1970' li yıllarda adıyaman ilinde bağımsız milletvekilliğine aday olmuş fakat aldığı 3 oyla kaybetmesine rağmen halen ismini size deniz getireceğim sloganı ile bir arada tutabilmiş efsane insan...
Şimdilerde hayatını sinema filmi olarak izleyebileceğiz zira yapımcı ali avcı dursun çavuşun adaylık sürecini hikaye edinen bir senaryoyu beyaz perdeye aktarmak üzere.Düşünülen oyuncular arasında Şener Şen, Ali Sürmeli, Haluk Bilginer gibi usta aktörlerin adları geçiyor.
işte dursun çavuşun hikayesini az da olsa okuyabileceğiniz bir yazı;
edit : fenerbahçe briç takımını mağlup etmektir...
edit2 : şampiyon oldukları doğrudur fakat işin içinde fenerbahçe olmayınca anlamsız kalıyor sanırım.
bu gece televizyon programlarında yaptıkları ayıptır...
başkanları çıkıp federasyonun aldığı karar adıyamanlı hukukçuların aldığı karardır der, asbaşkanları çıkar aykut kocaman adıyamanspor teknik direktörü der, bir manken çıkar adıyamanlı çoban ile benim oyum aynı mı? der...
lan adıyaman size ne yaptı?
adıyaman bu ülkenin bir şehri değil mi?
ben adıyamanlıysam senden eksiğim mi var?
yeter yahu 700.000 nüfuslu bir şehir çoğunluğu kürt ve pkk olayı yok bdp milletvekili yok ülkenin petrolünün %60 oranı bu şehirden çıkıyor yararı var zararı yok ama ha bire aşağıla...
not: adıyamanlıyım gardaş...
edit:evet fenerbahçeliyim ve bundan gocunsam nick yapmazdım... ama konu spor değil konu bu şehrin neden 2. sınıf bir şehir gibi medyaya aksettiği afrika de kardeşim iran de adıyaman ne be...
zorunlu edit maalesef: trabzonlulara rum tohumu demedim sadece ironi yaptım hepsi bu...
Gitmez efendim akşam meşale alayıyla kutlarız biz cumhuriyeti her zamanki gibi... Partilerin gazına gelmez, milliyetçilik yapmadan kutlarız bayramımızı... Bizi kışkırtamadıkları için hiç kimse sevmez mesela yatırım yapılmaz kolay kolay... birde mankenin biri çıkıp derki "adıyamanda mağarada yaşayan çobanla benim oyum bir değil" böyledir.. Partiler üstüdür adıyaman anadolunun bütün küçük şehirleri gibi.. Bi chp il başkanı var adam şeker mi şeker ha akp il başkanıda öyle genç ve sempatikler * ama bi mhp il başkanı varki tek geçerim siyaset okulunda kendisine eğitim veren mhp li eğitimciye bana düzgün türkçe nasıl konuşurum öğrettiniz ama ben kürtlerden kürtçe mhp ye oy istiyorum diyerek düşündürmüş ve güldürmüştür...
Sözün özü ankaranın bilmediği şeyler bunlar yılmaz abiniz de bilmez gelin görün burda partiler yoktur burda halk vardır öyle chp nin bahsettiği asimile halk değil gerçek halktan bahsediyorum burda kutlamalara partiler değil halk karar verir...
Bozmayın bizi be abicim siyaset yapmayın yeter
Alevi komşumla
Kürt gelinimle
Zaza akrabamla
Mağaradaki çobanla
Aramızda ayrı bi dil var
Halkça
Sizin anlamadığınız
Bi dil
Uzak durun bizden
dün gece yaşadığım durumdur. hastalığın tedavisi olsa dahi insanların tedavinin oluş şeklinden korkmasıdır.
