cebinde kalması gereken paranın uçup gitmesine aldırmayan millettir. adamın 2 lirasını alırsınız, sizinle bunun için kavga eder ama iki söylem uydurup soyarsınız da sesi çıkmaz hiç.aklıma şu dizeleri getiriyor.
milleti en çok çeşitli şekillerde devlet soyar. devlet otoritesi ve gücünü eline geçiren düzenbaz siyasetçiler de burdan bir güzel faydalanır. tabi millet taraftarlığı ve soyulmuşluğu ile kalır. sonra gider oyunu da atar ama oyunu bozamaz. bu döngü işler hep böyle.
spor kulüpleri:
insanlara farklı birer alt kimlik oluşturmak kaydı ile taraftarı yapar ve sonra da hem soymaya hem de kandırmaya devam eder. bunu yaparken de bir güzel ayrıştırır insanları. bir maç bileti 100 lira, bir forma 100 lira. senin aylık gelirin belki bin lira ama futbolcunun 1 milyon en az. sonuçta soyan da belli soyulan da.
bankalar:
nerden, nerden bulsak da şu halkın sırtından bir geçinsek diye bakan yegane kuruluşlardır bankalar. modern dünyanın en usta hırsızlarıdır. paradan para kazanır adamlar. 2013 yılı sonunda tüm bankaların yıl içinde toplam net karı, burası önemli, net karı 24 milyar tl idi. tabi tamamı halktan. tebrik etmek lazım.
şan oyunları:
en güzel yolma yöntemlerinden birisidir. eksiden çıkan birisine rastlamadım henüz şans oyunları oynayıp, kasa daima kazanır kuralı işler. ancak işte insanlarda o bitmeyen aç gözlüce umut, acaba diye sormadan edemez kendine.
dış güçler:
aslında bunlara günümüzde faiz lobileri falan deniyor lakin biz yine de dış güçler diyelim. her ne kadar haşmetlimiz her şeyi dış güçlere yıksa da demekki var bir şeyler. bunlar da bizim milletimizi soyuyor. katme değer üretim ekonomisinden bir haber olan ekonomimizin kullanamadığı hammaddeleri yok pahasına alıp, katme değerli ürünlerini fahiş fiyata satarlar. şak diye koyarlar.
dini cemaatler:
herkesin bir vicdanı vardır, hele bu vicdan allah rızası dendiği zaman, yardım dendiği zaman koyuverir yelkenleri. ondan sonra gitsin paralar. bunu gören bir takım uyanıklarda ey allahın kulları diye alır bu paraları, vatandaş yine soyulur. birileri mutlu ama hırsız, vatandaş mağdur ama umursamaz.
liste uzatılabilir. ancak bunlar cebimizdeki paranın bilinçsizce ve habersizce nasıl akıp gittiğinin, çalındığının bir göstergesi.
hepinize geçmiş olsun! akp kazandı seçimi ama bak hala cebin dolmadı, yarın fener şampiyon olacak primler akacak topçulara ancak senin 70 lira elektrik faturan gelince napsak ki diye düşüneceksin. bankadan kredi alacaksın sonra başlayacak ülüğünü sıkmaya, bir kuponun daha muhtemelen bugün tek maçla yatmıştır. ahh o son pozisyon kaçar mı? sizin cemaat paraya sıkışmıştır allah rızası için verirsin bi 100 lira kadar, unutulmaz nasılsa verdiklerin keşke nere gittiğini de bilseydin.
yakışıklı adam, ayrı bir karizması var. çalıştırdığı takımlar üstdüzey takımlar. fakat tüm bunlar başarılı yapar mı sinyor'u?
eleştirmek ya da övmek için 5-6 ay boyunca bekledim. çıkardığı kadroları, taktik anlayışını, oyuıncular üzerindeki etkisi vs. vs. ve ulaştığım sonuç şudur: bu adamın başarı notu 55. hadi 5 puan da karizmasına verelim 60.
takımın orta sahası neredeyse yok, orta sahanın başarılı gözükmesinin yegane sebebi melonun insan üstü performans göstermesi, forvet hatti ise bi tuhaf, bazen buraktan bazen de umuttan kanat yaratma sevdalarına giriyor.
defansı bir türlü toparlayamadı, her maç özellikle de deplasman maçlarında pimi çekilmiş bombadan farksız bir defans örgümüz var.
oyuna müdehaleleri sadece kağıt üzerinde oluyor, neredeyse faydasız. yaptığı transferlerden henüz verim alabilmiş değil telles dışında.
disiplinli oluşu, ismi ile oyuncuların gözünde bir marka değeri taşıması da pozitif yönleri. ancak deplasmanda galatasaray gibi bir takımı pasif oyuna itmesi kabul edilemez.
sinyor! burası türkiye ligi, galatasaray heryerde büyük oynar, biri bunu sana anlatsın.
başarılı olmanı canı gönülden dilerim.
not: sinyor terim ile karşılaştırılması ise sadece zeka özürlü insanların yapacağı şeydir. hele ki sinyor mancini üzerinden fatih terime çakan çakalları lütfen dikkate almayın. sonuçta fatih terim galatasaraya yıllarını vermiş, kazandırdığı başarılarla da adını silinmez bir şekilde kazımıştır. elin üç günlük italyanı ile kıyaslanamaz!
türkiye cumhuriyetinin mevcut en büyük problemidir.
11 yıldır iktidarda olan akp'nin seçmen kitlesi az çok belliydi. zaten bunun farkında olan uyanık yöneticiler de 11 sene boyunca bunu kullandı. ancak en büyük kazıkları gençlik kollarında atmışlardır türkiyeye.
