beş öğrencinin bir nargileyi içmesi finalinde, iki kişinin elenmesiyle beraber ortaya çıkan senaryodur. 'nargilenin üçte birini burdan al garson' diyen öğrencinin üçte birisinin yarısını nakit, diğer yarısınıda kart ile ödemesiyle gerçekleşir.
çadırların getirilmesiyle beraber parka yapılacak en güzel benzetme. aralarda dolaşan seyyar satıcılar, simitçiler, bayrakçılar.. durumu tam bir pazar haline dönüştürdü. eylemin bitmesinden habersiz 'sözde' üniversite gençleri hala ellerinde sebebini bilmediği büskivileri taşların üstüne bırakmaya devam ediyor.
bir ülke için en tehlikeli politika biçimidir. gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerin kullandığı sistemdir. kapitalizmin ve burjuvanın öncülük etmesiyle yaygınlaşır. önce halkı vaatlere muhtaç ederler sonra politikayı bu vaatler üzerinden yürütürler.
'fasulye kendini nimetten sanırmış' sözün yeni versiyonu.
bir birinden habersiz, bir birinden ayrı fikirler, bir birine zıt düşünceler barındıran parti.
vekilin biri sabah kunuşur, akşam başkan onun tersini söyler, bir sonraki sabah ortayı bulmaya çalışırlar.
bazen doğruları söyler ama bu partinin adına yakışmadığı için yalanlar yada çark ederler. evet bazen doğrular partilerin adları ile uyuşmaz. hiç mhp nin terör sorununu çözmek için 'onlarla görüşürüz' dediği görülmüşmü? hayır. çünkü onlara ters düşer. ama sorunlar konuşularak çözülür.
siyasi çıkarları düşüncelerini etkilediği için onlara oldukça uygun bir tanım olur.
fazıl say ları ve akildaşlarını eleştirirken millete 'cahil' tanımlamasını uyguladık. ama milletin inançlarına, kültürlerine yersiz laf atacak fazılcıklara 'ifade özgürlüğü' demeyi mubah sayacak kadar kör olmamalıyız. (bkz: piyanonu da al git fazıl say).
türkiye cumhuriyeti tarafından asla başarılmayacak şey. çünkü bu toplum bu devlete dargındır, dil demese bile kalp bunu gösterir. "yaktın, böldün, parçaladın, sömürdün, işkence ettin, inkar ettin, yok saydın" ama ne yaptın ne ettin kendine benzetemedin. "inceldiği yerden kopsun, artık yeter!" diyen bir nesil büyüttün. kendi topraklarında kendi dillerini, kimliklerini yok saydın.
şimdi de bunu nasıl geri kazanırız? diyorsunuz. bu devlet kürtleri hiç bir zaman kaybetmedi ki geri kazansın. kürtler bedenen bu topraklarda hep var olacak ve hep kardeşçe bakacak diğer toplumlara. geçmişte yapılan hataların hesabını zamanın toplumundan asla sormayacaktır. kürtler ne ikna ne de inkar politikasını uygulamayacaktır. ama bir zamanlar onları inkar eden zihniyeti hiç afetmiyecektir.
son dönemde akp yi karalamaya çalışan muhalefet düşüncesi.
-demokratik hakları elinden alınan hatta hiç verilmeyen kürt milletine haklarının tanınması gerektiğini farketti (kürt açılımı)
-30 yıldır silahla mücadele eden bir terör örgütünü bitiremeyeceğini anlayan ve artık şehitlerin olmamasını istedi.
-hükümet şehit ailelerin baskısına dayanamayıp operasyonların son bulmasının doğru olduğunu düşündü.
-kendi aralarında örgüt kuran "türk silahlı güçler" üst düzey yöneticilerine soruşturmalar açıldı.
-hemen ardından başbakan "devlet pazarlık yapmaz" dedi.
-ama yine ardından mit in avrupada görüşmeler yaptığı açıklandı. (barış sürecinin ilk adımı.)
devlet bahçeli ve vekil yavruları tarafından savunulan görüşlerden çıkartılacak net anlam. seksen milyonun yaşadığı bir ülkede sayıları tükenmiş bir balık nesli kadar az olan ve bitmeye mahkum kişilerdir. geriye kalmış tüm milletlerin bu devleti satacağını, yıkacağını öngören ve bunu savunan, çözüm için zere i miskal kadar katkıda bulunmayan, hevesleri kursaklarında kalacak olan parti anlayışı.
değişmeyen tek insan. ırkçılık, sömürgecilik, silahlı mücadele, tek tip devlet görüşlerinden hiç vazgeçmeyen ve halk tarafından (bkz: deyyuz) diye tanımlanan mhp vekili.
barış sürecinde o tv senin bu tv benim diye koşuyor. sanki devlet elden gidiyor.
30 yıldır terörü silahla bitireceğini sanan ve hep başarısızlıkla karşılaşan nato kafa, ırkçılık yapan bir yönetim sistemin haklı olduğunu savunan yazar görüşü.
bunu yapan türk, kürt, çerkez, laz. her kimse milliyetçiliğin daniskasıdır. türk büyük, türk ulu, türk önde gibi sloganlarla yaşarlar bunlar. yaptıkları herşey doğru, tek dil, tek millet.. düşüncesindedirler bunlar. 20 milyon kürdü yok sayabilecek ve onlara türk diyebilecek kadar cahil kesimin kendilerine bakış açısıdır.
başbakan şov yapmak istedi
padişahın torunu
ecdadı yıllarca
at sırtında koştu
yardımcıları koştu
sizi ata bindirmek istiyorlar
dedi.
kabul etti
padişah at sırtında
at akıllı
kabul etmedi.
sen mazotu kaç katına çıkart
herşeyi özelleştir
sonra ata bin.
at huysuzlaştı
korumalar tutamadı
sonuç hüsran..
bu tarzda yazılar yazan, kelimenin tam anlamıyla her boka muhalefet olan, izmir milliyetçiliğine soyunan yazar. belirli bir okuyucu kitlesine ulaşmanın verdiği cesaret nediniyle tarzından kurtalmak istemez.