Haklı bile olsa insan, zaman zaman aklına gelir ve hüznü en derinden hisseder. Bazen kızar, sinirlenir, haklı olmanın gururunu yaşayıp hüznü gidermeye çalışır egosundan, kibirinden, haklı olma içgüdüsünden ve bencilliğinden ödün vermeden. Haklı olmak ve/veya öyle olduğunu düşünmek eşsiz bir rahatlama hissettirmez mi zaten insana? Peki kibiri, mantığı, egoyu ya da bencilliği bir kenara bırakırsak hala aynı hisler var olur mu? Belki itiraf etmek yine de zordur ancak durumu hazırlayan olaylar her nasıl olursa olsun; küçük bir anı, bir hatıra, bir anımsama yeter 'dost'u özlemek için. Ve ne kadar zaman geçse de can yakar her daim.
Baska bir sozlukte gorup mantikli buldugum dayanismadir.
Tatil donemi yaklasirken konaklamaya para harcamamak isteyen yazarlar yasadiklari sehirleri yazarak dayanismaya katilabileceklerdir. Ozellikle kisa sureli konaklama yaparak cok sayida sehir gezecek yazarlar icin cok fayda saglayacaktir.
Misal:
Sehir: izmir/bornova
Ev: 3+1
Meslek: doktor
Edit: böbrek geyiklerinin yapilacagi netti zaten de biraz daha yaraticilik istiyoruz, yaratici olamiyorsaniz destek olun, olmuyorsa köstek olmayin.
cumhuriyet üniversitesi tıp fakültesi ve tusem'in farmakoloji hocasıdır.
tusem'deki dersleri stand up tadında geçmektedir. farmakoloji gibi pek sevilmeyen bir dersin bile sıkmadan, sevdirilerek anlatılabileceğini kanıtlayan kişidir. aynı zamanda saygı duyulacak, babacan insandır.
yıllar önce türkiye ye gelmiş, damgasını vurmuş, uefa kupası kazanmış, gaşatasaray ın efsanesi Gheorghe Hagi ile -bana göre şu anda hagi ile karşılaştırılacak düzeyde olmasa da- şu anda türkiye deki en kaliteli oyunculardan olan Manuel Fernandes in 5 şubatta doğmuş olması.
Muğla il merkezinde bulunan saat kulesini, giriş kapısı ve yanındaki çeşme kitabesinden öğrenildiğine göre, Muğla Belediyesi ilk başkanı Hacı Süleyman Ağa 1885 yılında yaptırmıştır. Mimarı Konstantin oğlu Filvaridir. Kitabeyi de Muğla Rüştiyesi hocalarından ve Şahidi Mevlevihanesi Neyzeni Dede ismail Hakkı Efendi yazmıştır.
Kitabe:
Sahibül hayr Hacı Süleyman Efendi
Yine deryayı itâsını ikân eyledi zuhur
Bahusus aktar-ı eshar vaktini ilân için
Bu mahalle bir muvakkithane yaptı bi kusur
Beldemizde misli nâmesbuk kebir çan saati
Avrupadan celb edince herkese verdi süru
Kalmadı hiç ihtiyaç cep saati taşımaya
Aksi avaz ile alem vakti etti şuur
Hem ziya şevkiyle buldu mücevher tarihi
Geldi meydana muvakkithane bi evsa-ı vufur
Harerehu ismail Hakkı 1301 fi Şaban.
Saat Kulesi, kesme taş ve tuğladan, kare planlı ve beş katlı olup, aşağıdan yukarıya doğru küçülmektedir. Kulenin alt katı muvakkithane olarak kullanılmıştır. Üçüncü, dördüncü ve beşinci katlarının köşeleri dışarıya doğru pahlı olup, her katta biraz daha küçülmektedir. Dördüncü katın üzerine sonraki yıllarda yapıya uyum sağlayamayan uzun bir bölüm eklenmiştir. Yuvarlak saat kadranı da bu son kata konulmuştur.
Saat Kulesinin her katının cephelerine sivri ve yuvarlak kemerler yerleştirilmiştir. Bu pencerelerden muvakkithane pencereleri diğerlerine göre çok daha büyüktür. Saat Kulesinin yanında ve ona bitişik olarak Hacı Süleyman Efendi tarafından bir çeşme eklenmiştir.
türkiye futbol federasyonu bugün bir ilk olarak resmi internet sitesinden milli takım forma satışına başlamıştır. kırmızı iç saha formasının kargo dahil fiyatı 60 tl'dir.
yazın tek bir yerde kalmaktan sıkılanlar için ideal aktivitedir. yanında birkaç arkadaşla sırt çantalarını alıp yola çıkarsın. belki biraz sefil gibi görünse de insanın gençken yapması gereken, ilerde dönüp baktığında tebessüm ederek hatırlayacağı şeylerdendir. bir de her yıl çadır kamplarına ailece giden insanlar vardır. onlar gayet büyük, birkaç odadan oluşan çadırlara sahiptir. çadırlarında buzdolabından televizyona birçok eşya vardır.
en az dansı kadar acayip ve iticidir. sürekli aynı şapkayla, üzerine 2 metre kumaş sarıp çıkmış, dans ediyor gibi durmaktadır. eurovision a böyle çıkmaması ümit edilmektedir.
