evcil hayvanı olanlara kıskanarak bakmış ve evcil hayvan konusu hayatı boyunca içinde bir ukte olarak kalmış insandır.
evet o kişi benim...
hatta sözlükte bile 'evcil hayvan' başlıklarına bakıp, oralara entry girememenin ezikliğini yaşıyorum. *
çok isterdim bir evcil hayvanımın olmasını, kedi yada tavşan... ama annem 'tüy döker' bahanesiyle hiç almadı.
bu yüzden mezun olduğumda ilk maaşımla evcil hayvan almayı düşünüyorum. adını 'çilek' koymak, ona güzel bir ev yapmak, gündüz boyunca oyunlar oynayıp, gece onunla uyumak istiyorum. **
evcil hayvan özlemi böyle bir şey işte...
isviçre'de paleo festivali'nde iştahla yenen ve beğenilen yiyecektir. bu pizza; mozerella, domates, kimyon, solucan ve böcek larvaları kullanılarak yapılmaktadır.
Manken podyumda yürür. Yanda erkekle kız konuşmaya başlar:
E: çok güzel. (elbiseye bakar)
K: ne var ki, yeni alınmış.
E: hayır, perwolle yıkandı. (cebinden perwoll çıkarır)
K: nerden biliyorsun?
Manken erkeğin yanında gelir.
Manken: tanıştığımız gün bu kıyafeti giymiştim.
Perwoll reklamlarında insanların yanında perwoll taşımasına hepimiz alıştık.
Bu sefer ki reklamdaki mantık hatası şu:
Manken reklamın sonunda 'bu kıyafeti tanıştığımız gün giymiştim' diyor. Peki bunlar ne zaman tanıştılar? Dün de tanışmış olabilirler.
O cümle şu şekilde olmalıydı:
'10 yıl önce tanıştığımız gün bu kıyafeti giymiştim'
yani, her reklamında ayrı mantık hataları barındıran reklamlardır.
Çin tatlılarından biridir. pasta keki hazırlandıktan sonra, üstüne krem şanti sürülür. çilekler dizilir ve en sonda çin mutfağının olmazsa olmazı olan solucak ve böcekler pastanın üstüne serpiştirilir.
toplum veya aile baskısıyla kapanan ve ne için kapandığını bilmeyen kızlardır. bu kızlara muhafazakar demek bile yanlıştır. bunlar sadece arada kalmış insanlardır. bunları bir inanca, düşünceye sığdırmaya çalışmak yanlış olur. eleştirmek bile gereksizdir.
-naber?
-iyilik senden naber?
-ben de iyiyim.
-.....
-.....
bu şekildeki konuşmalardır.
daha çok internet üzerinde bu tür konuşmalar yaşansa da, gerçek hayatta da telefon konuşmalarında aynı olay yaşanır.
nasılsın, naber sorularından sonra arayan kişi hiç konuşmaz. söyleyecek bir şeyin yoksa neden arıyorsun arkadaşım? 'nasılsın' sorunun cevabı bellidir: iyiyim.
yıl olmuş 2012 hala 'naber, nasılsın' kelimelerini kullanan insanlar var. illa bir şey sormak istiyorsanız, 'napıyon' sorusunu kullanın, konuşacak bir şey bulunur en azından.
-nabıyon be ya?
-aynı be ya. sen nabıyon be ya?
-aynı be ya.
gibi.
sözlük yazarlarının, itiraflar bölümünde, artı oy almak için kullandıkları cümlelerden biri.
özellikle yeni arkadaşlar,
-çocuğum oldu.
-köpeğimin yavruları oldu.
-yeğenim oldu.
