feridun düzağaç'ın 1 mart 2019 itibariyle yayımladığı yeni albümün adıdır. onuncu albümüdür ve içerisinde de birbirinden naif on şarkı barındırmaktadır. elektro gitar, keman ve piyano öyle umulmadık yerlerde kullanılmıştır ki efendim, insanı alıp darmadağın eder. sakin kafayla ve abartmadan tüketiniz lütfen. teşekkürler f.d.
01. dinle
02. yeter
03. gidin
04. gözlerinden anlarım
05. sana...toryum
06. pişmanlık sineması
07. kurtar beni
08. yabancı
09. gel
10. sen yoksun diye
bu bayram şunu farkettim ki, durum vahim. bayramlarda bir bok olduğu yok, insan sadece normal bir günün beklentisini üç-dört günlüğüne yükseltiyor. sanki çok pis eğlenecekmişiz, akrabalar, eş dost hep birlikte güzel vakit geçirecekmişiz gibi. hadi çocukları anlarım, biz de bayram gelsin de harçlıklarımızı alıp caddede oynayalım diye beklerdik bütün yıl. ya büyükler kardeşim? samimiyetsiz ortamlarda el öpmeler, yüzüne bakmayacağın insanlara hal hatır sormalar falan. olmuyor kardeşim olmuyor, bir türlü mutlu huzurlu bir bayram geçiremiyoruz. bayramın son günü gelmiş farketmemişim bile.
katıldığım önermedir. bi bok bildiğin yok, sabahtan akşama kadar salla dur. ne işin var bişeyler öğrenmekle senin, bilinçlenip de kendini bunalıma sokma hiç. sıkma canını bizimoğlan.
29.01.2018 itibariyle "yağmur" isimli tekli parçasını yayımlamış sanatçı.
şarkının aranjesi aytaç kart'a ve söz-müziği de kendisine ait.
adam osursa o bile dinlenir arkadaş, o kadar temiz ve güzel bir sesi var.
kendine has armonisiyle ve tekdüze ritimlerden ibaret olmayan melodileriyle türkiye'nin en önemli müzik gruplarından biridir vera. her şarkısında ayrı bir ruh olduğu hissedersiniz. manga, athena, gripin ve mor ve ötesi gibi müzik grupları kadar şimdilik bilinmese de, umuyorum ki değeri kısa zamanda anlaşılır. inanın şu grubun gereken değeri alamamasından dolayı üzülüyorum.
bazı şeylere karşı olağanüstü bir bilinçlik ve karmaşayla yaklaşıyorlar. geçmişte, özellikle naziler zamanında yaşadıkları katliam ve zulümlerden birçok ders çıkardıklarını da düşünüyorum. Geçmişin izleri onlar için hiçbir zaman silinemedi. toplama kampından sağ kurtulanlar ya da o dönemi yaşayan yahudiler duygusal ve fiziki anlamda müthiş bir çöküntü yaşadılar normal olarak. bu bireysellik ve kapalılık da onlardan franz kafka gibi çok önemli bir edebiyat adamı çıkardı mesela. her şerde bir hayır var dedikleri bu olsa gerek?
hayatı anlama açısından size bişeyler katar. ileride bende böyle olucam dersiniz içinizden. hayata dair tüm hırslarınız ve hayalleriniz bi tarafınıza kaçabilir.
sevmeyi yarıda bırakmayı çok severler genelde.
birbirinizle tam ettiğinizi düşündüğünüz bir vakitte de birden yok olurlar.
bir daha dönemezler, siz de tamdan yarıya düşersiniz.
düşersiniz ve diğer yarınız öyle bomboş kalır.
üzülüyorum, hakkaten çok üzülüyorum.
cedric yok.
pokemon yok.
hugo ve tolga abi desen hiç yok.
kameraya kafa atmaya başladı çocuklar.
bu ne şanssız bir nesil böyle?
sevdiğimi sevdiğime söyleyemedim. bu yaşıma geldim, göz göre göre kaçırdığım fırsatların acısını gönlümün bir yerinde hala hissederim. çok bekledim onu tamamen unutabilmeyi. hafızamdan simsiyah saçlarını silmeyi denedim. ama bak, gülerken güzelliğine güzellik katan o gamzeleri hep hatırımda hala. çok yaklaşmıştım diyorum, hem de çok yaklaşmıştım. ama bugün gurur galip geldi, sevgi buruk bir şekilde yanımdan ayrıldı. ben de sevdiğimin yanından ayrıldım, ondan uzaklara geldim. düşünürüm hep, acaba o şimdi ne yapıyor, kiminle, iyi mi? keşke insan kalbini ve aklını da giderken yanında götürebilse.
şiir seven erkek, duygularını da heyecanlarını da içinde taşır, ruhu geniştir. sevdiklerine de, hayata da farklı pencerelerden bakmayı bilendir. ama şiir seven erkek diyince gözünüzün önüne atkı takıp tayt giyen nonoş bir bişey geliyorsa, o da toplumumuzun ayıbıdır.
ne kadar boş beleş bir site olsa da, cinsel içeriklerin çokça yazılıp çizildiği ve ergenlerin karalama defterine döndürdüğü bir platforma dönüşse de, ilk defa kaliteli şeyler yazıldığını da görmüş olduğum platform.
"Mektup vardı o zamanlar. Ve mektuplar güzel şeylerdi. Sevenler mektuplarına kokularını sindirirler, yazarken duygulandıkları cümlelerin sonları da hep ıslak damlacıklar halinde biterdi."
bir wattpad yazarı kardeşimizin hikayesinden alıntılamış olduğum şu satırlar gece gece beni hüzünlendirmiştir. doğru tespitleri seviyorum.
hakikaten de az önce keşfettiğim müthiş ötesi spotify tarzı müzik uygulamasıdır. spotify ve youtube müzik arşivi bir araya getirilip harmanlanmış ve ücretsiz olarak sunulmuş. çevrimdışı dinleme özelliği falan on numara. amma velakin müzik keşfetmek için spotify ve deezer gibi app'lerin bir hayli gerisinde kalmış. arayüz olarak da çok fazla bir şey beklememek gerekiyor. arada reklamlar çıkıyor tabii ki, ama beş kuruş para vermiyorsun sonuçta. spotify premiuma 13.99 bayılmaktan iyidir. bu arada ios'de "musicall black" olarak geçiyor. androidde ise apk olarak indirmeniz mümkün. ve unutmadan arayüz dili ispanyolca ama zaten anlıyorsunuz çok takmayın.
az önce "olsun" isimli şarkısını dinledim. 8 ay önce çıkan parçayı, henüz keşfetmem azıcık ironik olabilir. amma velakin şarkının sözleri, müziği, kıvamı, ahengi aman yarabbi. seni yeniden dinlemeye teşvik ediyor şarkı. yeniden dinliyorsun, sonra yeniden. şarkının sözlerini yazan "can bonomo" harikasın bebeğim, seviyorum seni.