seneler öncesine götürebilcek kadar derin bir şarkıdır. unutmaya çalıştıklarınızı ortaya çıkarır, öldü dediklerinizi yeniden dogurur. bakarsınız birşey değişmemiş. bakarsınız aynı yerdesiniz. siz üst kademeye geçtiğinizi sansanız da.
dışarı çıkmamı engellicek kadar gereksiz birgün.
nedir efendim herşeyi tek bir güne sığdırmaya çalışmak ?
hediye merakı, ne yapsam da duygusal olsam, ne yapsam da sevgilimi memnun etsem ?
beraber oldugunuz süre içinde sevgilini memnun etmişsen etmişsindir zaten edemediysen de kasmanın bir alemi yok bugün de.
hadi çok güzel ilişkiniz oldugunu varsayalım. bunu bugün kutlamanın mantıgı nerde peki ? çok güzelse her gün sizin için önemlidir, her gün bugüne sıgdırmaya çalıştığın şeyi yapsan zaten bugünün gereksizliğini anlarsın.
'iletildi' yazısı çıktığında anında gözler kapanır ve uykuya dalınır.
bir süre sonra yastığınızın altında ya da elinizde olan telefon titrer ve sıçrayarak uyanırsınız sanki çok uzun zaman geçmiştir halbuki en fazla 5 dakikadır gecen süre.
tek göz kapalı mesaj yazar ve gönderirsiniz kısır döngü gibi devam eder bu ta ki bir taraf pes edene kadar.
güzeldir iyidir hoştur ama sabah kalktığınızda söylenmeniz çok yüksek bir ihtimaldir
en basta her şey güzel gelir. hicbir sorun yoktur, neden olsun ki nasılsa seviyorsunuz ?
birkaç fedakarlık yapılır, karşılıklı git-gel'ler olur.
bir müddet sonra istediği zaman yanında olamama düşüncesi o kadar sarar ki beyninizi, küçük bir olayı bile icinden cıkılamayacak hale getirirsiniz.
hatta en basta sevdiğinize ulasmak icin ne kadar uzun oldugunu anlayamadığınız yolun mesafesini artık kavramaya baslarsınız.
sonrası mı ?
malum.
ufacık birşey büyük bir olaya neden olur..
kelebek etkisi diyelim, gecelim bunu da.
sabah kalktığınızda 'son kez bakıyorum yüzüne' düşüncesi sarar her yanınızı. evden çıkarsınız;konuşmadan,konuşamadan.aslında ikinizin de dedikleri aynıdır,"biraz daha" ?
ama imkansız olduğunu bilirsiniz ve yine susarsınız.
otogara gidene kadar her şey bir nebze daha iyidir.
oraya gidersiniz saatinize bakarsınız 'neyse yarım saat var daha' dersiniz.
bu sefer konuşmaya başlarsınız ama susmayı tercih edersiniz onları duymaktansa.
o son söylenenler daha çok koyar susmaktansa size.
otobüs gelir. gözyaşlarıyla sarılırsınız,o kendini tutmaya calısır bakamaz yüzünüze. biner otobüsüne 10dk erken olsa da.
sonra siz otobüsün kalkmasını beklersiniz ama dayanamayıp içeri bir daha girersiniz son kez bakabilmek için.
otobüs kalkar,yavasca hareket etmeye baslar.sevdiğinizi görürsünüz el sallarken sonra birden elini cama vurur. içinden 'keşke' dediğini duyar gibi olursunuz.
ve yolunuza devam edersiniz, düşüncelerinizle. kim bilir ne zaman gelcek dersiniz.
yazılarını nereye yazdığını bir daha gözden geçirmesi gereken kişidir. hayatının bi döneminde olmuş olanlarla alakası olmayan kişileri buna karıştırmaması gerektiğini öğrenmesi gerekendir.
bu sene önceden olduğu gibi ekimin ortalarında değil de diğer üniversiteler gibi eylül 15'inde açılabilceği konuşulan üniversitedir.ve bunun yanında yaz okulu denen şey de gelebilceği söylenmektedir. *
yang'ın karşıtıdır. çin felsefesinde , insanların doğadaki olayları algılayışlarında karşılaştıkları ve evrendeki her nesnede bulunduğuna inanılan doğal karşıtlardır.
fizik prensipleriyle süslenmis mükemmel bir filmdir.
öyle ki bazı insanların hayata bakışlarını değiştirebilcek ölçüdedir.
bildiklerinizi, bildiğinizi sandığınız şeyleri sorgulatır sizlere.
defalarca da olsa izlenmeye değerdir.