güneyinde yaşadığım güzel şehir, sokaklarında 300 den fazla dil konuşulur her teci milletten birilerine rastlayabilirsiniz, bizim milletten birilerini her yerde görebilirsiniz ama daha çok yaşadıkları yerler kuzey londra tarafı olup bulundukları enfield, edmonton, tottenham, wood green, haringey vb. bölgeler suç oranlarının yüksek olduğu yerlerdir, barınma ve ulaşım şartları diğer şehirlere göre pahalıdır, yeme içme konusunda çok kaliteli restoranlara sahip olmakla birlikte birim üzerinden uygun fiyatlara karın doyurmak mümkündür, şehrin bir yanında gündüz vakti ot çeken birilerini görürken diğer bir yanda otobüsten inerken şöföre teşekkür eden insanlara rastlarsınız.
mutsuzum sözlük, günler geçti arar mı? özür diler bir şeyleri açıklamaya çalışır mı? diye umut edeli baya bir zaman geçti aradan baktım 1,5 ay olmuş. sigaraya başladım 12 yıl önce bıraktığım alkole dönme niyeti var beynimde, aldığım depresan uyumama yardımcı olmuyor, sabahları kötü uyanıyorum yastığımın altında bir silah olsa 45 kere ölmüştüm şimdiye kadar. yaptığım saçma sapan işlerin başıma açtığı bilmem kaçıncı iş bu, yanlışların bedelini ödüyorum ama bu kez biraz daha farklı ruhum yoruldu, bedenim güçsüz, beynim aynı düşüncelerin kölesi oldu.
22 yaşındaki bir çok insanın içine düşebileceği sıkıntılı durumlar sonrası yazabileceği cümle, genellikle sonrasında hayata umutla bağlanılacak şeylerin keşfedilmesiyle geçecek sonrasında hatırlanırsa gülünüp geçilecektir.
tüm iyi niyetimi, saf duygularımı ve bu dünyada gerçekten sevilebilecek insanlar var inancımı, çok dertliyim sözlük dokunsalar ağlayacak moddayım bütün bunlara rağmen andy nin o sözleri yine aklımda "Unutma Red, umut iyi bir şeydir, belki de en iyisi. Ve iyi şeyler asla ölmez."
bir anlamda doğru sayılabilecek öneri zira zeki insanlar ilişkilerinde genellikle paranoyak tavırlar gösterdiklerinden bir uyumsuzluk yaratırlar nedeni çok açıktır zeki insana normal bir insana yedireceğiniz hiç bir şeyi yediremezsiniz.
Cevabı ömür süren bir soru bıraktım sana
Mendili kan kokan sevgili arkadaşım
Usta bakışların keşfettiği rahatlıkla arkama yaslandım
elimde şah mat yüzüğümde tek taş siyanür
adınla bulanan bir aşkın, bir maceranın
macerasında
yolun sonunu söylüyordu
günahkâr iki melek olan sağdıçlarım
Al birkaç bulutlu sözcük
atlasını sırtında taşıyan çalınmış bir zaman
mekik, taflan, kar kesatı bir iklim
aşk mı, macera mı dersin bu uzun seferberlik
bu ilişkinin topografyasını
mezhepler tarihinden bulup çıkardım
adanan boynunda o gümüş zincir
bilmiyorsun arması sallanıyor ucunda
işte yazgının kara zırhlısı!
Kork! kutsal kitaplardaki kadar kork!
Çünkü hiçtir bütün duygular
Korkunun verimi yanında
Benim ruhum nehirler kadar derin!
Kızıl kısraklar gibi üstümden geçeceksin!
