bunları bir gün bir yerlere yazmam gerekiyor ama beni tanıyan kimsenin de göremeyeceği bir yere yazmak istiyorum. çok çaresiz hissediyorum sözlük. sevdiğim insanların yarısı yurtdışına yarısı ankaraya taşındı. bazısı öldü, bazısı da ben ölmüşüm gibi davranıyor. yanıbaşımda kim vardıysa hepsini ellerimle yolladım ama bir yerlere. geçen sene ilk süpervizyon vakamda danışana veda edememiş, demiştim ki terapistime *ben birine veda edersem sonra göremeyecekmişim, ölecekmiş gibi geliyor bana." üstünden sadece 1 sene geçti benim bunu demiş olmamın. ayrıştığım insanların öleceğini düşünmeden onlarla vedalaşmayı öğrenmem gerek. bunun için de 7 günüm kaldı. çok senelik sevgilim çok yıllığına yurtdışına taşınıyor.
neden bilmiyorum ama buna cevabım her zaman edip cansever’den flaş olacakmış gibi hissediyorum. kopyala yapıştıra çok üşendim ama bu entry’yi görürseniz lütfen okuyun. çok güzel gerçekten.
twitter'da anlattığı masalları (bkz: ağustos böceği ve karınca) ve ters ayaklı cinler hakkındaki aydınlatmaları beyza'yı en sonunda "youtube videosu çeksem izler misiniz?"e sürükledi. çok da tatlış, çok affedersiniz boş, eğlencesine videolar (3 tane falan) paylaştı. 2017 yılının en tatlış youtube'u. ayrıca okul arkadaşım olan unicorn gıdılı birisi.
edit: niye eksilediniz yav, boğaziçili değilsiniz diye mi?
belki de feminist olduğum için sike yaramak gibi ulvi bir görevi boşverip gerçek sorunları önemsiyorumdur. bu da bir ihtimal. git kendi sikine kendin yara kardeşim, bizi bulaştırma.
bir arkadaşım ayda bir arayıp "bu sefer kesin aşık oldum," diyor ve ardından cinsel hayatını basıyor. ortalama yarım saat kadar aşık olmadığı adamlarla neler yaptığını dinliyorum.