tanım olayını geçtikten sonra gelelim benim trajikomik hastane anıma. dun gece karnımda yoğun bir şişlik ve kabızlık sorunu ile araştırma hastanesine gittim. koca araştırma hastanesi sessizlik içinde idi. nöbetçi doktorun gelmesinin akabinde derdimi anlattım doktor dinledikten sonra röntgen istedi ve işte komedi burda başladı. önce hastabakıcı kolima girdi ve beni röntgen odasına götürdü içerden gelen horlama sesleri ile irkildim ve aynı anda rahatladım zira horlayan röntgen konusunda eğitim almış bir uzman olmalıydı. evet öyleydide fakat sonucu degiştirdi mi diye sorarsanız size hayır derim. tahmin ettiğiniz üzere röntgen filmini hasta bakıcı çekti. bu süper mario kılıklı arkadaş orda teşhisi de koydu bağırsak tıkanması ve gülerek devam etti aha bu filmdeki beyazlıklarda karnındaki gazlar dedi eheheh tonunda ki gülümsemesi ile. önce bağırsak temizlenecek sonra da cerrahi operasyonla açılacak dedi. neyse takılmadım önce ama karnımın ağrısı biraz mide bulantısına bıraktı sağlık sisteminin bu çürümüş kokusu midemi bulandırmaya yetmişti.
neyse ki doktor kardeşim süper mario ile aynı fikirde olmadı ve marionun bahsettiği o gazlar sebebiyle röntgenin tanıda yeterli olamayacağını söyledi ve sana bir ilac enjekte edip tomografine bakıcaz dedi. işte burda süper mario yine devreye girdi ve anladığınız üzere tomografimi aynı başarı ile çekti be şu iğrenç espriyi yaptı ' sende iyi poz vermişsin ama bende erol atar gibi çekmişim ehehehe ' evet mide bulantım arttı doktor bana bir mushil verdi ve eve gönderdi. bu olayların ışığında güneşte çoktan amanosların ardından gülen yüzünü göstermişti.
ben mi öğleden sonra soluğu uzman bir doktorun yanında aldım ve şu anda karın ağrısı ile evde oturmaktayım.
pardon ameliyat korkusu değil mi ? şimdi şöyle korkum şu ki röntgeni mi ve tomografimi çeken marionun ameliyatımda bulunma korkusu işte bu insanda tedaviye cevap verme isteğini azaltıyor.
Fiziki olarak güzel fakat duygularına gem vuran kızdır.
Benim sevgilim mesela böyledir. Bir gariptir mesela 24 saat boyunca aramaz sormaz. Arasan evdeyim hiç öyle oturuyorum der. Gariptir kendisi anlamak istedikçe psikolojini alt üst eder.
adıyaman da bdp tarafından desteklenen bağımsız milletvekili adayı.
-ne oldu halkının büyük oranı kürt olan adıyaman dan mhp kadar oy alabildi.
-ne oldu halkının büyük oranı kürtçe konuşan adıyaman dan milletvekili çıkamadı.
-ne oldu bdp nin kanaat önderleriyle bir oldu miting yaptı seçilemedi.
-ne oldu güzel şehrim adıyamanı ülke nazarında kötü bir konuma getirecek girişimi başarısız oldu
- ne oldu adıyaman sana, size ve sizin gibi vatan hainlerine yüz vermedi.
- ne oldu adıyaman atamın kurduğu laik cumhuriyete sahip çıktı.
- ne oldu adıyaman bölücü kürtler ile vatanını seven kürtler arasındaki farkı ortaya koydu.
adıyamanlıyım ve bir kez daha göğsümü gere gere diyorum ki biz bu vatanın bir parçasıyız bu vatanı seviyoruz ordumuzu ve atamızı bağrımıza basıyoruz.
bir kürt olan ziya gökalp ne demişti;
onlar ne kadar türk ise biz o kadar türk biz ne kadar kürt isek onlar da o kadar kürttür.
et ve tırnak gelin adıyaman da görün ayrılmıyorlar bölünmüyorlar kavga etmiyorlar ve vatanını seviyorlar. bir azınlık bunun dışın da ama onlar her insanın bağırsağında yaşayan asalaklar gibi atsan atılmıyor satsan satılmıyor.
not: adıyamanlı sırrı süreyya önder bdp den milletvekili olmuştur ama adıyamanlıların oyu ile değil.
atam ruhun şad olsun bu vatanı seven ve bölücülerle birlik olmayan bir kürt şehri var varolmaya devam edicek.
not2: milliyetçi değilim sadece vatanımı seviyorum.
