bugün binlerce kez küfür etmeme sebebiyet veren veteriner.
işiniz sevmeyen insanları oldum olası sevmedim ama bir doktorlara bir de veterinerlere bu konuda tahammülüm yok.
kedimi kısırlaştırdım zaten işini düzgün yapmamalarından dolayı kedi enfeksiyon kaptı 10 gündür hayat ona da bize de zehir oldu.
gelip evde tedaviye başladılar bugün başka bir hekimi göndermişler adam zaten panter gibi atladı çocuğun üstüne söylene söylene. antibiyotikle sprey sıkması için yardım edip çocuğu tuttum ben tutarken kediyle dursana lan(?) demeye başladı. ben de kedinin gerildiğini daha sakin olmasını gerektiğini söyleyince bundan anladığını(!) söyledi.
zor bela işinizi bitirip giderken de diğer kedimin de poposuna bir şaplak atıp gitti.
şimdi düşünüyorum adamla tartışsam belli ki hasta evimi biliyor vs diye tedirgin olup birşey diyemiyorsun mağlum ülkede psikopat kaynıyor.
ama diyorum ki yapma abi ya yapma
sevmiyorsan yapma, git başka bir bok yap ama yapma sevmediğin işi.
kedi ne kadar huysuz da olsa yöntemini bildiğinizde gerçekleştirebiliyorsunuz.
veterinerinize rica edin size nasıl içirildiğini göstermesi için yoksa başka türlü zor öğreniyorsunuz.
öncelikle kedinizi alıp masanın üzerine koyup biraz orada sevin ki "mevzu mu var?" diye gerilmesin.
hapı da göstermeyin ona direkt anlayıp tükürmeye başlıyorlar stresten.
ensesinden sıkıca tutup elinizle kafası geriye doğru gelecek şekilde kaldırın. ama bunu iki kişi yapmanızı öneririm yoksa çok zor.
diğer kişi de çenesinin altından ağzını açacak ve siz hapı pırt diye boğazının tam ortasına atacaksınız. sonra hemen çene altını okşarsanız yutması kolaylaşıyor. ben de çok okudum nasıl yapacağım diye ama veteriner gösterene kadar başarılı olamadık.
bazı kediler yaş mamayla birlikte hüpletiyor ama bizim kedi yemedi, suyla karıştırıp enjekte etmenin tehlikeli olduğunu söyledi veteriner nefes borusuna kaçabilirmiş aynı zamanda ilaçların midede eriyip yavaş yavaş kana karışması gerekirken direkt mideye çözülüp indiğinden tavsiye etmiyorlar.
dünyalar iyisi hekimleri olan hayvan hastanesi.
hayvan hastanelerine karşı hep önyargılıydım Antalya'da birkaç hayvan hastanesine gittim. Hem fiyatları inanılmaz uçuk hem de çok ilgisiz oluyorlar.
hekimler inanılmaz ilgili ve bilgili. klinik muazzam derecede hijyenik yerde kıl görmedim bile. gün içinde arayıp bilgilendiriyorlar durumunun nasıl olduğunu. size saatlerce neyin nasıl olacağını,nasıl bir süreçten geçtiğini gayet güzel anlatıyorlar. üstelik benim kendi veterinerimle sürekli irtibat halinde oldular bu gerçekten çok zor aslında. ben veteriner veteriner gezen hasta kediye bakmam diyeni de görmüşlüğüm var. sürekli isterseniz abdullah bey'e naklini yapabiliriz ama bizde de kalabilir isterseniz gibi bir tavırları var insan şaşırıyor doğrusu.
fiyatları da gayet uygun. ben 2 bin lira tutar herhalde derken inanılmaz uygun bir meblağ ödeyerek çıktım.
eda hanım,selin hanım,anıl bey ve levent bey inanılmazlar. böyle hekimlerin var olduğunu gördükçe insan mutlu oluyor.
Allah kimseye yaşatmasın dediğim olay.
ömrümden ömür gitti resmen.
