zirve box a konulmamis olmasi bir handikabi olan zirve. spontane gelistigi cok bariz. afiyet olsun demek duser bize de. zirve nin kisa bir sureyle sinirlandirilmasi dusundurucu. muhabbetinizi yapip, cayinizi icip gitseniz ya a dostlar!
gorukle'de bursa'nin da belki en iyi nargilesini yapan yer olarak "beren cafe" güzel bir zirve toplasmasi mekanidir. zirveye ek olarak nargile donulebilir. ayrica bir nargile zirvesi acilabilir. tavsiye edilir. yüz kara çıkarilmaz. bursa(görükle) icin cay, muhabbet ve/veya nargile için en uygun mekan.ha ne diyorduk, zirve.
genellikle kalbini kıran kadına nefret kusan yazılar yazmaktır.
başka bir kadının kalbinin kadını kırmaya çalışmaktır.
yine o kadının kalbini kırmaya çalışmaktır.
ya da hayat devam edip kadınları ve saçmalıklarını s*klememektir.
yani radikal bir bakış açısı geliştirmek yerine akışına bırakmaktır her şeyi. zordur ama en uygunu budur belki de...
bir şairin de dediği gibi:
"kadınlar uzanır
uzayan yollar gibi
sıcaktan terleyen asfalt misali
bırakırsın giderler
bırakmasan da...
ve kalbini kırdıysa
kısalan şeritler gibi
ardına geçmeni istemedikleri sınır misali
bırakırsın giderler
bırakmasan da..."
"yediniz, içtiniz vs... artık gidin uleyn!" haykırışıdır bir noktada.
masanıza siz istemeden bırakılan çaylarla kankadır bu anonslar.
12 saat ve üzeri yolculuklarda bayan ve baydıkça "kurtar allah'ım bu aikın kederinden" şeklinde beste yapmanıza neden olabilen anonstur. başka sorum yok sayın hakim. *
üniversite öğrencisiyseniz 10 dakikada bir şahsınıza "var mı-yok mu?" denilerek karşılaşacağınız kredi kartıdır.
yahu, üniversite giriş-çıkış ve yakınlarında adım başı bir kişi durdurup "pley kartınız var mı?" sorusunu yönelterek kredi kartlarından soğuttu insanları. yetkililere sesleniyorum şuna bir dur deyin. aslında bir tane çıkarttırsam mı diye düşünmeye de başlamadım değil hani. *
-yabancı müzik dinlemek özentiliktir.
-pop dinlemek salaklıktır.
-rock-metal asilik, satanistliktir.
-fasıl-tsm dinlemek iğrençtir.
vs vs...
kişisel olarak "arabesk"ten nefret ederim, insanlardaki umudu yok ettiği için.
ama o müziğin "kullanıcısı"/dinleyicisi de bu tür düşünceler içerisinde olabilir.
o yüzden özet olarak şu söylenebilir:
önünde duran bir 20 seneyi sıkıntı ve s*kinti içerisinde geçirmektir.
eğer olur da sonraki 20 yılı yaşarsan, istediğin yerde mutlu ve onurlu bir hayat sürmüş olursun.
ama bir seçim yapamadığında ne kendin ne de seni istedikleri gibi yaşatmaya çalışanlar mutlu olmaz.
onları umursa veya umursama can sıkıcı olabiliyorlar, bu da senin hayatını az veya çok etkiliyor.
ne kadar önemlidir bilmiyorum, anı yaşamaktan öte plan kurulmadığı için insan bir gün öldüğünde çok b*ktan bir hayat sürmüş olduğundan başka bir şeyle karşı karşıya değildir.
buradaki "herkes" lafı pek bir görecelidir aslında. evet, kime göre ve neye göre herkes?
bu yüzden belli bir kesim çok severken nefret edilen şeyler denebilir.
"texas lı namık", "torontolu kamuran", "madrid li real mesut"... gibi yaratıcı isimlere sahip şarkıcılar tarafından şarkı sözleri içerisinde kullanılabilen tümce.
bir tanrıyken ateist olmaktır. yaşamak için gerekli tüm sebeplerini bir çırpıda yok etmektir.
hedeflerini ertelemekle başlar, yaşamaya olan hevesini kaybetmekle son bulur.
kurallar ve anlayışlar robotlaştıkça kaçınılmaz bir şekilde zevksiz hale gelecek her spor dalı gibi futbolun da endüstriyel yapısıyla sıkıcı hale gelmesidir.