kendisini behzat ç.'de görmek istiyoruzdur mutlaka. çok yakışacağını düşünüyorum. suskunlar'a da yakışmakta fakat bir gün mutlaka konuk oyuncu olarak falan girmesi gerek behzat ç.'ye.
ayriyeten; mahir çayan'a da benzetmekteyim kendisini. belki bıyıklardan ötürü. evet evet bıyıklı haliyle andırıyor mahir'i. inanç konukçu'ya da benzemekte. sanırım ben bu tip erkeklerden hoşlanmaktayım. saygılar.
bölgede güçlenecem diye bir tarafını yırt, aşağıda bir avuç rum kesimi bir avuç kalmaya devam etsin, heralde uğraşacak adamlar, devlet olma politikasıdır bu.
çaka beyliğine karşı, bizansla işbirliğine giren, soydaşı, anadolu selçuklu sultanı birinci kılıçarslan'ın çaka bey'in şerefine verdiği göstermelik bir ziyafet sırasında katledilmiştir. kılıçarslan, bizans'ın bildiğin kışkırtmasına yem olmuş ve kendi soydaşını, sırf geniş topraklarına sahip olabilmek adına katletmiştir.
her şeyi ben bilirim havasında, kameralara, insanlara höyküre höyküre konuşup duran, agresifliği tavan yapmış, itici bir kadın. Son hareketiyle de insanlığının niteliğini belli ederek, hakettiği muameleyi fazlasıyla gördü.
güya siyah bantla çıkılacağı söylenen maçtı. evet hepsinde de siyah bant var, dikkatli bakılınca anlaşılıyor. ama siyah formanın üstüne siyah bant ne alaka! gözükmeyince ne anlamı kaldı.
12 eylül sonrasında devrimci hareket içinde yer alan gençleri anlatan, 2011'de vizyona giren, f. serkan acar filmi.
--spoiler--
20li yaşların başında henüz yeni tanıştığı ve kavramaya başladığı sosyalist sistemin yıkılışına tanık olan kemal, siyasi mücadelesine devam eder, bir yandanda yoldaşı leylaya platonik bir aşk beslemektedir, diğer yandan artık silahlı bir militan olarak illegal kanada geçme zamanının geldiğini düşünmektedir.
--spoiler--
zekeriya sertel ve sabiha sertel'in sahibi oldugu tan gazetesi'nin sol goruslu yayin ilkesi, bir takim parali provakatorlerin onderliginde, islamci ve milliyetci universite ogrencileri tarafindan yagmalanmistir.
necip fazil'in, vakit gazetesi balkonundan, eyleme giden bu kalabaligi alkisladigi soylenir.
eyleme katilan universite ogrencileri arasinda suleyman demirel, ilhan selcuk ve adi aklima gelmeyen cok onemli isimler vardir.
Ermeni'yi, "tuyler urpertici" tabiriyle, insan disi bir yaratikmiscasina betimleyen bunyelerin akil sir erdiremedigi olay olsa gerektir.
Kafalarla ve kendini ne hissettiginle degil de, kanla, soyla, sulaleyle ilgilendigimiz icin kafalarimiz hep baska turlu calisti bizim. makale konusu kalmamisti yazilacak!
benim kilometre taşım şu: bir gün oturup neyi sevip, neyi sevmediğimi alt alta yazdım. sevdiklerim şunlardı: gitar, müzik, dans, plajlar, güzel kızlar, voleybol, mimari, resim, sinema, hollywood, para kazanmak, lüks, güzel arabalar, güzel kitaplar... ben bunları hayatımda istiyorum dedim. topladım, iki nokta üst üste koydum, sonuçta çıkan şuydu: kapitalizm..
bireyciliğin, liboşluğun, kapitalizmin dibine vuran adam. sanatçı dediğin örnek alınacak biri olmalıydı, biz böyle öğrenmiştik!
hacı bektas veli, yunus emre, kaygusuz abdal, nesimi gibi isimlerden etkilenmiş, ama daha çok bektaşilik yolunda olan bir halk ozanı.
--spoiler--
muhyiddin abdal, 16. yüzyılda yaşamış kalenderî-bektaşî-hurûfî kontekstinde şiirler söylemiş / yazmış şâirlerimizdendir. şâirin yaşadığı dönem, kalenderîlikden bektaşîliğe geçişin tam netleşmediği ve hurûfîliğin de kalenderî-bektaşî zümreler içinde etkili olmaya başladığı bir geçiş dönemidir.
şiirlerinde, hallâc-ı mansûr, seyyid nesimî, fazlullah, hacı bektaş velî, otman baba, şahkulu, kumral baba, akyazılı gibi kalenderîlerin ve bektaşîlerin ulu saydıkları kimselerden bahsetmektedir.
--spoiler--
13 eylül 1992 tarihli yazısında haklı bir yargısını dile getirmiştir;
"21inci yüzyıla 8 kala anadoluda kürtçülük de türkçülük de dışlanmalıdır. barış içinde, bir arada, demokratik düzende, kardeşçe yaşamanın bir başka yolu da yok..."
gün itibariyle, öğrenci gençlik sendikası genç-sen hakkında kapatma kararı verilmesi olayıdır.
''sendikalar kanunu'nda öğrencilerin sendika kurmasına ilişkin bir düzenleme olmadığı'' gerekçesiyle kapatılması istenmiştir. fakat bu görünürdeki balondan bir sebeptir. hükümetin eğitimde çuvallamasına karşı yapılmış ve yapılacak eylemlerin önünü tıkamaktan başka bir şey değildir.
kıvanç olmasa kimsenin izlemeyeceği bir dizidir. elbette izleyen olurdu ama reytingi zorlamazdı. ben de kıvanç'ın yüzü suyu hürmetine izliyorum; ne yapacağını, nasıl oynayacağını merak ettiğim için.
cemre'nin "çok güzel kız" replikleriyle sürekli seyirciye, çok güzelmiş gibi benimsetilmeye çalışılması sinir bozucu. senaryo ise çok bilindik, kardeşlerin aynı kişiye aşık olması olayı artık yıldırdı. romanlar ya da eski türk filmleri uyarlamalarını bir kenara bırakırsak, hem orjinal hem çok iyi bir dizi senaryosu üretilemediğinin bir kanıtı olan dizidir.
bu dizideki zerrin tekindor, kıvanç tatlıtuğ ve kuzey'in annesi rolündeki kadın, oyunculuklarını konuşturan nadir isimler.
"halkin bir kesiminin dini degerlerini alenen asagilama sucu"ndan istenen 1 yillik hapis istemi cezasidir.
halkin diger kesimine yani inanmama ozgurlugune yapilan asagilamalara ise asla verilmeyecek bir cezadir. bir inanan olarak, boyle cifte standartin icine etsinler diyorum!
kimse de laik turkiye'den falan bahsetmesin. boyle bir sey yok, kalmadi.
Bizi (akrep burcu kadin ve erkeklerini) hic sevmeyen cekilmez bir kadindir. akrep burcundan cok darbe yemis olsa gerek ki ciktigi her programda cinselligi baz alarak bizi asagilama yontemine basvuruyor. hazimsiz!
çocukları eve kapatıp teknoloji oyunlarına hapseden saygıdeğer site sakinlerini rahatsız eden çocuklar(mış).
dışarda oyun oynamayı unutan çocuklara örnek olacak belki de bir kaç çocuktan biridirler. bağrışmaları da gürültü değil; biz saygıdeğer ev kuşu, teknoloji mahkumu site sakinlerine hayatın, günlük yaşamın canlılığını hatırlatır.