ehliyet alabilir, silahlı güvenlikçi de olabilir. normal görür. sadece birkaç rengin tonunu. 3 kere yazıyorum tonunu, tonunu, tonunu ayırt edemez. burada bilgiler kaldığından lütfen yanlış bilgilendirme yapmayın. Sonra iş başvurusu yapıyoruz, insan kaynakları çalışanları bir araştırma yapıyor, sizin yanlış yorumlarınız yüzünden işe giremiyoruz.
Bilinçsiz ve cahil insanlar tarafından her tarafı siyah beyaz gördüğümüz sanılır. Bunu burada yapılan yorumlardan da görüyoruz. Yeşilin ve kırmızının 50 tonu varsa bunların yalnızca 10 tonunu görüyor ama ayırt edemiyoruz. Lütfen cahilce yorumlar yapmayın. Basit önemsiz bir göz kusuru yüzünden ve sizin gibi bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan insanlar yüzünden, fırsat eşitliğinden faydalanamıyoruz. Askerde komando yedek subaylık yapıp, sözleşmeli yedek subaylık sınavında elene biliyoruz mesela. Dünyaya farklı bir pencereden bakmak, şeklinde yorum yapan arkadaşım. Lütfen vicdanlı ol. Biz kör değiliz. Bir iki rengin ana palet rengiyle değil. Tonuyla problemimiz var. Yemişim ördek başı yeşilini. Kaç yerde karşına çıkıyor? Neden ehliyet alamazlar yazıyorsunuz. Biz kabak gibi kırmızı ışığı, altındaki sarıyı-yeşili görmüyor muyuz sanıyorsunuz? insaflı vicdanlı ve akıllı olun.
Bugün benim gibi mülakata çağırıldığını öğrendiğim bir akrabamın da olduğunu öğrendim. Adam da küçük bebeğini bırakıp iş yerinden izin alıp Ankara'dan kalkıp otobüsle istanbul'a gitmiş. O da benim gibi sırf bir mülakat için 300 TL harcamış. Genel kültürü çok iyi hatta " Tüp Babayım" isimli Türkiye'de bu alanda yazılmış tek kitabın da yazarı. Görüşmesinin birkaç dakika sürdüğünü ve sükut-u hayale uğradığını iletti. O da neden bu kadar teknoloji içinde olan şirketin ön görüşmesini skype aracılığıyla yapmadığını yüzlerce insanı madur ettiğini anlayamadığını iletti. Eğer bir yetkili bu yazıları okuyorsa, "El insaf, herkesin geliri ortada. Ulaşım için harcadığımız paralar ve ayırdığımız 2 günlük süre milli servettir. Milli kayıptır." istanbul şurası değil ki. Önce bir ön eleme yapıp sonra çağırın bari. Ya da kameraya kaydedip daha sonraki projeleriniz de kullanın. Çok kırgınım. O kadar özenli giyimime, harcadığım yol parasına ve heycanıma yazık. Sizi ciddiye almak istemiştim. Daha profesyonel bir mülakat sistemi gerçekleştire bilirdiniz. 30 dakikada 15 kişinin mülakata alınıyor olması düşündürücü. Potansiyeli olan insanlar da kısıtlı zamanda tanıyamadığınız için eleniyor. Lütfen sizi ciddiye alıp Türkiye'nin çeşitli illerinden gelen insanlara birer şans verin. Bu daha ahlaki ve etik bir duruş olacaktır.
Her ne kadar farklı bir dünya görüşüne sahip olsam da Muhsin Yazıcıoğlu'nun Pkk konusundaki değerlendirmesi ilgimi çekti. Rahmetli şöyle diyor: "Pkk Kürtleri temsil edemez; çünkü onlar dağda kızlı erkekli komün hayatı yaşarlar. Kürt kökenli vatandaşlarımızsa namus için cinayet işlerler. Bu nedenle asla Pkk Kürtleri temsil edemez."
Geçenlerde otobüse bindim ve otobüs bomboştu. Koltukların birinin üzerinde 100 TL buldum. Bu benim bulduğum en yüksek paraydı. Ya sizin hikayeniz nedir?
Şizofren olma ihtimali çok yüksek olan. Obsesif ve ortalık karıştırıcı anormal bir insandır. Zaten normal biri olsa Acun Türk halkının karşısına çıkartmaz. Maazallah düzgün karakterli bir adam çıkınca örnek filan alırız. Kaçınmalı bu tiplerden. Sosyal hayatta azlarmış gibi televizyonlarda da böyle sorunlu adamları görelim. yayıncılık işte bu! Etik bu!
Biz küçükken o kadar fakirdik ki beni teyzem doğurdu, diye orta yerde gezinmek. Gezinirken sağa sola çarpmak ve annemi gördünüz mü amca, diye bütün amcalara sormak.