12 haziran günü sözlüğün bu formatta olucağını tahmin ediyorum. yazarlarımız adeta parti temsilcisi gibi an be an açılan sandık ve çıkarılan milletvekili sayılarını yaşadıkları ile göre yansıtacağını düşünüyorum.
oyu karşılığında ekonomik değil ama vicdani bir vaat bekleyen seçmenin kurduğu cümle.
kimisi çılgın projeler sunuyor, kimisi bol kepçeden 600 tl dağıtacam diye vaat veriyor bir diğeri püskevit muhabbetinde kendi içindeki kasetlerle uğraşıyor. halimize bakın ki bir diğeri (insan değil) imralı da yatıyor. ben yatmasına karşı değilim ama imralı da değil şöyle 2 metre mezar o caniye çok bile düşüncesini taşıyorum. seçimler öncesi memleketin gelmiş geçmiş en büyük katilini idam ederim diye bir vaatte bulunan bir partimiz bile yokken biz halen bağımsız bir devletmiyiz sorusunu sormadan edemiyorum. ve burdan ben vaatte bulunuyorum;
asın şu iti oyum size feda olsun önce vicdanımızı doyuralım karnımız er geç doyar elhamdülillah.
edit: sırf istediler diye başlığı düzelttim yoksa o varlığın dilimizde yeri olmasını hatta kurala tabi olmasını bile midem kaldırmıyor.
bu nacizane yazar daha çocuktu, babası köyü çok severdi ve sürekli köye giderdi. bu garip yazar belli bir yaşa geldikten sonra *** babası onu da köye götürmeye başladı. bir haftasonu bu zavallı yazar çocukluktan yavaş yavaş kurtulmanın verdiği o pervasız hisle babasına baba bugün köyde uyuyalım köyümüz çok serin dedi. *** babası ailenin bu en küçük bireyinin şımarıkça isteğini sevgiyle karşıladı ve geceyi köyde geçirdiler.
geçirmez olaydım...
akşam saatlerinde pipisinin başını iki parmağı arasında sıkıştıran çocuk nefes nefese babasının kolundan çekiştirdi.
çocuk(fenerbahche) : baba, baba, baba çişim geldi baba.
baba : oğlum bahçenin arka tarafın da briketten yapılma tahta kapılı yere git çişini yapıver.
henüz havanın kararmamasın dan rahat olan olan bu geri (fenerbahche) olanca hızı ile bu barakadan bozma tuvalete düşman kalesine seke seke dalan battal gazi edasıyla dalar. sonra olaylar kronolojik sırası ile şu şekilde cereyan eder.
-çocuk kapıya omuz atar
-çocuk başparmağını usulca pipisinden çeker, sıkmaktan hisssizleşen pipisine ufak bir atış atar.(hissetmiyorum lan yerinde mi acaba)
-pipisine hareket eden bir kaç damla kanın etkisiyle ilk çiş darbesini karşı duvardaki örümceğe isabet ettirir.
-örümceğin sallanmasından korkan çocuk diğer parmağının kontrolünü kaybeder ve ikinci ve ilkine göre daha tazikli çişi dizine isabet ettirir.
-bir anlık sendelemeden sonra çocuk kendine gelir ve deliği tutturma aşkı ile namluyu aşağı çevirir ama bu sefer de hela taşındaki çekirgeye isabet ettirir.
-çekirgenin üstüne sıçramasının akabinde namlunun kontrolünü bir kez daha kaybeder ve artık sağ dizinden aşağısı komple çiş olmuştur.
-çocuk rahatlar bir iki salınımla namluda kalan son çiş damlacıklarını sağ ve sol duvara savurur.
evet ilk bahçe helası böyle bir olayla atlatılmıştır.
