kaç kere bir şey söylememeye kendi kendinize söz verseniz de ağzınızı tutamayıp muhabbet açmaya çalıştınız anlar. lan istemiyor senle konuşmak. istese o bir şey der. be allahın salağı sen ne diye laf açmaya çalışıyorsun da en sonunda gece yarısı yatağında ağlayıp ''çok üzgünüm ühühühü kimse beni sevmiyooo'' adlı eseri seslendiriyorsun?
öğrencinin elinde olmayan bir durumdur. ani olaylara ya da hocanın vicdanına bağlı olarak gelişir bu. bir hafta boyunca çalışılıp, hatta arkadaşlara konu tekrar tekrar anlatılıp da 18 gibi saçma bir not alınıyorsa öğrencide midir hata? *
şarkı sözlerinin anlamlarına hayran olunan, türk müziğine kazandırdıkları düşünüldüğünde acaba o olmasa durumu ne olurdu denilen sanatçı.
hamiş: öğrendiğime göre uzaktan akrabamız olan zat. babamın bilmem kaçıncı göbekten kuzeni, sezen aksu'nun yeğeni.* bendeki bu aşırı müzikal yeteneğin(!) de nerden geldiği belli oldu artık.
engin ingilizce bilgimle türkçeye çevirdiğim harika coldplay şarkısı*;
ah hayır, anlıyorum
bir örümcek ağı bana dolandı
ve aklımı kaybettim
söylediğim tüm saçma şeylerin düşüncesi
ah hayır, bu nedir?
bir örümcek ağı ve ortasında yakalanmışım
koşmaya başladım
yaptığım tüm saçma şeylerin düşüncesi
ve asla üzülmene* sebep olmak istemedim,
ve asla sana yanlış yapmak istemedim,
ve ben, üzülmene hiç sebep olduysam,
ah hayır, asla sana zarar vermek istemedim.
ah hayır, anlıyorum
bir örümcek ağı ve ortasındaki benim
kıvrılıyorum ve dönüyorum
bir kabarcığın içinde aşığım
söylüyorum, asla üzülmene sebep olmak istemedim,
ve asla sana yanlış yapmak istemedim,
ve ben, üzülmene sebep olduysam,
sana zarar vermeyi hiç istememe rağmen..
benim için bir örümcek ağı ördüler,
benim için bir örümcek ağı ördüler,
benim için bir örümcek ağı ördüler.. *
sırf malzemeleri değil, evin bir parçası olan kapıyı da amacının dışında kullanmak olasıdır.
örneğin; soda şişesinin kapağı kapının kenarına sıkıştırılıp, bir elle de aniden pattadanak vurulmak suretiyle açılabilir. açacak yokken kullanılabilirliği mümkün olan bu yöntemi sırf aksiyon olsun diye yapan insanlar da vardır tabi. ne gerek varsa. neyse ne diyordum, bir de kapıya sürtünerek kaşınma ihtiyacını giderme vardır. evde kaşıyacak biri bulunmadığında sırtınızı kapıya dayayıp ağaca sürtünen fil misali ihtiyaç giderebilirsiniz.
son bir umuttur. mutlaka ayrılınması gerekiyorsa ve yapılacak bir şey yoksa karşı tarafa kabul ettirilmek istenen kendi kendini teselli sözü. ''beni unutmanı istemiyorum, aslında beni bırakmanı da istemiyorum, ama tamam ayrılalım.. dur, arkadaş kalalım'' gibi.
kendimi başbakan unique270'e kılıç zoruyla* ''pis kokulu hayvanlardan sorumlu hayvan bakanı'' ilan ettirdiğim ve kaplumbağalar hakkındaki derin bilgilerimle düşman devletleri içten çökerterek onları da topraklarımıza katacağıma and içtiğim devlet.*
ruhu her daim genç kalan, bedenleri ise çürümeye mahkum olan insan ırkının yaşadığı durum.. gençken anlaşılmaz değeri denilen şeylerin, zamanı gelip de anlaşıldığında da kendini hissettirir ruh. kafesinden çıkmak ister..*
kemer takma problemi olan liselidir. bir de pantolonu aşırı düşük olursa hocalardan azar işitmeden okula girip çıkamaz. saç uzunluğu ve renkli spor ayakkabısı giymesiyle de tam olarak ''asiyim'' kreasyonunu tamamlar ve öğretmenler hakkında ''bana taktı bunlar yaa'' diyebilecek kadar dikkat çekmiş olur.
bu kelebekler diğerlerine göre daha zekidir, fekat sosyalleşmeleri lazımdır. kısa ömürlerini doyasıya yaşamak için yollar arasalar da utangaçlıkları buna izin vermez. kozaları fosforlu ve simli* olmakla beraber aynı zamanda şekil itibariylen de farklıdır.***
(bkz: götten kelebek uydurmak)
öyküsü bir ingiliz destanından yararlanılarak yazılan 30 kasımda vizyona giren fantastik film. ayrıca televizyon reklamında seslendirme yapan abi, amca ya da her neysen o nasıl bir beowulf deyiştir öyle. dikkat edin diyorum.*
şu anda 26 entrysi bulunan, sözlüğe yararlı olacağını düşündüğümüz için android ile birlikte ''gel gel gel gel **'' diye ısrar ettiğimiz arkadaşım. sonunda geldi. hoşgelmiş, sefalar getirmiştir efenim.
4-5 yaşlarındaki sedat, özenle soyulmuş ve yemesi için hazırlanmış portakalın köşesinden dişleri yardımıyla açtığı delikten suyunu içiyor posasını yemiyordur.
annesi: sedaat yavrum niye yemiyosun ama soydum o kadar aaaa..
sedat: anne ben fantasını içiyorum ama. hehehe.*
diğer arkadaşlarından daha erken regl olan kızın kendini bir garip hissetmesine yol açar bu olay. etrafındakilere söyleyemez ve küçüklüğünün verdiği saflıkla bir an* acaba ishal mi oldum diye düşünebilir. belki tabi.
edit: ben de kötü oylandım.. ne? lanet mi var üstümüzde? bu başlığa yazan herkes kötü oylanıyor amaaan yarabbim 3 harfliler mi bastı burayı yoksa birinin ilk adetle ilgili kötü bir anısı mı vardır anlam veremedim de neyse.
bunalıma bağımlı olmuş, her günü ayrı bir buhranla geçen bünyenin yaptığıdır. dışarıdan bakıldığında kendi halinde sessiz sedasız görünen bunalımlı tipler gayette kuul* görünebilirler. aslında içlerinden kelebek gibi uçmak, kırlarda koşmak gelir*.. bir de içlerindeki bunalımı etrafındakilere de yansıtanlar vardır ki onlardan uzak durulması tavsiye edilir. maaazallah o bunalım senin bu bunalım benim koşar durursunuz berabercene.