soyismi hikayesi var ve hoca anlatırken "mehmet amca çok sigara içiyormuş ciğerlerinden anladığımız kadarıyla. Ayrıca karaciğerine bakacak olursak alkol bağımlısı diyebiliriz." Diyerek kadavrayı doğruyor. Kurumasın diye kullanılan sıvı acayip pis kokuyor ve göz yaşartıyor. Hoca yüz kaslarını anlatırken ağlamıştı hatta duygulandı sanmıştık meğerse çok yakınından nefes alırsan gözyaşlarını tutamıyormuşsun.
Hava sirkülasyonunu engellemek içindir. Sıcak hava ile soğuk havanın direkt temasını engeller. Avm'lerdeki ve daha büyük mağazalardaki döner kapının görevini üstlenir. Kışları sıcak yazları soğuk havanın içerde kalmasını sağlar.
tüm dünyada yatırımcıların büyük bütçeler ayırdığı bir platformdur. Ülkemizde de 3 yıldır bir espor bürosu bulunmaktadır. Yakın gelecekte daha çok kişiye ulaşacak olan espor sektörü çığ gibi büyümeye devam ediyor.
"Hiç" olmaması ifadesi kesinlikle yanlıştır. Ayrıca "normal" olarak tanımlanan hayatın ne olduğunu da merak ediyorum. Sizin için hayat sadece yemek yemek, uyumak ve gezmekten ibaretse bu hayat "normal" olarak nitelendirilemez. Buna olsa olsa boş hayat denir. Nitekim insan normal hayatta temel ihtiyaçlarının yanında bir işle uğraşır, insanlığa katkı sağlamak için bir şeyler yapar. Bunun sonucunda da bilim ve bilimsel çalışmalar ortaya çıkar. Bilimsel çalışmaların da rasyonel bir temel üzerine oturtulması için matematik olmazsa olmazdır. Basit matematik konularından tutun, toplama çıkarma bölme vs, karmaşık ve gereksiz görünen konulara kadar, limit integral trigonometri vs, hepsi bu "normal" hayatın içindedir.
Çok açık bir örnek vereceğim. 1986 yılında challenger isimli bir uzay mekiği uzaya fırlatılırken ateşleme başladıktan kısa bir süre sonra infilak etti ve içindeki 7 kişilik ekiple beraber daha dünyadan ayrılmadan küle döndü. Patlamaya sebep olan şey ise kısa süreli bir araştırmadan sonra ortaya çıktı. Kalkışı planlayan ve projeden sorumlu olan bilim adamlarından biri hesaplamalar esnasında çok basit bir trigonometrik hesap hatası yaptı. Evet, lisede matematik dersinde eziyet gibi gelen, "normal" hayatta ne işimize yarayacak denen trigonometri, böylesine bir hata ile 7 cana mal oldu.
infilak eden uzay mekiği haberi için https://tr.m.wikipedia.or...ki/Challenger_Uzay_Mekiği
Hani hep anlatılır bilindik bir hikayedir. Köyün birini sel basar ve herkes köyü terk eder. Yalnızca bir adam evinden çıkmaz beni allah korur kurtarır der ancak suyun seviyesi de gitgide artmaktadır. Sel suyu artık kapıdan çıkıp yürünmeyecek seviyededir kurtarma ekipleri bir tekneyle adamı kurtarmaya gelirler fakat adam tekneye binmeyi kabul etmez beni allah kurtaracak der. Bir süre sonra suyun seviyesi daha da yükselir bu sefer ekipler botla gelir adam yine kabul etmez. Sonunda su seviyesi iyice yükselmiştir adam çatıya çıkmak zorunda kalmıştır bu sefer ekipler kurtarma helikopteriyle gelip adamı almaya çalışırlar fakat adam helikoptere binmeyi de kabul etmez allah beni kurtaracak der ve sonunda boğularak ölür. Adam öteki tarafta allaha sorar beni neden kurtarmadın oysaki ben o gün sürekli dua ettim beni kurtarman için der. Allah da, o gün seni kurtarmak için önce bir tekne gönderdim kabul etmedin, sonra bot yolladım yine reddettin, helikopter yolladım onu da istemedin der.
Yani allah, bazı olaylara direkt olarak değil de insan eliyle müdahale eder. Aslında bu da direkt müdahaledir fakat anlayana.
