malum şiştik millet olarak. beypazarı doğal maden sularının kaynağına gidip bütün maden sularını içsek bile kolay kolay geçmez bu şişkinlik. şehit olan askerlerimiz, terör, öldürlen sivil insanlar derken bugünlere geldik. bütün memleket sokaklara dökülüp birşeyleri protesto ettik. onu da yapmsak patlayacaktık artık. "olası" sınır ötesi operasyonumuz olasılıktan kurtulamadı bir türlü. sınır ötesi operasyonun adı oldu olası sınır ötesi operasyon. ileride çocuklarımıza bir mrias daha bıraktık türkçe adına. peki devlet ne yaptı bunun için? tabi ki hiç birşey. hariçten gazel okuyup durdular. abd ye kafa falan da tuttular da akp liler dedi var mı dünyada böyle başbakan abd ye kafa tutuyor bak falan. demek ki kafa da tutan olamamış. bu işlemin adı vatandaşın gazını almakmış. bugün internetti ki haberlerde gördüğüm kadarıyla casus uçak verecekmiş abd, bizler de uçakların bize verdiği kordinatları bombalayacakmışız. al sana ikinci yöntem gaz almak için. sonra 5 kasım da bush ile görüşecek başbakan. bu görüşmeden sonra da kaçırılan 8 askerimiz serbest bırakılacak, türk uçakları kampları dağıttı falan haberleri ile vatandaşın gazı kalmayacak hiç. sonra göbeğini kaşımaya kaldığı yerden devam edecek. ve bütün bu acizlikler ise rte nin muhteşem dış politika başarısı olarak basına yansıyacak.. vatandaş yüzünde tatlı bir gülümseme, gözlerinde sürekli uzağa bakar tarzında bakışlarla rte ye tebriklerini sunacak belki de kızılay meydanında. ama terör denen illetin canımızı almaya devam edeceği gerçeğini hiç unutmayacak balık hafızalı olmayan insanlar. boş kampları dağıtan bombalarımız için harcadığımız paralar da vatandaştan vergi olarak çıkacak. beyhude işler için milletin boğazına çökecekler. yani her türlü giren çıkan bize. abd nin eyaleti olarak yaşayıp gideceğiz mutlu mesut anlaşılan.
dikta rejiminin uyguladığı son yasak. rte ve ekibi diktatörlerden daha beter oldu. hayatımıza hergün yeni bir yasak giriyor. demokrasiden ve özgürlükten bahsedilen bir ülkede bu yasakların hepsi insan hakları ihlalidir.
Ali Babacan,
Dışişleri Bakanlığı koltuğuna oturunca,bürokratları çağırmış ve "Bana,
ülkelerin dış politika anlayışları hakkında bir rapor hazırlayın" demiş.
iki gün sonra bir dosya getirmişler önüne. Bakmış,içinde tek bir yaprak ve
üzerinde 10-15 satır yazı. Şaşırmış
önce ve "Bu ne?" der gibi dudaklarını büzmüş, sonra
okumuş.
"Suudi Arabistan'ın Riyad şehrinde, farklı ülkelerden gelen bir
turist grubu, bir dinlenme yerine giderek buz gibi kola ısmarlamışlar.
Kolalar gelince bardaklarında birer karasinek olduğunu farketmişler.
iNGiLiZ, başka bir bardakta yeni bir kola
istemiş.
iSVEÇLi, aynı bardakta yeni bir kola istemiş .
FiNLANDiYALI, sineği bardaktan çıkardıktan sonra kolayı içmiş .
RUS , kolayı sinekle birlikte içmiş .
ÇiNLi, sineği yemiş, kolayı içmemiş .
YAHUDi, sineği yakalayıp Çinli'ye satmış.
JAPON, değerlendirilmek üzere, sineği Tokyo'ya göndermiş.
YUNANLI, kolanın yarısını içtikten sonra itiraz ederek yeni bir kola
istemiş.
NORVEÇLi, kolayı içtikten sonra bardaktaki sineği balık yemi olarak
kullanmış .
iRLANDALI, sineği ezip kolayla karıştırmış ve ingiliz'e içirmiş.
