Evet acikliyorum beni dinleyin arkadaslar.
cicekciden 10 tl ye bir adet cicek aliyoruz sonra markete girip 10 adet cikolata aliyoruz ayri ayri. bu cikolatalari aldigimiz cicegin aralarina meyve veren agac gibi yerlestiriyoruz not olarakta sizin kendi perspektif bakis aciniza kalmis guzel bir soz yazip etiketliyoruz ve bayanin calistigi is yerine yahut calismiyorsa evine biriyle gonderiyoruz ve hatun kisinin dibi dusuyor. basit, ucuz ama bir o kadarda etkili bir yontemdir.
evet an itibari ile 3.000.000 gecen, fotografinda ''come to besiktas'' yorumlari olan futbolcu. besiktasli taraftarlara yuzyilin trolunu atmistir. iyi tasak gecmistir. pp fotosunu siyah beyaz top yapmaklar, video begenmeler falan bos is adam egleniyor belliki. cok kaliteli kasar kizlarimizda diego costa taktigi uygular.
merhaba. içinde karbonhidrata, dahası basit karbonhidrata, dahası kompleks karbonhidrata bile yer olmayan bir besleme türüdür sağlıklı beslenme. basit karbonhidratı zaten biliyorsunuz: glisemik indeksi yüksek, kana çabuk karışan, insülin dalgalanması yaratan şekerlerdir. insan hayatına zerre faydası yoktur, bildiğiniz zehirdir uyuşturucudur. üretiminin tüketiminin yasaklanması gereken, insan vücudunda oluşan birçok hastalığın müsebbibi olan toksik bir maddedir. hayır yememeniz için daha ne kadar kötüleyebilirim bilmiyorum bu tür gıdaları, inanın bilmiyorum. en sonunda "bunları yiyen toptur" diyecem o olacak. yemeyin olm şunları bok mu var yiyorsunuz. ondan sonra vay efendim ben nasıl zayıflarım? sikimi zayıflarsınız. sizde bu gırtlak bu pisboğazlık bu iradesizlik varken zayıflayamazsınız. en azından sağlıklı bir şekilde zayıflayamazsınız. ha ne yaparsınız, götünüz göbeğiniz önüne geçilemeyecek bir şekilde büyüdüğünde diğer bütün şişkoların yaptığını yapıp kendinizi aç bırakarak zayıflamaya çalışırsınız ve akşama doğru gün gözünüz dönmüş bir şekilde tekrar yemeğe saldırırsınız. elde var sıfır. bir de uzun süre kendilerini aç bırakıp su atan, yeterli besin alamadığı için kaslarını kaybedip afrikalı çocuklar gibi incecik vücutları devasa göbekleriyle ortada kalan tipler var ki onlara hiçbir şey söylemiyorum ben. lan olm mal mısınız ya, aç kalarak zayıflanıldığı nerde görülmüş, deli olmayın.
neyse arkadaşlar, bakın sağlıklı beslenmek sağlıklı bir yaşam için yapacağınız şey çok basit: bi uçak bileti alıp arjantin'e gidin, gerek doğasıyla gerek havasıyla arjantin bu mevsimde çok güzel oluyor lan siktirin gidin orada yaşayın hiç değilse kafanız rahat olur. tamam şaka yapıyorum oturun oturduğunuz yere amına koydumun sığırları asgari ücretle çalışan adamlarsınız ne arjantin'i ne uçak bileti hey allam ya.
kural 1: her türlü işlenmiş gıdayı çöpe atıyorsunuz. bakın "gıda" dedim ama gıda değil onlar; onlar zehir, onlar uyuşturucu, onlar orospu çocuğu. onları yemeyin. içinde basit şeker olan hiçbir şey yemeyin. çikolata yemeyin, cips yemeyin, bisküvi yemeyin, kola içmeyin, gazoz içmeyin, salam sucuk sosis gibi işlenmiş etleri yemeyin, işlem görmüş kuruyemişleri yemeyin. "bunu yesek bi şey olur mu ya" "bundan ne olacak ki" diye sorabileceğiniz hiçbir şeyi yemeyin. arada bir de yemeyin. hiç yemeyin. yiyenin amına koyım arkadaşlar yemeyin. zira bunları yerseniz, yemeye devam edersiniz. karbonhidrat tüketimi kesmenin tek yolu, karbonhidrat tüketimini kesmektir. başka bir yolu yok bunun. "ya şu kadar yesem bir şey olmaz ki" dediğiniz an siki tuttunuz demektir, zira devamı gelir, kaçarı yok. bu sizinle alakalı bir durum değil çünkü; karbonhidratın yapısı gereği böyle bir özelliği var: ne kadar yerseniz yiyin, doygunluk hissi yaşatmaz size, bilakis kan şekerinde yaptığı dalgalanma nedeniyle daha çok yersiniz, daha çok yersiniz ve daha çok yersiniz. o yüzden yemeyin.
