t : bu başlıkta öğeleri tespit edilecektir.
Bir olay da birden fazla bakış açısı olduğu gibi, birden fazla bilinç olabiliyor.
bir kazanılan bilinç, diğer bilinci kısıtlıyor. Kendini rahatlatıcı telkin bulabiliyorsa insan, o 1. bilinçten kurtulabiliyor.
Dini bir örnek vereyim.
ben nefs diyorum, sen eleştirel ses/kötü yanım diyebilirsin.
Nefsinin senin düşmanın olduğunu bilmene rağmen ( 1. bilinç ) Allah affeder yeaaaa. ( 2. bilinç )
2. BiLiNÇ harekete geçmeyi etkiliyor çünkü, rahatsın/rahaatım/rahatız.
Korku, tehlike ve tehdide karşı hoş olmayan ancak doğal olan bir duygusal tepkidir. Korkuya karşı anksiyete temel bir duygu değildir. Çeşitli karmaşık davranışsal ve bilişsel işlemler, birincil bir korku tepkisi ile karışarak anksiyete kavramını oluşturur. Bu nedenle, çatışı altında danışanlarının anksiyetlerini ve anksiyetelerinin getirisi olan zorlukları tanımladıkları ve tartıştıkları bir anksiyete modeli sunulmaktadır.
Bu model bilişsel, davranışsal ve fizyolojik öğeleri içermektedir. Kişinin anksiyeteli hissettiğinde ( tehlike hakkındaki düşüncesiyle beraber ) Kendi kendine yaptığı konuşma bilişsel öğedir. Davranışsal öğe, kişi anksiyeteli hissettiğinde nasıl davrandığı ve ne yaptığıdır. ( huzursuzlanmak, tırnağını yemek, durumdan kaçmak ) Son olarak fizyolojik öğe anksiyetede tipik olan fiziksel algıları içerir ( Terleme, kalp çarpıntısı, ağzın kuruması gibi.
Öncelikle her duygunun derininde bir duygu daha vardır. Tabu size bir duygu sunsa bile, derinde ki duygu ile bir çatışma yaşanması muhtemeldir.
Örneğin ; Evlilliğe çevresel faktörlerden oluşan bir bilinçle bakması ( Tabu ) iç dünyanın derininde ki duygu ise evlenmeye sıcak yaklaşmaktır.
Gurur savunma mekanizması duygusudur. Farklı görüşte ki iki insan/yahut sevgili, savunma mekanizmasını çalıştırdığı için bir müddet, ne söylediklerini düşünmezler. Gururun da etkisi olur.
Derinde ki duygu yüzeye çıktığında, çevresel faktörler ile oluşan tabu ile çatışma yaşanır.
Tekrar örnek vereyim ; kız isteyebilir ama çevresindekiler istemiyordur, onların istememesini benimsemiş gibi davranmaktan, davranışa psikolojik olarak alışmış olabilir.
"Anksiyetenin " başlık hatalı olmuş.
Anksiyete, bilinçaltı fantezi ve savunmanın çevresinde gelişen mental süreçlerde önemli ve kompleks bir rol oynar. Orijinal kaynağının anlamını ve yoğunluğuna göre anksiyete iki ayrı forma ayrılır.
Birinci tipte. sinyal anksiyete, ego belli durumları tehlikeli olarak tanımlamayı öğrenmiştir ve kişiyi tehlikeye karşı uyarmak için küçük miktarlarda anksiyete üretilir. Başka bir tip olan travmatik anksiyetede ego tehlike tarafından ezilir ve kontrolü kaybeder. Burada tehlikeden kastımız güçlü seksüel veya saldırgan dürtü gibi içsel veya dışsal bir olaydır.
Travmatik anksiyete ; durumunda, minimal bir uyaran uygunsuz bir tepki olabilir. Bu durumda, anksiyete erken dönem duygusal ezikliğin sonucudur. Aklı ezilmekten koruyan sinyal ankssiyeteden farklı olarak, travmatik anksiyete tepkileri geçmişte yaşanmış bir ezikliğin tekrarlarıdır.
Bilişse- davranışçı terapistin yaşayacağı bir zorluk gerçekten katostrofik ( ölmek, alzheimer hastası olmak, felç geçirmek gibi ) düşüncelerden rahaatsız olduğunu bildiren bireylerle çalışmaktır. Bu düşünceleri bertaraf etmek bazen başa çıkılamaz hissi verir. Anksiyete ile baş etmenin birinci aşaması bu tür düşünceleri niteleyen hatayı abartma olasılığını belirleyip tekrar yapılandırmaktır. ( bu durum ne kadar katostrofik olabilir ? ) Ancak bazı danışanlar bu indirgenmiş öngörüler sonucunda bile sürekli anskiyete belirtirler. Böyle bir durum da odak bu katostrofik düşüncelerdedir. Odak, hastanın baş etme becerisinde veya baş etme ihtiyacında olabilir.