AMERiKALI, 5 milyon dolarlık tazminat davası açmış. Arabistan hükümeti,
özür dileyerek, 10 milyon dolar tazminat ödemiş.
maalesef ülke gündemimizde ilk sırada olması gereken konu kimsenin umrunda değil. askerlerimizin bebek katillerinin elinde olduğunu düşündükçe onların hissettiklerini az da olsa anlayabiliyorum. ne yazık ki kardeşlerimiz için kimse birşey yapmıyor sanki.
yaparsa kasıma yapmazsa s... kadar dedirttiler sonunda. lan kime ne yapacaksın artık? meydanda terörist mi kaldı? herkes kaçtı saklandı. sen kime ne yapabileceksin artık? uyu ey türk milleti uyu, uyu da git seçimde oyunu bunlara ver doya doya.
terör olaylarının tavan yaptığı bu günlerde millet olarak birbirimize kenetlenmek belki de en çok ihtiyaç duyduğumuz şey. özellikle de en çok söylenen de türk kürt kardeşliği. birliğimize ve kardeşliğimize en çok dem vuran kitle ise her zaman ki gibi türklerdir. zaten bizim kimse ile bir sorunumuz olmadığını her ortamda açık açık ifade ediyoruz. hergün tv lerde gazetelerde kardeşlikten ve birlikten bahsediliyor. bu olaylar karşısında henüz bir kürt kökenli şahsiyetin çıkıp da bu olanlar hakkında bizler gibi yorum yaptığını göremedim maalesef. özellikle bunların aydın kesimi tamamen 3 maymunu oynuyor. ne demek yani şimdi bu. kürtlerin bağımsızlığının savaşını verdiğini söyleyen ucube ve eli kanlı insan artıklarına kimsenin çıkıp söyleyecek tek sözü yok mu? ne kadar ilginç ve bir o kadar tuhaf.
gülen cemaatinin en önemli yazılı yayın kuruluşudur. abonelik üzerine kurulu olan bir dağıtım stratejisi ile en çok satan gazete konumundadır. ancak bu abonelik işinin nasıl olduğunu iyi bilmek lazım. bu cemaatte olanlar kısaca 'hizmet' der işin adına. şimdi oldu da siz bu hizmete hizmet eden adamlardan birisi ile iş yaptınız. işin sonunda ilk olarak sizi hizmetin gazetesine abone yaparlar. malum anadolu kurnazı esnaf da ileride tekrar iş alabilmek adına yok demez. böyle böyle bu zincir uzayıp gider. hizmete hizmet etmenin birinci yolu etrafınızda ki insanları bu gazeteye abone yapmaktır. ay sonunda bıyıkları yeni terlemiş yeni yetme hizmet genci makbuzla kapınıza gelir ve parayı alır gider. abonelerin bir çoğu da hem gazeteyi okumaz hem da para ödemekten nefret eder. ancak seve seve bu gazeteye abone olmaya devam ettiği gibi hizmete yalakalık için etrafında ki insanları da bu gazeteye abone yaparlar. bu hikaye de uzar gider.
resmi kayıtlara göre en az 600 binden fazla sivilin ölümüne tetikçilik etmememizi sağlayan ve meclisten geçmeyen tezkeredir. hayır oyu için el kaldıran herkesin elini öpmek gerekir.
ilk tezkereye hayır oyu verenlerin şimdi uşaklığını yaptığınız akp nin milletvekilleri olduğunu hatırlarsanız kimin kime uşaklık yaptığını, kimin neresinin ne kadar deli kanlı olduğunu daha iyi anlarsınız. ancak o gün bile bu hayır oyu veren insanlar sizden daha çok vatanına milletine bağlı insanlardır. teslimiyetçiliğiniz o kadar tavan yapmış ki günahsız insanların ölümü için tetikçilik yapmak, akan kan içinde nefis masturbasyonu yapmak yakışır ancak sizin gibilere. ama biz kendimizi korumak, vatan evlatlarının kanının akmasını önlemek için bugün bu operasyonun yapılmasından yanayız. öldürülen 600 binden fazla sivilin katili olmak, abd nin suç ortağı olmak için değil.
güne küfür ederek başlamamı sağlayan vatan satılmışının yazdığı yazı müsvettesi. bizler bedel ödemeye hazırız engin ardıç. ama işe senden başlamayı o kadar çok isterdim ki.