''kurtuluş savaşının en sıcak günlerinin yaşandığı 1921 yılının temmuz ayının sonlarında Kuşadasına zorunlu iniş yapmış bir Yunan uçağı, yöredeki köylüler tarafından el konularak Sökeye getirilmiştir.
Söke'de Türk Jandarması ile italyan işgal güçleri arasındaki gergin görüşmelerden sonra uçağa, Türk Jandarması tarafından el konulmuştur.
57. Fırka komutanı Miralay Şefik Aker, Muğla belediye başkanı Ragıp Zorba ve Muğla milletvekillerinin talebiyle uçağın Muğla'ya taşınması kararlaştırılmıştır.
Uçak, Vecihi (Hürkuş) bey ve Hamdi (Koçman) Bey'in gözetiminde Muğla'ya nakledilmiştir.
12 gün süren bu zorlu yolculuk sırasında uçağın tekerlekleri, kanat ve motoru hasar görmüştür.
Hasar gören uçak Muğla'da uçuşa hazır hale getirilmiştir.
italyanlardan sağlanan motor yağı ve benzin ile uçurulan tayyare 19 Ağustos'ta deneme uçuşu yapmış, 21 Ağustos'ta Akşehir'e, 23 Ağustos'ta Batı Cephesi Komutanlığının talimatı ile Ankara'gelmiştir.
Ankara havaalanında uçağın kuyruğu ve gövdesinin her iki yanına Türk Tayyaresi olduğunu gösteren işaretler yapılmış, Vecihi Bey'in teklifi ile uçağa Batı Cephesi Komutanı ismet Bey'in adı verilmiştir.
Uçak 24 Ağustos sabahı Ankara'dan havalanarak Sakarya Savaşına katılmak üzere Malıköyü'ne gitmiş ve burada 2. Tayyare Bölüğüne katılmıştır.
Hiçbir yedek parçası ve malzemesi bulunmayan ve Sakarya savaşına katılan iki tayyareden biri olan ismet Tayyaresi, savaş boyunca 28 uçuş gerçekleştirmiştir.
Uçak savaş sonrası izmir'de eğitim için kullanılmıştır. Şu anda ise izmir Gaziemir'deki Hava Teknik Okullar Komutanlığı'nda sergilenmektedir.''
muğla belediyesi tarafından yaptırılan uçağın birebir ölçülerindeki maketi muğla da sergilenmektedir.
muğla merkeze yaklaşık 10 km uzaklıkta, karabağlar yaylası'ndaki kahvelerden biridir. eskiden bu ve benzeri kahveler yayladaki mahalle halkının ihtiyaçlarını karşıladıkları önemli mekanlarmış. içinde kahvehanesinden berberine, fırınından terzisine, ayakkabıcısına birçok dükkan barındırırmış. zamanla bu kahveler eski kullanım amacını da kaybetti. artık bir kısmı restore edilip restoran olarak kullanılırken (süpüroğlu gibi şanslı olanları) bir kısmı da terkedilmiş durumdadır ne yazık ki. süpüroğlu'nun asırlık çınarlarla kaplı avlusunda yazın sıcak günlerinde dahi serinliği yaşayıp bir şeyler içmek, büryan kebabı yemek gerçekten yaşanılması gereken güzelliklerdendir.
yılların verdiği alışkanlık sonucu birçok insan boşluğa düşecektir.*
birçokları eleştirse de böyle diziler bir yerden sonra alışkanlık haline geliyor galiba, tiryakisi olanlar her hafta izlemeden yapamıyor. alternatif olarak izlenebilecek dizi bulunamazsa çok özlenecektir.
mezelerini, balığını, rakını hazırlarsın. arkadan türk sanat müziği çalmaktadır hafiften. sadece oturup müzik dinlemek ya da içki içmek değildir burada olay. sofra hazırlanırken bile keyif alınır. türk sanat müziği dinleyen kız candır.
ilk sezonuyla çok ciddi izleyici kitlesi yakalayan game of thrones un uzun süredir merak edilen ve 1 nisanda yayınlanacağı açıklanan 2. sezonunun ilk bölümü.
umarım ilk sezon olduğu gibi beklentiler karşılanır ve biraz daha uzun soluklu olur.
erken ya da geç yatmışsındır farketmez. uykunun en güzel yerinde alarm çalar (zaten bence uykunun her yeri güzeldir ya neyse). işte o an yorganın altından kafanı çıkarıp gerçeklerle yüzleşirsin. sıcacık yatağında rüyalar alemindeyken acımasız bir hayat seni bekliyordur. bir sınav, devamsızlığı olmayan bir ders, önemli bir görüşme vardır mutlaka. belki de okuldan bu kadar nefret edilmesinde en büyük pay sahibi zorunluluktur bu.