bana oldukça tanıdık bir durum.
-cep telefonunun tuş kilidini açıp kapamak.
-hiçbir şey yapmadan oturup mutlu olmayı beklemek. (tuhaf ama işe yarıyor)
-türk filmi izlemek.(olmadı mı)
-liverpool - beşiktaş maçını banttan izlemek.....
bu soruyu defalarca oturup düşündüm. aslında harika bir soru. hayatı öylesine boş yaşıyoruz ki sanki hiç bitmeyecek gibi. başkaları hastalanabilir ama biz asla, başkaları ölebilir ama biz asla. ölümün bazen çok yakınımızda olduğunu fark ederiz ama tehlike geçtikten sonra hemen unuturuz. sanırız ki elimizde bitmek tükenmek bilmeyecek kadar çok zaman dilimi var. nasıl olsa isteklerimizi yapacak zamanımız olacaktır. oysaki o bitişin ne zaman olacağını hiç birimiz bilemeyiz. belki yarın, belki bu gece. Ama yarın öleceğiz diye kendimizi bırakmak için değil aksine çok fazla hayata sarılmak için yazıyorum bunları. planlarımızı hiç ölmeyecekmişiz gibi yapıp ama hiç vaktimiz yok gibi de acele etmeliyiz. düşünün bir kere 6 aylık ömrünüzün kaldığını, ne yaparsınız? bu dünyadan gitmeden önce neler yapmak isterdiniz? peki onları neden yapmıyorsunuz?
ilginç bir durum.
normal arkadaşken hiç çekinmeden konuşabiliyordum ama ne olduysa sevgili olduktan sonra bir türlü rahat konuşamaz oldum bu durum yüzünden bugün ayrıldım. Az önce kendimi düzelteceğime söz verip tekrar çıkmaya başladık şimdi ne yapacağımı bilmiyorum.
belediye otobüsünde karşı cinsle bakışma olayı genelde yanlış anlaşılan bir durum. Genellikle erkeğin kıza bakmasıyla başlayan birşey. Erkek baktıkça kızda bakar ama kız bu salak niye bana aval aval bakıyor diye çözmeye çalışırken erkekte bunu yanlış anlar, ahaa lan benden hoşlandı heralde diye içine bir sevinç doğar. Halbuki kızın veya karşı cinsin neler düşündüğünü bilse bir daha bırak ötobüste bakmayı artık her nezaman kızlara baksa o olay aklına gelir ve kızlara bakmatan çekinir hale gelir.