Arı bir sessizlik duruyor
şiddetimizin armaları arasındaki uzaklıkta
gövdenin demir çekirdeği
kalkan teninin altında
sana okunaksız bana saydam giz
içindeki uğultunun izini sürüyorum
bir açıklığa taşıyorum ele vermez yerlerini
harabeler diriliyor
heykeller tamamlanıyor
kendi kehanetinden büyülenmiş gözlerimin önünde
başka çağlara gidip geliyoruz
aşk tanrısı için
seviştiğimiz ve uyuduğumuz sahillerde
aşkın kaplan ve yılan düğümüyle
Öpüyorum seni boynundaki yaradan
iniyorum kaynağına
aydınlanmamış yanların ışığa çıkıyor
dokunuşlarımın parıltısında
düğümlü mendilin, gümüş zincirin
sımsıkı mühürlendiğin bütün kilitler
çözülüyor avuçlarımda
Tılsım tamamlanıyor
ortaçağ kentlerinden geçiyoruz dönüşte
indiğim kaynakların mezhep değiştiriyor
zamanın ve uzamın kilitlendiği kara kutuda benim kelimelerim
tılsım tamamlanıyor
dudaklarımdan sızan erkek sütünün kara büyüsüyle
sevgilim oluyorsun
uyuyor ve yıkanıyoruz ay ışığında
bakıyorum güneş iniyor yüzünün alacakaranlığına
Adın yoktu tanıştığımızda
eksiğini de duymadık
bazen bir rüzgârı, bazen birkaç zeytini
adının yerine kullandık
Adın yoktu tanıştığımızda
sonra da olmadı
çünkü başka biri oldun zamanla
Şimdi adın var
şimdi ruhumun sislere sarılı derinlikleri
yükseliyor ve tehdit ediyor
kıstırılmış varlığımın bütün cephelerini
yüzümün pususunda geziyor
sularda bilenmiş bıçaklar
uyandırılmış acılarım, bulanmış sarnıcım
etimle ruhum arasında çelişen ilke
geri döndü bana
kendi ellerimle kurduğum kara büyüden
içimdeki tarih bitti
siliyorum bir aşkı var eden her ayrıntıdaki parmak izlerini
ve şimdi adın var
ve şimdi
ikimizin vaktinde
intikam saati geldi
Omayra, bu adı verdim sana
ve mevsimleri bütün anlamlarıyla
iki çakılına bir deniz vereyim
hayallerine mavi buğday
dokuz yaşamın olsun tek tek öldüreyim
esmer ve çırılçıplak bir gecede
bütün düşmanların gelecek
koynumdaki cenazene
Seni saran efsane çürüyüp toprağa karışırken
kucağımda başın
gümüş bir tarakla tarayacağım saçlarını
kendi enkazımın üstünde
kurtlar, çakallar gibi uluyarak ağlayacağım acıdan
öldürerek yaşatacağım seni kendimde
Ocağın parıltısıyla aydınlanan yüzün
gücünden habersiz sakin gülüşün
kamçılıyor içimdeki bütün köleleri
ben ki hileli bir oyun,
birkaç kırık zar
ve kara muskalı tılsımlarla
almışken seni kaderinden, kıyasıya bağlamışken kendime
asıl sen tutsak etmişsin beni
dünyaya kapalı kapıların ardındaki
içi boş sessizliğine
sığlığın, sevgisizliğin
o sonsuz kendiliğindenliğin
dünyanın sana değmeyen yerleri
nasıl da çekici yapıyor seni
o kadar bağlandım ki
tutkusuz bedenine
ya öldüreceğim seni
ya tunç çağından heykeller indireceğim dökümüne
Sayıklayan bir ağaç gibiyim Omayra
uğultusu geliyor ta derinden
gövdemin geçtiği masalların
içimdeki deprem ayakta tutuyor beni
geri dönüp vuruyor çalınmış zaman
bak sana korkaklığımı veriyorum
var olmanın bütün varoşlarından
ben yenildim, işte silahlarım
tılsım tamamlandı
sonuna geldim çizgilerini sildiğim
bir büyük haritanın
aşkım ölümün sınırında Omayra
olduğun yerde kal kımıldama!
2,5 ay önce sigarayı bıraktım ama bir kaç gündür kimseden habersiz bir kaç tane tüttürüyorum, her gün düzenli olarak passiflora içmeye başladım zaman zaman arkadaşımdan antidepresan alıyorum, ne zaman onu düşünmeye başlasam içimde bir ateş sol kolumda bir uyuşma hissediyorum, hayatımdan çekip giderse ne yapacağım bilmiyorum çünkü kendimi yeni bir mutluluk kaynağı arayacak kadar güçlü hissetmiyorum
tayland'ın en güzel şehirlerinden birisi, koh phi phi, smilliar, coral, racha, khai, james bond adalarında yüzülesi, trick eye museum, tiger kingdom, uptown house görülesi yerleri mevcut cennetten bir köşe, patong beach te kalın akşamları yürüyererk jungceylon avm ye, banzaan a, thai kick box stadium a ya da bangla road a gidin.
