tarık necati ılgıcıoğlu'nun öğretmemeye çalıştığı derstir. Ya kardeşim insanlar ilk sınavta tamamını A işaretleyip 25 alıp, 2. sınavda da 30 alarak DD alıp geçiyorsa bu işi öğrenmiş mi oluyor? Bu nasıl üst perdeden ders çalmak, nasıl felsefe, nasıl mantık? tarık necati ılgıcıoğlu bu dersi verecekse sembolik mantık 4 dersinde vermelidir.
Sembolik mantığı yeni öğrenen öğrenciler için yazdığı kitabı tamamen formülle donatan, kendinden başka kimsenin sanırım sembolik mantık öğrenmesini istemeyen Galatasaray üniversitesi hocası. Oysa kitabın editörü Demet Taşdelen önsözde giriş dersleri olduğundan bahsetmiş. Kitap görülmeden önsöz yazılmış. Neyse ki, Anadolu üniversitesi emeklerini çöpe atarak hemen iskender Taşdelen'in cillop gibi kitabını devreye alarak büyük bir hatadan dönmüştür. Demek ki, bazen el ne der diye sağdan soldan hoca aramaya gerek olmadığını geç de olsa anlamış oldular. Taşdelen&Taşdelen olsa da kitap güzel olmuş. tarık necati ılgıcıoğlu'nun kitabı ise ileri Sembolik Mantık diye bir ders açılırsa kapak değişerek kullanılır boşa gitmez. *
Elektrikli olması nedeniyle, manyetik alan yayan ve çalıştığı bölgede bol miktarda sinir ucu olduğu için zarar verebilecek icat. Bu aleti kullananlarda migren benzeri ağrılar oluyorsa hemen kesmesi gerekir.
Bin bir heves ve ümitle, acaba bize bir şey katar mı diye düşünerek işe başlatıp, denetim sonrasında, hiç bir şey yapmadan parayı alıp giden beş seviyeli hiyerarşik ekip. Şöyle ki, görüşen, yardımcısı, onun yardımcısı ve onun yardımcısının yardımcısı ile işi yapan genç çocuklardan oluşurlar. Dikkat ettiyseniz 5 seviye oldu. Aman diyim zorunlu değilseniz uzak durun. Traşı başınızda öğrenecek ekiptirler. En çok gördüğünüz, işi yapıyormuş gibi görünen onun yardımcısının yardımcısı ile beşinci gruptur. Zaten onlar da görünüp kaçarlar. Çünkü zamanları yoktur ve sizin gibi para ödemeye meraklı insanlar bu kolejli çocukları dört gözle beklemektedirler. Özetle iş bitiminde Deloitte şikayet edeceğiniz anılar bırakarak gider. Ancak bir daha dünyaya gelirsem Deloitçi olacağım demeniz muhtemeldir. *
20000 kişi sosyoloji okuyormuş. Ancak bitirmesi kolay olmayan bölüm. Hele öylesine girenler ve matematik sevmeyenler için sembolik mantık pişmanlık uyandırırmış.
Gelişmemiş fakir ülke insanı, eğitimsiz göçmenler demek daha doğru. Her şeyin bedeli vardır. Ya zor işleri kendin yapacaksın ya da göçmenlerin uyum sorununa katlanacaksın. Ülkeler göçmenleri babasının hayrına almamaktadır. Ya emeğini kullanmak için ülkesine getirir ya da kaynaklarını sömürdüğü, sömüreceği ülke insanlarına bonus olsun diye ülkesinde yaşama izni verir.
Bir de deşifre Fahri müfettiş Hayriye Akkurt var ki, mahkeme ile ismini Fahriye olarak değiştirmelidir kendisi. Üstelik tüm müfettişler onun adına yazıyorlar cezaları.