-evleniyorum.
vb
tarzı itiraflara kanıp bu yazarları istatistiğe sokacak derecede artı oya boğuyorlar sanırım.
bunlar gibi,
sırf kendi egolarını tatmin etmek için insanların duygularıyla oynayacak kadar karaktersiz insanlar bunu yapanlar.
ve yeni gelen arkadaşlardan buraya yazılan hiçbir şeye inanmamalarını rica ediyorum. burada yazılan herşey hayal ürünüdür.
dünkü 'kim milyoner ister' yarışmasına katılmış 25 yaşındaki beste isimli kızdır.
sesli soruda pokemon'un başlangıç şarkısı çalmıştır;
&feature=related
ardından,
müziği çalan ve pikachu, bulbasaur ve charizard karakterlerinin yer aldığı çizgifilm sorulmuştur.
kız şaşkın şaşkın baktıktan sonra, emin olmayarak 'pokemon' demiştir. ve daha sonra 'pikachu' adı geçmesiydi bu soruyu bilemeyeceğini söylemiştir.
kızın bu haline çok şaşırdım, acaba pokemon'un en meşhur olduğu 90lar döneminde bu kız neredeydi? nasıl duymaz, bilmez, gerçekten inanılacak gibi değil.
gerizekalı sözlük yazarlarının 'bayan' kelimesi geçen her başlığın altına bunu yazarak gösterdiği tepkidir.
başlığı açan kişi kadınlarla ilgili çok önemli noktalara değinmiştir, fakat kadına 'bayan' diye hitap etme gafletinde bulunmuştur.
bunu gören ve eleştiri yaptığını ya da ayar verdiğini sanan bazı yazarlar da hemen altına;
'kadına bayan diyo' şeklinde saçma sapan yorumlar yapıp asıl konuyu görmek yerine ayrıntılara takılırlar.
kadına bayan demişsin, ya da'yı bitişik yazmışsın, de'yi ayrı yazmamışsın....
bu şekildeki yorumlara bir son verin artık. ayar verdiğinizi düşünüyorsunuz belki ama cidden komik duruma düşüyorsunuz.
türkçe sizin için bu kadar önemliyse yazara özel mesaj atarak düzeltmesini rica edin. eminim ki daha çok işe yaracaktır.
kendini savunamayan, sözlükte küçük bir tartışma yaşasa dahi hemen sözlük içindeki sevgilisine ya da erkek arkadaşlarına şikayette bulunan kadındır.
gerçek hayatta, kadın fiziksel yönden erkekten güçsüz olduğu için sorun yaşadığında sevgilisine şikayet edebilir, gayet doğaldır.
ama sözlük içinde yapmayın bari bunu. sözlü olarak da kendinizi savunamıyorsanız, internet ortamlarında hiç bulunmayın. *
başkasına ihtiyaç duyan kadınları zavallı olarak görüyorum.
sevgilisine güvenmeyen sevgilidir.
bu olay izmir-ankara arasında yaşanmıştır.
uzak mesafe ilişkisi yaşayan bu çifttin arasında güvensizlik problemi vardır.
erkek, msn konuşmalarını kaydeden programlardan birini kız arkadaşının bilgisyarına farkettirmeden yükler. kız bunu hiç farketmez ve bir kız arkadaşıyla msn'den sohbet ederken, konu eski sevgililerden açılır. kız, uzun uzun eski sevgilileriyle yaşadıklarını anlatır. ertesi gün erkek arkadaşından mesaj gelir:
'aramızdaki herşey bitti, sakın beni arama'
daha sonra nedenini araştırırken msn'den konuştuklarını kaydettiğini anlar.
kız o gün, bavulunu toplayıp kendini affettirmek için ankara'ya gider.
şimdi barıştılar mı bilmiyorum.
allah böyle sevgiliyi düşmanımın başına vermesin. *
ama fragola asla böyle kişiler yüzünden kafa izni almaz, hatta kafa izni almayı bile düşünmez. *
doğrusunu söylemek gerekirse daha dün kafa izni almayı düşündüm. çünkü, hergün özel mesajla küfür ve hakaret işitmekten bıktım ve artık nickaltından yapıyorlar aynı şeyleri.
moderatörlerin de ilgilendiği yok.
hayatımda küfür etmedim. suçum bu galiba.
gücü anca bir kıza yeten zavallı erkeklerle dolu burası.
