vaaaay! subjektif takılıyoruz he. hani nerede sadece yazarı ilgilendirecek derecede subjektif zamazingosu?
sözlük benim sözlüğün canımı sıkmayın ''vallaha sataram köyü ha'' diyorsan bilemeyiz, haklısın ağam; biz maraba kısmısı agasının pokunun üstüne pok eder mi hiç?
(#18410034) süper fikir.
pratik düşünen, işi yokuşa sürmeyen insanları severim.
nick altında bile tanım getirme olayına kılım, of aman ya neyse bir tanım getirelim de silmesinler;
tanım: pratik düşünen bir yazar.
edit: görücü usulü hakkındaki görüşlerine tamamen katılıyorum ''severek'' evlenmiş biri olarak.
kendisi adına üzüldüğüm bir oyuncudur.
tamam bir hatadır olmuş insanız sonuçta ancak buradan bir ders çıkarmak gerekiyor, o görkemli dünyanın paspasını kaldırdığında altından tonla pislik çıkıyor, ayrıca gizem karaca gibi gencecik bir kız ilk değil, belkide adı duyulmamış niceleri var böyle.
yazık etti kendisine, eğer gerçekten kullandığı doğru ise tabi -ayrıca kimseyi yeşillik olsun diye emniyete almazlar-.
allah yardımcısı olsun hem kendisi hem ailesi için zor bir durum, şimdi ne kadar uğraşsa da o damgayı yemiş oldu.
tabi buradan ailesine de selam ederim, hatayı kendilerinde aramaları gerekir, kızlarında değil.
çocukların geleceği için katlanacağız bu düzensiz hayata. elden ne gelir ki? her şey çocuklar için. biraz daha sık dişini be.
biz senle ne zorluklara katlandık, ulan seviyorum seni be karı. *
insani bir haktır ve doğru bir karardır.
şimdi sağcısı solcusu, bu yazıyı görüp ''helal!'' diyeni, ''hassiktir lan!'' diyeni de düzgünce okusun;
şimdi güzel kardeşim, bir insanın nosyonunu kafasında kıçında bilmem neresinde olan bir şey mi belirliyor?
peki o kişinin tercihlerini kim belirliyor?
o tercihlerini kullandırmama konusundaki hakkı sana kim veriyor?
bir başörtülü avukat, doktor, memur, işçi... bilmem ne... kendi alanındaki yetkinliği baş örtüsü ile mi ölçülür?
laiklik ve siyasi obje vurgusu yapanlara zaten acıyorum, laf anlatmaya değmez.
kısacası yerinde ve geç kalmış bir karar. olması gerekiyordu.
24 saatlik vardiyanın son 2 saatinde çıkan aksaklıktan dolayı belirsiz süreli olarak orada kalma talimati almamız ve orada olduğumun 59'uncu saatinde ayakta kalarak, tam 7 saat sonra kendimi yatağa atmış olmam. 66 saat uyumadım başarı mı? değil tabi ki.
her öğrenci belgesi isteyişte yedi sülalesine sövülen organizmadır.
ama bir de şöyle bakmak gerek olaya, adamın transkript çıkarmaktan cinsi sikilmiş, artık bilgisayara entegre yaşıyor o da var. he haklı bir sebep mi? değil tabi, para alıyor karşılında işi ne pezevengin.
toz pembe bir evredir.
işi resmiyete dökmüşsün abi, sağda solda yakalanırsak akşamına kız dayak yer mi? bir daha görüşemezsek ne olur, babam böyle pasta yapmayı nereden öğrendi gibi sorular yok, dilediğin zaman tak koluna gezin babam gezin.
tabi abisinin belirlediği saate kadar.
en kıyak mekanları gez, hayaller kur; telekominikasyonik seksler de cabası, telefonda iletişebildiğin kadarı ile libido gereksinimleri karşılama falan, ileri de yapacaklarını anlatma felan canım hehe.
yalnız çok masraflı iş. elbiseler takılar, hazırlıklar, sürekli alınan ama evlendikten sonra hiç kullanılmayan o bohçalar ve paçavralar...
ama güzel günlerdi, hatırlarım; 19 ayda biriktirdiğim 3 haftada toz olmuştu, hanımla evlendiğimin ilk gecesi soğan kırıp yemiştik menemenle beraber.
eski günler, güzel günler işte.
tadını çıkarın, evlenince o tat kaçacak çünkü.
tedavi sürecinde hiçbir şekilde yasal bir yaptırım uygulanmayan uyuşturucudur.
buna müptela olanların çoğu hastahaneden sonra mahkeme sürecinin başlayacağını sanır. kardeşim benim yok öyle bir şey, taksim'de şurda burda bok içindeki bir tuvallette ölmek mi? yoksa sokakta üzerinde yakalandığında en az 5 yılı sana kitlemeleri mi, yoksa adam gibi tedavini görüp insan gibi hayatına devam etmek mi? hangisi?
bu maddenin bir diğer yüzü var ki o da paradır. içen adamı anladık, bağımlı olmuş gariban, içmese olacaklar da malum.
bir de satanları var ki bunların onlar daha da müptela. para da bir nevi uyuşturucu işte.
neresi olduğu mühim değil, bir kara sınır kapısında adamın yedi sülalesi eroin işindne içeri de ama halen daha bu işlerin peşinde.
sorduğunda ise ''ne yapah! bizim işimiz budır'' cevabı alırsın, para bok gibi, zibil.
çok ilginç bir durum.
görende bahsedilen komutanlar normandiya çıkarması yaptı sanacak.
hep bu ulusalcı kafanın hezeyanıdır bunlar.
aynı levent kırca gibi ordumuz lağvedildi ayağı. bayatladı artık bunlar gençler.
dalgınlıkla ağızdan çıkan kelimelerdir.
bir gün işyerinden döndüm felaket sinirliyim, hanım da akşam akşam kafa açıp duruyor, susmuyor. babamlarda o gün bizdeydi.
mutfakta tartışıyoruz, hanım sus diyorum susmuyor, ulan sussana diyorum aynen devam, sinirlendim tabi;