Gerekli olarak nitelendirilebilecek bir kanal yok maalesef. Televizyon yayınları insanları adeta zehirliyor. Topluma cehalet, kin, nefret ve uyku enjekte ediyor. Salak saçma birçok şey..
Elbette ki faydalı, ufuk açıcı şeylerde çıkabiliyor nadiren fakat bunun için televizyona gerek yok. internette her şey var dostum.
Kendine çay ısmarlamaktan zevk alan insanlardır. Düşüncelidirler. Öyle aydın ruhlu fikir insanları oldukları söylenemez ama vardır ifade etmekten hoşlandığı düşünceleri. Tanışılabilitesi olan insan tipidir. Muhabbet etmek iyi gelir.
ille de yalnız bir insanın bu eylemi yapması mecbur değildir. Bazen kalabalıklardan sıkılırsın. insanlar boğar, yorulmuşsundur. Ha gider orda yeni insanlarla tanışırsın bazen ama olsun. O da bir keyif yerine göre.
Popüler kültüre yenik düşmüş, tarihi olma özelliğinden başka bir şeyi kalmayan sınava hazırlık kitapları ve güncel işe yaramaz kitapların satıldığı mekan. Öyle ki içinde eski kitap yok denecek kadar az. Sahaf ama ikinci el kitap satılmıyor. Çok enteresan.
Yedi Güzel Adam'dan biri olarak kabul edilen, Maraşlı öykücü Rasim Özdenören'in hikayelerinden biridir.
Çok Sesli Bir Ölüm, televizyon filmine uyarlanmış ve Uluslararası Prag Televizyon Filmleri Yarışması'nda jüri özel ödülünü almıştır. Okumayı değil de izlemeyi tercih eden bir toplum olduğumuz için çok sesli bir ölüm kitap olma özelliğinden çok televizyon filmi olması yönüyle tanınmış.
Kitap olarak fazla hacimli olmayan bir eser. içerisinde birkaç tane hikaye var. En çarpıcı olanı son öykü. Ancak onun da sonu başarılı değil. Hikayelerde bir sonuca varmak amaçlanmamış. Okunduğu zaman okuyucunun kendine dersler çıkarması yahut birtakım sonuçlara ulaşması mümkün görünmüyor. Bununla birlikte edebi zevk açısından fevkalade bir kitap. Sözcüklerin akıp gittiğini hissedebilirsiniz.
Dış ülkelere karşı geçerli olan durumdur. Dış politikada ne kadar güçsüz olursan ol kendi ülkende dışa karşı güçlü olduğunu anlatıyorsan içerde ekseriyetle dışa karşı güçlü olduğuna inanılır.
Ömrü boyunca bir görüşün prangası altında kalacak. Her sorana hikayesini anlatmaya mecbur bırakılmış durumda. Belki sırf bu isim yüzünden ailesinden, geleneklerinden ve dininden nefret edecek. Tabi ismiyle mutlu mesut olabileceği ihtimalini de unutmamak gerek. Kendini farklı hissedebilir.
Adananın milli içeceğidir. Hakiki şalgamı içmeyenler genelde şalgamı sevmezler. Çünkü gerçekten o içtikleri şalgamsı şey berbat bir içecektir. Güzel acılı bir şalgam içerken boğazınızı yakar. Vücudunuzun içinde akışını hissedebilirsiniz. Tavsiyemiz, aç karnına içilmemesidir. Asla abartıp çok içmeyin yoksa başınıza kötü şeyler gelebilir. Son olarak Adana dışında içilmesini tavsiye etmem.
Bir kısır döngüdür. Bireyler genellikle yapmaması gereken bir şey yaptıkları zaman bundan aşikar veya bastırılmış bir azap duyarlar. Kendini kötü hisseden bir birey ise yapmaması gereken şeyler yapmaya meyillidir. Yapmaman gereken bir şey yaparsın. Canın sıkılır, üzülürsün. Mutsuzken aynı can sıkıcı şeyi devam ettirme hissi gelir. Neden bilmiyorum ama gelir yani, geliyor. Bu böyle uzar gider. Durma anı da bireyin tekrardan düşünmeye başladığı andır. Ne yapıyorum lan ben irkilmesiyle sarsılırsınız. Çünkü bu girdabın içine giren bir insan düşünemez. Düşünse zaten girdaba kapılmaz. Özetle karışık bir durumdur.
Şaşkınlıklar içerisinde acaba doğru mu diye defalarca okuduğum başlık.
iki kelimeyi bir araya getirip cümle kurmaktan aciz insanlar her şeyi internetle halledebileceklerini sanıyorlar. Hayır, kızıyorum bu kafaya. Gençler Cemil Meriç'in şu sözüne kulak verin:
"Kitaptan değil, kitapsızlıktan korkmalıyız."
Birde Ali Şeriati'nin sözlerini hatırlatmak istiyorum:
"Okuyun, çünkü mürekkebin akmadığı yerde kan akıyor."
Anayasanın 2. maddesine göre doğru olan bir önermedir.
"Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı,
Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir."
Ama bilirsiniz, anayasaya sahip olan her devletin anayasal devlet olmadığı gibi anayasasında hukuk devleti yazan her devlette hukuk devleti değildir. Hatta çoğu değildir. Türkiye hiç ama hiç değildir.