bir gün arkadaşlarla "keyffhane teras" dedikleri mekâna gittik, maksat biraz sohbet, biraz kafa dağıtmak. okey oynuyoruz, çaylar geliyor, ortam keyifli gibi. derken, mekânın garsonlarından biri hiç fark ettirmeden masamızın fotoğrafını çekmiş. olay burada bitse yine iyi; meğer o sırada başka bir arkadaşımız kafeyi aramış. bu garson da sanki işinin parçasıymış gibi bizim fotoğrafı telefondaki kişiye göndermiş! yani resmen, arayan kişiye "al bak, işte burada böyle oturuyorlar" der gibi bir durum.
şimdi, mesele sadece fotoğraf çekilmesi değil; bir de bu fotoğrafın başka birine iletilmesi, tamamen özel hayatımızın ihlali anlamına geliyor. bu tarz bir davranış, müşteri olarak kendini güvende hissetme hissini yerle bir ediyor. üstüne üstlük, böyle bir olayın yanlış anlaşılmalara yol açma ihtimali de cabası. sosyal çevrende açıklamak zorunda kalacağın, huzurunu bozacak bir durum düşün.
kısacası, "keyffhane teras" gibi bir yerde böyle bir olay yaşamak, insana "bir daha gelir miyim?" sorusunu sordurtuyor. çünkü özel hayat dediğin şey, her şeyden önce saygı hak ediyor ve bu mekânda o saygıyı göremedik.