orda burda görmekten gına gelen geleneksel lafına bi standart bağlanması için gelenekçiler tarafından uygun görülmesi gereken süredir. "3. geleneksel zart zurt yarışması" gibi terimleri tarihe gömecektir. *
kantinciye "bir adet limonlu çay alabilir miyim?" dediğimde bana yanlışlıkla getirdiği çay tipidir *. limondan yapılır ve baya da güzeldir poşet çay olmasına rağmen. bizim kantinci içine ayriyeten bi limon parçası daha atar o da ekistrası.
içerisinde envai çeşit müzikle ilgili şey bulunan yerlere denmektedir. buralara ne zaman gitsem satıcının tavırları hep aynıdır. yani sanki ben ona bişey satmaya çalışıyomuşum gibi bi hava eser meydanda. başında sürekli birisi hadi alcaksan al almıcaksan beni oyalama tarzı bi tavır. yani şu müzik mağazaları marketler gibi filan olsa ya. biz takıldığımız yerde sorsak. bi de en ilginci eğer satın almayı düşündüğünüz şeyi çalmayı/kullanmayı iyi bilmiyosanız yandınız. bi aşşağılamadır ki hala anlam veremedim buna. yani klasik bi müşteri-satıcı işleyişi olmaz bu dükkanlarda. uğraştırma beni hadi bakiim.
önemli olaylar için hazırlanması gereken listedir. yapılması istenen şeyler yazılır bu listeye, yapıldıkça mutlu olunur ya da mutsuz olunur duruma göre...
-gözlük, hesap makinesi, kalem, silgi...
-ne unuttum lan ben?
birincilerin birincisi olarak lanse edilen kişiliktir. örnekse öss de birsürü birinci var iken sadece bi tane en birinci vardır.**
-benim oğlum en birinci ablası...
gitmiş görmüş kişilerin ağızlarından düşürmedikleri laftır. genelde diyenleyen kitle karşısındaki için "yine sıkmaya başladı" diye düşünüyo olsa da genellemeler yanlıştır, söyledikleri doğru olabilir.
-ben amerikadayken kahvaltıda muz yerdik içine yumurta kırıp.
her sene öss'ye bi kaç gün kala şehrin 4 bir yanına asılan afişlerden öğrendiğim şey. öss party full gibi abuk kelimeler hazırlanmış bi afişti en son gördüğüm. *
insanın başına sınavda gelmiş, mutluluk, sevinç, haykıracam ben tutmayın tarzında hisler hissetmesini sağlayan olaydır, durumdur, şudur, budur.
bugün kendisi başıma gelmiştir. sınavda son sorudayımdır, soruyu yapabilmek için upuzun bi formülü de bilmeliyimdir. biraz kıvrandıktan sonra sınavın başında hocanın tahtaya formülü yazdığı farkedilir * sevinilir.*
iş arayanların karşılaştıkları durumdur. okuldan yeni mezun olmuş kişilerin en büyük sorunu bu olduğu için bi süre sonra "3 yok, 1 yıl olsa omaz mı?", "deneyimsizim ama iddalıyım", " deneyimsizim ama ailem bana güveniyo" gibi cümlelerle şanslarını zorlamalarına yol açabilir.
herkesin dilinden düşmeyen artık bi daha kimseden duymak istemediğimiz hikayelere eklenen yeniliklerdir.
hoca sınavda sormuştur.
-risk nedir?
+hani bi çocuk 10 sayfa boş bıraktıktan sonra en arka sayfaya işte budur yazmış ya işte risk o dur.
iki dersin arasında geçen 5-10-15 bazen de bir kaç saatlik zamandır. çay-kahve içilir, tavla oynanır, geyik yapılır. bazen can kurtaran görevi de görür. (bkz: ödev yapmak)
kopya verdiğiniz kişinin farklı kişilerden gelen kopyaları harmanlayıp güzel bi sunum oluşturduğunun göstergesidir. lisede olurdu böyle şeyler. (bkz: hey gidi günler)
matematik sınavında çıkan matematik nedir?, şu soruyu açıklayınız gibi soruların ardından bir de soruyu yapamamışsak 3-5 bişiler alırım diye yapılan eylemdir.