kural 2: kompleks karbonhidrat tüketmeyin. tamam, kompleks karbonhidratın glisemik indeksi düşüktür falan filan ama sizler biraz ayı olduğunuz için, gözünüz hiç doymadığı için löp löp gömüyorsunuz çavdar ekmeğini bulgur pilavını makarnayı, azdan anlamıyorsunuz. e öyle olunca ne oluyor? yine şişko oluyorsunuz. zira yediğiniz gıdaların kalorisi yüksek, gelmiyor annem bize böyle şeyler. bakın 8 milyon yıllık insanlık tarihi boyunca sadece son 10 bin yıldır tahılla besleniyoruz. biz ne zaman ki tahılı keşfettik, o zaman obez olduk şeker hastası olduk kanser olduk. tahıl da tüketmeyin amına koyım. hayır bilsem 100 gram bulguru yiyince gerisini yemeyeceksiniz, e" hadi o kadarını da yiyin" diyecem ama siz en azından yarım tencereyi götürürsünüz. yemeyin.
kural 3: basit karbonhidratı hayatımızdan çıkardık, kompleks karbonhidratı yememe kararı aldık. peki hiç mi karbonhidrat almayacağız? ne alakası var, tabii ki alacağız. ama sebzelerden alacağız. ıspanak yiyeceğiz, lahana yiyeceğiz, kabak yiyeceğiz, karnabahar yiyeceğiz, brokoli yiyeceğiz. bin tane seçenek var amınakoyım, bunlardan biraz biraz yiyin işte. ama pişirirken mümkün mertebe çiğ bırakıyoruz ki vitamini minerali ölmesin, yazıktır.
kural 4: bol bol protein alıyorsunuz. bakın bu konuyu kısa geçmek istiyorum. hayvansal protein alıyorsunuz, bakliyat ürünlerindeki proteinler eksik amino asitlidir. yani hayvansal gıdalardan aldığınız proteinin ikamesi olamaz bakliyat ürünleri. yok birini diğeriyle kombo yapacaksın da yok öbürünü diğeriyle karıştırıp o açığı kapatacaksın da uzun iş onlar. ben tercih etmiyorum ama siz isterseniz arada yiyebilirsiniz.
kural 5:yağ tüketimini artırın. kilo vermek isteyen tüm sığırların yaptığı gibi yağ tüketimini kesmeyin; bilakis artırın. zira hücrelerin onarımından bakımın tutun da a d e k vitaminlerinin işler hale gelebilmesi gibi birçok faaliyet için yağ gereklidir. karbonhidrat tüketimini azalttığımız için enerjiyi yağlardan/ketonlardan karşılayacağız. o nedenle bol bol zeytinyağı gibi tekli doymuş yağ oranı yüksek, çoklu yağ oranı düşük yağları tercih ediyoruz. tereyağı gibi hayvansal yağları kullanmaktan çekinmiyoruz. bol bol çiğ kuruyemiş tüketip yağ ve protein alıyoruz. trans yağlardan kutsal su görmüş iblis gibi kaçıyoruz.
kural 6: spor yapıyoruz. hayat bilgisayar başında göt büyütmek için çok kısa beyler o yüzden spor yapın. illa spor salonuna gidin demiyorum çıkın koşun amına koyım, hiçbir şey yapamıyorsanız ip atlayın lan yeter ki biraz hareket edin. yürüyün lan, otobüsten iki durak erken ininin amına koyım nedir yani. güveniyorum ben size, bu kadarını da yapamayacak değilsiniz. bu mallıkla ölmeden bu yaşa kadar gelmişsiniz, bundan sonra da bunları yapıp daha sağlıklı bir şekilde hayatınızı sürdürebilirsiniz bence. şimdiden başarılar diliyorum.
Evet an itibari ile 370 bin imza toplanmis bulunmakta. costa menejerinden aldigimiz son istihbarata göre costa 500 bin imza istiyormus. haydi arkadaslar tinerlere abanalim hep birlikte instagram paylasimina ''come to beşiktaş'' yazalim.
tiner harbiden mukemmel birsey. tiner bali yapsalar ronaldoyu cagiracaklar.jkjkjsjskksj.
tamam pepeyi anlariz kariyerinin sonlarina dogru besiktasi tercih etmis olabilir. ama diego costa'nin instagram fotosunun altina ''come to besiktas'' yazmak nedir amina kodumun sigirlari. nasil bir kafa yasiyosunuz. gulmek isteyen varsa son paylasiminin altina buyurabilir keza ortaligi yogun tiner kokusu kaplamis bulunmakta.