terör konusunda takındığı tavrı da eklersek eğer terörün bu boyuta gelmesinin en önemli müsebbibidir. hâla ve ne yazık ki abd den icazet beklemektedir ya da bu pislikten kurtulmanın abd saysesinde olacağına inanmaktadır. kurtuluş savaşı dönemlerinde ki abd mandasını isteyen vatan satılmışları gibi. 'terörü de mi tayyip getirdi yawww' diye bir cevap ile karşımıza çıkanların ise ağzını burnunu kırmak kafasını gözünü patlatmak çok derinlerden gelen bir istek. rte terörün ve teröristlerin palazlandığını göre göre ve bile bile hiç birşey yapmamıştır. tsk nın elini kolunu bağlamış ve manevra kabiliyetini sınırlandırmıştır. göreve geldiklerinde ab ye namus sözü olarak ahmet türk ve leyla zana ile arkadaşlarını hapisten çıkaracaklarını söylemişlerdir. vs..vs..vs..
aslında senaryoya falan gerek yok. herşey açık bir şekilde ortada. iktidar türk silahlı kuvvetleri' ne sınır ötesi harekat için hiç bir şekilde izin vermeyecek. çünkü abd' nin izni olmadan böyle birşey yapması rte ve ekibinin sonu olacaktır. bunu da en iyi rte bilmektedir. bildiğimiz gibi abd dış işleri bakanı rica 2-3 gün müsade istemiştir. bu süre sonunda pkk elebaşlarından 1 yada 2 kişi ülkemize teslim edilecek, şu an tutsak edilen 8 askerimiz teslim edilecek ve pkk süresiz eylemsizlik kararı alacaktır. bütün bunlar da rte nin muhteşem dış politika başarısı olarak halkımıza lanse edilecek ve bizler de boş boş bakan gözler ve aptalca bir gülümseme ile rte ye hayran hayran bakmaya devam edeceğiz. sanacağız ki terör bitti, akp bu işi halletti. tabi ilk bahar gelip çiçekler açana, dağlarda ki kar eriyene kadar.
memleket meselelerini elllerine yüzlerine bulaştıran bu iktidarsız hükümetin bir an evvel işlerden elini eteğini çekip köşesine oturması gerekmektedir. bu basiretsizliklerinin sonucu ellerine kan değmiştir artık. ne türk toplumunu ne de türkiye' yi temsil edebilme yetisine sahip değillerdir. terörle mücadele için yapılacak ilk uygulama hükümetin istifa etmesi ve yerine vatanını milletini savunmayı namus meselesi gören insanlar o koltuklara oturmalıdır. zaten kendileri istifa etmezse bu kanın içinde boğulup kalacaklar.
terör saldırılarının iyice azmasından dolayı toplumun gözüne uyku girmemesidir.
yine bu kadar şehitten sonra eminim rahat uyuyanlar vardır. ancak uyuyamayanların da hangi sebepten dolayı bu hastalığa yakalandığı daha önemlidir. ekonomi iyi işgüzarlığı ile toplumsal tepkisini ortaya koyamayan bir millet para uğruna birçok şeyden vazgeçmiş demektir. aman hükümete ses etmeyelim ekonomi iyi gidiyor demek ben ülkemi para uğruna satarım demekten başka birşey değildir. toplumsal tepkisini bir türlü ortaya koyamayan bir milletin başına gelenler gelecek olanlardan daha azdır maalesef. siyasi iktidarsızlığın başımıza açtığı bütün bu olaylar iktidarın değil toplumun suçudur. o yüzden türk halkı rahat uyumamalıdır. ancak şehit olan askerlerimiz için değil, işledikleri vicdan suçundan dolayı uyumamaları gereklidir.
kesilen kablolar, sabotajlar falan külliyen yalandır efendim. genel müdür yardımcısı dün kendi ağzından yalanlanmıştır hem de. şimdi adam diyor ki günde ortalama 5 adet kabloda arıza oluyor. şimdi 15 e çıkmış. bu sabotajmış. ulşan hıyar 26000 personel greve gidiyor. personelin olmadığı yerde tabiki arıza sayısı artacak. bunu kendi ağzınla söylüyorsun sonra da sabotaj var diyorsun. genel müdür yardımcısı elinde 3-5 fotoğrafla çıkmış kesilmiş kabloları gösteriyor. iyide o fotoğraflar ne zaman, nerde ve kim tarafından çekilmiş? böyle dayanaksız suçlama olur mu? eline 2 tane fotoğraf alan çıksın sabotaj yaptılar bana desin. ayrıca öger toplu iş sözleşmesinden yana olmayıp grev ve sendika hakkını istemediği için bu grev yapılıyormuş. işin aslı da buymuş yeni söylenene göre. tabi bu vaadleri verenlerde telekomu ögere satanlarmış. medya ve sermaye işbirliği ise suçluyu şimdiden ilan etti; işçiler.