Bu rahatsızlık kişinin ekstrem bir travmatik olaya maruz kalmasının ardından oluşan uzun dönemli bir problemdir ( örneğin cinsel saldırı veya başka türde şiddet içere suç, işkence, doğal veya insan eliyle gerçekleşmiş olan felaketler. ) Kişinin stres yaratan bu durumlara tepkisi ; kkorku, aciz kalma duygusu veya dehşettir. Yoğun korku ve travmayla ilişkilendirilen uyarandan kaçınmanın ötesinde tipik semptom, travmatik olayı ısrarcı şekilde tekrar tekrar yaşamak ( örneğin travmaya dair anıların sürekli akla gelmesi veya rahatsızlık veren rüyalar ) ve tepkisizlik, yavaş tepki verme veya duygusuzluktur.
post-travmatik stres bozukluğu uyum bozukluğundan ayrılmalıdır. uyum bozukluğu tanısı, radikal bir strese verilen tepki ise eğer post-travmatik stres bozukluğu tanı kriterlerinin tamamını uymuyorsa ya da post travmatik stres bozukluğu semptom paterninin oluşması sözkonusu olmasına rağmen stres yaratan durumun radikal olmadığı durumlarda konulur.
Darbe sonrası halkın bir kesiminde görülmesi muhtemeldir.
psikolojim mahvoldu cidden...
beştepe de oturuyorum o bombalar atıldığında ev çok şiddetli sallandı, deprem oluyor sandık. sonuncu patlamadanönce dinmişti biraz olsa dahi, yatakta uyumaya çalışıyordum, öyle bir sarsıldı ki tavan yıkıldı sandık, yataktan kendimi yere attım cam patladı sanarak, gittim bir de annemin üstüne siper oldum koşarak. sığınağa inerken sarayın taranmasını gözlerimle gördüm, kıpkırmızı ateş açıyolardı.
bu da mutfağın iç kapısının hali ;
(PR) insanlara günlük hayatta yaşanan kas gerilimi hakkında ince bir farkındalık kazanmayı ve istendiğinde bu gerilimi nasıl yok edeceğini öğreten bir tekniktir. Tekniğin varsosyanları sonradan, daha yakın zaman davranışcı terapistlerince oluşturulmuştur.
Progresif relaksasyon ( kadelemi gevşeme ) çok küçük derecelerde ki kas gerginliklerini fark etme ve bu gerginliği gönüllü biçimde durdurma eğitimini içerir. Her oturumda bir ya da bir kaç kas grubu üzerinde çalışalarak, eğitimi alan kişi tüm bedenini gevşetmeyi öğrenene dek eğitim sürer.
Yayın yasağı yapmalarının sebebini net bilmiyorum, ama doğru buluyorum. Çünkü her gün gördüğümüz bir obje haline gelecek, eğer görürsek... psikolojik olarak bunu yaşarız.
Merhabalar, aklımda bir fikir var engelli akrabası vs olan özelden yazabilir mi ? bir yardım kampanyam var ondan bahsetmek istiyorum, ama sınırlı olduğu için herkese umut vermek istemiyorum.
Aşırı ayrıntılara takılan bir kişilik bozukluğudur. gönül işlerinde aşırı kıskanç olurlar.
aşırı düzenlilik, saplantılı olan kimselerdir, kendi kurallarına başkasının uymasını isterler.
Alt zihinde engramlardan oluşmuş bir yapı var. bazen davranışlarımızın aşırı kötü olduğunu biliriz ama buna dur diyemeyiz.
alt zihin bilinçaltının, ilkel benliğin yansıması tarafından oluştuğu gibi, engramlar tarafından da oluşabiliyor.
bunu düzeltmek için terapistler bilinçsizlik anına geri gider, beynin muazzam yapısı ( subhanallah )
olayları tekrar sınıflandırır.
terapi ; tüm anlara geri giderek beynin tekrar sınıflandırmasıdır.
kaynak : modern zihin sağlığı bilimi. L.ron huabbard.
bir dermandır.
Aşk acısı çeken herkes dermanını dertte arıyor arkadaş.
her duygunun altında başka bir duygu vardır " birnevi rüya içinde rüya " örneğin acının altında umutlarınız vardır.
umutlarınızı çekin, acınızda dinecektir.
