sevginin bitirildiği andır. buna iç ya da dış sebepler neden olabilir. şu bir gerçektir ki, sevgi hiçbir zaman kendiliğinden bitmez. ya onca zaman sevdiğiniz insanda birşeyler değişmiştir ya da sizde. en kötüsü de daha çok sevip-sevilebileceğinizi düşündüğünüz birinin peydah olmasıdır. işte o zaman içinizdeki sevgiden eser kalmaz.
çok sevdiğim büyükşehir belediye başkanımız. dün duyduğum "eğer yerel seçimlerde büyükerşen seçilmezse operanın kapatılacağı" söylentisi suratımın asılmasına neden olduysa da ben kendisinin tekrar tekrar seçileceği umudunu ve temennisini taşımaktayım. ayrıca kendisine modern eskişehirin mimarı demekten çok büyük haz almaktayım.
kimle buluşulacağına göre değişir. bazen öylesine bir kıyafet geçirilip çıkılır ki bu çok kısa sürer. bazense saatlerce saç yapılır, kıyafet seçilir, makyaj yapılır, giyinilir, sonra beğenilmez değiştirilir falan... burdan şu sonuç çıkarılabilir; eğer kız sizi önemsiyorsa saatlerce hazırlanır.
dedemin ak sakallarıyla gülümseyerek anlattığı yaşanmış bir hikaye..
dede: komşuu siz burdan eve gidince ne yapacaksınız?
misafir: e napalım vakit baya oldu uyuruz herhalde.. neden?
dede: siz giderseniz biz de uyuyacağız da..
misafir: ... (dumur)
eski gazetelerde; aşk yapmak. nerede görüdüğümü ve kimle ilgili olduğunu hatırlamadığımdan kaynak gösteremeyeceğim olayda; bir pavyonun soyunma odasında sevişirken basılan ünlü bayan hakkında aşk yaparken yakalandılar başlığı ile haber yapılmıştı.
aşık olunan kişinin yeni ilişkisi duyulduysa eğer, ki bu kesinlikle ümitsizliğe sevk eder insanı, msn den adresini telefondan numarasını silersin, feysbuktan* arkadaşlığını, bilgisayarından fotoğrafları azledersin. ne var ki eğer gerçekten aşıksan kısa süre sonra hepsini geri isteyeceksindir, kendisiyle birlikte. zor bir durumdur, allah kolaylık versindir.
psikolojik bir yaklaşımla insanın korktuğu bir olaydan sık sık bahsetmesi durumudur. ölümden korkan kişi yaşlandıkça, daha sık hastalanmaya başladıkça ölümün yaklaştığını düşünür. ölüm anı ve sonrası için hiçbir fikri olmadığından şiddetle korkar. ve sanırım ölmeden önceki son zamanlarını, çevresindekilere ölümün yaklaştığını hatırlatarak istediğini yaptırmak için kullanabilir.
istiklal savaşı gazisi rahmetli arif dedemin daha çocukken bana feynan kızım demesiyle başlayan bir süreçtir bu. osmanlıca da uzun saçlı güzel kadın manasına gelmektedir. her yerde kullandığım nickim haline gelmiş olup artık arkadaşlarım bana feynan diye hitap ettiğinde hiç yadırgamamaktayım.
dişçiden korkan insanlarda işe yarayabilecek bir reklam sloganı. dikkatimi çeken başka bir olaysa şu; markasını hatırlamadığım bir dişmacunu reklamında diş hekimi rolündeki dizi oyuncusu bir kızımızın reklam filminin sonunda bende de işe yarıyor demesi. ne yani diş hekimleri bizden farklı bir fizyolojiye mi sahip?
alışveriş merkezi tadında bir özel hastane. yalnız yabancı hastalara yardımcı olan tercuman arkadaşların dil ve iletişim yetilerinin biraz daha dikkatle incelenmesi taraftarıyım. şöyle ki avrupalı olduklarını tahmin ettiğim hasta ve yakınlarına durmadan -wait please, deyip onlara lavaboyu göstermek için yaklaşık 45 dk beklettiklerine şahit oldum. bu kuruma yakışmayan tek kötü özellikti.
insan olmanın bedenle değil ruh ile alakalı olduğunu anlamamış zihniyetlerin açtığı başlıklardır. bekaret üzerine geyikler dönerken bu başlıkardan birinde, hoşlarına gitmeyen birşey yazdığınızda ise hemen entrynize ıyyyyy, iğrenç damgasını basarlar.
anlamaya çalışmak zor geldiğinde, erkeklerin en güzel bahanesidir. ki sanırım yapmak isteyip te yapamadıkları nadir şeylerden bu. garip bir çelişkileri vardır, annelerini en iyi anlayan erkek evlatlardır ve kızlarını çok iyi anlayanlar da babalar. fakat asla kız arkadaşlarını, sevgililerini, eşlerini anlamazlar, sadece anlamayı arzularlar.
anlaşılır tavrından, bakışından, halinden erkekler. kadınlardan daha az saklarlar gerçekleri. her gördüğünü sevgili belleyip, her önüne gelene "seni seviyorum" diyebilenlerdense, dememeleri ya da diyememeleri daha makbuldür er kişisinin..
bırakın söyleyemesinler, ben bunu bilir bunu söylerim.
bi arkadaşımın kendisine asılan kızcağıza herkesin içinde verdiği ayar geldi aklıma.
oğlan ingilizce bir espri yapar. konu gruptakilerin ingilizce bilgi seviyelerine gelir. kızcağız masumane bir şekilde "ben anlıyorum ama konuşamıyorum" der.. oğlan gayet pişkin "köpekler gibi mi yani?" diye ayarı verir.
erkekler bitirir evet ama herzaman kendilerinin bile anlamlandıramadığı nedenleri vardır, aynen kızların bu erkeklere neden aşık olduklarını anlamlandıramamaları gibi. başı sonu birdir yani.