sürekli farklı şekillerde karşınıza çıkan yalnızlık. hemen hemen her detayda gizlidir. işten eve geldiğinizde, çay içtiğinizde, bulutlara baktığınızda, tıraş olduğunuzda yada çok farklı herhangi bir eylemde, her yerde...
Kuram veya teori, sistemli bir biçimde düzenlenmiş birçok olayı açıklayan ve bir bilime temel olan kurallar, yasalar bütünüdür.
Kuram kavramlaştırmaya yönelik olarak, değişkenler arasındaki ilişkiyi basit ve anlaşılır bir biçimde ifade etmek amacıyla birleştirilimiş tanımlar, örgütlendirilmiş gözlemler, koşullar ve ilkeler bütünüdür.
Gregoryen takvimine göre 1 Ocak 1901'de başlayıp, 31 Aralık 2000'de sona eren yüzyıldır. Bazı tarihçiler 20. yüzyılın 1 Ocak 1900'de başlayıp 31 Ocak 1999'da sona erdiğini görüşünü savunurlar. Bazı tarihçiler ise, 1914 - 1989 arası dönemi Kısa Yirminci Yüzyıl olarak nitelendirirler.
Albert Einstein (14 Mart 1879 - 18 Nisan 1955) , Alman asıllı fizikçi.
20. yüzyılın en önemli kuramsalfizikçisi olarak nitelenen Albert Einstein, Görelilik kuramını geliştirmiş, kuantum mekaniği, istatistiksel mekanik ve kozmoloji dallarına önemli katkılar sağlamıştır. Kuramsal fiziğine katkılarından ve fotoelektrik etki olayına getirdiği açıklamadan dolayı 1921 Nobel Fizik Ödülü'ne layık görülmüştür. (Nobel Ödülü'nün ve Nobel Komitesi'nin o zamanki ilkeleri doğrultusunda, bugün en önemli katkısı olarak nitelendirilen Görecelik kuramı fazla kuramsal bulunmuş ve ödülde açıkça söz konusu edilmemiştir.)
Süveyş Kanalı, Akdeniz ile Kızıldeniz'i birbirine bağlayan yapay suyoludur. Sina Yarımadası'nın batısındadır. 163 kilometre uzunluğunda ve en dar yerinde 300 metre genişliğindedir. Kanal, Afrika çevresinde dolaşmaya gerek kalmadan Asya ile Avrupa arasında deniz taşımacılığı yapılmasını sağlar.
Dünya'nın önemli kanallarından birisi arasında yer alır.Eski gemiciler ticarette çok uzun yol ve mesafe kat ettikleri için böyle bir kanal yapma gereksiniminde bulunmuşlardır.Süveyş Kanalı'nın açılmasında Osmanlı imparatorluğu'nun da büyük önemi vardır. Mısır topraklarında bulunan ve Akdeniz ile Kızıldeniz'i birleştiren 161 km uzunluğunda yapay suyolu. Kanalın genişliği 70-125 m arasında değişmektedir. Derinliği 11-12 m'dir. Su kesimi 10,36 m'den fazla olan gemiler kanaldan geçemez. 1951 yılında trafiği kolaylaştırmak amacıyla el-Kantara ile el-Firdan arasında 13,5 km lik bir yan geçit açılmıştır.
M.Ö. 2000 yılından sonra Nil deltasını Acı Göl aracılığıyla Kızıldeniz'e bağlamak için planlar yapılmış, Romalılar ve Araplar tarafından birçok projeler tasarlanmışsa da teknik açıdan karşılaşılan zorluklar ve XV. yüzyılda Ümit Burnu yolunun bulunması bu projelerin uygulanmasını engellemiştir. 1854 yılında Ferdinand Vicomte de Lesseps tarafından çizilen projeyi uygulamak amacıyla Compagnie Universelle du CanalMaritime de Suez kurulmuştur. 1861 yılında başlayan çalışmalar 1869'da tamamlandı ve aynı yıl kanal açıldı. 1869 yılında kanalın yönetimi Mısır hükümeti tarafından 99 yıllığına uluslararası bir şirkete devredildi. 1875'te ingilizler %44'üne sahip oldu. 1956 yılında Mısır hükümeti tarafından millileştirildi. ingiltere'nin Mısır'a karşı saldırıya geçmesi sonucunda kanal trafiğe kapatıldı. Günümüzde ise askeri olmayan yük gemileri kanaldan transit geçebilmektedir.
sozlugun sol tarafinda gelen başliklar silsilesini zaman zaman oturup roman gibi yukaridan aşagiya okuma eylemidir.. bazen oyle anlamli şeyler cikar ki oturup hayatin anlami hakkinda duşunmek zorunda kaliriz. boyle bir şeydir hayat işte arkadaşlar.. bugun ne ogrendigimizi size orko tekrar anlatacak..
derviş zaim'in yeni filmi. türk-macar ortak yapımı. 17.yy istanbul'unda geçiyormuş.
eurimages destekli bir film bu yüzden temkinli yaklaşmakta fayda var şimdilik.
(bkz: eurimages destekli her filmde bir puştluk olması)
içinde birçok duygusal doneyi barındıran olgudur..
sahilde sere serpe uzanmış, kışa hayvani bir bronz ten ile gireyim endişesi güden, bilmem kaç faktör koruyucu krem yerine kakao yağı, havuç yapı ve dahi birçok yağla pehlivana dönen gençlerin, aşırı sıcaklama ve ani buhran sonucu kendilerini denize atıp, yine ani bir gelişim sonucu deve güreşine hadisesine girmeleri ile vuku bulandır..
birçok doneden kasıt;
deniz, kum, güne$, ilk görü$te ve ilk güre$te a$ktır..
cennetmahallesine giden minibuslerin onunde yazan yazi. dindar birine kurulabilecek tuzak.