gırtlak siyaseti yapmaktan başka hiç bir işe yaramayan siyasetçi, aldığı oyları heba etmesiyle tanınır. bu akşamda yine rte hakkında bol keseden atıp tutmuş aklınca tabanına hoş mesajlar vermiştir, ya abi allah aşkına şu ana kadar yaptıklarınla akp ye destek olmak dışında ne yaptın? neymiş efendim hdp nin oy verdiği adaya oy vermem ki konu milletvekili özlük hakları olunca vermiştin! iyi de canım abim sen oy vermedin atıp tuttuğun partinin adamı meclis başkanı oldu, neymiş efendim ismi zikredilen kişileri aday göstermem e o zaman erkek gibi kadın meral akşener'i tuttun paspas yaptın, sinan oğan'ı ihraç etmeyen il yönetimini görevden aldın, chp nin verdiği terör olayları araştırılsın önergesine bile kalktın akp ile birlikte hayır dedin, allah rızası için boş konuşmak yerine bir kere de akp aleyhine bir soru önergesi ver bir yasa tasarısı sun şu içinde çayına püskevit batırıp içtiğin mecliste de bizi yanılt bi kerecik ya da abim sen en iyisi emekli ol ferdi tayfur dinlemeye devam et zira konu vatan sevgisi, millet menfaati olunca sen 5 beden küçük geliyorsun o koltuğa.
hayatın tozlu yollarında yürümeyi bırakıp gitmeyi seçmiş kişi. yaptığı şeyi onaylamak ya da eleştirmek kimsenin haddine değil bana göre zira hiç bir şey kişinin sadece kendini ilgilendiren konularda kendi kararını vermesi kadar doğal olamaz. şov yapmak ya da dikkat çekmek içinde video yayınladığını düşünmüyorum aksine sevdiklerini bir anlamda rahatlatmak istediğinden bu yola başvurmuş olabilir ki sonuca ulaşabileceği tartışılır lakin zaten kendisi de güldüm, eğlendim, iyi arkadaşlara , iyi bir kardeşe sahip oldum ama netice de bu şekilde bu hayata devam edemeyeceğimi anladım minvalinde bir şeyler söylüyor. burada iyi olmuş, bir ateist eksilmiş, cehennemde yanacak gibi çapsız yorumlar yazan kullanıcıları da şiddetle kınıyorum bir kere de bırakın sonuçlarını göze almış birisi özgür iradesiyle dilediği bir şeyi yapabilsin. şunu biliyorum; bu hayat narin bedenleri daha kolay ve hızlıca yıpratıyor mehmet pişkin de onlardan birisiydi keşke hayata dair umutları olsaydı, ne bileyim keşke yağmur ormanlarını görüp oradaki toprağı avuçlamak gibi bir hayalle yanıp tutuşsaydı, peru daki volkanik dağları görmek gibi, seyşellerin masmavi sularında yüzmek gibi hayalleri olsaydı da bu karardan onu döndürebilecek bir umudu olabilseydi. öz kardeşine tecavüz eden, devlet malını talan eden, arkadaşlığından faydalanıp külah geçirmeye çalışanların yaşadığı bu dünya da kendine bir yer bulabilseydi.
şu an cnntürk te konuşan kişi, vallahi şöyle bir yüzüne bakınca kulakları çınlasın nihat genç'in bunların yüzleri nursuz, yürüyüşleri nursuz, konuşmaları nursuz sözleri patladı kulaklarımda hele o ağzının sağ tarafı hafif aralanmış hınzır gülüşü yok mu, işte böyle sözlük atalarımız ne güzel demiş "sen eşek olursan sırtına semer vuran çok olur" diye, bazı eşekler yüzünden bu semercilerle yaşamak zorundayız işte.
şu skandala kadar gözüme gayet hoş ve alımlı görünen birisiydi lakin bu çektiği salakça resimlerden sonra gözümden düşmüştür. esasen şöyle mantıklı düşünüldüğünde de gerçek karakteri aldığı o iki akademi ödülünde saklıymış zira hem (bkz: silver linings playbook) hem de (bkz: american hustle) da dengesiz, sorunlu kadınları oynuyordu demek ki kişi en güzel kendini oynayabiliyormuş.
3-5 gün içinde belli olacaktır zira olay şakşakcıların sandığı gibiyse yani hükümetin işid le mücadele etmesine engel olan tekşey bugüne kadar olan rehine durumuysa hükümet kanadında operasyona destek açıklamaları gelir, ha sen bu 49 rehineyi aldıktan sonra hala işid e terör örgütü diyemiyor hala mücadele etmiyorsan da bir kaç bin tır malzeme göndereceksindir.