tc tarihinin en güzel sanatsal eleştirilerindne biri. her şey üstü kapalı değil de tüm çıplaklığıyla ortaya konulmuş, helal olsun. özellikle yerden toplanan kitaplar, içerikleri itibariyle güzel bir gönderme ve beyaz türk bölümü oldukça etkileyici.
böyle bir oluşum olduğu taktirde hiçbir partinin işine gelmez. hatta chp'nin bile hedefine oturur. kemalizm, şuan anlaşıldığı üzere din düşmanlığı değildir. Kemalizm anti-emperyalizm demektir. nitekim ingiliz istihbarat raporlarında milli mücadele neferleri "qamalis militia" olarak geçer. yani kemalist neferler.
eğer olur da, böyle bir parti kurulursa nefret ettiğim siyasete herhalde bir an önce katılırım.
birçok nedeni var ama anla diye en basit şekliyle söylüyorum: 15 Temmuz'da havada saatlerce fetöcü savaş uçağı/uçakları öylece uçtu ve onlardan kendimizi koruyacak, savunacak hiçbir savunma sistemimiz yoktu. Bir darbe değilde, bir hava saldırısı düzenlendiğini düşün o zaman ne yapacaksın, f5 lerle kamizkaze yaparak mı savunacaksın kendini !
kerhane dediğin o okul, övünüp durduğunuz savunma sanayisinin bu duruma getirilebilmesini sağlayan en büyük etkendir. odtüye bayıldığım falan yok hatta çoğu öğrencinin siyasi görüşleriyle tamamen çelişiyorum ama oradaki arkadaşlar da boş adamlar değil, yiğidi öldür hakkının yeme.
genelleme yapmak gerekirse türk kadınlardan hep, ortalama veya ortalama altı ilgi gören bir erkek oldum ve şu yaşıma kadar(24) hoşlandığım her kızdan doğrudan red yedim. ayrıca çok düz veya sıradan olduğum gibi iltifatları(!) da hanımlarımızdan bolca duydum. yani türkiye'de efendi erkek kategorisine giriyorum sanırım.
neden türkiye'de dedim, çünkü gözlemlediğim kadarıyla toplumların medeni olduğu memleketlerde durum daha farklı.
gelişmiş topluluklarda hanımlar, marjinal görünme, aşırı sosyalim havası oluşturma, ortamın kızı olma ve yahut ilgiyi üzerinde toplama gibi kaygılar taşımıyorlar. Bu yüzden sizin de ne kadar tanınır, ne kadar dikkat çeken biri olduğunuzdan çok, ne kadar iyi bir insan olduğunuzla veya fikirlerinizle ilgileniyorlar.
ne zaman yabancı hanımlarla iletişim kurmaya başladım o zaman işler değişti. muhabbetlerimizde yana yakıla babasının vurdum duymaz hallerinden sitem eden bir rus hanıma, babası hakkında raskolnikovlu ince bir gönderme yaptığımda çok hoşuna gitmişti ve bana daha farklı bakmaya başlamıştı. oldukça güzel bir fin hanımla, atam sayesinde tanıdığım grigory petrov hakkında konuşmuştum ve o şekilde sohbet ilerlemişti, teşekkürler atam! bir danimarkalı ve başka bir rus kızla sadece basit bir "lady is first" durumu ile merhaba diyerek tanışmıştım. bunu türkiyede yaptığımda genelde hanımlar saçlarını arkaya doğru atıp, beden dilleriyle, seni umursamıyorum mesajı vererek gözden kayboluyorlardı.
yabancı hanımlarla anlattıklarımın dışında da birçok deneyimim oldu.yaşadıklarım gösterdi ki, halkların gelişmiş olduğu yerlerde "efendi erkek" değil "iyi ve saygılı bir insan" kategorisindeymişim.
dolayısıyla başlığın "türkiye'de efendi erkekler neden reddedilir" olarak değiştirilmesi daha doğrudur.
sonuç olarak,devamlı reddedidiğim için kendimi zaman zaman çok üzerdim. benim gibi yapmayın. kendinizi de suçlamayın, kadınları sizin beğenmediği için de suçlamayın. çünkü herkes istediği hayatı yaşamakta özgür. eğer "bad boy" veya görgüsüz, gürültülü insanları daha çok seviyorlarsa, bu onların tercihidir. bize saygı duymak düşer.
sadece sabredin ve kendinizi geliştirmeye devam edin, üzmeyin lan kendinizi. bir gün sizi sevecek insanlarla yaşayacaksınız.
neden üretimin olmadığını sorgulamak veya hayat pahalılığını eleştirmek provakasyon değil, her vatandaşın görevidir. asıl provakasyon insanları hedef göstermektir.
ayrıca halkın büyük tepkisi üzerine polis merkezi yetkilileri, şüphelileri onure etmek amacıyla değil ‘iyi bir görüntü vermek için' yaptıklarını ifade etmiş.
eminim öyledir. utanmadan insanların aklıyla dalga geçiyor bir de. elini sıktınız çünkü o adam zengin bir yandaş değil mi ? yazıklar olsun be! hamile bir kadını darp etmeye çalışan adama gösterilen saygıya, hürmete bak. sizin polisliğiniz bu kadar işte.