Bu sözü kız kankanızdan duyduysanız siz de o iyi erkekler arasındasınızdır: " Ama o senin gibi değil işte. Mesela sen evlenilecek bir erkeksin. Sonuna kadar gider insan seninle. Ama o öyle mi? "
Ölen Suriyeli bebeğin cesedinin fotoğrafları hala gözümüzün önünde. Devlet babasına ulaşıp tüm masraflarını karşılamış ve tüm dünyada fotoğraf büyük yankı bulmuştu. işte o babanın anlattığı hikayenin tamamen yalan olduğu ortaya çıktı. Habercilerin ulaştığı bottaki diğer yolcular, botu kullananın, paraları toplayanın ve tüm organizasyonu yapan kişinin baba kürdi den başkası olmadığını söyledi. Bu fotoğraflar vicdanlarımızda hep kalacak. Bu gerçeği de bilmenizi istedim. Tıpkı şairin dediği gibi: Masum değiliz, hiç birimiz!
Victor Hugo'ya ait olduğu iddia edilen sözde : "Kadınlar, iyi erkeklerle dertleşir; kötü erkeklere aşık olurlar." denir.
Peki kimdir kızların hoşuna giden bu kötü erkekler. Hadi ses verin de çözelim şu polemiği. Sizce doğru mu?
Kedisi olmayanların asla anlayamayacağı manyaklık çeşididir.
Siz hiç bir kediyi biberonla beslediniz mi? Hiç bir kedi başınızın üzerinde uyudu mu? Nankör dediğiniz kedinin ne kadar aç olursa olsun mama veren kişiye yaklaşı 1 dk teşekkür etmeden yemeği yemediğini biliyor musunuz? Manyak bir şey tavsiye ederim.
Özelden gelen soru üzerine nasıl kesim yaptığımı yazıyorum: Traşı banyoda oluyorum. Yere gazete kağıdı seriyorum. Kestikten sonra hemen kağıdı kaldırıp kenara poşete koyuyorum. Sonra temizce duş alıyorum. Sonra dökülme varsa elektrik süpürgesiyle çekiyorum. Ayda 1 defa yetiyor. 20 -25 liraya satılan king, premier vs gbi makinalarla oluyorum hep. Zaten ucu taktıkran sonra istediğin yeri o uzunlukta kesiyorsun. Genellikle Amerikan yapıyorum. Saçım çok fazla ve yoğun. Üstesinden geliyorum. makineyi enseden yukarı doğru götürerek kesiyorsun. Ben alıştığım için kolay geliyor. Ancak ilk denemelerimde ucu takmadan kearları düzeltiğim diye saçımda çizik bıraktığım olmuştu. Esmer olmanın avantajıyla o kaptırdığım yere ayakkabı boyası ya da hanımın rimelinden mi ne sürmüştüm. Sonra 2 güne uzadı ve o iz geçti. Böyle enteresan deneyimler de oldu.
kendi traş makinemi aldıktan sonra kendi saç traşımı kendim olmamdır. yaklaşık 5 senedir kendimi tıraş etmekte gayet de başarılı sonuçlar almaktayım. sonuçta belli eğitim seviyesindeki kişi berber olup benim saçımı kesebiliyorsa ben ondan daha tahsilliyim neden daha iyi sonuca ulaşamayayım. neden kendi saçımı kesemeyeyim? bu düşünceyle hayatta çok şey başardım. denemekten korkmayın. mesela amerikan en kolayı. her makinenin uçları var. hiçbir sıkıtı çıkmayacak emin olun! Cimrilikle alakası olmayan, tamamen gittiğim kuaförlerin hep uzun saç kullanmama rağmen standart kısa saç kesimi yapmaları, tarzları ve sanatları olmayışına protestomdur.
George Bernard Shaw'ın, "Barışı sağlamak isterseniz politikacıları öldürün yeter, halklar birbirleriyle anlaşır." sözünü akla getiren başlıktır. Öldürün sözüyle teşbih yaptığı gerçek tabii. bunu yanı sıra ne doğru söylemiş yaşlı kurt "Sağcı-solcu-dinci " derken bu siyaset denilen şey ne lime lime böldü bizi!
Başlığın kelimenin diğer anlamı kastedilerek yazılmak istendiğini düşünmek istersiniz. Yalakalık tabirinde olduğu gibi. Tabii hayata yalnızca göt ve sik olarak bakan fikir olgunluğuna ermemiş milyonlarca ergeni, amsalağı düşündükçe polianalık da bir yere kadar dedirten yorumdur.
"Sen bu olayı çok yanlış anlamışsın hacı" dedirten insandır. Zira kestiğin etin çoğunu dağıtıp azını ayırman gerekirken durum bir çok ailede tam tersi olur. Kurban çoğu aile için; kemiklerin ve yağların ihtiyaç sahiplerine dağıtılıp bonfilelerin stoklara kaldırıldığı yıllık et stoklama günüdür.
Eğitimde herkesin en iyi bildiği konuyu sunum yapmasını istediklerinde bir biyolog arkadaşın çıkıp "gdo aslında zararsızdır ve iyi birşeydir" diye kerli ferli örneklerle olayı anlatmasıdır. Bu sunumdan sonra aklı çorbaya dönen popüler kültür medyasına maruz kalmış insanın mala bağlayıp, öyle boşluğa doğru baka kalması durumunu yaşatır.
Yazın güneşten kışın yağmurdan kaçılan ilahi sığınaktır.
Gölgelerin gücü adına, sözüyle sıklıkla karıştırılmaktadır.
Bu gücü bulan kişi halen kayıptır.