tanim: an itibariyle son instagram fotografinin altina 370 bin come to besiktas yorumu bulunmakta.
jkhkksjdjdksksk.
dunya yuvarlaktir diyen beyinsizler. binin bir ucaga surekli kutuplara gidin bakalim ayni yere geri donecekmisiniz? geri donmeyi birakin belirli bir noktadan sonra gecisinize izin vericekler mi ? hic bir arastirma yapmadan gelmisler burada ilkokul hocalarinin ogrettigi dunya yuvarlaktir masallarini soyluyorlar. biz duz dunyacilar size bilimsel kanitlarla gelebiliyoruz. hadi sizde gelin madem? isinin gucunuz goy goy.
evet felixin uzaydan atlayisi. burda arac disindaki kameralar balik gozu kameralar ve videoda oynama var. koskoca nasa dunyayi yuvarlak gosteremeyecek mi saniyosunuz. evet birde 46.saniyeyi duraklatip bakmanizi siddettle oneriyorum. ufuk cizgisine bir bakin ;)
batıdan doğuya sürekli olarak gittiğimizde başladığınız noktaya döneriz. evet bu fenomen doğru. peki kuzeyden güneye gittiğimizde? bilinen dünya tarihinde bunun bir örneği var mı? böyle bir seyahat vaki mi?
kuzeyden güneye gittiğimizde hiçbir zaman başladığımız noktaya geri dönemeyiz arkadaşlar. bunun sebebi bizim yer çekimi olarak ifade ettiğimiz şeyin gerçekte yukarı doğru bir ivmelenmeden ibaret olması. yani bir tür şaşırmış gravity. yer çekimini yaratan şey dünyanın sadece kendi ekseni etrafında dönmesi değil, tüm sistemin beraber hareket ettiği bir sıçrama hareketidir.
bir formula 1 pistini gözünüzün önüne getirin. aracınızla hızla ilerliyor ve tekrar başladığınız yere dönüyorsunuz. şimdi bu pist yuvarlak mı? tabii ki de hayır.
ufuk çizgisi kürenin eğimi değildir arkadaşlar. o sadece sizin bakış persfektifinizin yok olma hattıdır. komik olan şu ki bunu hala dünyanın yuvarlak olduğunun ispatı olarak sunuyorlar. oysa uçakla yolculuk ederken bile ufuk çizgisinin düz olduğunu görebiliyoruz. dünya yüzeyinden ne kadar yükseğe giderseniz gidin, ufuk çizgisi daima göz hizanızda yükselir. konyaaltı plajında, ağrı dağında, uçakta 35000 feet yükseklikte.. düz çizgi hep oradadır. (bu arada mısır'dan abd'ye kalkan bir uçak okyanus yerine daima avrupa üstünden geçer. çünkü küre olmayan bir yeryüzü şeklinde en kısayol budur.)
güneşin ve ayın dünya çevresinde belli bir yörüngede dönmesi gece ve gündüzü, yörüngeden yükselip alçalması ise mevsimleri oluşturur. yani dünya güneş çevresinde değil güneş dünya'nın çevresinde dönüyor.
nasa ve diğerlerinin verileri bize doğruları söylemiyor arkadaşlar. bakın bunu anlamak çok önemli. yıllardır niçin antarktika buzulu askeri güçler tarafından korunuyor? ve niçin sadece belli bölgelerde araştırmaya izin veriliyor? yuvarlak dünya modeli sona yaklaşıyor olmasın? bu gerçekten planlanmış mıydı, yoksa gizli bir şeyi mi ortaya çıkarıyoruz bilmiyorum.
basligi acan guzel kardesim sana tumuyle katiliyorum. ha comarlara laf anlatmisin ha bu yuvarlak dunyacilara. anlama kapasiteleri yok arastirma kapasiteleri yok. anca burda goy goy yapsinlar. dunya yivirliktir tiyvin diil tiylind. cahiller sizi.
Son olarak şunuda şuraya bırakıp gidiyorum.
Fotoğraf çekildiğinde, fotoğrafçının bulunduğu nokta "Grand Mere Park".
Fotoğrafta gördüğümüz yüksek binalar ise Chicago'da.
Görünen yüksek binaların hiç biri 550 metreden yüksek değil.
Şimdi can alıcı nokta şu:
Parktan yüksek binalara kadar mesafe 90 km.
90 km'de eğimin vermesi gereken https://galeri.uludagsozluk.com/r/1469828/+yükseklik "ufuk çizgisinin altında tam 635 metre.
Tekrarlıyorum :
Kayıp bu mesafede 635 metre olmalı ve o binaların hiç biri 550 metreden yüksek değil. Kısacası 90 km.'den Chicago'daki o binaların görülebilmesi küre Dünya'da imkansız.