1992 doğumlu ve o da bizim gibi iibf'li... uluslararası ilişkiler okuyor. Daha ilk dizisi, çok taze... fakat rolüne yakışıyor. instagram'da paylaştığı fotoğrafların dizideki halime sultan karakteriyle tabi ki hiç ilgisi yok. Beni de ilgilendirmiyor zaten. Diziyi bozmasınlar da...
daha bir kaç sene önce kurulmuş içişleri bakanlığına bağlı göç idaresi genel müdürlüğünün bünyesinde çalıştırdığı uzman kadrosu. merkez göç uzman yardımcılığı ve taşra uzman yardımcılığı olan il göç uzman yardımcılığı şeklinde iki senedir düzenli olarak alım yapıyor.
hayatta güzel olan çoğu şey günahtır. bundan dolayıdır ki ahireti kazanmak kolay değil. fakat şöyle de bir şey var: günah olan şeyler de hep masraflıdır. dolayısıyla ahiret ucuzdur. kazanmasını bilene...
Hayatı "Yalnız Kahraman Ebu Zerr El Gıfari" isminde bir film ile Reha Yeprem tarafından canlandırılmıştır. Youtube'da tek parça halinde mevcut. Ben izledim. Gayet iyiydi. Tavsiye ederim.
Gökten inildiği sanılan ibaresinde bir sorun yok. Hakikaten öyle sananlar var... Gökten inmedi kuran-ı kerim. Cebrail vasıtasıyla her ayet peygamber efendimize vahiy geldi. Peygamber efendimiz de o ayetleri vahiy katiplerine yazdırdı. Daha sonra bu ayetler bütünleştirildi.
örnek; kaybedenler kulübü, ıssız adam ve diğerleri.
Ne Amerikanları övüyorum ne de bu filmleri eleştiriyorum. Aksine severek izlemişimdir. Yani peki seks, içki, küfür içeren filmler ahlaksızlık yayabilir mi ? eşşek kadar adamsın bu üçünü bir arada görmedin mi bu yaşa kadar ahlakın bozuluyor. çocuksa ahlakı bozulan ailesi engel olur.
Türk insanının %90'lık diliminin kamu sektöründe çalışmayı düşündüğü şu devirde, okunması tavsiye edilen bölüm. işletme-iktisat da okunabilir yalnız işletme maliye'dan daha gereksiz bir bölümdür. iibf'deki en işe yarar bölüm Maliye'dir. Bunu diğer bölüm öğrencileri de inkar etmez. Hatta "Keşke bende maliye okusaydım" diyen nice çeko, kamu yönetimi, işletme v.b. okuyan arkadaşım oldu.
Ha... Şöyle de bir şey var. Eğer ben kpss'de çıkan derslerin çoğunu görmeden dersaneye giderek hallederim diyorsan, kamu yönetimi veya siyaset bilimi ya da uluslarası ilişkiler de okuyabilirsin....
ben 4 yıl boyunca kamu maliyesi, vergi hukuku, türk vergi sistemi, vergi denetimi gibi dersler alayım. maliye okuyayım. adamın biri gelsin çıksın: neden fen edebiyat mezunu bu işi yapamasın desin ?
mesleğin adı vergi müfettişliği... yeterince dikkat çekici sanırım derslerin adları da.
memur alımı yapan kurum: maliye bakanlığı. okuduğumuz bölüm maliye.
biz ne anlarız beyitten. ne anlarız şiirden. Siz vergi deyince ne anlıyorsanız o kadar anlarız.
sırf kariyeri, dolgun bir maaşı var diye neden olamayalım demeyin allah aşkına. herkes işini yapsın.
ama size bir şey demiyorum kardeşim. siz de haklısınız. başımızdaki yöneticilere, böyle bir yasa çıkaranlara lanet olsun!
Tabiinin reisi idi. Hadis rivayeti, zühd, ibadet ve takvayı nefsinde toplamıştı. Aynı zamanda rüya tabirini de çok iyi biliyordu. Ebu Hureyre'nin kızı ile evli idi ve hadis-i şeriflerin çoğunu da Ebu Hureyre'den rivayet etmiştir.
-Elli seneden beri cemaatle namazda imamın ilk tekbirini kaçırmadım ve elli seneden beri namazda bir adamın başına bakmadım (ilk safta durduğu için). (Ayrıca elli yıl sabah namazını yatsı abdestiyle kıldığı da söyleniyor.)
Yine kendisi şöyle buyuruyor:
-Allah'a ibadet gibi insanı şerefli kılan ve Allah'a karşı günah işlemek gibi insanı küçük düşüren bir şey yoktur...
Emevi yöneticilerinden Abdülmelik bin Mervan'ın oğulları Velid ve Süleyman'ın veliaht olmalarına biat etmediği için Abdülmelik'in emriyle Medine Valisi Hişam bin ismail tarafından kendisine elli değnek vurulup Medine sokaklarında teşhir edildi. Zalimlerle ilgili şunu söylüyor:
-Zalimlerin çevresindeki yardımcılarına ancak kalben nefret ederek bakın, ta ki amelleriniz yok olmasın.
Said bin el Müseyyeb hazretleri, Medine’de vefat etmiştir.
Vefatına yakın hasta yatağındayken, huzuruna gelerek kendisinden bir hadis-i şerif rivayet etmesini istediler. Ağır hasta olduğu halde hemen kendisini doğrultmalarını istedi ve:
-Beni doğrultun, sırtımı yerden kaldırın. Çünkü yatarken Resulullah (sallallahü aleyhi ve sellem) efendimizin hadis-i şerifini ağzıma almayı edebe uygun görmüyorum, buyurdu ve biraz sonra da vefat etti...
necaşi peygamber efendimiz döneminde habeşistan (şimdiki etiyopya) kralıydı. o zamanlar hak din olan hristiyanlık inancına mensuptu. ülkesindeki herkes huzur içinde yaşardı. efendimize peygamberlik verilince birer, ikişer iman etmeye başlayan mekkelilerden köle veya himayesi bulunmayan yoksullar inanılmaz işkencelere uğratıldı. zamanla diğerleri de yoksullar gibi işkenceden nasip aldı...
peygamber efendimizde ashabına hicret etmelerini söyledi. hicret edilecek yer olarakta necaşi'nin ülkesini teklif etti. onlarda kafileler halinde hicret ettiler.
müşrikler boş durmadı. arapların dahilerinden amr bin as'ı necaşi ile olan dostluğundanda istifade etmesi suretiyle mü'minleri getirmesini söylediler. o da severek yola çıktı.
amr'a karşı mü'minlerin sözcüsü ebu talip'in oğlu, hz. ali'nin ağabeyi ca'fer'di...
ca'feR'in savunmasını dinleyen necaşi şöyle dedi;
sizi ve yanından geldiğiniz Zat'ı tebrik ederim ki
o Allah'ın Rasulüdür
zaten biz O'nun vasıflarını kitabımız olan incil'de okumuştuk
O peygamberi Meryem oğlu isa'da insanlığa müjdelemişti
Allah'a yemin olsun ki
eğer O benim ülkemde bulunmuş olsaydı
ayakkabılarını taşır ayaklarını yıkardım ...
yeni hak dinin geldiğini öğrenen ve bozulmamış incili layıkıyle okuyup bilen necaşi iman etti...