- hadi cennete cennete bi, cennete bi kisi hadi. gelion mu dayi???
- neeee!!!!! cennete mi? gelmem mi?
....
- abi son durak
- yok inmem ben cennete gitcem.
- iste geldik.
- huriler nerde?
- en iyisi abi sen geceyi minibuste gecir.
asıl adı "zöhre" olan ezo gelin, 1909'da gaziantep'in oğuzeli ilçesinin uruş köyünde doğmuş. nüfus kaydında halen bekar görünen ezo'nun üçü erkek üçü kız, altı kardeşi vardır.
ezo, erken gençliğinden itibaren, güzelliiğiyle dikkatleri üzerine toplarmış, hatta düğünlerde çevre gençleri gelini unutup ezo'yu seyrederlermiş.
ezo'yu isteyenler arasında civar zenginlerinin yanı sıra ensest takılan teyzesinin oğlu bile varmış.
ezo'nun güzelliği kulaktan kulağa yayılarak efasane olurken, diğer yandan, civar köylerde bir adamın adı dillerde dolaşmaya başlamış. komşu köyden "şitto" lakaplı hanefi açıkgöz isimli bir adammış. şitto şahane bağlama çalmasının yanında, süper de şarkı söylermiş.
hatta o dönemler "kambersiz düğün olur, şitto'suz düğün olmaz" gibisinden akıllara zarar bir deyim de türemiş.
ezo'ların köyünde bir düğüne ezo'da şitto'da davetli imiş. hal böyle iken, ne damat ne gelin gerekli ilgiyi görmemişler zira şitto ile ezo'ya bakmış herkes.
e tabi şitto'da ezo'nun ağzının içine düşmüş neredeyse, bu yüzden ezo'ya görücü yollamış amma ve lakin görücü ala ala "düşünelim" cevabı almış.
araya zaman girince şitto kendi köyünden biriyle değişik töresini uygulamaya karar vermiş, ama araya girenler olmuş, değişik gerçekleştirilememiş ve bu yüzden de eş-dost'un yüzüne bakamaz olmuş.
bir süre sonra yine eş-dost sayesinde şitto ile ezo'nun arası yapılmış ve evlenmelerine karar verilmiş fakat başlık parası ya da türevleri kullanılmamış zira şitto'nun ezo ile evlenmesine karşılık, ezo'nun ağabeyi zeynel'e, şitto'nun halası verilecekti.
kış ortasında doğru, iki düğün birden kurulmuş, şitto ile ezo'nun düğünü şitto'nun köyü olan beledin köyünde, zeynel ile hazik'in düğünü ezo'nun köyü uruş'ta kurulmuş.
daha sonra şitto ile ezo mutlu bir yaşam sürerlerken, aralarına arabozucular girmiş. yemeyip içmeyip dedikodu yapmışlar, olan olmayan bir çok laf taşımışlar.
şitto ile ezo daha ilk yıllarını tamamlayamaan ayrılmışlar ve şitto öykülerini bir cümlede özetlemiş. "kötü talih geç buldum, tez yitirdim"
şitto ile ezo boşanınca değişik töresine göre halası da geri dönmüş.
efsane güzeli ezo, şitto'dan ayrıldıktan sonra altı yıl dıl kalmış. yöre halkının anlattıklarına göre ezo bu süre içinde daha da güzelleşmiş.
genç yaşlı, zengin fakir bir çok talibi çıkmış ezonun. her talibi neyi var neyi yoksa ezo'nun önüne seriyormuş. ezo tam altı yıl evlenme önerilerini geri çevirmiş.
sonunda ailesinin de ısrarları üzerine kendisine genç kızlığından beri talip olan teyze oğlu memet ile evlenmeye yanaşmış. türkmnen oymağından olan memet suriye'nin carablus ilçesinin türkiye sınırına yakın kozbaş köyünde oturuyormuş.
ezo 1936 yılının güzünde uruş'tan kozbaş'a gelin gitmiş. bu evliliği de değişik töresine göre olmuş onu alan memet, kardeşi selvi'yi ezo'nun ağabeyi zeynel bozgedik'e vermiş.
ezo ile memet'in iki kızları olmuş. ilki fazla yaşamadan ölmüş, celile adlı ikinci kızları ise halen sağ olup suriye'de yaşamaktaymış.
ezo'nun ikinci kocasıyla geçimleri yerindeymiş fakat ezo köyünü özlüyormuş hatta ölümünde uruş köyünü gören bir yere gömülmek istiyormuş. öyle de olmuş.
suriye'ye gidişinin yirminci yılında 1956 güzünde ezo yatağa düşmüş, verem olmuş.
öleceğini anlamış ama tek avuntusu olan kızı celile'yi yatağının başından ayırmamış.
ezo gelin, bir cuma akşamı son nefesini vermiş. eşi ve yakınları vasiyetini dikkate alarak onu arasıra tepesine çıkıp yaşlı gözlerle köyünü seyrettiği bozhöyük'ün en yüksek noktasına gömmüşler.
işte adına türküler yakılan, ezo gelin budur.
halaya başlamadan önce verilen komuttur. komutla birlikte kollar, gövdeyle doksan derece açı oluşturacak şekilde yana açılır. sağ ayak hazırlanır.
genelde düğünlerde ve liselerde kullanılır, insanları kaynaştırır bu komut. beyaz gömlek, gri kumaş pantolonlu göbekli abilere ithaf edildiği iddia edilmiştir. bir de o güne has, altınları takıp takıştırmış siz altı etek giymiş teyzeler üstlerine alınır bu komutu.