batıda yaşayan bir insanın ne kadar güçlü olduğunu tam kestiremediği hainler topluluğu. zira doğuya gidince bu örgütün ne derece yandaşa, güce sahip olduğunu gören gözler önce şaşırır, sonra da derin düşüncelere dalar. ha çoğu insan bu devletinde ne derece güçlü olduğunun farkında değildir o ayrı konu. ama karşıda ki düşman gayet zorludur ve mücadele malesef kolay değildir.
tamamiyle fos bir önermedir. gücü elinde tutan her alanda ilerler, bilimde olduğu gibi. ve tabi ki neden bilim tarihinin ilk yılları türklerle, araplarla dolu da yahudiler piyasada yok. şu anda neden türkler, araplar ortada gözükmüyor. güçtür efendim bu işler, imkan meselesidir.
küçükken duyduğum muhtemel bir şehir efsanesinde (muhtemel diyorum zira hala bi parçam inanıyor buna) adı geçen yaşayan efsane..o efsaneye göre birgün bu koeman amca topa bir abanıyor, karşıda ki çiroz kalecinin tam göğsüne..kaleci topu hiç sektirmeden tutup yere yatıyor..lakin eleman bi daha kalkamıyor..yanına gittiklerinde bakıyorlar ki adamın tüm iç organları parçalanmış ( siz bilmezsiniz eskiden futbol maçlarında bt/mr/pet/ct her türlü radyolojik aparat bulunurdu sahalarda hey gidi günler hey ).. sonra bu koeman amcayı mahkemeye çıkartıyorlar.. amcaya 2 sene şut çekme cezası verip ayağını mühürlüyorlar (!!!!).. türk işi şehir efsanesi rengini son cümlede biraz belli etsede dediğim gibi bi parçam hala inanır buna..
dün öpüştüğü erkeğe bugün evlilik ne zaman diye soran kıza göre candır, canandır.. amma velakin bu coğrafyada ki bir erkeğe yapılacak iş değildir.. zira kendisine günaydın diyen kızın kendisine hasta olduğunu düşünen babayiğitler böyle bi durumda o kızı yıkarlar.. yıkarlar değil, yıkaarrlaarrr..
bence kapsamlı olmayan araştırmadır.. istediğini almadan önce ve aldıktan sonra olarak iki ayrı grupta incelenmelidir.. ha bu arada keşke listenin tamamını verselerdi , etiyopyalı erkekler kaçıncı sıradalar acaba onu merak ettim
her ihtimale karşı (saplık durumu) geri dönmek için kapıyı aralık bırakmadır sanırsam,galiba.. ancak benim bildiğim iki insan ayrılınca bi güzel çirkefleşirler.. en azından ben bu zamana kadar hep çirkefleştim, du bide bunu deneyim..
beni çok şaşırtmıştır.. nasıl dtp kongresine girebilmiş, o vatansever insanların içinde nasıl bunu yapmaya cesaret edebilmiştir hayret.. ama tabi ki devlet onun cezasını verecektir eminim.. bugüne kadar böyle birşey yapıp yanına kar kalan olmuşmudur canııımmmm.. vatan, millet , sakarya..amin
hergün çalışmasada insanı hergün çalışıyor psikolojisine sokar bu icap.. mesela planı yapmışsınızdır, iş çıkışı sevgilinizle/eşinizle önce güzel bi akşam yemeği yiyip ardındanda sinemaya gideceksinizdir.. iş çıkışı sevgilinizi/eşinizi alır bi lokantaya gidersiniz.. tam yemekler gelir çat aranırsınız.. acil bi hasta.. acilen hastaneye gidersiniz.. sevgilinizi/eşinizi eve bile bırakamazsınız.. böyle gıcık durumlar oluştursada hayatınızda insan hayatıdır, kutsaldır.. gerisi teferruattır dersiniz.. demesenizde sike sike gideceksiniz zaten en iyisi deyin de etik görünün..
ancak ikiside futbolu bıraktıktan sonra yapılabilecek karşılaştırma..şu anda tabi ki alex arda'nın eline verir ( topu ).. lakin 10 sene sonra ki arda kimlerin eline verir bilemem ( topu ).. ha bu arada tüpçünün başkan olduğu takımın taraftarıyım.. o da bizim elimize veriyor o ayrı konu ( topu )
tüpçü amcanın yakışıklılığına tav olmuş bağyan.. ee adam yakışıklı tabi..o gözler, o kaşlar, o çene ve çene ortasında ki oyuk...kim hayır diyebilir böyle bir erkeğe
gerzekliğin dik alasıdır.. ne yağız delikanlılar ne selvi boylu kızlar telef olmuştur bu uğurda..oku oku bitmez, bazen arkadaşlarını,bazen aileni, bazen kendini unutursun...sonra dersin hay kafama sıçayım, nasıl bir hata yapmışım ben..sonra tekrar okursun..arada efkar basar, içersin...yine okursun..küfredersin..okursun..birçok insan gelir geçer hayatından..sen okursun...seçimler olur, hükümetler değişir..okursun... hayat geçer gider.. okursun.. evet böyle birşeydir tıp okumak..
1 yıl hazırlık..6 yıl fakülte..1 yıl uzatma.. 5 yıl uzmanlık eğitimi .. böyle birşeydir aşağı yukarı tıp okumak.. göte gelmektir..
büyük çoğunluğu (ki burda rakam vermek istemiyorum ama heralde en azından bi yüzde 80 diyebilirim) müslüman olduğu bir ülkede günde 5 vakit okunan bir şeyin en azından insanlık çerçevesinde saygıyla karşılanmasını beklerim. kimse kimseye ezan okunurken saygı duruşunda bulun veya kalk git camiye namaz kıl demiyor. bu insan modelinde maksat maydonozluktur başka birşey değil. velhasıl maksat kıllık olsun diyen insan modelidir.
uludağ sözlüğe ne zaman girsem sol framin ebesine atlama vesilesi olarak kullanıldığına şahit olduğum kişi. tamam fethullah gülen'den nefret edersin, gıcık olursun, bi kaşık suda boğasın var. hepsine eyvallah. lakin bunun bir yolu var yordamı var. oturup bir şeyler yazmadan önce iki dakika düşünen yazar profili çizmiyor bu adam hakkında yazı yazanların çoğu bende. yani sırf fethullah gülen hakkında yazılan ilkokul 5 zihniyetli şeyleri okuduktan sonra ona gıcık olan bir insanda rahatlıkla ona muhabbet beslemeye başlayabilir ( yeri gelmişken kimsenin o kişiyi sevmesi veya nefret etmesi umrumda değil ). okuduğum birçok şeyin yazarının fethullah gülen hakkında ebeveynlerinin "o kaka bir insan yavrucuğum" fikrinden başka fikre sahip olduğunada açıkcası inanmıyorum. lakin olayı bazı kişileri ve kurumları ve insanları sembolleştirerek "şu varya, şurda oturan adam, p.ç abi bu.. ha bak ordan gelen varya, baba adam abi, ne dese inanırım, ama şurda oturan varya, süt beyaz dese inanmam, o derece p.ç yani" tarzı iç boşaltmalar (bkz: defekasyon) entry okuma keyfimizin içine ediyor, böyle biline.
-abijim birinci sınıfların amfibisi (!) nerde be abijim, hıckkkkk...
-ahanda orada (manyakmıdır nedir)
-öfff be, abim benim beaaaaaa.. gel öpüjemmmmm.. hıckkkk