öncelikle ne kadar temkinli de olsanız kesinlikle camı pencereyi açık bırakmamak gerekiyormuş acı bir deneyimle öğrenmiş olduk.
ufaklığın ortalıkla olmadığını görünce evin içinde aramaya başladım ses seda yok ödül mamasının sesini duyunca hemen koşar gelir hala ses seda yok sonra mutfağın camının açık olduğunu fark ettim ama ihtimal de vermedim sonra acaba mı diye bir bakayım dedim aşagıda bir kalabalık! (ev 7. katta)
normalde inanilmaz panik biriyimdir,soğukkanlı olamam asla ama o an cüzdanımı alıp pijamayla aşağı indim inerken de veterinerimizi aradım hemen.
sarsmadan hayvan hastanesine götürmemi söyledi gece saat 12 olunca tek nöbetçi klinik orasıymış.
ağzı yüzü kan içindeydi arabanın altına girmiş deli gibi korkmuş yavaşça altıntan çekip kucağıma aldım komşulardan biri hemen bizi kliniğe götürdü.
hekime teslim ettikten sonra ben iptal tabii. hemen damar yolunu açtı ve yalnız olduğu için ona yardım etmem gerekiyordu beraber röntgen çeltik iç kanaması vardı,akciğerleri kan dolmuş.
hemen iç kanama için bir iğne yaptı,serum taktı önceliğimizin iç kanamayı durdurmak olduğunu söyledi. ama herşeye de hazırlıklı olmalıymışım ilk 72 saat çok riskliymiş.
2 3 saat orda bekledim sakinleşince yüzünü gözünü temizletti bana veterinere o halde bile saldırmaya kalktı sağolsun.
ertesi gün sabah aradım yoğun bakıma almışlar solunum depresyonu geçiriyormuş durumu kritik dediler. akşam hastaneye gittim daha iyi olduğunu ama mr çekmeleri gerektiğini kaburgasında ve omuriliğinde kırık olduğunu söylediler. mr 900 liraymış!
en son mr çektirmekten vazgeçtik korktuğumuz belirtiler yoktu çünkü kakasını çişini kuma yapıyordu. velhasıl 7. kattan düşmesine rağmen şimdi gayet iyi,kafes istiraheti verdiler 10 gün.
her gün içmesi gereken ilaçlar var. kırıklar için de kortizon tedavisi uygulanıyor. tabi bu süreçte inanılmaz nazlı oluyorlar,peşinde maymun oluyorsunuz kendini iyi hissetsin diye.
kesinlikle soğukkanlı olup en yakın kliniğe yetişirmek gerekiyor ve 3 gün boyunca onlara emanet edip beklemek gerekiyor. tabi tüm bunları yaşamamak için de camı pencereyi kapalı tutmak gerekiyor.
edit: nasıl bu kadar sevgisiz büyüdünüz anlamıyorum doğrusu. üzülmekten başka sizler için yapabileceğim şeyler olsa keşke.
geçmiş olsun diyen herkese de çok teşekkür ederim. iyi insanlar hep var olsun.
vakti zamanında açık radyo'da yayınlanan ve yirmialtı hafta süren freud belgeseli.
kayıtları sitede hala mevcut mu bilmiyorum ama podcastten dinlenebiliyor.
hele gece yatağa yatıp dinlemek en keyiflisi, şiddetle tavsiye edilir.
bu sabah farkettiğim durum.
yarın veterinere götüreceğim lakin çok kötü oldum.
bununla ilgili 388483 tane yazı okudum, tedavisi çok uzun sürüyormuş,insana bulaşma riski varmış vs vs..
bu konuyla ilgili bilgi sahibi olan arkadaşlar neler yapılabileceğini paylaşırsa çok sevinirim.
nasıl bağımlı olduğumu göstermiştir bana.
telefon resmen instagram,facebook,twitter,snapchat olmadan boş geliyormuş ne ara bu kadar hastalıklı bir hale geldim bilmiyorum.
arkadaşlarımla buluşunca sohbet ederken instagrama girip sayfayı yenilediklerini görünce dehşete kapıldım böyle miydim acaba diye(evet böyleydim)
yokluğuna alıştım ve artık elimde telefon olmadan da nefes alabiliyorum umarım böyle devam eder.
durduramıyoruz.
yatak döşek gördüğü zaman affetmiyo resmen.
her seferinde de farklı yere yapıyo.
kumuna yapmasa çişini bilmiyo diyeceğim ama sanki kasıtlı yapar gibi gidip yatağa yapıyo tuvaletini.
kumunu değiştirdim, yatağa mama koydum, kokusunu almasın diye parfüm sıktım.
kızgınlık dönemindedir dediler çiftleştirdim ama yok yani naparsam yapayım hobi olarak gidip yatağa işiyor.