aslında bakanlar kurulu tarafından bu grev 2 ay ertelenebilirdi, ancak ertelenemedi. sebebi de çok basit. güvenlik önceliği olan kurumlar kanunlarımıza göre özelleştirilemez. bakanlar kurulu ise grev erteleme kararını güvenlik bahanesini kullanarak yapabilir. yani hökümetimiz güvenlik sebebini öne sürerek telekom grevini engelleyemiyor. orta da muvazalı bir işlem oluyor. ya da hökümet telekomu sıradan bir şirket gibi görüyor. peşkeşçi hökümetimizin uygulamalarını gözler önüne seren bir uygulamadır bu da diğerleri gibi. peki bu grev neden yapılmıştır? onun da nedeni çok açık. hökümet, telekom çalışanlarına ödenen ikramiyeleri kaldıracağını söyleyerek öger e satmıştır telekomu. ancak bu durumdan haberdar edilmeyen işçiler şimdi ikramiyelerini istemektedir. burdan da anlaşılabileceği gibi yüce hökümetimiz yine sıçmıştır ve vatandaş olarak biz de ishal olduk.
cem yılmaz' dan grev temalı reklamlar bekliyorum artık. babası, abisi, dayısı grev yaparken mazhar alanson' un tişörtünde yazan grev gözcüsü ibaresi ile reklama iştirak etmesi sonucu süper bir reklam ortaya çıkar.
tercüman gazetesinin türk halkına tercüman olan başlığı. bunu yazan, manşeti yapan cesur gazetecileri tebrik ediyorum. faşistçe bir tutumdur diye eleştirenlere de aynı başlıkla cevap vermek gerekir.
aynı zamanda internet haber de ayarı kaçırmış falan demiş. aynı manşeti onlara da yolluyoruz bu vesile ile.
--spoiler--
13 askerin şehit edilmesine en sert tepki belki de Tercüman gazetesinden geldi.. Üslubu çok sertti. Birçok kesimi 'şerefsiz' ilan ettti. DTP'lilere AB'liler de eklendi.
Manşetin hemen üstüne 'konuşun şerefsizler' başlığını attı. Hemen altında şu ifadeler yer aldı:
"SATILIK kalemler, hain DTP'liler, AB'liler.. Şerefsizler yazıp, konuştukça mesajı alan PKK harekete geçiyor. Ama kalleşçe; tıpkı Şırnak'taki gibi."
Gazetenin bir diğer meydan okuması da hükümete oldu. Anayasa taslağını halka götürecek olan hükümete gönderme yapan Tercüman, sürmanşetten 'Halka soruyoruz' başlığının altına '15 şehitten sonra susalım mı yıkalım mı?' diye yazdı.
Hemen yanında siyah zemin üzerine 'herşeyi halka soracağız' diyenlere halk sesleniyor: BUNU DA HALKA SORUN" spotu yer aldı.
Başbakanlığın faks numarasını veren gazete, okurları bu numaraya yönlendirdi.
--spoiler--
15 gün unutmak için çok uzun bir süre olacağından başbakanın şimdiden unutmaya başladığını düşünüyorum. ne de olsa balık hafızalı milletin bir parçasıdır kendisi de.
SADECE VE SADECE GENEL KURMAY BAŞKANININI VE ORDUYU HEDEF ALMIŞ BiR TAKiYE YAZISINDAN iBARETTiR. RTE NiN GELECEK AY KONUYU BUSH iLE GÖRÜSECEĞiNi NEDEN YAZMAMIS ACABA? ESKi DISISLERI BAKANI OLAN SIMDIKI CUMHURBASKANININ IRAK A GIRMEMEK ICIN IMZALADIGI ANLASMAYI NEDEN YAZMAMIS ACABA? SiYASi iRADENiN ACiZLiĞiNDEN BiHABER MiSiN SEN? NEDEN BUTUN GERCEKLERI ACIK ACIK ANLATMAK YERINE GIZLIDEN GIZLIYE GENEL KURMAY BASKANI NEZDiNDE ORDUYU KOTULUYOR? BEN BOYLE TARAFLI ADAMLARIN YAZISINI OKUYUNCA ICIMDEN SIKTIR GIT DERIM SADECE.