genel sanat yönetmenliğini üstad muammer ketencoglu'nun, orkestra ve koro şefliğini ise öcal öcalan'ın yaptıgı, anadolu, balkan, orta doğu ve kafkasya coğrafyalarından pek cok dilde halk şarkısı icra etme amacı olan ve şimdiden büyük bir asama kaydeden korodur.
yalnızca ogrencilerin oluşturduğu koroya, seçkin profesyonel müzisyenlerden olusan bir orkestra eşlik eder.
türkce, lazca, bulgarca, kürtçe, gürcüce, rumca, arapça, arnavutca söyledikleri dillerin birkaçıdır.
Doğrudur. Korkunctur. Küçükken sanırım 7. sınıfta falanım, metal müziği keşfettim. Dinliyorum, dinledikce ağlıyorum. Cok korkardim. Bı de inat edeceğim ya, kendimi yenmek icin dinler dururdum. Sonra alıştım. Sonrasında ise kuru gürültü olduğunu anladım.
Sözün özü sudur ki, cocuklarınıza izletmeyin, dinletmeyin.
ilk albümü olan 'ege'ye sevdalandik' güzeldir. Kimi zaman detone olur ama Zülfü livaneli bu kadar destekliyorsa mutlaka bir bildigi vardır. Ayrıca zülfü livaneli tarafından yönetilen veda'nın müziklerine livaneli ile birlikte eşlik etmiştir. Diger bir is olarak ise ingilizce öğretmenliği yapmaktadır, hocamdir..
Bu yıl birçok festivale imzasını atan Edirne Belediyesi, yeni bir festival hazırlığında. Bu yıl ilki gerçekleştirilecek olan 1'inci Eğitim ve Kültür Festivali, 24-26 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek. Festivalin onur konuğu ise Türk Hukuk Kurumu Başkanı Sabih Kanadoğlu.
3 gün sürecek festivalde çeşitli konferans ve panellerin yanı sıra, Zülfü Livaneli ve Suzan Kardeş konserleri gerçekleştirilecek.
Festival, 24 Kasım Cumartesi günü Edirne Ticaret ve Sanayi Odası'nda yapılacak törenle başlayacak.
Can Veren Ask adlı kitabın pek hoş yazarı. Kitabı okumak henüz nasip olmadı ama kendisi cok sıcakkanli bir bayan. Ayrıca TEGV'de gönüllü ingilizce öğretmeni. Falan filan..
Facebook'ta 4 yıl önce kurduğu felsefe kulubü ile adını duyuran ve şimdi de felsefe kulubünde paylaştığı, düşünürlerin en beğenilen yazılarını toplayıp bir kitap hazirlayan pek başarılı kisidir. Kendi yazıları da cok iyidir. Türkiye'nin böyle adamlara ihtiyacı vardır hatta ve hatta.
An itibariyle yasadigim bi olay ilk ornek olsun.
Malum istanbulun toplu tasıma derdi pek sorunlu. Hele o metrobüs..Güya bomboş giden metrobüs!.. Bu olay ise soyle.. 3 kapalı hatun durakta bekler imiş. icinde bulunduğum araç tam da önlerinde durmuş. Kapının açılmasıyla içeriye doğru, içerdeki bütün insanlara hakaretler, cemkirmeler... 'Ne duyarsızlık bu, bekliyoruz yarım saattir. Kayın azıcık. ilerleyiin!' Tabii ki de yer yok! Nerdeyse annemin kucağına oturacağım 170 boyum 65 kilomla. Hatunlar devam ediyo 'Terbiyesizligin bu kadarı, Allahimm!' Çıldırıyorlar ama. En sonunda kes sesini yeter dedi bir kaç yiğit. Bu sefer kavgaları onlarla devam etti. Sonra çok şükür ki cevizlibagin son durak olmasıyla herkes birbirinin izini kaybetti.
Yani ne yapılmalı ne edilmeli. Hele bu istanbulun çektiği çile ne hale sokulmalı. Tacizler, kavgalar. Duy sesimizi ibb! Bı hale sok su derdi...
He aklıma gelmişken bir keresinde de annemle adamın tekini şemsiye ile gebertiyorduk. Hehe.
Burda eminim eksilenecegim de. Belediyeye gönderme olduğu icin. Ama göz var izan var yahu. Sizde de var de mı eksileyenler....
erkeklerin kızları tavlamak için onca uğraş verip kimi zaman gülünç duruma düştükleri durumdur. misal önce facebook'a ya da msn'e eklerler. her sözlerinde biraz edebiyat kokar. gece iyi uykular yerine mavi düşler derler. şarkılardan, türkülerden, şairlerin pek bilinmeyen şiirlerinden seçerler tüm yazdıklarını (o şiirleri kendi yazmış göstermek için). fakat bunlara kanılmamalı, sonuçta bu şekilde zırvalayanların çoğunun derdi masum bi ilişki değildir.
1998 yapımı Emir Kusturica'danı romantik komedi filmi. Eğer çingene filmlerini seviyorsanız önerilir. Bubamara adlı şarkısı da oynatır sizi filmi izlerken.