insan annesini annesi olduğu, babasını babası olduğu için kardeşini kardeşi olduğu için sever. bir kan bağı vardır aarada. sonra arkadaşları olur onlarla iyi geçindiği için zamanla sever.
peki bir yabancıyı belki tanımadan görmeden bile seviyorsa. o zaman aşk vardır. aşk öyle rasyonlizm vs vs açıklanacak bir şey değil.
beşeri bir şey ama günümüzde belki tüketimi kolay olduğu için bu kadar tartışılır hal gelmiş olan. tabi bir de aslında karşısındakini değil kendisini seviyor hıyar aşka birde olduğundan fazla anlamlar yüklendiği için böyle düşünüyor insanlar. aşk vardır.
büyük şehirlerin gürültüsünden insanlarından ortamından her kötülüğünden bıkmış artık huzur isteyen insan istemidir. pansiyon olmasada olur yani. küçük bir ev falan.
ilk buluşmada kimşe ve nasıl bir kızla buluştuğu önemli olan erkek değil midir.
parası yoktur.
demek ki ilk buluşmada erkek ödese çay parasını normal bu yani.
sürekli bekliyorlar ki, birisi gözlük taksa da üzsek onu bir şey söylesek, zayıf olsa kızdırsak, şişman olsa deli etsek, ateist olsa , dindar olsa, ben bunları siyasetçilere benzetiyorum ki onlar daha kötü evet.
uzun yazmak yersiz anlamsız, tuhaf geliyor artık bana da bunlar.
galiba bu insanlar çok şanslı mükemmel ötesi varlıklar. insan sonuçta.
tarif edememektir.
ki şöyle diyelim, findik oturuyordur kazan dairesinin önünde. komutan gelmiştir farketmez.
+ hişt asker, alay komutanının aracı mıydı geçen.
- görmedim komutanım.
+ nasıl görmezsin ya. önünden geçti.
- başım önümdeydi bakmadım ki.
+ alla alla, derdin ne.
- ince işler komutanım.
+ ne iş yapıyorsun sen sivilde?
- .... komutanım.
+ hadiya ben şeyin hayranıydım.
- onda da çalıştım komutanım.
+ yazdır beni onlara da, hem .... ol hemde bir kızı düşün ilginç. oğlum bu devirde yok öyle şeyler eskidenmiş.
ha beklese, gelse neyse ama bu devirde yok.
- evet komutanım haklısınız.
+ haklıyım tabi. eğlenmene bak.
neyi kastetti bilemem olayın dışındayım tamamen, çünkü izlediğim tek şey mecburen klipler ve açık seçik programlar askerde mecburen diyorum çünkü kumanda bende değil.
ama bu olayın arkasında istihbarat örgütlerinin olduğu bi gerçek.
taburlarda alaylarda olan bütün şantiye nöbet, hizmet işlerini yapan bölüktür bu.
bunun içindeki muhafız takımı ise en işe yaramaz en kavgacı en piçlerin olduğu takımdır. sadece nöbet tutarlar. sekiz oncuyuz ne sağcı ne solcuyuz derler.
adam döverler. firar ederler. içeri kadın sokarlar. nöbette içki içerler.
komutanları da komiktir. felaket adamlardır. hapishaneyi basar içerdeki mahkum askeri döverler. temizlik yapmayan yeni gelmiş acemilerin kafasını kırarlar.
komutanları zaten uçmuş.
yakışıklı dik dur. çek palaskayı aa dik dur diyen bir adam sürekli böyle der.
sonra selam vermedin ya - aa yakışıklı bana neden selam vermiyorsun yoksa beni beğenmiyor musun der. kırıktır yani biraz.
sonra - barfiks direğine yaklaşır yaşlıdır kiloludur ve en önde ben, bize barfiks öğretecek, bakın böyle çekeceksiniz der direğe asılır kalır. bir tane bile çekemez. ben bağır bağıra anıra anıra gülerim herkesle beraber ahah.
tabi der ağır ya elbiseler o yüzden çekemedim.
sonra yolda bir kedi görür - yakışıklı bu kedi ölmüş mü niye yatıyor?
+ komutanım uyuyor.
- aa olmaz ki demin de yaıyor du bu kaldırın şunu. diyecek kadar tuhaftır. daha neler neler.
askerde mantık yok olamaz.
+ banu abla bu benim ilkokul fotoğrafım hadi beni bul.
- kız nasıl bulayım bunların hepsi erkek.
+ ama abla benzerim birisine bak iyice. trans olmadan önce nasıldım tahmin et hadi.,
- senin ben amına koyayım bu ne be.
işte bütün o anılarda işte , o an örneğin derstesin ve birisi komik bir şey yaptı, gülüyorsun ama sonradan anlatınca komik olmuyor yer mekan zaman durum önemli tabi.
dostoyevski hani kurşuna dizilecekken son anda kurtuluyor ya. bütün kitaplarında bu durumun izi var. bunu anlataamz insan herhalde. bir haftalığına bir karım olmalı, sonra bir kız bir erkek çocuk, yeşillkler içinde bir ev. ağaçalr orman sonra ölüm. aslında bir hafta için değer yani.
ama ucuz bir kaşar fırlatmak gerekir ki zira pahalı yani. o değilde birde kaşar isimler var, örneğin bir genelleme yaparsak ne zaman duysam ceren ismini hep bu isimdeki kızlar kaşar olur.
ceren ne ya. sonra sena, banu, seda, gamze, merve, burcu bunlar kaşar isimleri gibi geliyor bana. çağrıştırıyor.
uzun zamandır böyle çok entelektüel yazılar duygusal şeyler yazmıyorum neden yazamıyorum artık, eskiden geceleri yazardım hep, aklıma geldikçe, sonuçta ben dengesizim bayağı, ki, normaldir de, benim gibi, sürekli gülzeryüzlü insanların bir gün somurtkan olması, haa bak ne derdin var söylemleriyle karşı karşıya kalması demektir. anlıyorlar. oysa ben böyleyim yani.
etkileyecek bir şeyler vardı da ben mi yazmadım.
bugün cenabet bir gündü sözlük, çünkü, çükümü fermuarıma kıstırmıştım ki, zaten başkasının fermuarına kıstırma nasıl olur onu da bilemedim.
yara olmuştu kaşınıp duruyordu. benimde askerde dairem var, kazan dairesi, yani daire ama olsun dubleks üstelik çatı katı da var ama orada iki tane fare var kiracı, kirayı vermeden yaşıyor ipneler. almanya dan oğlum gelsin çıkarıcam onları. işte kazan dairemde kimse olmuyor ya, bende çıkarttım malı, bakıyorum felaket yara kaşınıyor.
o sırada baktım birisi bana bakıyor. arkadaş gelmiş benden önce gizlenmiş, kız arkadaşı ile telefonda konuşuyor birde bana bakıyor gülüyor.
sanki otuzbir çekiyorum, yok oğlum felaket kaşınıyor.
atlattık bunu, öğle üzeri yatıyorum kazanda, uyuya kalmışım, uyandım çay aldım geldim ortada gezerken ana baktım elektirik panosu yanmaya başladı, ana o da ne, etraf duman hayır doğalgaz var var oğlu var. hemen kapattım her şeyi, allahtan sigorta attı, yoksa şu an benim nick altıma çok iyi birisiydi, severdik, falan yazardınız yani.