insan kendi yapmalı her şeyi eğer bir çözüm üretilecekse kendi üretmeli eğer bir yazı yazacaksa kedi yazmalı, ben yazdım, benim yazım bu diyebilmeli insan. Sporu siyaseti veya insanların ne çektiklerine bakıp eleştirmemeli onu bizzat yaşamalı, çünkü eğer birisini vaya bir dünya görüşünü ya da ne biliyim her hangi bir ideolojiyi eleştirmek için senin karşı taraftan daha üstün yeteneklere ve daha çok bilgi birikimine ihtiyacın vardır. Kendini doldurmadan atılmamalı her yeme. Kendini geliştirmeli en iyisi olmalı dalında, arkeolog olsa bil en iyi arkeolog o olmalı onun adı geçmeli arkeolog denildiğinde. Bu dünya geçici ama yaptıkların kalıcıdır.:Boş insan gibi öldüğünde sadece çocukların hatırlamasın seni. Çoğu kişi üzülsün. 'Bir miras daha göçtü bu diyardan' denilsin senin için. inne ilâ rabbiker rucâ.( Muhakkak ki dönüş Rabbinedir.) Alak ...
NEDEN BEDiR'i ANLAMALIYIZ?
Biz Miladi olarak 1389 sene önce, Hicri olarak 1432 sene önce olmuş bitmiş bir savaşı konuşmayacağız. Amacımız sadece tarihte olan biten bir hadiseyi konuşmak olsa, belki o hadisenin büyüklüğünden dolayı bir şeylerden istifade edebiliriz, ama asıl alınması gereken derslerden ve mesajlardan mahrum kalırız. Mesele köklerimize müracaat ederek bugünümüzü ihya, yarınlarımızı inşa etme meselesidir. Mesele nostaljiye takılıp kalma değil, eskimeyen eskilerin ışığında, tarihe yeniden iz bırakma adına adım atma meselesidir. Mesele, melekleri imrendiren amellerin sahibi olan o bahtiyar insanların rehberliğinde yeniden bir kez daha melekleri geride bırakma, ahsen-i takvim çizgisine varma, yeryüzünün halifesi olarak yaratılan insanın kendine yakışır hayatları bir kez daha ortaya koyma mücadelesi verme meselesidir. Böyle bir amaç olursa eğer Bedir demenin bir anlamı olacak, böyle bir amaç olursa yaşadığımız zeminde yani 21. yüzyılda Bedir ashabından olma adına bir şeyler ortaya koyma noktasında bizi bu öğrendiklerimiz biraz olsun zorlayacaktır."
Bugub Orta Asya Türk Tarih hocasindan yuksek lisans icin alınmış bir tavsiyedir. Tabii bu sadecr akademik alanda kalmaz. International boyuta da ulaşılabilir.
Devlet hukukî bakımdan, emretme hak ve yetkisine sahip ve o emri icra kudreti de olan bir yüksek sosyal nizamdır. Ancak emretme hakkının itaat edenlet tarafından meşru kabul edilmesi lâzımdır. Aksi halde devlet yok, zorbalik vardır.
Gök- Tanrı'nin güneşin, ayın, tahta çıkardığı tanri kut'u 'Tanhu' idi. Ya akp?
Türkçe'de mevcut olması gereken "Türk" kelimesinin 'Altaylı'(Seyhun ötesi, Turanlı) kelimeleri ifade etmek uzere 420 tarihli bir Pers metininde, daha sonra, yine cins isim olarak, 515 yılı hadiseleri dolayısıyla" türk-Hun (kuvvetli Hun) tabirinde zikredildiği bilinmektedir. Fakat Türk kelimesinin Türk devletinin resmi adı olarak ilk kullananlar Gök-Türk imparatorluğudur. Bütün bunlar 'Türk' adının belirli bir topluluğa mahsus'etnik' bir isim olmayıp, siyasi bir ad olduğunu ortaya koyar. Gök- Türk hakanliginin kuruluşundan itibaren, önce bu devletin, daha sonra bu imparatorluğa bağlı, kendi hususî isimleri ile anılan, diğer Türklerin ortak adı olmuş ve zamanla Türk soyuna mensub bütün toplulukları ifade etmek üzere milli ad payesine yükselmiştir. Millet ve devlet adı olarak 'Türk' kelimesi, ilk defa; Çin'de Chou sülalesi-yanlış bilmiyorsam 558-579 yılları arasında- yıllığında geçmiştir. Bati da ise Bizanslı tarihçi Agathias'in eserinde, Arapça'da Cahiliye devri şairi Nâbigat'uz Zubyânî'nin divaninda ve Islavca' da 12. asır 'ilk Rus kroniki'nde geçmiştir.
Türk kelimesinin cins isim olarak anlami 'güç-kuvvet' anlamını taşır. Türk adına çeşitli manalar verilmiştir. Örneğin; Tu-kue (Türk)-miğfer; Trk (Türk)= terk edilmiş; Türk= olgunluk çağı; Takye= deniz kıyısında oturan adam; ceb etmek vb. gibi. Fakat kabul edilen geçerli görüş 'Türk' adının 'türemek'ten çıktığıdır. Ziya Gökalp de bu adı 'türeli' (kanun ve nizam sahibi) diye açıklamıştır.
Antik Mysia adının bu bölgede yaşayan halktan geldigi bilinir. Strabon (Amasyalı), Mysia dilinin Lidya ve Frig dillerinin bir karışımı olduğunu, buna dayanarak da onların Lidya soyundan geldiğini iddia etmektedir. Lidya dilinden gelen "kayın ağacı" anlamına gelen bir sozcukten turemistir.
Mysia Marmara Denizi'nin guneyinde Balıkesir ilinin hemen hemen tamamı ile izmir'in Bergama ilçesi, Manisa'nın Soma ve Kırkağaç ilçelerini içini alan bölgedir.
Batısında Troas, doğusunda Frigya?,guneyinde Lidya ve güneybatısında Aiolya bolgeleri bulunmaktadir. Savaşçı bir hal olan Mysialilar çeşitli devletlerin ordularinda gorev almışlardır.
Mysia bölgesinin kentleri arasında en onemlisi Marmara Denizi kıyısındaki Kyzikos (Erdek) dur. Marmara adasinda mermer ocaklari ile un salmış Prokonnessos bölgedeki diğer bir kenttir.
Inci capscilerin ve inanılmaz kötü yazarlarin komiklik olsun diye sacmalayan insanların bulunduğu, yenilesmenin ve temizlenmenin gerekliliği zorunlu gibi görünen sözlük.