Beklentilerinize güzel günler gelecek düşüncesi değil, onun hisssettirdikleri cevap vermeli.
unutmayın bir insanın size karşı olan hislerini öğrenmek istiyorsanız, hissettirdiklerine aranıza koyduğu mesafelere bakın.
siz ne anlam yüklerseniz mantığınız o oluyor arkadaşlar... Arada ( ankara-istanbul gibi mesafe değil ) Mesafe varsa, bunun altında yatan şey hoşlanmadığıdır.
bir çoğu engellilerden oluşan tiyatro kurumu. Ama engeller özgürlüğü, başarıları, yetenekleri kısıtlamaz.
bir tiyatro oyunu yazıyorum, engelliler için yek tiyatrosuna attım beğendiklerine ve kabul ettiklerine/yardımcı olacaklarına dair bir e-mail attılar.
isteyen varsa yazmama yardım edebilir, özelden yazdıklarımı atarım.
prim amaçlı değildir, babam da şizofreni hastasıydı.
dinen işlerin tesadüf değil, birbirine denk gelme, latîfâne (hoş, zarif) bir şekilde uyum içinde olma anlamına gelen islamî terimdir.
bu gün kandil olması ve edirne de yağmur yağması örneğin.
uyarı için teşekkür ederim, dikkatsizlik.
Ateist arkadaşlar bana şunu açıklayabilir mi ?
yemeğe tuz ile başlamak vesaire vesaire. http://suffagah.com/11-gu...timizin-11-bilimsel-izahi
şimdi diyecekler ya kırpılmış hadis faso fiso.
bu savunma mekanizmanızı gerçeklerden kaçarak olayları çarpıtarak kurduğunuzu gösterir.
sadece bu bir düşünce sistemi, illa olacak diye bir kaide yok.
Nefsinizden midenizin içinden kırpılmış hadis gibi bir düşünce gelebilir...
ondan sonra beyninizin sınıflandırma merkezinden bir düşünce aklınıza gelir hadislerin gerçekçiliği hakkında.
sonra da bunu savunma olarak kullanırsınız.
öfke kontrolunde nasıl kendi çarpıttığımız fikirler tespit edilir bence siz de savunma mekanizmanızda ki olayları tespit edin.
iki yüzlü insanların ikinci yüzü bu dünyada ki hedefleridir.
örnek vermem gerekirse " para ise hedefi sizinle takılma amacı da paradır.
" karı kız ise, takılma amacı da karı kızdır. "
sinirliyken düşünmek dikeni paslı çivi haline getirir.
Her duygunun derininde bir duygu daha vardır, anlamlar olabilir.
Örneğin kızını kaybeden bir anne, kendi yaşayamadığı günleri kızına anlam olarak aktardığı için, daha fazla acı çekebilir. Çünkü kendisinden bir parça yüklüyor.
Tip takıntısında da, yakışıklı ya da güzel insanlara keşke böyle olsaydım dediğiniz anda, o insana kendinizden bir parça yüklüyorsunuz. Takıntının kaynağı bu.
Herkese anlam yükleyen birisine göre dağılmış olsa dahi, kaynak aynıdır.
bu kaynağı fark etmek zaten keletlenmiş parçayı ayırmaya başlar.
yazarların düşünce yapısını anlattığı betimlemelerdir...
Deniz de kıyıya vuran dalgalar gibidir efem...
Çünkü insanlar güzel yerlere gelebilir ama nereye gideceğini bilemez ama büyük ihtimal bulunduğum yere geri giderim.
(Müminler için, her gün 25 defa, istiğfar okuyanın kalbinden kin, hile ve haset çıkar. ismi evliyalar arasına yazılır. Ona bütün Müslümanlar sayısınca, sevap verilir. Kıyamette bütün müminler, "Ya Rabbi, bu kulun bizim için istiğfar okudu. Sen de onu affet!" derler.)
*******************************************************************************
iŞTE O iSTiĞFAR!....
Müminler için istiğfar:
(Allahümmağfir-li velivalideyye veli üstaziyye velil-müminine vel-müminat, vel-müslimine vel-müslimat, el-ahya-i minhüm vel-emvat, birahmetike ya erhamerrahimin.) [Miftah-ün-necat]
bir iş yaparken herkes empati kurar, subjektif empati'den kastım..
kendi bakış açınız, hedefleriniz doğrultusunda hayal kurmak..
hiyerarşiden kastım ise : annem şunu der babam bunu der, arkadaşlarım ise bunu der...
bu derler empatisinden siz hedefinizi geliştirirsiniz.
bence hedefinize giderken iştihare namazı kılın hayırlı değilse çok göz yaşı dökersiniz...
eğer hayırlısı ise bu dediklerimin size artısı da olabilir eksisi de...
eksisi beklentiyi yüksek tutmak, artısı ise hedefinize daha bağlı olmanız...
bir insanı hayallerinden tanırsın demişti bir yazar, adını hatırlamıyorum..
hayal kurmak ruh halini güzelleştirir bir dipnot.
bu da benim risalem.