aynı günün gecesinde bu gariban çocuk sıcak yatağından kalkmak zorundadır, yine çişi gelmiştir. kendini bir saattir tutmanın verdiği acı ile ağır aksak bahçenin yolunu tutar. karanlıktan korkan çocuk ağaçların arasına bir kablo ile tutturulan seyyar lambayı yakmaya çalışır. ama lanet lamba patlayacak zamanı bulmuştur. karanlık, kurbağa sesleri, ve kendi boyunda ki köpekler bu çocuğun işeme azmine engel olmamıştır. o bir anlık rahatlamayı hiçbir şeye değişmeyen çocuk seri ve korkak adımlarla köpeğin yanından geçer. köpeğin yanından geçerken işeme isteği kıçından gelen yusuf yusuf sesleri ile daha da artmıştır. kapıyı aralar önce çekirge varmı diye yoklar. ah casio sen ne büyük nimetsin ki sayende tuvalet azda olsa aydınlanıyor diye içinden geçirir ve asayişi sağladıktan sonra pijamasını dizine kadar sıyırıp kendini o kutsal mutluluğa bırakır. omuzunda ki o garip hisle kendine gelen bu zavallı çocuk hayatında ilk ve belki de son kez bir örümcekler göz göze gelmiştir.
sabah ilk çiş darbesiyle sarsılan örümceğin kendisinden intikam alacağını zanneden bu saf (fenerbahche) bir çığlık kopararak pijaması dizinde olduğu halde koşa koşa ve aynı zamanda çiş yapma arsundan vazgeçmeden bahçede koşuşturur. kendine geldiğinde ise karşısında suratı ıslanmış bir köpek görür. son gücüyle doğrulur ve koşmaya başlar. geceyi babasının kolları arasın da sonlandırır. hayatının geri kalanın da köy evlerinin wc sorununu çözmek adına projeler üretmeye çalışır. zira bu helalar da o kadar çok haşerat vardır ki belgesel çeksen çekilir. şimdi o çocuk kazık kadar adam olmuş tahsilini bitirmiştir. artık mühendistir ve inşaatlar da çalışmaktadır(fenerbahche).
projelerine ilk helaları inceleyerek başlar varsa hataları giderir. o mutludur artık(en azından hela konusun da)
eğer birini çok seversen serbest bırak dönerse senindir, dönmezse hiç senin olmamıştır. ne kadar vurucu bir kelime, sen sevgilini bıraktın gitti peki senin sevgin neredeydi? gibi şeyler söyleyebiliriz. bir de bunu seven bir insana söylemek pek bir anlam ifade etmez heralde diye düşünüyorum. bu konuda en güzel sorguyu okuduğum ilginç bir yazıdan sizlere aktarıyorum.
+ eğer birini çok seversen serbest bırak dönerse senindir, dönmezse hiç senin olmamıştır.
- a. koyim güvercin besliyoruz sanki ?%%&??%?%
evet yurdum insanı pratik felsefe den yana sorguyu yapıp yargıya varıyor.
+ sen elmayı seviyorsun diye elma seni sevmek zorunda değildir.
- ne elması a.q cillop gibi kızı seviyorum bir gülümseme de çokmu lan ?%+&&&?
+ yanımda kimse olmadığından değil yalnızlığım, yalnız olduğumu söyleyebilecek kimse olmadığı için yalnızım ben.
- lan oğlum dilini mi yuttun konuşsana söylesene yalnızım diye, abin ne güne duruyor.&%??
gibi derlemeler yapılabilir. yurdum insanı felsefenin bakışını değiştirir. üstüne adamın psikolojisini s2ker eline verir.
inşallah bugün belli oluyordur dememe sebebiyet veriyor. uzun maratonda o kadar çok olay oluyor ki insan paranoyak oluyor. ayrıca bu akşam şampiyon kim olursa olsun olamayan da onun kadar başarılıdır. trabzonspora başarılar diliyorum.
bilimsel araştırmalara göre 22 saat olduğu söyleniyor.
zebra1: abi nerdesin dünden beri görünmüyorsun.
zebra2: sorma olm yengenle yiyiştik titreye titreye derenin ordaki kanyondan aşağı düştüm.
zebra1: yüz defa dedim abi kapalı yerde yap şunu kitle kendini bir günlüğüne.
zebra2: olm ne yapim aslanlar çiftleşiyordu can bu çekiyor işte hebele hübele.
porno filmlerde saatlerce sevişen adamlara neden hayvan dendiğini anlamış bulunmaktayım.
aşık sefai tarafından apo yakalandıktan hemen sonra asılacak umuduyla sevinerecek, heyecan içinde yazılan muhteşem şiir.