öyle bir gençlik yetiştirdiler ki tamamen emir ve buyruk altında, düşünce ve hayal güçleri satılmış, muhakeme yeteneğinden yoksun birer robot yetiştirdiler adeta.
yarın bu gençler sadakatlarının karşılığını çeşitli makamlara getirilerek alacaklar, kadrolaşmanın birer parçası olacaklar. işte biz o gün tükeneceğiz, bedeli yine biz, halk ödeyecek.
kimseden korkmam cahilden korktuğum kadar!
örn 1: üniversitede konuşma yapan başbakan; 'kim yargılayacak bu savcıları kim!' diye sorduğu vakit üniversite öğrencisi, bilgili olması beklenen bir şahsiyetin : 'siz' diye bağırması. aman ne yaratıcı, ne şirin. espri desen gülünmez, yalan desen ağlanmaz.
örn 2: zaman gazetesi toplayan genç. mesele burda topladığı gazete değil, elemanın zihniyeti. tek dediği bunlar dinimize küfrediyor (dini sömürü), vatana ihanet ediyor( milli sömürü), partimize laf ediyorlar (mağduriyet sömürüsü), ben akp ilçe başkanın oğluyum (siyasetin korkutma gücünü kullanma) falan fisan. bi de diyor ya ben bundan dolayı ceza almam, bu da şu demek (hukuku siktik bana dokunamaz).
örn 3: kefen giyip başbakanı karşılayan gençlik kolları. nasıl bir zeka ürünü hala anlamış değilim ama bu da yapıldı arkadaşlar.
örn 4: 5 te 1 i halifenin hakkıdır, başbakan halife sayılır, almasında bir mahsur yoktur diyen genç kız. zaytung haberi gibi ancak bu da oldu.
okuldan bi elemanı örnek göstereyim bir de; bu da kendini fena kaptıranlardan, bir sene evvel hocaya laf kondurmayan bu şahıs, hocanın elini öpmeye gittik diyen bu gerzek bugün neler neler diyor, resmen lafı kendi götüne sokuyor. neymiş; hükümet çalmamış, mavi marmara ile israile dokunmuşuz, biz ümmeti kucaklamak için seçilmişiz falan fisan, bunları anlatırken de beni ihç konuşturmadı, sürekli lafı ağzıma tıkma, beni küçük görme derdindeydi. öyle bir dünya işte.
evet arkadaşlar, dünya gelişiyor, özgür düşünce yayılıyor derken bir de böyle bir güruh çıktı ortaya. nasıl bir düzense amk. bazen bu ateistlere hak veriyorum. adamların en azından kafaları rahat lan, ben hergün soruyorum, bunlar gerçekten her şeyi din uğruna yapıyorsa niye hep sikerek yapıyorlar ki?
cevap yok.
fakat tehlikenin farkındayım. fena bir ak gençlik geliyor, bu sefer pek fena geliyor, ülkenin amına koymaya geliyor!
sol framenin tecavüzünden sonra umut bağladığım yeni hd. ne varsa eskilerden vardır dedim ve bir umutla tıkladım. gayet güzel başlıklar çıktı karşıma, sebepsiz mutlu oldum ve yeniden yazma isteği ile doldum.
şaka lan şaka amk, eskiden de aynıymış ancak şimdiki gibi sıçıldıktan sonra sıvanmamış en azından.
kesinlikle tıklanmalı ve rastgele butonundan karşınıza gelen bazı başlıkları canlandırmalıyız. sol framenin de nefes almaya ihtiyacı var amk.
hem boşuna koymamıştır sevgili sözlük abileri onu oraya, kullanın arada.
kapitalizmin anasını avradını sikme sebebidir. ulan televizyonu reklam manyağı yaptınız, yıllardır düğmesine bile basmıyorum tv'nin, dizi izlemekten bıktırdınız reklamlarınız yüzünden. dedin artık internet var, oradan izleriz istediğim gibi, reklamlarda olmaz.
ancak bu kapitalistler durur mu, durmamış sikikler hemen ona da bir şey bulmuşlar. videolara reklam uygulaması yerleştirmişler. bazen uzun videolarda bi anda giriyor bu reklam ve kapatamıyorum, bazılarında başında giriyor ve beni bir sürü bekletiyor, anket falan yaptırıyor.
hadi bir nebze olsun bunlara katlanılabilir de bre yavşak herifler! 7 saniylik videoya 30 sn'lik reklam koymuşsunuz ve bunun ilk 10 saniyesini zorla izletiyorsunuz. kafanız mı güzel lan sizin!
bu reklamını gördüğüm ürünlere karşı bir antipati beslemeye başladım.
yeri gelmişken belirteyim. bu lig tv de nasibini alsın benden. sizin yayıncılık ahlakınıza kuşlar sıçsın amk. her yeriniz reklam, ekran bir büyüyor bir küçülüyor, pozisyonlar kaçıyor, maçın bile önüne geçiyor. yeterin ulan.
bugün sabrinin çerden çıkardığı topu gösterirken tekrarrında öyle bir yere reklam koyduki bu adiler. top mom gürünmüyor, kale çizgisi görünmüyor, görüntüyü durdurdular ancak sadece reklam görünüyor. yazık günahtır lan! hani sizin yayıncılık ahlakınız!
devletin en üst düzey makamlarına kadar; (bkz: devletin vatandaşı soyması/#18919689) bu böyledir. vatandaş kendisi fakirlik türküsü söylerken birilerini zengin etmiştir. aradan fırlama bazı uyanıklarda çarpabildiğini çarpmıştır.
bizdeki incesaza benzettim biraz mantalite olarak ancak bu arkadaşların türü daha farklı. dinleyiniz efendim, müzik insanı en rahatlatan şeydir. bu adamlar da bunu başarmışlar.