haberciliği, hatta öncelikli olarak "sosyalist haberciliği" kendine perspektif alan haber.sol.org.tr sitesinde an itibari ile finansbank'ın reklamı var. iyi reklamlar...
sahiplenilmiş ideolojiye ters düşen hiç birşeyin, hiç bir savunusu olamaz.
gezi parkı eylemleri sırasında satılan "boyuneğme" t-shirt-lerinin ticarete dönüştürülmesi ve yüksek meblalarda kazanç elde edilmesi,
her ülkenin kendine göre kültürü, yaşantısı ve sosyalizmi örgütleme şekli başkadır.
halka, halk gibi gidilmeli ve ideolojiyi mücadele kavramı tam manası ile samimi olmalıdır.
http://www.vanabirbilet.com/
aynur doğan, ilkay akkaya, metin kahraman, nevzat karakış, pınar sağ, servet kocakaya, sevinç eratalay, suavi, yasemin göksü, züleyha gibi sanatçıların katılacakları, van depremzedelerinin ihtiyaçlarını karşılamak için yapılacak olan konser. herkes bir bilet alıp sıkıntıda olan van halkına destek çıkmalı.
türkçe dilini bilmeden türkçülüğe soyunan türkçülerdir.
hani bu hocalı olaylarına lanet edip, kendi dilini bilmeden, kürtçe ve benzeri dilleri de yoktan ibaret olarak görenler, inkarcı ve ötekileştirenler işte...
"hepiniz ermenisiniz hepiniz piçsiniz" dövizlerinin açıldığı eylemden türkçe dersleri...
konumuz: vijdan... mmmm!
şiir, sinema, öykü, karikatür, fotoğraf gibi sanat alanlarında yarışmacılara ev sahipliği yapacak festival. yarışmanın maksadı insanları yarıştırmaktan çok üretimin önemini ve üretim şeklinin nasıl olması gerektiğini anlatıyor. http://www.yilmazguneyksf.org/
anlatılamaz, açıklanamaz. hiç bir imkanı yoktur. güzel olan hiç bir şeyin tarifi veya benzeri olamaz. cevaplarda tıkanılır. anlatmaya yakınlaşılır lakin. bazen bir şarkıyla, bazen bir şiirle. sevmek güzeldir. bazen sevgiliyi, bazen aileyi, bazen yaşadığın toprağı...
babalara anlatılması zor olan şeylerdir.
mesela; türk sanat musikisinin gençler tarafından değer görmemesi.
bu konu üzerinden çetin tartışmalar geçer ve benim babam hiç bir şekilde ikna olmaz. ne olursa olsun değer gördüğünü çok sert bir şekilde savunur. zamanın babaları işte...
yazar olduğum günden beri karşılaştığım bir durum var. eksi oylar yiyorum devamlı. doğruları söylediğimden kaynaklı sanırım. bir tane bile mesaj ile dönene rastlamadım. madem bana ve yazdıklarıma karşısın desene hayır kardeşim bu böyle değil böyledir diye. türkiye komünist partisi'ni eleştirdim eksi oy yedim, kürt yurtsever mücadelesini eleştirdim eksi oy yedim, kapitalizmi eleştirdim eksi oy yedim. kimin derdi nedir hiç bilmiyorum. nick altına birisi "fişliyorum: kürt yazar" demiş. kıçının kenarından uyduruyor. bilmiyor ki benim kadıköy doğumlu yedi göbekten istanbul'lu bir aileden geldiğimi. uzun lafın kısası inadına yazmaya devam edeceğim. eksi oylarınız binleri bulsun isterse. doğrum neyse onu yazacağım. pir sultan abdal çok güzel demiş, "dönen dönsün ben dönmezem yolumdan" diye.
tam 34 gün oldu kardeşinin cenazesini almak için açlık grevine yatışı. devlet toplu mezarlardan birine gömmüştü ali yıldız'ı. tüm basım yayın kuruluşları duyarsız kaldı bu duruma. çünkü ali yıldız'ın zamanında dirisinden korkanlar şimdi de ölüsünden korkuyor. güler zere'yi diri diri hapishaneden nasıl aldıysak, ali yıldız'ı da öyle alacağız.
füze kalkanları, incirlik üssü, nato derken elimizden alınmıştır.
kültürel yozlaşma yoluyla gıda, giyim hatta ve hatta dilimiz bile değiştirilmiştir. emperyalizm, yeni sömürge ülkelere uyguladığı bir politikadır. ekonomiyi ülkede yok ederler ilk önce. sonrasında yozlaşma ve tekellerini kurarlar coğrafyaya. bir süre sonra da sahip olurlar.
vatan topraklarını bu kadar ucuzlatan menderes zamanında ilk olarak atılmıştır bu adım. sonrasında özal'da yeşermiştir.
68 ve 78 kuşağı, anti-emperyalist mücadele verdikleri için cuntalarla, idamlarla cezalandırılmış, sol ideoloji asimilasyon edilmeye çalışılmıştır. 12 eylül 1980 darbesinin de amerika destekli oluşu ve ülkede ki sol akımı durdurma çabalı olduğunu bilmeyen yoktur her halde.
ileri demokrasi oyunları şuan günümüzde. neo-liberal ideolojiyi doruk noktasına çıkartan fakat halk tarafından islam devrimcisi gözüken iktidar sahipleri, özelleştirmeden yana giderek telekom, ptt, tekel vb. bir çok devlet tekelinde olan resmi kuruluşları özelleştirdi. sonrasında bundan gelen gelir hemen ekonomik kalkınmaya dönüştü. ne dedi bize, "biz borçları kapattık. eski dönemin bize bıraktıklarını da".
"abd defol bu vatan bizim" sloganıyla bir kampanya başlatıldı. bu kampanyayı yürütenler tutsak edildiler. güya bu terör örgütü propagandasıymış. bu sloganı atana sopalarla yürüdüler o çok ülkesini seven milliyetçiler. aynısını "kanlı pazar" diye tarihe geçen olayda da yaşamıştı bu ülke.
uzun lafın kısası ve daha fazla detaya girmeden, biz bağımsız bir ülke değiliz! ülkesini her seven insan, bağımsızlık için mücadele etmeli. bu yolda çok insan kaybettik. işbirlikçiler aldı bizlerin canlarını. bunları görmemek imkansız.
kürt faşizmi olarak algılamak doğru değil bence bunu. çünkü insanlara anadilde hizmet vermek en doğru olandır. çoğunluğun kürt vatandaşı olduğu bir ilçe sur. o nedenle doğru bir şey yaptıkları.