buyrun efendim sözleri
Yiğit olanın lokması cana azıktır beyler
Kimse bana söylemesin buna yazıktır beyler
Soyu soysuz olanın sütü bozuktur beyler
Bunların soyu bozulmuş türke düşman göbekten
Bu hesap sorulacak apo denen köpekten
Kan istediniz canlardan bitmedi inadınız
Oğuz size yar olmadı budüz idi adınız
Senelerdir bu vatanın ekmeğini yediniz
Suyunuzu keseceğiz dağlardaki gölekten
Bu hesap sorulacak apo denen köpekten
ihanete yar mı olur, yüce dağların karı
Üstünüze zalım geldi bu senenin baharı
Deli poyraz gibi vurdu öksüzlerin kaharı
Eleneceksiniz beyler ince ince elekten
Bu hesap sorulacak apo denen köpekten
Dağlar, taşlar bu ovalar bilin ki türkün yurdu
Aslımız insan neslidir türke semboldür kurdu
Soyu ermeni olanlar nerden bilecek kürdü
ihaneti seyreyleyin perdedeki delikten
Bu hesap sorulacak apo denen köpekten
Feryat eylemez mi sandın yavrusuna bir ana
Sizler doymak bilmediniz akıttığınız kana
insan olan cana kıymaz, nasıl kıydınız cana
Anası nenni söylerken kan damlıyor belekten
Bu hesap sorulacak apo denen köpekten
Alperenler şehadeti seslenirken çağrına
ibrahimin dedileri nişan oldu bağrına
Mehmetçikler şehit düştü bu vatanın uğruna
Vatan mı istediniz lan beşikteki bebekten
Bu hesap sorulacak apo denen köpekten
Hainlerin yaptıkları yanlarına kalır mı
ihanetin affı olmaz sizi millet salar mı
Vatan şehitler toprağı seni toprak alır mı
Boynuna urgan dolayın sağlam olsun ipekten
Bu hesap sorulacak apo denen köpekten
Başı bozuk yaylalarda bol keseden savurdun
Ne dinin var, ne imanın sen ne biçim gavurdun
Hem korkaksın, hem zavallı zoru gördün kıvırdın
Urgan bile dava eder boynundaki ilmekten
Bu hesap sorulacak apo denen köpekten
Şehit anaların gözündeki yaş bitsin
Vatanımın üstünden kara bulutlar gitsin
Asın gardaş bu iti, şehitler rahat etsin
Bu sefai deli oldu, senelerdir demekten
Bu hesap sorulacak apo denen köpekten
yeni gelen yaz sezonun da kıllı gögüsleri ve göbekleri ile plajı dolduracak orta yaşlı yurdum insanının apış arasını avuçlayıp yere tükürmek sureti ile çevresine verdiği rahatsızlıktır.
her ne kadar kadınlar ne ister sorusuna cevap bulamasakta kadınlarımızın bu konuda bazı kriterleri olduğuda gerçektir. gelelim konumuza kadınlar evleneceği erkekten ne bekler ne ister.
anladığım kadarı ile (yanlışsa düzeltiniz.) kadınlar doğası gereği zaten özverili yaratıklar dır. nası yaniiiii diye tepki gösteren güzel avon kızı sen bu konuda istisın zaten o yüzden kasma bence eksile geç.
neyse konumuzu dağıttık sanırım. evet kadınlar özverili yaratıklar yani her biri potansiyel bi anne olduğuna göre bu konuya itiraz edecek bir eşref-i mahluk yoktur zannımca. yalnız ben dahil erkeklerin bu konuda biraz algı problemi yaşadığımız da bir gerçek. insan eşinden yemek bekler su bekler güler yüz bekler buraya kadar herşey normal. peki bunu karşı tarafın isteğiyle olması mı bizi mutlu eder yoksa zoraki yaptırmak mı? evet efendim ben sorunun cevabını kendimce verdim. artık siz bu soruya cevap ararsınız. bu arada öyle gülüşmeyin ergenler kızlara yaranmaya çalıştığım yok.
yine konuyu dağıttım. iyi de ben ne yapayım sözlüğe doluşan ergenler beni açıklama yapmaya mecbur bırakıyor. bu yazı için kaç defa eksileneceğimin merakı içerisinde yazmaya devam ediyorum. koptum hacı ya ne diyordum ben yine kaçtı kantarın topuzu.
anlayış diyorum efendim anlayış. kalkın eşinize bir çay demleyin. yemek yapmış kalk sende ahmet bir salata yapıver. ne var yani o bulaşık yıkarken sende durulasan. öyle ya ahmet sabahtan akşama kadar eşşekler misali çalışıyor. ne var yani o eşşek akşamda eşi için bir iki kişnese diyesim geldi. teşbih te hata mı oldu diye düşünmüyorum. olduysa oldu artık yapacak orjinal bişey yok eksileyiniz efendim.
