ben bu hisle doğdum sanırım. o kadar eski ve bilindik bir his benim için.
instagramda bir video görmüştüm. karton toplayan bir adam oğluyla binmiş metroya herkes onlara bakıyor. o bakışların altında o kadar eziliyorlar ki hiçbir yere de o turamıyorlar. 6-7 yaşlarındaki çocuk ne olduğunu nasıl olduğunu bilmediği bu duyguyla baş edemiyor ve babasının kucağında yok olmak istercesine saklanıp gizlenmek istiyor. bir çok insanın yazık deyip geçtiği o reels e ben üç gün ağlamıştım. çocuklar bu duyguları öğrenmemeli diye, en azından o yaşta.
sokağın başındaki dönerciye kadın bir kurye başlamış. hemen yan tarafındaki starbucks müşterilerinin araçlarını kurye ablanın motosikletinin önüne park etmiş olmaları sonucu sinirlenmiş olmalı ki kendisi, kaskını çıkarırken bir küfür bir küfür.... üstelik bağıra çağıra. içeridekiler duysun ve olay çıksın derdinde. hayır döner ustalığı yapsa ne olur sonumuz?
söylemeye dilim varmıyor ama bu nasıl bir nesil gerçekten anlayabilmek çok zor.
terbiyeli, edep sahibi anlamına gelen yine edep sözcüğünden geldiğini biliyoruz. edep sözcüğü de yunanca yine utanan, sıkılan anlamına gelen ''ödip'' ten gelmektedir.
tatillerde dünyayı gezebilecek kadar para kazanabileceğim ve bunun için günde 2-3 saat çalışmanın yeterli olabileceği sevdiğim bir iş. dilediğim kadar yiyip kilo almamak.
ihtiyacı olan insanlara davranışıyla, kendisine ihtiyaç duyan insanlara olan davranışı arasındaki farklılaşma tam olarak bize o kişinin karakterini verir.
Değil ikisi, hepsi felsefe ile alakalıdır ve alayının atası felsefedir.
ibrahimi dinler yokken, fizik yokken felsefe vardi hep de olacak.
Yedi yaşındaki bir çocuğun en basit varlık/varoluş sorusu bile psikolojinin konusu olmadan çok daha evvel felsefenin konusuydu.
Felsefe hiçbir aksiyoma veya postülaya ihtiyacınız olmadan size her şeyi sorgulama, düşünme özgürlüğü verir. Ve düşünmenin her türlüsü kıymetlidir, biriciktir.
Hani 50 yıl önce almanya'ya giden tipler vardır ya; 50 yıl önce köyden gittikleri halleriyle tek kelime almanca öğrenmeyi bırak, dünya medeniyetini 50 sene geriden takip etmeyi meziyet sanır; böylelikle öz kimliklerini koruduklarını sanırlar.
Hah, ibrahim tatlıses bunu ülke sınırları içerisinde yaşayabilen yegane ünlü insan işte.
Bunca yaşanana, böylesi bir hayata rağmen insan nasıl bu denli primitif ve çiğ kalabiliyor pes hakkaten!