1.514.584 beğeni alan facebook sayfasıdır. akp seçmeninin yüzde 90'ının internet kullanmadığını gösterir.
tahminime göre takip edenlerin yarısı diğer partilere oy vermiş kişilerdir, sırf haberleri takip etmek için beğenmişlerdir.
sayfayı yönetenin kim olduğu bilinmiyor. sayfada yer alan bilgiler ise şu şekilde:
okul ve derslerden başka birşey düşünmeyen insandır.
sürekli derslerinden yüksek notlar almak için uğraşır. ygs, kpss gibi sınavlarda derece yapmaya çalışır.
mezun olduğu bölüm dışında işlerle uğraşmadığı gibi, devlette bir iş bulmak için elinden gelen herşeyi yapar.
aldığı yüksek notlarla sınıf arkadaşlarını ezmeye çalışır, hatta ders notlarını paylaşmaz.
sonuç olarak ya basit bir memur olur, yada özel bir şirkette çalışmaya başlar.
fakat, hayatının merkezinde okul olmayan biri, zekasıyla kendini belli eder, geniş bakış açısına sahiptir ve yeniliklere açıktır.
okulu önemsemeyerek başarılı olmuş birkaç kişiden örnek vereyim:
''Ben bazı derslerin sınavlarını geçemedim ama arkadaşım hepsini geçti. O şimdi microsoftta başarılı bir mühendis. Ben microsoftun sahibiyim" (Bill Gates)
Bütün arkadaşları Boğaziçi'ni, o ise istanbul Üniversitesini kazandı. ama okula devam etmedi.
"Okul hayatımdaki başarısızlıkların üzerine televizyona girince çok başarılı oldum. Meğerse benim en başarılı olacağım iş buymuş. Su yolunu bulur derler ya, su yolunu buldu ben de televizyoncu oldum." (acın ılıcalı)
yani eğer okumaktaki amaç zengin olmaksa okulu çok önemsemeyin,
ama topluma hizmet gibi bir amacınız varsa okulu başarıyla bitirin, belki bilgiye değer veren birileri çıkar.
not: liseli yazarlarımız bunları dikkate almasınlar. liseyi bitirmeyene kız bile vermezler. *
bir bakıma entry numaralarıyla fal bakmaktır.
başına # sembolünü koyarak devamına en çok 8 haneli olmak üzere bir sayı giriyoruz. getir butonuna tıklıyoruz.
karşımıza gelen entry, günlük falımızdır. dikkatlice okunmalı, anlamlar çıkarılmalı, artı oy verilmeli, hatta canlandırılmalıdır.
son zamanlarda sıkça karşılaşılan evlilik türü.
böyleleri,
-ya sözlükten tanışıp evlenmişlerdir,
-yada sevgiliyken ikisi de yazar olup daha sonra evlenmişlerdir.
daha önce itü sözlükte yazarlık yaptım ama 'arkadaşlık sitesi' gibi geldiği için bıraktım.
bugün açıp baktım, şöyle bir duyuru var:
ichgeheindaskino ve olahabeoy evlendiler. kendilerine sonsuz mutluluklar!
itü'de yazarlık yaptığım dönemde bir kızla tartışmıştık, o da sözlüğün yetkilisiyle nişanlıyım demişti. daha sonra baktım, onla ilgili yazdıklarım silinmiş.
şimdi bunlara baktıkça iyi ki de bırakmışım o sözlüğü diyorum.
uludağ sözlükte hiç öyle şeyler olmaz, abi-bacı-kardeş geçinip gidiyoruz.*
bir çöpçüye, üniversite hocalarından daha fazla saygı duyuyorum. en azından işini hakkıyla yapmanın yanında emek veriyorlar, maaşlarını hakediyorlar.
üniversite hocası, sene boyunca öğrenciye birşey katmayıp, haksız yere aldığı para yetmezmiş gibi öğrenciyi keyfinden dolayı dersinden bırakabiliyor.
cehennemlik diyorum ama böylelerinin müslüman bile olduğunu sanmıyorum.
edit: üniversite hocalarının hepsi derken, yalnızca kendi muhatap olduğum üniversite hocalarını kasdettim.