--spoiler--
ol eyvana yatak serdi yumuşak
elin oğlu koynuma verdi bir uşak oy bir uşak
öpmesi yok, sevmesi yok konuşak
ana beni bir çocuğa verdiler
verdiler de günahıma girdiler.
--spoiler--
gibi bir dörtlüğe sahiptir. kadın nedir ana nedir bacı nedir bilmeyen töre canavarlarının mağduru kadınlarımızın feryadıdır. gerçi bu töre canavarlarının pek umurunda değildir. sonuçta kendilerine verilen 14 yada 15 yaşında ki kızların sütyen bedenleri ile ilgilenmezler. belki mağdur kızımız ilk regl heyecanını bile yaşamadan kanın vücudunun başka yerinden gelmesi ciheti ile ömür boyu psikolojik sorunlar yaşayabilir. zaten bu genç kızımızın canavarlar ile birlikteliği çok da uzun sürmeyecektir. canavarımız yeni bir hedef bulmakta çok da zorlanmayacaktır. onun gibi diğer töre canavarı eş dost akraba kendisine zaten kuma olarak getirebilecek taze bir fidanı bulmakta gecikmeyeceklerdir.
yeni taze fidanımızı göğüsleri çıkmaya başladığı günlerde hangi kendini bilmeze vereceklerinin planını yapmaya başlarlar. göğsü büyüyen kızımız bunun bilincinde kimseye başını kaldırıp bakmaz zaten. zaten onun için 45 yaşlarında biriyle evlenmek bir kaderdir.
canavarımızın kaderi adet kanını görmeyen bir kıza hayatının en büyük acısını yaşatmak taze fidanımızın kaderi ise canavar kocasına ömrü sonuna kadar hizmet etmektir.
biz bu hikayenin neresindeyiz. efendim bi bu şarkıyı dinler efkar yaparız. vay namussuzlar der zamanımızı bu şarkı eşliğinde rakımızı biramızı içerek eyleriz. eh üstümüze düşeni yaptık zaten adam sövdük ya daha ne yapalım değilmi.
içinde bulunduğum durumdur. Bu yüzdendir susmak yerine sana yazıyorum sözlük fakat tesiride yoktur sonuçta iikilemimden sen dahil halen kimsenin haberi yoktur. Böyle bir devinimdir açıklanması zordur. Şimdi konuşsammı ne yapsam ki sözlük?
Mümkündür. Zira kızlar aldatılmaktan nefret ederler fakat hoşlandıkları bir erkekle zaman geçirirken asla sevgilileri akıllarına gelmez. Onlar düşenerek aldabilirler. Bir anlık bile olsun sevgilelerinden nefret edebilen cins yine kızlardır. Düşünce konusunda nirvanaya ulaşmışlardır. Tek gecelik ilişkilere karşıdırlar. Yine bu cins bir anlık bile aldatabilirler. Görüldüğü gibi izahını bile yapmakta zorlanıyorum ama onlar izahını değil bizat olayın kendisini defalarca yaşarlar.
Selçuk küpçük tarafından yorumlanmış güzel bir şarkıdır.Şiiride çok anlamlıdır..
Kalabalıklardaydın sen
Dudaklarınla başkaları için
Sana ait olmayan
Tebessüm provaları yaparken
Ben meydanlardan kitaplara çağırdım seni
Telefonlar zincirler tükenip biterken
Toplu sesler çıkardım içimden
Dağlarda yankılandı
Meydanlarda uğuldadı da
Sen duymadın
Sanki biz göçebeydik
O insan bu insan
Hepsinin içinden geçtik
Duymadılar, duymadılar